Akademik yaşamını Trakya Üniversitesi
ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümlerinde
sürdürdü. Bu üniversitelerde çeşitli akademik ve idari görevlerde bulundu.
"Seçim Sistemleri ve Türkiye’de Seçimler" adlı eseri Der Yayınevince,
"1970-1980 Yılları Arasındaki Dönemde
Türkiye’deki Belediyecilik" adlı eseriyse, Olay Yayınevince yayımlandı.
Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi alanlarında
çok sayıda yurtiçi ve dışında makale, bildiri basılı ders notları bulunan Dr. Ülkü
Varlık’ın "Edirne Yenigün" Gazetesinde günlük yazıları yayınlanmaktadır.
Çanakkale Onsekiz Mart
Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Ülkü Varlık’ın Almış olduğu ödüllerden bazıları:
Trakya Gazeteciler Derneği Mehmet
Şeref Aykut Basın Ödülleri Yarışması "Yılın Televizyon Yorumcusu Ödülü",
Gazeteci Mehmet Karagöz "Basın Basarı Ödüller Yarışması 2002" Araştırma
İnceleme Dalı İkincilik Ödülü bulunmaktadır.
Ayni zamanda bir gezgin olan
Varlık'ın ellinin üzerindeki ülkede onlarca kent gezmiş olup, gezi anılarını çeşitli
dergi ve gazetelerde yayınlamaktadır.
Kitapları:
Seçim Sistemleri ve Türkiye’de
Seçimler (Banu Ören ile, 2001)
1970-1980 Yılları Arasındaki
Dönemde Türkiye’deki Belediyecilik
KAYNAK:
Ülkü Varlık - Edirne Yenigün Gazetesi (edirneyenigun.com, 24 Ağustos 2017),
Bilgi Teyidi (06.04.2022), Dr. Ülkü Varlık | Trakya University
(trakya.academia.edu, 06.04.2022), Ülkü Varlık kitapları (kidega.com,
kitapyurdu.com, 06.04.2022), Ülkü Varlık (linkedin.com, 06.04.2022), Ülkü
Varlık (Bilgi Teyidi, 06.04.2022).
MUHSİN DURUCAN VE KİTAPLARI
Yard. Doç. Dr. Ülkü VARLIK'ın
kaleminden...
(Değerli dostum,
güçlü kalem araştırmacı yazar Ülkü VARLIK’ın özenle hazırladığı yazıyı köşeme
aktarıyorum. )
"Sanatçı, alnında ilk ışığı duyan
insandır.”
K.
Atatürk
“Ben kitaplarımı değil, kitaplarım beni
ortaya çıkarmıştır.”
Montaigne
"İnsan odur ki bırakır her yerde bir
eser,
Eseri olmayanın yerinde yeller eser."
Mevlana
Edinilirse okuma uğraşı
Yok olur olumsuzluklar ve başı...
Muhsin Durucan
Eğitimci yazar Muhsin Durucan’ı
Edirne’de Eğitim Müfettişliği görevini sürdürdüğü kişilikli ve dik duruşlu
yıllarından tanırım. Geçmişte Edirne Trakya Tv’de Haber Aktif Programı’nda
konuğum oldular. Bu programlarda Durucan’ın şiirleri ve yazıları işlendi tümce
tümce… Daha sonra kendisini şiirleriyle kimi ulusal tv kanallarından coşkuyla
izlediğimiz oldu!
İletişimimiz dünden bugüne
sürmektedir. Durucan’ın şimdiye dek on sekiz kitabı yayınlandı. Yayınlanmış
yapıtlarına kısa kısa değinmek gerekirse:
1-Bir Tutam Şiir:
Eğitsel ve sosyal şiirlerinden bir demeti içermekte olup 1970 yılında
yayınlanan ve öğrencilere yönelik ve ilk yapıtı.
2-Bir
Heybenin İki Gözü: Heybesinin birinci gözünde duygularını koyduğu doğa.,
yaşam ve yurt şiirleri; ikinci gözünde önemli sayılacak kimi yazıları zevkle
okuyoruz. 1975 yılında yayınlandı.
3-Umut
Türküsü: Yazarımız, öğretmenlik mesleğini sürdürmekte olduğundan, kitapta
kaleme aldığı ünitelere uygun öğrenci şiirleri var. 1976’da İzmir’de basılmış
olup 35. sayfadaki kimi “güzel sözler” okunmaya değer.
