Kalecik’te
Cumhuriyet İlkokulunda başladığı ilköğrenimini ailesinin Ankara’ya taşınmasının
ardından Ankara’da Ulus İlkokulunda bitirdi. Cebeci Ortaokulundan sonra orta
öğrenimini Ankara Gazi Lisesinde tamamladı (1968). Aynı yıl SBF. Basın ve Yayın
Yüksek Okulu'na (şimdi Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi) girdi. Bu okulun
radyo-televizyon uzmanlık bölümünden mezun oldu (1972). Mezuniyetten sonra Türk
Tarih Kurumu Yeni Türkiye Araştırma Merkezinde dökümantalist olarak çalıştı
(1972-1974). Askerlikten (1974-1975) sonra Dergâh Yayınlarında (yayın
yönetmeni, 1975-1977), TRT Kurumu'nda (Genel Müdür Danışmanı, 1977-1978),
tekrar Dergâh yayınlarında (1978) çalıştı.
Yayıncılığa ara vererek Ankara’ya
döndü ve Büyük Türkçe Sözlük'ü hazırlamaya başladı, Türkiye Yazarlar Birliğinin
kuruluş çalışmalarını yürüttü ve Birlik Yayınlarını kurdu (1978-80). 1980’de
Kültür Bakanlığı Sinema ve Telif Hakları Dairesinde sözleşmeli film yapımcısı
ve senaryo yazarı olarak çalışmaya başladı, Film Denetleme Kurulu üyeliği yaptı.
1986’da Kültür Bakanlığından ayrıldı. Zaman gazetesinin yayın kurulunda
yer aldı ve bu gazetede Kimlik başlığı altında günlük yazılar yazdı
(1986-87). Tunuslu yazar Gannuşi ve arkadaşlarının ağır cezalara
çarptırılmasını protesto etmek için Tunus elçiliğinin önüne siyah çelenk
koyduğu iki arkadaşıyla birlikte tutuklandı ve Devlet Güvenlik Mahkemesi
(DGM)’nde yargılandı (1987), beraat etti. Aynı yıl Zaman gazetesinden
ayrıldı. Bir süre Yörünge dergisinde haftalık yazılar yazdı (1991-92).
Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesinde yazarlık dersleri verdi. (1991-93). Vakit
(Akit) gazetesinde günlük yazılar yazdı (1994-96) ve Birlik Medya
AŞ’nin genel müdürlüğünü yaptı (1994-96). TBMM tarafından 22.05.1996’da Radyo
ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyeliğine seçildi. Bu görevi, Temmuz 2005’te
sona erdi.
Halen
Türkiye Yazarlar Birliği Vakfı Başkanı olarak çalışmalarını sürdürmektedir.
Evli ve 3 çocuk babasıdır.
Yazı Hayatı / Kültürel Hizmetleri
Mehmet
Doğan'ın ilk yazıları üniversite öğrencisiyken Fikir ve San’atta Hareket
dergisinde ilk yazıları yayımlandı. Hareket dergisi dışında seyrek
olarak Türk Edebiyatı, Mavera, İslâm, İlim ve Sanat, İzlenim, Nehir
dergilerinde yazdı. Yeni Devir, Zaman (1986-87), Yörünge (1991-1992), Vakit,
Akit (1994-1996, 2009-2014), Vahdet (2014-2016)
gazete ve dergilerinde günlük ve haftalık yazıları yayımlandı.
Türk Dili ve Edebiyatı
Ansiklopedisi’nin yayınını planlayan ve ilk ciltlerinin yayınını yöneten
Doğan, bu ansiklopedinin çeşitli maddelerini de yazdı. Ayrıca Türk Aile
Ansiklopedisi’nin (3 cilt, 1991-92) yayınını yönetti.
Daha çok sosyal ve iktisadî tarih,
fikir ve basın tarihi, dil gibi alanlarla ilgili olarak çalışmalar yaptı,
televizyon metinleri ve senaryolar yazdı, çeşitli televizyon program ve
filmlerinin yapımında görev aldı. Türkiye Yazarlar Birliği, Mehmed Âkif Fikir
ve Sanat Vakfı, Türkiye Yazarlar Birliği Vakfı, Türkiye Gönüllü Teşekküller
Vakfının kurucularından olan Doğan, uzun süre Türkiye Yazarlar Birliğinin genel
başkanlığını (1978-96, 2006-) yürüttü ve bu kuruluş tarafından yayımlanan Türkiye
Kültür ve Sanat Yıllığı’nın yayınını (1984-96) yönetti. TYB Vakfının da
kurucu başkanı olan Doğan, bu vakfın mütevelli heyet başkanlığını da (1991-96)
yürüttü.
