Osmanlı dönemi devlet adamı, asker,
general, sadrazam, seraker, müşir, vezir (D. 1811, Ayancık / Sinop – Ö. 1882,
İstanbul). Sultan Abdülmecid, Abdülâziz, Beşinci Murad ve İkinci Abdülhamid dönemlerinde
beş defa Sadrazamlıkta, beş defa da Seraskerlikte bulunmuş Müşir ve
Vezirlerdendir. Sinop’ta kayıkçılık eden Hasan Ağa’nın oğludur. Çocukken ailesiyle
birlikte İstanbul’a getirildi. 1825’te Yeniçeri Ocağı kaldırılarak ilk muntazam
askerlik teşkilâtı kurulduğu zaman er olarak orduya girdi. Bir süre sonra
Mülâzim (Teğmen) oldu, özel hocalardan Fransızca öğrenmeye başladı. Tarabya Karakolunda
memur iken Sadrazam Hüsrev Paşa tarafından İkinci Mahmud’a tanıtılarak Namık
Faşa ile birlikte Fransızcadan askerî nizamnameleri tercümeye memur edildii.
Ona Mütercim lâkabının verilmesi bu dönemindedir.
Kolağası iken Rumeli, Anadolu ve Suriye
taraflarında bulundu, sonra yine Seraskerlik dairesine Mütercim sıfatı ile
alındı. Miralaylığına kadar orada kaldı. 1843’te Rumeli Ordusuna Mirliva (General),
biraz sonra da Dâr-ı Şûraya Aza oldu. 1847’de Müşir, 1851’de ilk defa Serasker
oldu. Hassa Ordusu Müşirliğinde, Tanzimat Meclisi Âzalığında ve tekrar
Seraskerlikte, Tophane Müşirliğinde bulundu ve 1859’da ilk defa Sadrazamlığa
getirildi. Bir yıl kadar sonra azledilerek Meclis Hazain Reisliğine ve biraz
sonra dördüncü defa Seraskerliğe tayin edildi ve bu sırada gözlerini tedavi
ettirmek üzere Berlin’e. giderek Paris ve sair bazı Avrupa şehirlerini
gezdikten sonra dönüşünde ve Abdülâziz’in ilk saltanat yılında Mecalis-i Aliye
Reis ve Âzalıklarında bulunduktan sonra 1866’da ikinci defa Sadrazam oldu.
Mehmed Rüştü Paşa, 1867’de Sırbistan
meselesi ve Girit ihtilâli gibi güç ve karışık siyasî işlerden sıyrılmak üzere
sadrazamalıktan istifa etti ve beşinci defa Seraskerliğe geçirildi. Ondan sonra
tekrar Meclislere âza oldu ve 1872’de üçüncü defa Sadrazamlığa getirildi. Fakat
dört ay sonra azledildi, 1876’da dördüncü defa Sadrazamlığa geçirildi. Abdülâziz
tahttan indirildiği zaman Sadrazamlık görevinde Mütercim Rüştü Paşa
bulunuyordu. Sonraları bu konuda eleştirildiği zaman, Hüseyin Avni Paşa
tarafından korkutularak buna engel olamadığını söylemiştir. Gerçekte de
Abdülâziz’i tahttan indirmekte etkili olan ve bunu planlayan kendisi değildi.
Beşinci Murad’ın cülûsunda yine Sadrazamlığa
getirildi. Üç ay sonra İkinci Abdülhamit tahta çıkarılınca görevinde bırakıldı. Fakat o yıl içinde
istifa sureti ile makamdan ayrıldı. Yerine Midhat Paşa Sadrazam oldu. Ali Suavi
vakasından sonra Sadık Paşa’nın azli üzerine 1878’de beşinci defa Sadrazamlığa
getirilmiş ve bir hafta sonra azledilmiştir. İkinci Abdülhamit onu İstanbul’dan
çıkarmak istediği için Manisa’daki çiftliğine çekilmiş ve orada ölmüştür.
Tanzimatçılar halk arasında alafranga
sayıldığı için, Mütercim Rüştü Paşa muhafazakâr kesimlere karşı onların
taraftarı takınır ve şimdi Vefa Lisesi olan konağından akşamlan yatsı namazına
fenerler çeken ve seccadelerini taşıyan adamları ile halka gösteriş yaparak
Şehzade Camiine gider ve biraz rahatsız olsa kurşuncu nineyi çağırarak sonra
etrafındakilere pek iyi geldiğini anlatırmış. Bu hallerinin yapmacıklığına delâlet
etmese bile bu kesimleri kandırmakta fayda uman bir kurnaz kişi olduğu kanaati
yaygındır.
KAYNAK: İbrahim Alâeddin Gövsa / Türk Meşhurları (1946).