Şair ve
yazar. 1960, İnegöl / Bursa doğumlu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
Felsefe Bölümü (1985) mezunu. Yeni Şafak gazetesinde köşe yazarlığı,
Bursa Araştırma Kütüphanesinde yöneticilik yaparak çalışmalarını sürdürdü.
1995-99/2018-19
yıllarında iki dönem İpek Dili şiir seçkisini (İkinci dönemde Cem Yavuz’la
birlikte) çıkardı.
Çeşitli sanat
edebiyat dergilerinde şiir ve yazıları yayımlandı. Bürde dergisinin
kuruluşuna katıldı (1991). Hurûfî Melâl adlı eseriyle Türkiye Yazarlar
Birliği 2002 Şiir Ödülünü kazandı.
ESERLERİ:
Şiir: Mağara Külleri (1984), Yalnız Sana
Söylenen (1985), Adımlarımın Gizli Sokağı (1986), Perdeler (1992), Gecediloldu
(1996), Hurûfî Melâl (2002), Bozgun Siperi (2004), Buz ve Fire -Toplu Şiirler-
(2005), Daima Unutma (2007), Baht-ı Siyâh (2009), Sırtlan Kayboldu (2010), Suya
Kanat (2012), Tam (2014), Dut Ağacında -Toplu Şiirler- (2015).
Söyleşi: Sevgilimdir
Yazdığım Her Şiir Benim/Haz.: Mehmet Solak (2016).
İHSAN DENİZ İÇİN NE DEDİLER?
“İhsan Deniz’in trajik olanını bizim alanımıza ait ve kim ne derse
desin bu alanın has zihin ve (hadi hamasî olsun) evlatlarından kılan yiğitçe
bir söyleyiştir. İhsan Deniz’in şiirinde önemli alan olarak ifade ettiği her
şey ne kadar bize kişisel bir itiraf gibi gelse de bütün insanlığa
ulaştırılması gereken bir haber olarak karşımızda durmaktadır. Bu İhsan
Deniz’in şiirine ait olsun olmasın hayata dair hiçbir alana ait cevapsız soru
bırakmaması gayretidir. Yani şu: İhsan Deniz kendisini ve şiirini anlamamız
sadedinde bize zorluk çıkaracak hiçbir boş alan bırakmamıştır.” (M. Ragıp Karcı)
***
“Mağara Külleri’nde şairin ‘yaşamı sorgulayışı’ ile karşı karşıyayız.
Yaşa-ölüm karşıtlığında hayata karşı hiddet, hayatta her şeyin varlığına karşın
kendisinin yokluğuna isyan, hayata uyumsuzluk, ayrımcılığa, kutuplaşmalara
reddiye, ölümün bizzat hayattan tanınması, gençlik heyecanları, aşk yarası gibi
durumları görmekteyiz.
“Deniz’in ikinci kitabı olan Yalnız Sana Söylenen’in her iki bölümünde
de (Yalnız sana Söylenen, Hiçbir Zamanın Şiiri) Mağara Külleri’ndeki söyleyiş
edasının yine ironik anlam zenginlikleriyle, hatıralarla, göndermelerle devam
ettiğini görmekteyiz.
“Üçüncü kitapta şairin kendisinin de belirttiği gibi ‘şiddet öğesi
baskındır.’ Ama bu şiddet öğesi üçüncü kitapta ortay çıkmış değildir. Şiddet
ilk iki kitapta da vardır. Üçüncü kitapta ise daha da belirginleşmiştir.
Aslında bu şiddet belirginleşmesi şairin takındığı seçkici tavır ile orantılıdır.
Yani seçkinci tavrı arttıkça şiddet olgusu da artmaktadır.
“Öte yandan Perdeler, ilk üç kitap boyunca süren söyleyiş edasının da
değiştiği bir kitap. Şairin bu kitabıyla şiirlerini dize yapısından cümle
yapısına kaydırdığı görülmekte.” (Mehmet Solak)
KAYNAKÇA: İhsan Işık / Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi (2001, 2004) – Encyclopedia of Turkish Authors (2005) - Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006, gen. 2. bas. 2007) - Ünlü Edebiyatçılar (Türkiye Ünlüleri Ansiklopedisi, C. 4, 2013) - Encyclopedia of Turkey’s Famous People (2013), TBE Ansiklopedisi (2001), E. Bülent Yardımcı / İhsan Deniz (nam-ı diğer) Hassan bin Sabit (Edebiyat ve Eleştiri dergisi, Mart-Nisan 2003), M. Ragıp Karcı / Şiirler ve Şairler: İhsan Deniz (Hece, Mart 2003), Mehmet Solak / Gecenin Hurûfî Kalbi: İhsan Deniz (Hece, Mart 2003), Haydar Ergülen / Harfi Harfine Şiir (Hece, Mart 2003), Ömer Lekesiz / Düşlerimdeki “Ayrımlar” (Hece, Mart 2003), M. Mehmet Uçar / İhsan Deniz’in “Ses”i ” (Hece, Mart 2003).