Yazarlık
alanının tanımlanması, yazarların meslekî bir kuruluş çatısı altında
toplanması, geçmiş büyük yazarlarımızın ve yaşayan yazarlarımızın tanıtılması
yönünde çalışmalar yaptı. Safahat ve İstiklâl Marşı şairi Mehmed
Akif Ersoy’un sürekli olarak anılması, Ankara’da Millî Mücadele sırasında
ikamet ettiği Taceddin Dergâhı’nın korunmasını sağladı. Taceddin Dergâhı etrafındaki kanunsuz ve
ruhsatsız yapıların yıkılarak bölgenin İstiklal Marşı Bahçesi / Parkı haline
getirilmesi için proje hazırladı. Milletin milli mutabakat metni olan İstiklâl
Marşı’nın TBMM tarafından kabul edildiği 12 Martın millî gün şeklinde
kutlanması için çaba harcadı. TYB Vakfı bünyesinde Mehmed Âkif Araştırmaları
Merkezi kurarak Mehmed Âkif bilgi şölenlerinin yapılmasına öncülük etti.
Yapılan şölenlerin bildirileri 8 cilt halinde yayımlandı.
Türkiye
Yazarlar Birliği Vakfı çatısı altında Türkçenin temel metinlerinin okunması
için 1998’de “Safahat dersleri”ni başlattı. Ülke içinde Dursunbey / Suçıktı,
Çorum, Konya gibi ilçe ve il merkezlerinde şiir şölenlerinin yapılmasına
öncülük etti. “Yazar Okulu / Yazarlığa hazırlama seminerleri”ni planladı ve
Türkiye’de yazarlık öğretimi konusunda ilk adımların atılmasına öncülük etti
(2000). Millî Eğitim Bakanlığı’nın kelime yasakçılığı ve edebiyat müfredatını
kısıtlayıcı uygulamalarına karşı mücadele etti (2001-2002).
D.
Mehmet Doğan, Türkiye Yazarlar Birliği tarafından gelenekselleştirilen birçok
faaliyete öncülük etti. Bunlar arasında bilhassa Ahlâk Şûraları, Şehir Tarihi
Yazarları kongreleri ve Tarihi Roman ve Tarihte Roman bilgi şölenleri sayılabilir.
Türk
Dünyası ile münasebetlerin yeniden kurulması sürecinde, kültürel ve edebî
ilişkilerin gelişmesinde önemli yeri olan Türkçenin Uluslararası Şiir
Şölenlerinin düzenlenmesine öncülük etti.
İlki
1992’de Türkiye’de, ikincisi Kazakistan’da, üçüncüsü Türkmenistan ve dördüncüsü
Kıbrıs’ta, beşincisi Fransa/Strazburg’da, altıncısı Ukrayna/Kırım Akmescid’de,
yedincisi Makedonya Üsküp’te, sekizincisi Azerbaycan Bakü’de, dokuzuncusu
Kosova Prizren’de, onuncusu Kırgızistan Bişkek’te ve on birincisi Tataristan
Kazan’da yapılan bu şölenler yanında, Türk dünyasının yazar kuruluşları
başkanları arasında zirve toplantıları yapılması için çaba sarfetti. İlki
1993'de Ahmed Yesevi'nin hatırasına Türkistan'da (Yesi-Kazakistan) yapılan
zirve, ikinci olarak Konya'da Mevlâna'nın hatırasına ithafen yapıldı (1996).
Ödülleri:
Tarih ve Toplum adlı eseriyle
Türkiye Millî Kültür Vakfı teşvik ödülü (1978), Büyük Türkçe Sözlük’le
Türkiye Yazarlar Birliği Dil Ödülü (1982) ile Büyük Türkçe Sözlük’ün
geliştirilmiş 10. baskısıyla Özbekistan Yazarlar Birliği’nin Uluslararası
Kaşgarlı Mahmud Mükafatına lâyık görüldü (1995). Türk dünyası ve Balkan Türklerinin
kültürüne hizmetlerinden ötürü 7. Balkanlar Türk Kültürüne Hizmet Ödülünü aldı
(2004). 2016 Kültür Bakanlığı Özel Ödüllerinden Edebiyat Ödülü D. Mehmet
Doğan’a verildi. Karaman'da düzenlenen 735. Türk Dil Bayramı kapsamında, Büyük
Türkçe Sözlük'ün geliştirilmiş yeni baskısından ötürü Karaman Dil Ödülü’ne
layık bulundu (2012).
ESERLERİ:
Fikir Kitapları:
Batılılaşma İhaneti (1975, 36. bas.
2015), Tarih ve Toplum - Toplum
Yapımızın Tarihi Oluşumu (1977, gen. 4. bas. 1998), Dil Kültür Yabancılaşma (1984, gen.
