Hikâyeci (D. 1952, Burunarkaç köyü / Emirdağ /
Afyon - Ö. 10 Haziran 1985, İstanbul). Bazı yazılarında Mehmet Ali Türkmenoğlu
imzasını kullandı. İlkokulu köyünde bitirdi. 1964’ten itibaren Eskişehir Yunus
Emre Öğretmen Okulunda beş yıl okudu. İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu Hazırlık
Lisesini bitirdikten sonra, dışardan bitirme sınavlarına girerek Gümüşhane
Öğretmen Okulundan diploma (1971) aldı. Ankara’nın Erbazan köyünde öğretmenliğe
başladı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı
Bölümünü bitirerek Yalova Lisesi edebiyat öğretmenliğine (1977) atandı.
1978’den itibaren iki yıl Üsküdar Cumhuriyet Lisesinde çalıştı. Daha sonra özel
dersanelerde öğretmenlik yapmaya (1980) başladı. Bir ara serbest ticaretle de
uğraştı. Son olarak Elif Video’da prodüktör olarak çalışıyordu. 1979’da
evlendiği Ayten Hanım’dan biri kız, diğeri erkek iki çocuğu oldu. Mayıs 1985
ayında başlayan rahatsızlığından kurtulamayarak bir ay sonra öldü.
İlk hikâyeleri, lise öğrenciliği yıllarında
okul gazetesi Emre’de yer aldı. 1972-76 yıllarında deneme, hikâye,
inceleme-araştırma ve kitap tanıtıma yazıları Pınar dergisinde
yayımlandı. 1976-77 yıllarında Bayrak gazetesinde köşe yazarlığı yaptı.
1983-85 yıllarında Doğu Türkistanlı lider İsa Yusuf Alptekin’in anılarını
kaleme aldı.
“Taşçı’nın hikâyeciliğinin üslup, teknik ve
muhtevasını değerlendirebilmek için Yörük Türkmen geleneğindeki geleneksel
hikâye-masal anlatıcılığını bilmek gerekir. Bu, yazıya değil söze dayanan,
kulaktan kulağa geçen bir anlatıcılıktır ve köklerini araştırdığımızda Orta
Asya’ya ulaşırız. Çocuk denecek yaşta hikâyelerini kaleme almağa başlayan
Taşçı, yazdıklarının Türkiye’ye yaklaşık bir asırdır yerleşmiş bulunan Batı
tipi hikâye anlayışına uygun olup olmadığı yolunda bir endişe taşımıyordu
şüphesiz. Bebekliğinden, çocukluğundan itibaren bilincine ve bilinçaltına
yerleşmiş bulunan geleneksel bir hikâye anlatıcılığı tarzı zaten vardı ve Taşçı
bu tarzı, yaşadığı dünyanın olaylarına, kişilerine uyarlamayı deniyordu. Bu, hikâyeciliğimizde
çokça rastlanan bir durum değildir. Geleneksel anlatım tekniklerinden
yararlanma konusunda pek çok örnek vardır şüphesiz. Ama bunlar daha çok
geleneksel üslûbun yazı dilindeki örneklerinden yola çıkmışlardır. (...)
“Kanaatimizce Taşçı’nın tecrübesi,
hikâyeciliğimizde önemli bir başlangıç olabilirdi. Yaşadığı dönemde ve
öncesinde köy hayatını şehirli bir bakış açısıyla yazan moda hikâyecilik ve
romancılığın tersine Taşçı, geleneksel bakış açısıyla hem köyü, hem de şehri
yazmayı denedi.” (Mehmet Akif Ak)
“Türk edebiyatına elliye yakın hikâye
kazandırmıştı. Kendisine has bir anlatımı, yine özel bir konu seçimi ve detay
anlayışı vardı. Kullandığı dil, zengin Anadolu Türkçesi idi” (Mehmet Taşdiken).
ESERLERİ:
HİKÂYE: Sebilhane Bardakları (1976),
Yol Verin Dağlar (1977), Tabut (1978).
ANI: İsa Yusuf Alptekin’in Mücadele
Hatıraları (1985).
KAYNAK: İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli
Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2. bas., 2009).