4-Söz
Kaynağı Anadolu: Durucan Yayınları’nın dördüncüsü olarak geçmekte. l979
yılında Isparta’da basılmış. Büyük Şairimiz Cahit Külebi tarafından kaleme
alınan ‘Sunu’ okunmaya değer içerikte. Yapıtın son kısmında kimi yazar ve
şairlerimizin Durucan’ın kitaplarına ilişkin değerlendirmeleri yer almakta.
5-İlimiz
Denizli: Denizli ilinin ayrıntılı bir incelemesi olup Özgül Yayınları’nca
Durucan’a yazdırılmış ve MEB’nın 2207 Sayılı Tebliğler dergisinde tavsiyesi
yapılan araştırma ve tanıtım kitabı.
6-Eğitim
ve Mutluluk: 1991, 1992 ve 1998 yıllarında olmak üzere üç kez basımı yapılmış,
el altı-başucu kitabı. Zaman zaman okunması gereken özgün bir yapıt... Milli
Eğitim Bakanlığı’nca 2349 Sayılı Tebliğler Dergisinde tavsiyesi yapılmış.
Kültür Bakanlığı’nca yeterli sayıda satın alınan kitap, yurdumuzdaki
kütüphanelere gönderildi. Düzyazı ve şiirlerle bezeli okunası bir çalışma.
7-Canca
Şiirler: Kapak görüntüsü gibi, içindeki şiirler de albenili! 1997 yılında
İstanbul’da basılmış. Şiirler konularına ve ana duygusuna(tema) göre
sıralanarak altı bölüm halinde sunuldu. ‘Şiir Gözlüm’ ile başlayıp ‘Güzel
Kıbrıs’ım’ ile noktalanmakta.66. sayfadaki ‘Cangülleri’ kapak kompozisyonu ile
özdeşik. Bu yapıttan da Kültür Bakanlığı’nca yeterli sayıda satın alınarak
kütüphanelere ulaştırıldı.
8-Anma
ve Kutlama Günleri: Ders kitapları A.Ş. tarafından İstanbul’da
Aralık-2000’de basılan Muhsin Durucan’ın sekizinci kitabı. Özenle ve
hazırlanmış uzun soluklu bir çalışmanın ürünü. Benzerlerine kıyasla başarı
çizgisi görüntüleyen bir çalışma. Her kesimden yöneticilere (özellikle vali,
kaymakam, milli eğitim müdürü, okul müdürü, gibi) öğretmenlere, öğrencilere,
ana-babalara ve ilgi duyanlara armağan edilebilecek nitelikte bir kitap! Beş
bölüm ve 208 renkli sayfadan oluşan yapıt, Kültür Bakanlığı’nca yeterli sayıda
satın alınarak kütüphanelere gönderilmiş ve kimi kitapçılarda da bulunmakta.
Bu yapıt için Durucan : “Gözlük
numaramı artıran, uzun soluklu bir çalışmamın sonucu ve günceldir.” diyor.
Kitapta Edirne’de yaşamını sürdüren Ertan Sezer, Metin Koca, Necdet Tezcan,
Özlem ve Mehmet Ağırgan’ın şiirleri yanında; Tekirdağlı eğitimcilerden Niyazı
Orhan, Yücel Coşkun ve Ali İhsan Tertemiz’in ürünleri yer almakta. Kültür
Bakanlığı’nca satın alınarak kütüphanelere gönderildi.
9-Durucanca
Duygular: Kendi yayını olup Durucan’ın 9.kitabı. Eylül 2004-İstanbul
baskılı. Yürekten kopup dizeleşen şiirleri içermektedir. Yer yer Cahit Külebi
biçemi(üslup) egemen. Albenili kapak kompozisyonu arasında 96 sayfada ‘Sevda
Kentim” ile başlayıp ‘Alara’ ile tamamlanmaktadır.
10-Düşüncemiz
Sizinle: ‘Durucanca Duygular’ ile ‘Düşüncemiz Sizinle’- yazarının ağzından-
“ikizlerim” sözcüğüyle nitelendirilmekte. Her ikisi de aynı tarihte ve aynı yer
baskılı. Her ikisinin de kapak düzenlemesinde belirgin benzerlikler görülmekte.
