Celal Paşa

Osmanlı Devlet Adamı, Alim, Osmanlı Valisi, Yazar, Şair

Doğum
Ölüm
20 Aralık, 1822
Diğer İsimler
Seyyid Ali Celâlüddin

18. Yüzyıl vali, alim, şair ve yazarlarından (D. 1757, Diyarbekir - Ö. 20 Aralık 1822, Travnik). Asıl ismi Seyyid Ali Celâlüddin'dir. Aralarında Küçük Ebubekir Efendi'nin de bulunduğu şehrin tanınmış bilginlerinden dersler alarak yetişti. Burada tahsilini tamamlayınca 1784'te İstanbul'a gitti. Bazı tanıdık kimselerin aracılığıyla Divan-ı Hümayun kalemine girdi. Liyakatini çekemeyenler, hiddetinden şikâyete başladılar. Bu yüzden Bâbıâli'deki vazifesinden ayrılarak, bazı devlet adamlarını hususî kâtibi oldu. 1789 yılında Maden Emini Yusuf Ziy Paşa'nın dîvân kâtibi olup, 20 yıl bu zatla birlikte dolaşmıştı. Yazarlık yeteneği çok kuvvetli, görüş ve düşünceleri pek yerinde olduğundan, efendisi Yusuf Ziya Paşa adına yazdığı tahrirat onun itibarını yükseltti. Bu yüzden 1798 yılında birinci defa sadrazam olan Yusuf Ziya Paşa ile Napolyon'un ordusuna karşı Mısır'a gitmiştir.

1807 yılında Kars'ın doğusunda Şark Seraskeri sıfatıyla Yusuf Ziya Paşa'nın, ilk defa Anadolu'ya saldıran Moskof ordusuyla Şüregel'de çarpışırken, III. Selim'in tahtta indirildiği haberini alınca, cepheyi bırakarak çekildiği bu nazik dönemde, ricat eden ve karışan ordunun başında Dîvân kâtibi olan Celâl Efendi, çok yararlık gösterdi. Vak'anüvis Âsım'ın "Târih"inde (II. 137) bu husus kendisinden naklen anlatılmıştır. Yusuf Ziya Paşa 1808 de ikinci defa sadarete gelince, Celâl de mühimme kâtibi olarak İstanbul'da işe başladı, ayrıca Darphane Nezaretinin de kâtipliğini üzerine aldı. 1810 yılında Hâcegânlık rütbesini alan Celâl'ın Darphanede iken yazdıkları ile diğer yazıları "Münşeât-i Celâl" adıyla bir kitapta toplanmıştır:

Celal Paşa, Sadaret Mektupçusu ile arası açılınca, her iki yerdeki vazifesini b Takmak zorunda kalmıştır. Bu defa da kendisini sürgüne göndermeye kalkışan hasmına çok ağır hicviyeler yazdı. Bir müddet sonra Celâl'in değerini haber alan II. Mahmud, onu 1815 yılında Anadolu Muhasebeciliği'ne tâyin ile Niş'e defterdar gönderdi. İki ay sonra Vezir rütbesiyle Niş muhafızı oldu. Ertesi yıl Vidin ve Niğbolu valiliklerinde bulunan Celâl Paşa, buralardaki eşkıyayı sindirdi. 1818 Ocak ayında Edirne ve iki yıl sonra da Bosna vâlisi olunca da, bütün eşkıya ve mütegallibeyi bertaraf etti. Yüz aklıları ve şöhreti arttığından, Mora isyanı başlarken 27 Kasım 1822 de Rumeli Seraskerliğine tâyin edildi. 20 Aralık 1822'de Travnik'den Yenişehir’e giderken yolda eceliyle vefat etti. Rumeli’deki imar ve ıslâhatı tarihlerimizde belirtilmiştir. Mürettep divanı henüz ele geçmeyen Celal Paşa'nın gazellerinden Ali Emîrî'nin naklettiği beyit örnekleri vardır.

Süreyya Bey, sivri dilli olduğunu söylediği şairin arkadaşlarıyla geçinemediğinden terfi edemediğini, âlimlere saygı duyduğunu, Bosna’da eşkıyayı cezalandırdığını, hastalanıp Bosna’da öldüğünü yazar. Şiirleri, Divân-ı Celâl; düzyazıları da Münşeat-ı Celâl kitaplarında toplandı, her iki eser de basılmadı.  

KAYNAK: TŞA, Şevket Beysanoğlu / Diyarbakırlı Fikir ve Sanat Adamları (2. bas. 1996, c. 1, s. 262-264), TDE Ansiklopedisi (c. 2, 1976), TDOE – TDE Ansiklopedisi 2 (2002), İhsan Işık / Diyarbakır Ansiklopedisi (2013) – Geçmişten Günümüze Diyarbakırlı İlim Adamları Yazarlar ve Sanatçılar (2014) - Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (C. 12, 2016).

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör