Kadı Burhaneddin

Osmanlı Devlet Adamı, Bilgin, Şair

Doğum
Ölüm
Diğer İsimler
Burhaneddin Ahmed (asıl adı)

Devlet adamı, bilgin ve şair (D. 1344, Kayseri - Ö. 1398, Sivas). Asıl adı Burhaneddin Ahmed. Kayseri kadısı Şemseddin Mehmed’in oğludur. Henüz beş yaşında iken babasından ders almaya başlayarak on dört yaşına gelinceye kadar Arapça, Farsça, mantık ve hikmet öğrendi. Kayseri’de çıkan bir karışıklık nedeniyle babası ile birlikte Şam’a giderek dört ay orada kaldı, karışıklıklar sona erdiğinde tekrar Kayseri’ye döndü. 1358’de on dört yaşında iken babası ile birlikte Mısır’a giderek öğrenimini orada tamamladı ve özellikle fıkıhta derinleşti. Daha sonra Şam’da Kutbeddin Râzi’den hem dînî hem tabiî ve riyazî ilimler öğrendi. Hacca giden Kadı Burhaneddin dönüşünde Haleb’e uğradı ve bir yıl da orada kaldı. Babasının ölümü üzerine, 1365 yılında Eretna Oğlu Mehmet tarafından Kayseri’ye kadı olarak tayin edildi. Bu görevinde iken adaletle hareket etmesi, kimseyi kayırmaması adının duyulmasını ve halkın sevgisini kazanmasını sağladı. Mehmet Bey’in ölümünden sonra beyliğin başına geçen oğlu Ali Bey’in, memleket idaresinde gevşeklik göstermesi, ayaklanmaların çıkmasına ve beyliğin iktisadi durumunun bozulmasına yol açtı. Bu durumu fırsat bilen Karamanoğlu Alaaddin Bey, Konya ve Niğde’yi aldı, Moğollar ise Sivas’ı kuşattı. Ali Bey’i, hamamda sefa yaparken Alaaddin Bey’in eline esir düşmekten kurtarması Kadı Burhaneddin’in siyasi hayatın içine girmesinin ilk adımını oluşturdu. Kayseri’den Karamanoğlu Beyliğinin askerlerini sürmesi ise askeri yeteneğini ortaya çıkardı ve ününe ün kattı.

1378 yılında vezirlik görevine getirilen ve üç yıl kadar bu görevi yürüten Kadı Burhaneddin, içte ve dışta askeri başarılar kazandığı gibi, beyliğin iktisadi durumunu da düzeltti. 1381 yılında Eretna Beyinin taun hastalığından ölmesi üzerine devletin ileri gelenleri tarafından Sivas naipliğine (yönetici) getirildi. Bir yıl kadar bu görevde bulunduktan sonra, 1381’de Sivas’ta sultanlığını ilan ederek kendi adıyla anılan bir devlet kurdu. Adına hutbe okuttu ve para bastırdı. Saltanat yılları sürekli mücadelelerle geçti ve çok karışık ve çetin geçen sultanlığı sırasında dağılan Eretna Beyliğini kendi hâkimiyeti altında tutmak için etrafındaki beyliklerle mücadele etmek zorunda kaldı. Timur tehlikesi karşısında Memluklular ve diğer beyliklerle işbirliği kurma yolunu tercih etti. 1394’te Timur kendisine bir elçi göndererek müttefiklerinden ayrılmasını istedi, fakat Kadı Burhaneddin bu teklifi reddetti.

Siyasi olaylar Osmanlılarla karşı karşıya gelmesine yol açtı. I. Murat döneminde Osmanlılarla iyi geçinme yolunu tercih etmişse de Osmanlı ordusu Sırplarla savaşırken, bu durumdan yararlanarak Osmanlı ülkesine saldırması için kendini tahrik edenlere karşı, bu tip hareketlerin İslâm’ı zayıflatmaktan başka bir şeye yaramayacağını bildirerek reddetti. Yıldırım Beyazıt döneminde ise durum değişti, 1391 yılında Amasya emirinin Osmanlılarla anlaşarak Amasya’nın güçlü kalelerinden biri olan Simalu’yu onlara terk edeceğini öğrenmesi üzerine Osmanlıların kendi sınırlarına yaklaşmasını istemediğinden Simalu kalesini ele geçirdi. 1392 yılında Yıldırım Beyazıt’la Çorumlu sahrasında karşı karşıya gelen Kadı Burhaneddin, yapılan savaşta Osmanlı ordusunu bozguna uğrattı. Akkoyunlu boy beylerinden Karayülük Osman Bey’le yaptığı savaşta ise yenilerek 1398’de Sivas’ta idam edildi. Mezarı Sivas’ta bugünkü Kadı Burhanettin İlköğretim Okulunun bahçesindedir.