Kapak resimleri, şair ressam Mehmet Ergönül ’e ait. Yayınevlerinin
duyarsızlığına inat, yazarının tüm güçlüklere katlanarak yayımlamış olduğu
çalışmaları…
Düşüncemiz Sizinle; armağan olabilecek
özellikte ve ‘Eğitim ve Mutluluk’ çizgisinde el altı-başucu kitabı. Onlarca
adla renklendirilmiş özveri damlacıkları ve düşünceler var. Yoğun ilgi ile
okunabilecek; çoğunluğu gazetelerde ve dergilerde yayınlanmış beğeni toplayan
örnek yazılar, 192 sayfaya sıkıştırılmış. Ancak okunduktan sonra üzerinde
konuşulabilecek titiz bir çalışmanın ürünü, denebilir.
11-Bir
Sevdadır Balkanlar: Balkanlarda Türk olmak; insanlara hem onur, hem de acı
vermektedir! Başka bir söylemle; yüzyıllara yaşıt kültür yapısıyla Balkanlar,
değişken zenginliği olduğu kadar büyük mü büyük acılara da ev sahibi oldu! Bir
Sevdadır Balkanlar; belli konular çerçevesinde kaleme alınmış günlüklerin
oluşturduğu bir çalışmadan devinimle inceleme-araştırma, gezi yazısı, kimi
konuşmalarla söyleşi, yersel süre dizin (kronoloji) sayılabilir. Renkli harita
ve pırıl pırıl renkli fotoğraflar eşliğinde okundukça empatik geleceği ve
okuyanlara mutluluk vereceği de bir gerçektir!
Durucan, Balkanları gezip gördü,
araştırdı ve edindiklerini, okumayı yararlı bir uğraş olarak algılayan güzel
insanlar ve Balkan sevdalıları için kitaplaştırdı. Balkanlar gezisindeki gözlem
ve incelemelerine araştırmalarını da ekleyerek ortaya koyduğu özgün ve hacimli
bir kitap... Balkanları görmek isteğinde olanlar için bir el altı yapıtı
özelliğindedir...
12-Güneydoğu
Anadolu Sevdası: Yapıtının önsözünde yazar: "Kültür ve turizm amaçlı
çizgide Güneydoğu Anadolu illerimizden Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin, Batman ve
Diyarbakır’a yapılan gezi sırasında tutulan notlar ve alınan görüntüler sıcağı
sıcağına düzenleyerek kitaplaştırmaya çalıştım. Kısa sürede de olsa adı geçen
illerimizi gezip görmek, araştırmak ve edindiklerimi, ilgi duyarak okumayı
yararlı bir uğraş olarak algılayan duyarlı insanlara ve ülke sevdalılarına
sunmak istedim. Gözlem ve incelemelerime araştırmalarımı da katarak bir kitap
oluşturdum kanısındayım. Güneydoğumuzu tanıma isteğinde olanlar için bir el
altı yapıtı özelliği de taşır. Doğu ile batıyı birleştirmeyi esas aldım.
Bununla birlikte kitaplarımın sayısı düzineye ulaştı. Belli konular
çerçevesinde kaleme alınmış günlüklerin oluşturduğu bir çalışmadan devinimle
inceleme-araştırma, gezi yazısı, kimi yerde söyleşi, yersel süre dizin
(kronoloji) sayılabilir. Harita ve fotoğraflar eşliğinde okundukça empatik
geleceği, okuyanlara haz vereceği ve o bölgeyi gezmek isteyenlere kılavuz
olacağı inancındayım. Okurlarımın Güneydoğu Anadolu Sevdası’na tutulmalarını
dilerim." diyor.
13-Sevdanın
Gözü: Şiir kitabının Sunu’sunda şairin şu tümceleri kullandığını okuyoruz:
“Sanatçı, şair ve şiir üstüne kimi açıklamalar ya da güzel sözcükler geçti
belleğimden... Sanatçı, güzelliklere âşık olur. O, alışmış evrenin dışında
yaşar. Güzel bakışlar ya da bakmayışlar esin kaynağıdır onun için. Sanatçı, bir
okurdur. Sanatçı bir yazardır. Sanatçı, hiç kimseyle ilgili olumsuzluk düşünmediği
gibi karıncayı bile ezemez.
