Dil bilgini, ilk Türk sözlüğünün yazarı (D. ?, Kaşgar / Doğu Türkistan – Ö. 1090, Kaşgar). Karahanlı hükümdar sülâlesine mensup bir şehzade idi. Babası Hüseyin Çağrı Tigin 1056’ya kadar Barsgan emirliği yaptı. Dedesi Muhammed Buğra Han bin Yusuf 1056-57 yıllarında Doğu Karahanlıların hakanı olarak Kaşgar’da hüküm sürdü. Onun babası Yusuf Hârun Kadir Han 1026-32 yılları arasında Karahanlı hükümdarı idi. Yusuf’un da babası Hârun Hasan Kılıç Buğra Han idi. Hârun’un babası Süleyman Baytaş Arslan Hân, onun da babası Müslümanlığı ilk kabul eden hükümdar Abdülkerim Satuk Buğra Han’dır. Kaşgarlı Mahmud, Satuk Buğra Han’ın altıncı nesilden torunudur.
25 Ocak 1072 yılında Bağdat’ta yazmaya başladığı ünlü eseri Divan-ı Lügati’t-Türk’ü 9 Ocak 1077’de bitirerek Abbasi Halifesi Muhammed Muktedi Billah’ın oğlu Ebü’l-Kasım Abdullah’a sundu. Divân-ı Lûgati’t-Türk’ün İstanbul Millet Kütüphanesinde bulunan tek nüshasının istinsahı, Sâve’de doğup Şam’da yaşayan Muhammed bin Ebî Bekr ibni Ebi’l-Feth tarafından 1 Ağustos 1266 Pazar günü Şam’da tamamlandı.
Eserini Araplara Türkçeyi öğretmek ve Türkçenin zengin bir dil olduğunu kanıtlamak amacıyla Arapça yazdığını belirten Kaşgarlı Mahmud, Divanü Lügati’t-Türk’te 11. yüzyılda yaşayan Türk boylarının dili ve folkloru hakkında çok değerli bilgiler vermiştir. Türkçenin zenginliğini açıklamak için savlardan (atasözleri), sagulardan (ağıtlar) ve koşuklardan (şiir ve destan parçaları) örneklerin yer verildiği ve ilk Türk dilbilgisi kitabı sayılan Divan-ı Lugati’t-Türk, 1908’den sonra İstanbul’da tesadüfen bulundu.
Kaşgarlı
Mahmud daha önce Cevâhir ün-Nahv fi Lûgat it-Türk adıyla Türkçenin bir
gramerini yazdı; ancak bu eser henüz bulunamadı. Kaşgarlı Mahmud aynı zamanda
ilk Türk gramercisidir. Divan’da çeşitli Türk boylarının ağızları
üzerine de gözlem ve derlemelere dayanan tesbitler ve mukayeseler vardır. Bu
açıklamaları dolayısıyla da Kaşgarlı, Türk ağız ve şive araştırmalarının ilk
mütehassısı yani ilk diyalektologu sayılmalıdır. Türk boyları, ülkeleri,
Türklerin adet ve örfleri, çeşitli destan ve efsâneleri hakkında verdiği
bilgilerle Kaşgarlı Mahmud çok yönlü bir türkologdur. Kelimeleri açıklarken
verdiği örnek cümlelerle Türklerin o zamanki yaşayış tarzlarına ışık tutar.
Örnekler verirken şiir parçaları ve atasözleri de ekledi.
Divan’daki şiirlerin çoğunun anonim olduğu ve birkaç yüz yıldan
beri söylenegeldiği tahmin edilebilir. Alp Er Tonga’ya ait dörtlükler, Türk
şiirinin en eski örnekleridir. Bu dörtlükler Türk destanının parçalarındandır. Dîvan-ı
Lûgati’t-Türk’teki şekilleri, Karahanlı devri dil özellikleri
göstermektedir. Divan’daki diğer şiirlerin tarihleri tahmin edilememektedir.
Karahanlıların Uygurlar, Tangutlar, Basmıllar ve Yabakularla yaptıkları
savaşları anlatan dörtlükler Karahanlılar devrine aittir. Şiirlerin şairleri de
belli değildir. Pek çoğu anonimdir. Şiirlerin büyük çoğunluğu dörtlüklerden
oluşur. Divan’daki hakim vezin 4+3= 7, ikinci derecede kullanılan vezin ise
4+4= 8’dir. Dörtlükler koşma tarzında kafiyelenmiştir. Çoğu savaşla ilgilidir.
Savaşlar çok hareketli bir dille ve fevkalâde canlı sahneler halinde
anlatılmaktadır. Savaşla ilgili şiirler ve bu şiirlerle ilgili olarak Kaşgarlı
Mahmud’un verdiği Arapça kısa açıklamalar bazı tarihî olayları da
anlatmaktadır.
Alp Er Tunga sagusundaki dörtlüklerde, bu büyük Türk kağanının
ölümü üzerine duyulan üzüntü anlatılmıştır. Temalardan biri dünyanın bozulması,
diğeri, yoğ törenidir. Divan’daki dörtlüklerde savaştan sonra ikinci
derecede önem taşıyan konu bahardır. Mübalâğasız bir anlatımla av eğlenceleri,
yılın belli zamanlarında tekrar edilen gelenekler, gençler arasında yapılan
yarışlar ve diğer bahar tasvirleri anlatılır. Dörtlükler üslûp bakımından kısa,
veciz ve yoğundur. Bazı şiirler beyitler halindedir. Çoğu aruzla yazılmıştır.