Kadı Burhaneddin’in bakımsız olan mezarını yaptırmak için Vehbi Cem Aşkun bir girişimde bulundu ve bu amaçla “Sivas Sultanı Kadı Burhaneddin” adında bir kitap kaleme aldı. Kitabın gelirini mezarın yapımı için kullanmayı amaçlayan Aşkun, ne yazık ki bu isteğini gerçekleştiremedi. Vehbi Cem Aşkun’un bu eserde verdiği bilgiler arasında, Kadı Burhaneddin’in halk arasında bir veli olarak kabul edildiği ve mezarına “okunmaya” gidildiği bilgisine de rastlanmaktadır. Hatta karı-koca arasını bulmak için mezarının başında,

“Yanına yörene hamaylı takın

Kocan seni sevmiyorsa

Git Kadı Burhana okun”

 

şeklinde bir tekerleme bulunduğu da Aşkun’un verdiği bilgiler arasındadır.

Yirmi bir yaşında kadı, otuz dört yaşında vezir, otuz yedi yaşında Naip ve hükümdar olan ve on yedi yıl saltanat süren Kadı Burhaneddin, öldüğünde elli dört yaşındaydı. Hayatı sürekli mücadelelerle geçen bu devlet adamı, Anadolu beylerinin en faallerindendi. Bu yüzden bazı müellifler tarafından kendisine “Ebu’l-feth” lakabı verildi. Hakkında en ayrıntılı bilgi veren kaynak Kadı Burhaneddin’in resmi tarihçiliğini yapan Esterebâdî’nin Bezm ü Rezm adlı eseridir. Bu eserin adını oluşturan, eğlence meclisi anlamındaki “bezm” ile savaş ve kavga anlamındaki “rezm” kavramları Kadı Burhaneddin’in hayatını tam anlamıyla özetleyen iki kelimedir. Yaşar Yücel’in Kadı Burhanettin Ahmet ve Devleti adlı kitabı da bu konuda yazılan önemli bir eserdir. Kadı Burhaneddin bilginleri seven, haftada üç gün ilmi sohbetler düzenleyen, tebasına karşı merhametli, düşmanlarına karşı cesur bir devlet adamıdır.

İksîrü’s-Sâdât fî Esrâri’l-İbâdât ile Tercîhü’t-Tavzih adlı fıkha dair iki eseri ile kaside, gazel ve tuyuğlardan oluşan bir Divan’ı vardır. Bu divan 608 sayfa olup içerisinde 1313 gazel, 3 beyit, 20 rubai ve 116 tuyuğ bulunmaktadır. Kadı Burhaneddin’in Divan’ı 1943 yılında TDK tarafından yayımlandı. Şiirlerinde tasavvuf ile birlikte hırslı ve maceracı ruhunun yansımaları da görülür. Gazellerinde adını veya mahlasını kullanmadı. Türkçe, Farsça ve Arapça şiirleri vardır. Azeri lehçesinde yazdığı gazel tuyuğ, rubai ve bağımsız beyitlerden oluşan Divan’ının tek yazma örneği British Museum’dadır. Kadı Burhâneddin, güçlü bir şâir olmakla birlikte, devrinde daha şairliğinden önce ilmî ve siyasi bir etki bıraktı. Bir şair olarak değil, bir devlet ve siyaset adamı, fıkıh ve fıkıh usulü konularında Arapça eserleri bulunan ilim adamı ve kadı kimliğiyle ün kazandı.

ESERLERİ:

Divan (1944), Tercihü’l-Tavzih (Fıkhî bir eser), İksürü’s-Saadet fi Esrarü’l İbâdât (Arapça ve fıkıh konusunda bir eser, Ayasofya ktp.)

HAKKINDA: Bursalı Mehmed Tahir / Osmanlı Müellifleri I (1972), Behçet Necatigil / Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü (18. bas. 1999), Şükran Kurdakul / Şairler ve Yazarlar Sözlüğü (gen. 6. bas. 1999), Abdülkerim Özaydın / TDV İslâm Ansiklopedisi (c. 24, 2001), Alim Yıldız / Sivaslı Şairler Antolojisi (2003).

 

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör