Hayırsever, aktivist, anı yazarı, araştırmacı yazar. XV. ve XVI. Dönem İstanbul Milletvekili Ali Nejat Ölçen’in eşi, 2 çocuk annesidir. 1927, Niksar / Tokat doğumlu. İlkokulu aynı ilçede, ortaokulu İstanbul´da okudu. 1944 yılında da liseyi İzmir´de bitirdi. Sonrasında doğduğu ilçede iki yıl öğretmen yardımcılığı görevinde bulundu.
1946 yılında Ali Nejat Ölçen´le yaşamını birleştirdi. 2
çocuk annesi, birisi zihinsel özürlü, Mongol. Sadece kendi çocuğunun bakımıyla,
eğitimiyle uğraşmayı yeterli görmüyor, gönüllü olarak diğer özürlü çocukların da
bakımına, eğitimine de adıyor kendisini. Tam 30 yıl. O dönemde zihinsel
özürlülük tıbbi bir hastalık olarak değerlendiriliyor ve eğitimin bir çare
olamayacağı görüşü ileri sürülüyordu.
Makbule Ölçen Geri Zekalılar Derneği´nde görev alıyor,
başkanlık yapıyor. (Ki bu derneğin itici, aşağılayıcı adını Zihinsel Özürlüler
olarak değiştiren, literatüre kazandıran da eşiyle birlikte kendisi) Sağlık
sokakta ki dernek binasının bir odasında 4 zihinsel yetersiz çocuğun eğitimiyle
işe başlıyor., 2-3 yıl içerisinde Zihinsel Özürlü çocuk sayısı 140´a
yükseliyor. Bu arada Hacettepe Üniversitesi´nde 2 yılı aşkın süre, Çocuk
Psikolojisi bölümünde dersler alıyor. Sonrasında 1982 yılında Gölbaşı´nda
Zihinsel Özürlü yetersiz çocuklar için bir Vakıf kuruyor, çeşitli İl ve
İlçelerde de şubeler açılmasına çabalıyor, ön ayak oluyor. Gölbaşında, çalışma
arkadaşlarıyla birlikte, özürlü çocuklar için, sınıflarıyla, yatakhanesiyle,
spor salonuyla koca bir tesis kuruyor.
Kitapları:
Özürlüler Hukuku - Almanya'da Özürlülerin Üretken Dünyası
(Ali Nejat Ölçen ile, 1991), Özürlüler Yokuşu (2005),
HAKKINDA: Dr. Ali Nejat Ölçen
(hamikarsli.com, 15.11.2020), Özürlüler Yokuşu – Açıklamalar (insancilkitap.com,
15.11.2020), Kurucumuz ve Onursal Başkanımız Makbule Ölçen - Zihinsel Engelli
Çocukların Annesi, Ailelerin Umudu Olmak İçin Adanmış Bir Hayat (zicev.org.tr,
15.11.2020).
KURUCUMUZ VE ONURSAL BAŞKANIMIZ MAKBULE ÖLÇEN
Zihinsel Engelli Çocukların Annesi, Ailelerin Umudu Olmak İçin Adanmış
Bir Hayat
28 Aralık 1927 yılında Tokat’ın
Niksar ilçesinde doğdu. Babası Ömer Lütfi Zarakol, Niksar’ın ilk Müderris din
görevlisidir. Ömer Bey aydın bir görevlisidir ve kısa sürede Cumhuriyeti
benimsemiştir. Bu aydın kişiliğinin sayesinde Makbule Ölçen Niksar’ın okuyan
ilk kız çocuğudur. İlkokulu Niksar’da, ortaokulu Tokat’ta okumuştur. Ortaokulu
bitirdikten sonra İkinci Dünya Savaşı nedeniyle erkek öğretmenlerin askere
alınması sebebiyle Makbule Ölçen yardımcı öğretmen olarak göreve alınmıştır.