Aruzun çeşitli vezinlerine ait örnekler daha fazladır. Beyitlerin mısraları
birbirleriyle kafiyelidir. Hatta musarrâ gazellerde olduğu gibi aynı kafiyenin
birkaç beyit devam ettiği görülür. Genelde yarım kafiye ve eklerden meydana
gelmiş redif kullanılmıştır. Birinci dizesi serbest olan beyitler çok azdır.
Divan’daki beyitlerde genelde âşıkane ve hikemî konular işlenmiştir.
Karahanlı devri Türk edebiyatının ilk örneklerini içeren Divânü
Lûgati’t-Türk, ilkin 1915-17’de 3 cilt olarak bastırıldı, daha sonra Besim
Atalay tarafında Türkçeye çevrilerek TDK yayınları arasında 5 cilt olarak
yayımlandı (1939-43).
Divanü
Lügati’t-Türk adını taşıyan bu eserin
bugün yer yüzünde bir tek yazma nüshası vardır. O da İstanbul'da Fatih Millet
Kütüphanesinde Ali Emirî kitapları arasındadır. Kâşgarlı Mahmud’un diğer
eserleri maalesef ele geçmemiştir. Burada bu eserden o zamana kadar habersiz
Türk kültürü dünyasına, bu eseri bularak hediye eden Diyarbakırlı ilim adamı
Ali Emirî Efendi’ye çok şey borçlu olduğumuzu hatırlamak ve Ali Emirî’yi bir
kez daha rahmetle anmak gerekmektedir.
Kaşgarlı Mahmud İçin Ne Dediler?
“Unutmamak gerekir ki
Dîvânü Lûgati’t-Türk her şeyden önce bir Türkçe-Arapça sözlüktür. Fakat
Kaşgarlı Mahmud basit bir sözlük yazmakla yetinmemiştir. O, üstün bir milletin
mensubu olduğuna inanan; gönlü Türklük sevgisiyle dolu; zihni, Türk milletinin
ve çeşitli Türk boylarının, Türkçenin ve çeşitli kollarının, Türk edebiyâtının
ve folklorunun, Türk düşüncesinin ve yaşayış tarzının, Türk efsane ve
destanlarının, nihayet Türk ülküsünün bilgi ve şuuruyla mücehhez bir Türk milliyetçisi
idi. İşte bütün bu duygu, sevgi, bilgi, inanç ve ülkü Kaşgarlı’nın eserine
aksetmiş ve Dîvânü Lûgati’t -Türk’ü basit bir sözlük olmaktan çıkararak, birçok
konuda küçük serpintiler halinde de olsa, o zamanki Türklük bilgisinin bir el
kitabı haline getirmiştir. Bunun içindir ki, kendisi de modern türkolojinin
babası sayılan Radloff’un yaptığı gibi Kaşgarlı Mahmud’u ‘türkolojinin babası’
kabul etmek hiç de yanlış sayılmaz.” (A. Bican
Ercilasun)
Şairlerimizden Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın “Kaşgarlı Mahmut Anıtı” başlıklı şiirinin bir bölümü ise şöyledir:
“Büyük
savaşlarında Türkçenin
Sen dil eri,
İşte yapıtın gözalan göklere ulaşır
Ta bugüne dek
Ta oralara, ileri.
….
En görkemli us örgüsüne
Açılmış ak ellerinle bir kapı.
Düşüncenin dökümü müdür nedir,
Kuruluşu mudur dağların suların ağaçların
Türkçe denilen bu sınırsız yapı.”
ESERLERİ:
Kitabu
Cevahirü’n-Nahv fi Lugati’t-Türk (Elde mevcut değildir); Dîvânü lugâ-ti’t-Türk (Türk dilinin en
eski sözlüklerindendir); Dîvân (Türkoloji'de ufuk
genişletici rol üstlenen bir eserdir).
KAYNAKÇA:
Ahmet Caferoğlu
/ İlk Türk Dilcisi Kaşgarlı Mahmut (1938) - Türk Dili Tarihi Notları (1943) -
Kaşgarlı Mahmut (1970), Nihal Atsız / Türk Edebiyatı Tarihi (1943), M. Şakir
Ülkütaşır / Büyük Türk Dilcisi Kaşgarî Mahmut-Hayatı-Şahsiyeti-Divanü Lûgat’ı
(1948), Fuad Köprülü / Türk Edebiyatı Tarihi (1980), Turgut Günay / Şükrü Elçin
Armağanı (1983, s. 43-46), “Kâşgarlı
Mahmud” (Türkiye
Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (c. 25, İ 2002), Doğu
Perinçek / Bozkurt Efsaneleri ve
Gerçek Orta Asya Kavimlerinin Tarihsel Gelişmeleri (5. bas.,
2003), Ahmet Caferoğlu / Milli Klasikler Kaşgarlı Mahmut (2004), İhsan Işık / Ünlü
Fikir ve Kültür Adamları (Türkiye Ünlüleri Ansiklopedisi, C. 3, 2013) -
Encyclopedia of Turkey’s Famous People (2013).