Şair; cenazede düğünde, iyi günde
kötü günde, sevinçte üzüntüde, ağlamıştır gülmüştür. Şairler; duyduklarını,
gördüklerini, yaşadıklarını, sezdiklerini, okuyarak özümsediklerini ilgi
duyanlarla bölüşen şiir işçileridir. Duygu uğruna ve sanat adına uğraş
verirler.
Şiir; güzel sanatların bir dalıdır.
Müzik gibi işitsel (fonetik) sanatlardandır. Bireydeki güçlü duyguların
taşmasıdır şiir… Şiirin ülkesi, sonsuzluğun üst yanıdır. Yeryüzünüzdeki tüm
güzelliklerde şiir vardır. Çocuklarda dil ustalaşması sağlar. Onların duygu
dünyalarına katkıda bulunur. Güzelduyunun (estetik) gelişimini hızlandırır.
Yurt, doğa, ulus ve insan sevgisinin oluşmasında etkili olur. Sağlıklı kişilik
oluşumuna yardım eder. Yetişkinlere yaşamı sevdirerek yaşama gücü verir. Bireyi
tüm olumsuzlukların ötesinde tutar.
Genişlemekte olan dünyalara duygu
zenginliği katma işlevinde olan şiir, göz ardı edilmemelidir. Şiir, insanın
ikinci evrenidir.
Şiirler; yürekten kopan, beyinde
oluşan, okura ulaşan ve herkesin kendine görelikler bulacağı (empatik) duygu
demetidir.
Bu çerçeveden devinimle şiirlerimi
kitaplaştırdım. Her şiirinde kesinkes güzel bir dize vardır. Bol okumalı ve
şiir güzelliği günler dilerim.”
14-Önyargısız Düşünceler: Bu yapıtın sunuş yazısı şöyle: “Basit
anlamda önyargı, ‘ön’ ve ‘yargı’ sözcüklerinin birleşmesinden doğan ‘peşin
hüküm’ karşılığını içermektedir.
Çoğu zaman önyargı bireyi yanlışa
yönlendirerek hırsa götürür. Bu konuda Alfred Adler, bakınız ne söyler:“ Bazen
insanlar, kendini beğenmişlik ya da kibir sözcüğü yerine kulağa daha hoş gelen
hırs sözcüğünü kullanarak kendilerini biraz temize çıkarmaya çalışırlar.”
Önyargı; genel anlamda bir taraf
tutma şekli, olarak algılanabilir. Bir siyasi düşünceyi ya da bakış açısını
koşulsuz desteklemek, anlamında da kullanılır.
Buradan devinimle siyaset alanında
iktidar partisi ile muhalefet partileri arasında kendi düşüncelerini onaylatma,
karşıyı dikkate almama baskınlığından sağlıklı iletişim olmaz.
Ön yargı, genellikle halk arasında bir
kişinin kararlarının yoğun şekilde tek yanlı ortaya çıkmasında
kullanılmaktadır. Önyargı; bir kişinin kararlarının nesnel (objektif) olmayıp
öznel (subjektif) olduğu, anlamını içermektedir. Ne ki önyargılı birisi,
kararlarını verirken nesnel değerleri kullandığını savunur.
Önyargı; hoşnutsuzluk, korku, kin ve
nefret türü olumsuz duygularla yüklü bir davranış olup adil olmayan bir tür
karşı davranıştır. Üç bileşenle eyleme geçer: İnançlar, duygular ve eğilimler.
Gönül ister ki, hiç kimse yaşam boyu bir başkasına önyargılı davranmasın.
Özellikle müfettişler, hakemler, hâkimler, savcılar, gibi değerlendirme ve
karar verme işlevinde olanların önyargılı olmamaları beklenir.
Gerçekler çoğu zaman oldukça nettir..
Ne ki önyargıdan kaçamadığımızdan o güzelim fırsatlar kaçar. Kişi,
düşüncelerinin tutsağından kurtulmadığı sürece önyargının çıkmazında tutsak
kalır. Önyargılı bireylerin oluşturduğu toplum, bir bakıma tutsaklar kampıdır.
Sağduyulu düşünerek ve iletişim kurarak
önyargı azaltılabilir. Çoğu kez duyduğumuza ve her zaman okuduklarımıza
inanmayıp gördüklerimizi ve düşündüklerimizi devinime geçirerek önyargının
tuzağına düşmeyebiliriz. Tüm insanların önyargısız bir ortamda sağlıklı
yaşamalarını amaçlayarak bu kitap titizlikle kaleme alındı.