Bir yıllık görevin ardından İzmir’deki abisinin yanında lise eğitimini
tamamlamış. Daha sonra tekrar Niksar’da bir yıl daha yardımcı öğretmen olarak
çalışmıştır. Ancak evlendikten sonra eşinin işi gereği Eskişehir’e taşınmış, bu
sebeple de görevini bırakmak zorunda kalmıştır.
14 Kasım 1946’da Ali Nejat Ölçen
ile evlendi. Evliliklerinin ilk 8 yılında Eskişehir’de yaşadılar. 1948’de ilk
oğulları Dumrul, 1951’de de ikinci oğulları Demir dünyaya geldi.
Küçük oğlu Demir down sendromu ile
doğmuştu. Makbule Ölçen, doktor bunu ilk kez onlara söylediğinde neler
hissettiğini “Özürlüler Yokuşu” kitabında şöyle anlatmıştı:
“Gözümden yaşlar boşanıyordu.
Kalbime sanki ağır bir taş gelip yerleşmişti. Duyduklarıma inanamıyordum. Ne
Nejat’ın ne de Dr. Güzin’in yüzüne bakamıyordum. Suç işlemiş gibiydim. Biri
omzumdan tutup ayağa kaldırdı, sarıldı, kendimi onun kollarında buldum. Beni
bağrına basmıştı. Yalnız değilsin, diye fısıldadı. Bu Nejat idi. Oğlumuzu
kucağıma alıp sessizce merdivenden indik.”
Yaşamları boyunca birbirlerine
destek olan ve diğer ailelere de umut olan bu güzel insanlar, oğulları için ne
yapabilirler, onu yaşama nasıl kazandırabilirler diye düşündüler. Dr. Güzin’in
bir sözü kulaklarından çıkmıyordu. “Onu akıllı oğlum diye seveceksiniz. Onun bu
söze ve sevgiye ihtiyacı var.” demişti. Bu öğüt, Makbule Ölçen’in iki yıllık
öğretmenlik yaşamında yeni bir sayfa açıyordu: Demir Ölçen’i eğitebilmek.
1961 yılında eşi Ali Nejat Ölçen
Almanya’da Kiel Üniversitesine Birleşmiş Milletler Bursuyla gitmeye hak
kazanınca Makbule Ölçen’de 6 ay sonra eşinin yanına yerleşir. Burada Demir
Ölçen’i özel eğitime ihtiyaç duyan çocukların gittiği bir okula yollarlar. Bu
süreçte bu okulu yakından tanıma fırsatı bulmuş, okuldaki özel eğitim sistemini
ayrıntı bir şekilde görme, izleme ve özümseme fırsatını bulmuştur. Demir
Ölçen’in bir yıl boyunca devam ettiği ve özel eğitime ihtiyaç duyan çocuklara
eğitim veren bu okul, Makbule Ölçen’in Türkiye’ye döndüğü zaman ne yapacağını
ve edindiği bilgileri ve deneyimleri nasıl toplumsallaştıracağını düşünmeye
başlamasını sağladı. Bizim çocuklarımızın da bu eğitimlere ve imkânlara
ihtiyacı vardı. Neden bizim çocuklarımız bu imkânlardan eksik kalıyordu?
1968 yılında, 1965 yılında kurulan
ve aradan beş yıl geçmesine rağmen eğitimlerine başlayamayan “Geri Zekâlı
Çocukları Koruma Derneği”ne üye oldu. Ancak bu ismi hiç sevmemişti ve aileleri
de tedirgin ettiğini anlamıştı. Bu yüzden, 2 yıl sonra derneğin adının
“Öğretilebilir Çocukları Koruma Derneği” olarak değiştirilmesini sağladı. 1970
yılında Ankara Sağlık sokaktaki bir binanın bir odasında zihinsel engelli 4
çocuğun eğitimini üstlendi. Amacını gerçekleştirmek için ilk adımı atmıştı.
