Öykü ve roman yazarı. 7
Eylül 1941, İstanbul doğumlu. Arnavutköy Amerikan Kız Koleji mezunu. Çeşitli
gazetelerde muhabir ve editör olarak çalıştı. Uzun yıllar televizyon, reklam ve
sinema filmlerinde sahne yapımcısı, sanat yönetmeni ve senarist olarak görev
yaptı. Hayatının büyük bir bölümünü Amerika’da geçirdi. Radomisli Cates’in
hayatını Adı: Aylin adlı romanında anlattı. Füreya adlı romanında,
aralarında Cevat Şakir’in (Halikarnas Balıkçısı) de bulunduğu “Şakir Paşa Ailesi”nin
en tanınan isimlerinden Türkiye’nin ilk seramik sanatçısı Füreya Koral’ın, Bir
Tatlı Huzur adlı romanında Münir Nurettin Selçuk’un hayat hikâyesini yazdı.
Güneşe Dön Yüzünü adlı kitabında yer alan Gülizar
adlı öyküsü Kırık Bebek adıyla sinemaya uyarlandı ve 1986 yılında Kültür
Bakanlığı Ödülünü kazandı. Aynı yıl Ayaşlı ve Kiracıları adlı dizideki
çalışmasıyla Tiyaro Yazarları Derneğinin En İyi Sanat Yönetmeni Ödülünü
kazandı. 1996 yılında Foto Sabah Resimleri adlı öyküsüyle Haldun Taner
Öykü Ödülünü, bir yıl sonra da aynı adı taşıyan kitabıyla 1997 Sait Faik Hikâye
Armağanını aldı. Adı: Aylin adlı biyografik romanı ile İstanbul Üniversitesi
İletişim Fakültesi tarafından yılın yazarı seçildi.
“Daha önce öyküde
kendini kanıtlayan Ayşe Kulin, son yıllarda belgesel ve yarı belgesel
romanlarda direniyor. Sevdalinka’nın sunu yazısında da bunu söylüyor: “Yazılan
olaylar belgesel, nitelikli, tarihi ve siyasi kişilerin dışındaki karakterler
kurgusaldır.”
Yarı belgesel romanlar
edebiyatımızda daha önceleri de görülmüştür. Burada hemen Oğuz Atay’ın ‘Bir
Bilim Adamının Romanı’ adlı yapıtı aklımıza geliyor. Demek ki edebiyatımızda
böyle bir çağır açılmış. Ayşe Kulin bu tür romanlarıyla ilki gerçekleştirmiyor,
var olan bir çizgiyi kalınlaştırıyor. Kulin bu türe çok yatkın sanki. ‘Adı: Aylin’de
yarı belgesel, yarı kurgusal bir romandı. Ondan önce yazmış olduğu Münir Nurettin
Selçuk’un yaşamını anlatan ‘Bir Tatlı Huzur’ belgesel bir çalışma olmasına karşın
o da bu tür içine alınabilir.
Ayşe Kulin, öykü yazarken
de yer yer romanı deniyordu. Gerçeği ayrıntılarla yansıtıyordu çünkü. İlerde
bunlardan türlü romanların çıkacağı seziliyordu. Öyküleri romanlara gebe olan
yazar, şimdilerde bunu kanıtlıyor. Korkunç bir belleği var Kulin’in. Beyni bir
çeşit atölye sanki. Yüzlerce, binlerce ayrıntıda boğulmuyor. Elindeki malzemeyi
biriktiriyor, sınıflandırıyor, ayrıştırıyor, sonra da bunları imbikten
geçirerek kâğıda döküyor. Bu belleğe, bu zekâ inceliğine hayran olmamak elde
değil. Görülen o ki, Ayşe Kulin öykünün olduğu kadar yarı belgesel roman türünün
de usta bir yazarı artık.” (Mehmet Güler)
“Cumhuriyet döneminin
ilk kadın seramik sanatçısı olan Füreya Koral’ın biyografisinin yazılışı
sırasında yazar, çeşitli bilgi kaynaklarından (sözlü ya da yazılı) yararlanıyor.