Ulusal basında ve Milliyet Blog’da
yayımlanan üç yüzü aşkın yazımdan en çok tıklananları alarak bu kitabı
oluşturdum. El altı-başucu kitabı denebilir."
15-Haykırış:
84 sayfada onlarca şiir... Yediden yetmişe tüm okurlara hitap etmektedir. Okur,
apayrı bir şiir zevki tadarken kimi duygular empatik gelecektir. Cahit
Külebi'nin tanıtım yazısı ile Dahi Yayıncılık''ta kitaplaştırıldı. Kitap, okurlarca
ilgi görmektedir.
16-Özel
Günler: Anma ve Kutlama Günleri'nin sadeleştirilerek Dahi Yayıncılık'ta
yayınlanmış olanı... Özel Günler'de il ve ilçelerimizin kurtuluş günleri, dini
bayramlarımız, kutsal günler ve gecelerden sonra ilgili özgün şiirlen
mevcuttur. Öğrenci, öğretmen ve ilgi duyanların el altı başucu yapıtı
niteliğindedir.
17-Bir
Sevdadır Azerbaycan: Yazar Durucan, gezi yazılarından oluşan kitabının
‘Sunuş’ sayfasına şunları yazdı:
" Can Azerbaycan, sözcüklerini
yıllarca duydum. Bilmem siz duydunuz mu? Ne ki duymak yeterli olmadı, asıl olan
gezip görmektir. Ağırlıklı olarak şiir, kültür, sanat ve turizm açılı
Azerbaycan gezisi amacına ulaştı, diyebilirim. Harita ve fotoğraflar desteğinde
empatik geleceğine, severek okunacağına koşut bu güzel ülkeyi gezmek
isteyenlere kılavuz olacağına da inanıyorum.
Dostlarımın hoşgörüsüne sığınarak
onların kaleme aldığı yazıların ve şiirlerin yanı sıra gönderilenleri,
araştırmalarımı ve gözlemlerimi de katarak kitabımızı oluşturmaya çalıştım.
Azerbaycan’ı tanıma isteğinde olanlar için BİR SEVDADIR AZERBAYCAN, bir el altı
yapıtı özelliği taşımaktadır.
Belli konular çerçevesinde kaleme
aldığım günlüklerin oluşturduğu çalışmadan devinimle inceleme-araştırma ve
planlı bir gezi yazısı çalışmasıdır. Sağduyunun ve sanatın sağı solu olmaz,
özsözünü esas alarak; değişik düşünceden kalemler sayfalarımızda yer aldılar.
Bu yaklaşım, yapıtta mozaik olarak da algılanabilir.
Doğu ile batıyı birleştirmeyi esas
aldım. Kimi usta kalemlerin yazı ve şiirlerini de sayfalarıma aktararak
okunurluk ve kalite yüksekliği gerçekleştirmeyi amaçladım. Bu uygulamada özenli
seçimle tekrardan kaçınıldı. Bununla birlikte kitaplarımın sayısı on yediye
ulaştı. On sekiz evladım oldu, diyebilirim.
Edindiklerimi, okumayı yararlı bir
uğraş sayarak algılayan duyarlı insanlara ve ülke sevdalılarına sunmak istedim.
Okurlarımın Azerbaycan Sevdası’na tutulmalarını dilerim.”
18-Görüntülü
Öyküler: Durucan, öykülerden demetlenen yapıtının "Sunu"
bölümünde şunları aktardı: " Evde ana-babaya, okulda öğretmene ve çocuk
kitapları yazarlarına önemli ölçüde görevler düşer. Çünkü kitap çocuğu yaşama
hazırlar ya da geleceğini şekillendirir.
Çocuk öykülerinde; okuma, çalışkanlık,
sevgi, saygı, uyumlu arkadaşlık, gezip görme, inceleme, hayvan sevgisi, aile ve
yurt sevgisi gibi ana düşüncenin ağırlıklı olması beklenir. İstenilen konulu
işlevsel kitaplar, öğrencileri amaçlanan değerlere yönlendirir. Bilindiği gibi
öykü: Hayatta olmuş ya da olması gereken olayları edebi bir dille birkaç
sayfada anlatılan yazın türüdür.