Aynı yılın Aralık ayında eğitim verdiği çocuk sayısı 7’ye çıktı, 2 ay sonra da
24’e yükseldi.
O yıllarda zekâ düzeyi 25-50
arasında olan zihinsel engellilik tıbbi bir sorun olarak görüldüğü için eğitim
görmelerinin imkânsız olduğu ileri sürülüyordu. Makbule Ölçen ise ilk kez zekâ
düzeyi 50’nin altında olan zihinsel engelli çocukların da eğitilebilir olduğunu
kanıtlama yolunda hızla ilerliyordu. Bu alanda teorik bilgi edinmek için
Hacettepe Üniversitesinde Prof. Dr. Hüsnü Arıcı ve Dr. Shirley Epir’in çocuk
psikolojisi derslerine girmeye başladı. 2 yılı aşan bir süre içinde edindiği
teorik bilgilerin kendi uygulama sonuçlarının çoğu ile örtüştüğünü gördü. Bunun
dışında aradaki uyumu kendisi sağlamaya çalışıyordu.
Zihinsel engelli çocukların sadece
eğitimleri ile ilgilenmenin yeterli olmadığını düşünen Makbule Ölçen daha sonra
“Uyanış” adlı bir dergi yayınlamaya başladı. Dergide zihinsel engellilik
alanında kendi sınırlarını aşıp akademik çevrelerle de iletişim kurulmasını
sağladı. Zihinsel engellilik alanındaki birçok uzamanın görüşlerini
yayınlamıştır. Daha sonraki yıllarda öğretim üyelerinin pek çoğu derneğin
eğitim merkezindeki çalışmalardan yararlanma olanağına kavuşmuştu. Bunun
yanında zihinsel engelliliğin eğitsel ve hukuksal sorunlarının tartışılmasının
önünü açan paneller dizisi düzenlemiştir. Bu sırada her geçen gün öğretilebilir
çocukların sayısı artıyordu. Bu artış dolayısıyla, dernek önce Bahçelievler’de
daha geniş bir binaya taşındı. Daha sonra ise, 1975’te, Etlik semtinde bahçeli
harap bir bina satın alınıp, kısa süre içinde onararak oraya taşındı. Makbule Ölçen, Ankara’nın Etlik semtinde
derneğin eğitim merkezinin açılışını “Özürlüler Yokuşu” adlı kitabında şu
sözlerle anlatıyor:
“Etlik Kuyuyazısı Sokağı. Binamız
açık mavi renge boyanmıştı. Kapısında yazılı olan tabelaya baktım. Sonra
merdivenleri yavaş yavaş çıktım, anahtar kapının üzerinde, kilidin içindeydi.
Benim çevirmemi bekliyordu. Dudaklarım, kapıya dokundu, onu öpmüştüm. Anahtarı
çevirdim. Kapı sessizce açıldı, içeri girdim. Yandaki odanın kapısında adımın
yazılı olduğunu gördüm.”
Artık derneğin kendine ait bir
binası vardı ve öğretilebilir çocukların sayısı 150’nin üzerine çıkmıştı.
Ancak, zekâ düzeyi 50’nin altında zihinsel engelli çocukların kendilerine
yeterli olabilmesi, aileye ve çevreye yük olmaktan kurtulabilmesi için
uygulanan eğitim yeterli miydi? Başka ne yapılabilirdi? Bunun yanında
“Ailelerin biz ölürsek çocuğumuz ortada mı kalacak?” soruları vardı. Bu
soruların cevabını ararken Makbule Ölçen bir Vakıf kurma fikrine
yönelmişti. 18 yaş sonrası zihinsel
engelli yetişkinlerin, dernekteki eğitimleri sonrasında, vakıftaki iş-eğitim
atölyelerinde üretken olabilmelerini olanaklı görüyordu. Bu düşüncesinde
kendisine destek olan eşi ve yakın çalışma arkadaşları ile bir araya gelerek
1982 yılında “Zihinsel Yetersiz Çocukları Yetiştirme ve Koruma Vakfı”nı
kurdu. Bu arada 1969’dan 1990’a kadar
olan süreçte eşi Ali Nejat Ölçen dernekte ve vakıfta yapılan eğitimleri
kameraya alıyordu. Daha sonra eğitim gören çocuklara izleterek kendilerini
tanımalarını sağlıyordu. Bu uygulama artık eğitimin bir parçası olmuştu.