Romanda ‘kurmaca’ öğelerle yaşanmış gerçekleri harman eden Ayşe Kulin,
Füreya’nın uzun ömründe renkli sahneleri dramatize ederek sanatçının
erdemlerini öne çıkarıyor. Böylece Füreya’nın başından geçenler hem bir odakta
(benmerkezci) toplanarak yoğunluk kazanıyor; hem de anlatılan her şey
Füreya’nın ‘yansıtıcı ve renkli’ kişiliğinin niteliklerine bürünmüş oluyor.
Okur, yazarın değişik kaynaklardan “edindiği bilgileri birleştirerek, ayrıca
daha ayrıntılı, daha ilgi çekici, dengeli ve gerçeğe daha yakın bir görüş ve
yoruma ulaşabilir.”
Ayşe Kulin, tarihsel
belgelere bağlı kalmakla birlikte kuruluğa, cansızlığa düşmüyor. Diğer bir
deyişle, biyografi türünü romanla harmanlayıp kitabı; sıkıcı, okunmaz nesne
olmaktan kurtarıyor. Edebiyatımızda biyografik roman türünde kitapların az
olması ve bu vadide çalışmaların yetersiz düzeyde kalması da ayrıca düşündürücüdür.Yazar,
Füreya’nın sanatçı kimliğini deforme etmeden onu günlük hayatta olduğu gibi,
beşerî zaafları da olan bir kişi olarak canlandırıyor. Sonuçta roman, yalın ve
akıcı anlatımıyla da ayrıca dikkati çekiyor.” (Şener Öztop)
“Ayşe Kulin Füreya’yı
tanımadığı halde, onu bizlere, kendine göre tanıtmaya çalışıyor. İç monolog
yöntemine başvuruyor. Edebiyatçıların çok iyi bildiği gibi iç monologda başarılı
olmuş pek az yazar vardır. Bu kitaptaki monologlar ise son derece anlamsız ve
sönük kalıyor. Füreya’nın dedesinin ölümü bile onu pek sarsmıyor. Ayrıca bir
akşam babasının yanında gördüğü Mustafa Kemal Paşa’ya sonsuz hayranlığı, hiçbir
zaman, Ayşe Kulin’in dediği gibi, bir aşk ve özleme dönüşmemiştir. Bu, tümüyle
yanlıştır.” (Tatyana Moran)
ESERLERİ:
ÖYKÜ: Güneşe Dön
Yüzünü (1984), Foto Sabah Resimleri (1997), Geniş Zamanlar
(1998), Bir Varmış Bir Yokmuş (2006).
ROMAN: Bir Tatlı Huzur
(biyografik roman, 1996), Adı: Aylin (biyografik roman, 1997), Sevdalinka
(1999), Füreya (biyografik roman, 1999), Nefes Nefese (2002), Gece
Sesleri (16. bas., 2004), Köprü (2001), Bir Gün (2005).
DENEME: İçimde
Kızıl Bir Gül Gibi... (2002).
ŞİİR: Babama
(2002).
BİYOGRAFİ: Bir Tatlı Huzur / Fotoğraflarla Münir Nurettin Selçuk’un Yaşam öyküsü (1996).
KAYNAKÇA: Mehmet Güler / Ayşe Kulin Bu Kez Bosna’da; “Sevdalinka” (Cumhuriyet Kitap, 10.6.1999), Haftanın Kitabı Zirvedeki Yazar (Yeni Binyıl Kitap eki, 14.1.2000), Şener Ötop / Ayşe Kuli’nden Bir Sanatçı Portresi ‘Ateşin Kızı’ Füreya (Cumhuriyet Kitap, 13.4.2000), Prof. Tatyana Moran / Yine ‘Füreya’ Hakkında (Cumhuriyet Kitap, 20.7.2000), Rıfat N. Bali / Tarihi Roman Yazarları Tarih Bilmek Zorundadırlar (Virgül, Şubat 2003), İhsan Işık / Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi (2001, 2004) – Encyclopedia of Turkish Authors (2005) - Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006, gen. 2. bas. 2007) - Ünlü Edebiyatçılar (Türkiye Ünlüleri Ansiklopedisi, C. 4, 2013) - Encyclopedia of Turkey’s Famous People (2013).