Sevgi, saygı ve dayanışma duygusuyla
öğrencileri donatır. Çocuk yazınında kahramanlar (kişiler) önemlidir. Onların
özdeşleşecekleri kahramanlar özenle seçilir. Onların empatik bulacağı gerçek
hayattan alınır. Yapıt, belli bir tasar (plan) çerçevesinde hazırlanır. Giriş,
gelişme ve sonuç bölümleri gerekirse serim, düğüm ve sonuca ulaşır.
Kitaplar; öğrencilerin görüş ve
düşünce ufuklarını genişletir, onları öğrenme ve araştırmaya yöneltir,
toplumsal değerlerine ve ulusunu sevmelerine rehber olur. Etiksel ve sosyal
değerlere gereken önemi de verir. Coşku verici ve düşündürücü olur. Güzelduyu
kavramını öğretir ve ruhsal eğitime yardım eder. Seslendiği kesimin yaşantısıyla
bütünleşir.
Emek ürünü olan tüm çalışmalarımız;
bugünün öğrencilerine, yarınının büyüklerine yönlendirmede bulunur: “Bir
çocukla uğraşırken iki dünya içinde ol: Çocuk olduğu için sevgi, yarın
büyüyeceği için saygı…”
Yalın, anlaşılır, arı ve duru
nitelikli sözcüklerde dil ve biçem (üslup) önemlidir. Cinaslar, sözcük oyunları
ve kavramakta güçlük çekecekleri biçem oyunları kitaba zarar verir. Yaşayan
Türkçeyle örülmüş kısa tümceler yapıta nitelik kazandırır. Okuyanı da yazanı da
amaçlanan başarıya götürür. Anten Çehov’un dediği gibi: “Açıklık, duruluk ve
sadelik başarının anahtarıdır.”
Yetkin adlar tarafından kitaplarımızın
dil, içerik, anlatım ve empati (duygudaşlık) yönüyle 7’den 70’e seslendiği
söylenir. Kitaptaki öykülerimiz; öğretmen-öğrenci, gezi ve sevimli hayvan
konularını içerir.
***
Tüm bunlardan hareketle; “Yazarlar
Okullarda” Projesi kapsamında okullarımıza söyleşi için konuk edildiğimizde:
“Öykü kitabınız var mı?” türü öğrenci, öğretmen ve yönetici soruları ile
karşılaştım. Duyarlı bir yaklaşımla ve özenle GÖRÜNTÜLÜ ÖYKÜLER adını verdiğimiz
kitabımızı hazırladık.
Çalışmalarımızın kitaplaşmasında
katkıları olan kızım Gülşahiden’e, torunlarım Alara ile Durucan’a ve eşim
Sebahat’a şükranlarımı sunarım.
Değerli okurlarım geziniz, görünüz
ve okuyunuz! Umutlu ve mutlu günler dilerim."
***
Şiirlerinden ve yazılarından
Durucan’a onlarca ödüller verildi. “Anımsa Emi!” adlı şiiri, muhayyerkürdî
şarkı makamında ve yürük semaî usulünde İsmail Ötenkaya tarafından bestelendi.
Ülkemizde yayımlanan dergi ve gazetelerde yazı ve şiirleri yayınlanmakta olup
Durucan, TYS üyesidir. Yazdığı zamanlarda rahatladığını belirtmektedir.
İşte “Sevgiye Koşmak” adlı bir
Durucan şiiri: “Kararsızlık zincirini kırıp / İnatla yürümek umuda / Sevginin
hamurunu / Sevincin ışığında yoğurup / Mutluluktan uçmak / Yasalar ve
yasaklarla bir arada / Yürümek yaşamın üstüne üstüne / Amaç bir, düşünce aynı /
Haykırmak olanca coşkuyla / İşte bu, işte bu çığlık : / Sevgiye koşmak! /
Dünden bugüne.”
Okumak ve yazmak, erdemli bir uğraş
ve mutlulukların en güzeli! Ne ki değerlendirme ve takdir yine de okurlara
aittir.
Muhsin
Durucan’ın kitapları, İstanbul Cağaloğlu Yokuşu’daki Saatli Maarif Takvimi Kitabevi’nden temin edilebilir.
***