Bir gün Katerina Überhorst adında
Alman genç bir kadın Makbule Ölçen ile tanışmak ve Etlik’teki eğitim merkezinde
çalışmak istediğini belirtir. Katerina’nın gelişi Alman Büyük Elçiliğinin
vakıftan haberdar olmasını sağlar. Daha sonra Alman Büyük Elçiliği tarafından
Gölbaşın’da Vakfın Rehabilitasyon Merkezi yapılır. 1990 yılında ise vakıf
komple Gölbaşı kampüsüne taşınarak eğitimlerine burada devam eder.
Makbule Ölçen’in eşi ile birlikte
yazdıkları “Özürlüler Hukuku” kitabı ülkemizde ilk kez konunun hukuksal
boyutunu ele almaktadır. Zihinsel engellilere sağlanacak katkının yardım
duygusunu aşarak toplumun görevi olması gerektiği ilkesini ileri sürmüşlerdir.
Makbule Ölçen, oğlu Demir Ölçen’in
dünyaya gelmesi ile başladığı ve sonrasında her geçen gün büyüyerek ve daha çok
zihinsel engelli çocuk ve bireye, onların ailelerine ulaşarak ilerlenmesini
sağladığı bu yolculukta yaşanan güçlükleri, engelleri, dökülen gözyaşlarını,
kazanılan başarıları ve daha bir çok şeyi “Özürlüler Yokuşu” kitabında
anlatmıştır. Makbule Ölçen’in hayatına daha yakından bakmak isterseniz hayatına
bir pencere gibi açılan bu kitabı okumanızı tavsiye ederiz. Bu kitap aynı
zamanda Türkiye’deki zihinsel engelli çocuk ve bireylerin eğitim alma hakkı ile
ilgili belgesel bir roman niteliğindedir. Makbule Ölçen ve eşi Ali Nejat
Ölçen’in birbirlerine duydukları sevgi, saygı, sadakat ve bağlılıkla
yürüdükleri bu yolda, cehalete karşı nasıl zorlu bir savaş verdiklerini de
anlatıyor. Zaten birbirlerini böylesine güzel ve güçlü bir bağlılık, sevgi,
saygı ve inançla desteklemeleri bu yoldaki en büyük silahları oldu. Bu noktada
da şunu görüyor ve anlıyoruz ki böyle zorlu bir sürece giren aileler, bu yolda
ancak birbirlerine anlayış, sevgi, saygı ve destek vererek ilerleyebilirler.
“Zihinsel yetersizlik” kavramını
tıp dünyasına kazandıran, zihinsel yetersiz çocukların eğitim hakkı için
girdiği bu yolda başarı ile ilerleyen, onları topluma kazandırma yolunda
yılmadan ve duruşundan ödün vermeden ilerleyen, herkesi şefkatle bağrına basan,
kimseyi ötekileştirmeyen koca yürekli, güçlü ve önder bir kadın, Makbule Ölçen.
Her zaman sevgi, saygı ve minnetle anacağımız kurucumuz ve onursal başkanımız
Makbule Ölçen önder kişiliği ile her zaman anılacaktır.
KAYNAK: Kurucumuz ve Onursal
Başkanımız Makbule Ölçen - Zihinsel Engelli Çocukların Annesi, Ailelerin Umudu
Olmak İçin Adanmış Bir Hayat (zicev.org.tr, 15.11.2020).