Siyasetçi, devlet
adamı, milletvekili, eski Turizm ve Tanıtma Bakanı (D. 23 Nisan 1920, Balıkesir
– Ö. 11 Aralık 2011, Ankara). Ailesi Kırım Tatar göçmenlerinden olup, Kırım’ın
Bahçesaray şehrindendir. Balıkesir Lisesi ile İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden
mezun oldu. 1948’de İngiltere’ye, bir yıl sonra da ABD’ye giderek Çocuk sağlığı
ve hastalıkları üzerine ihtisas yaptı. 1956’da Türkiye’ye döndükten sonra
Demokrat Parti Balıkesir il başkanlığı görevinde bulundu. 1971’de Adalet Partisi’nden
Balıkesir milletvekili seçildi. Dört dönem parlamento üyeliğinde bulundu.
1973-1974 yıllarında ise Turizm ve Tanıtma Bakanı olarak kabinede görev aldı.
Parlamentodan ayrıldıktan sonra da Türkiye Kızılay Derneği Genel Başkan
Vekilliği yaptı. 1987’de Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği (Kırım
Derneği) Genel Başkanlığına seçildi.
“Gönül Sayfalarımdan” (2011) adlı bir
şiir kitabı bulunan ve Türkiye’deki Kırım Tatar muhaceretinin lideri sayılan
Dr. Ahmed İhsan Kırımlı, 11 Aralık 2011 tarihinde Ankara’da vefat etti.
Cenazesi iki gün sonra Ankara Kocatepe Camii’nde kılınan öğle namazı sonrası
Balıkesir’e götürüldü, ertesi gün Zağanos Paşa Camii’nde kınlan ikindi namazı
sonrası Balıkesir Başçeşme Mezarlığındaki aile kabristanında toprağa verildi.
KAYNAK: Dr. Ahmed
İhsan Kırımlı / Gönül Sayfalarımdan (2011), Türkiye Yazarlar Birliği / Türkiye
Kültür Sanat Yıllığı (2012).
Bir çok kere,
Havadan baktım,
Bu dünyaya,
Çocuklar gibi.
Altında, üstünde.
Dolaştım bulutların,
Melekler gibi.
Dağları, denizleri,
Vadileri , gölleri,
Uzaktan seyrettim.
Bu defa, bir kere daha,
Uzaktan havadan gördüm,
Bu dünyayı.
Yokuşu da var, inişi de,
Yağmuru da var, güneşi de,
Bir ömür gibi.
(Gönül Sayfalarımdan, s. 253)
Çiçeklerin güzel açtığı,
Kelebeklerin sevgiyle kucaklaştığı,
Kuşların şarkılarla öpüştüğü,
Alabildiğine, hür uçtuğu,
Güzel dünyam.
Yeniden doğarken, yeni günler,
Renklerin yeniden coşup kaynaştığı,
Selâmlaşırken sihirli sesler,
Bilinmez, umutların nasıl anlaştığı.
Benim güzel dünyam.
Yakışmıyor sana, yüzünde kan izleri.
Yetimlerin, bükülmüş dizleri.
Yakışmıyor sana, ateş barut kokusu.
Benim güzel dünyam.
Silkin artık, kimseyi ezmeden!
Temizle, yüzünü, gözünü kimseyi üzmeden!
Rüzgârlar bildiği gibi essin,
İnsanlar da istediği gibi gezsin!
Benim güzel dünyam..
(Gönül Sayfalarımdan, s. 255)
Sarıkızı baş tacı yapmış,
Omuzlarına, maviler, yeşiller örtmüş,
Kazdağları,
Eteklerine çelenkler örmüş,
Zeytin dalları.
Işıl ışıl dereler susmuş,
Bülbüller şakır.
Sevgi pınar olmuş,
İçinde akar.
Kazdağları, Egeye,
Buğulu gözlerle bakar.
Mavi sular, sabah, akşam,
Yüz kere, bin kere
Eteklerini öper, Kazdağlarının.
Mehtap çıkmaya-görsün,
Midilli hemen göz kırpar Kazdağlarına.
Egeye nikâhlanmış Kazdağları…
Kadimden,
Bu sevgi, derindendir, derinden.
Kimi zaman inbat,
Kimi zaman da dalgalar,
Aracılık yapar,
Öpüşürler, öpüşürler, öpüşürler.
(Gönül Sayfalarımdan, s. 254)