5. bas. 2013), Halka Karşı
Demokrasi (1988, 5. bas. 1997), Camideki Şair - Mehmed Âkif (1989, gen. 5. bas. 2013), Türkiye'de Darbeler Müdahaleler ve Siyasî
Sistem (1990, 5. bas. 2017), Kemalizm (1992, genişletilmişi: Bir Savaş Sonrası İdeolojisi: Kemalizm adıyla 1994), Kültürel Savaş ve Savaş Kültürü (1992,
gen. 2. bas. 2005), İletişim veya
Dehşet Çağı (1993), Kitaplık
Kılavuzu (1996), Türkistan-Türkiye
Gergefinde İran (1996), Türkendülüsiye - Hilâl Operasyonu (1998, 2. bas. 2014), Bir Lügat Bulamadım (2001, 2. bas.
2014), Yüzyılın Soykırımı (2004,
3. bas. 2013), Mağlubiyet
İdeolojisinin Sonu (2007, 3. baskı 2012), Devlet Sözlük Yazar mı? (2007), İslâm Şâiri İstiklâl Şairi Mehmed Âkif (2008,
2. bas. 2013), Türkistan Türkiye -
Türk Kimliğinin Coğrafyaları (2010), Son Darbe Ergenekon (2010), Türkiye Cumhuriyeti Tarihine Giriş (2013, 4. bas.
2014), Ömrüm Ankara - Bir Ankara
Şehrengizi (2014), Kelimelerin
Seyir Defteri (2015), İki
Yol Açıcı: Nureddin Topçu ve Necip Fâzıl (2016), Neden Klasiklerimiz Yok? (2016). Ortadoğunun Türkçesi (2017).
Sözlükler:
Büyük Türkçe Sözlük (1981,
geliştirilmiş 25. bas. 2014), Okullar
İçin Büyük Türkçe Sözlük (1984, 6.bas. 1996), İlk Sözlük (1989), Temel Büyük Türkçe Sözlük (1994,
3. bas. 1996)
Film Metinleri ve Senaryolar:
Sanat Sözlüğü (1977), Ulucami
(1977), Şairler Meydanı (1978), Kaybolan Şehirler (1985), Nureddin Topcu
(1985), Mehmed Âkif (1986), Yaşayan Geçmiş (1987), Mimar Sinan (3 bölümlük
dramatik belgesel,1988).
KAYNAKÇA:
Sedat Yenigün / Batılılaşma İhaneti (Ortadoğu, 26.11.1975), Mete Tunçay
(Milliyet Sanat, 28.11.1975), İhsan Işık / Yazarlar Sözlüğü (1990, 1998) -
Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi (2001, 2004) – Encyclopedia of Turkish Authors
(2005) - Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları
Ansiklopedisi (2007, 2009) - Ünlü Fikir
ve Kültür Adamları (Türkiye Ünlüleri Ansiklopedisi, C. 3, 2013) - Encyclopedia
of Turkey’s Fomous People (2013), Âfet
Ilgaz / Kitap Mevsimi Kitaplar Lisan (Millî Gazete, 25.11.2001), D. Mehmet
Doğan’
Türkiye
Cumhuriyeti’nin kuruluşu, inkılapları, gerçekleşme, uygulama ve sonuçları
bakımından tartışılagelmiştir. Dönemin isimlendirilmesi dâhil olmak üzere,
inkılaplarının tanımlanmasında kullanılan kavramlar üzerinde, sosyal bilimciler
arasında birliktelik sağlamak mümkün olmamıştır. Yaşanılanın aktarılması,
geleceği inşa etmek için yapılanların kutsanması ya da ötekileştirilmesi ikilemlerinde
gerçek, niyetlere kurban edilmiştir. Türk İnkılap Tarihi, Devrim Tarihi,
İstiklal Mücadelesi gibi kavramlaştırmalar tüm bu tartışmaların görünen
sonuçlarıdır. Yazar D. Mehmet Doğan; gazeteci, fikir adamı, sivil toplum
kuruluşu yöneticisi ve edebiyatçı kimliği ile Türkiye Cumhuriyeti tarihine yeni
bir anlayışla yaklaşmak ve resmî tarih anlayışını sorgulamak düşüncesiyle kitabı
kaleme almıştır. D. Mehmet Doğan, halen Yazarlar Birliği Vakfı Başkanı olarak çalışmalarını
sürdürmektedir.
D.
Mehmet Doğan’ın, Türkiye Cumhuriyeti Tarihine Giriş kitabı; sunuş yazısı,
giriş, dokuz bağımsız bölüm ve eklerden oluşmaktadır. Sunuşta yazar; Türk
İnkılap Tarihi anlayışlarını değerlendirerek, resmî söyleme eleştirel bakışını
ifade etmektedir.
Yazarın,
“Cumhuriyetin ilk yıllarında demokratik bir rejim ortaya çıkmış mıdır?” sorusu,
bize kitabın muhtevası hakkında ipucu vermektedir.
Bir
hayli uzun tutulan girişte (s. 13-207), Türkiye Cumhuriyeti tarihi yazılırken
kullanılan terimler ve terimlerin ihtiva ettiği anlamlandırmalar üzerinde
değerlendirmeler yapılmaktadır. Doğan, düşünce zemini ve adlandırmalar
üzerinden, yeni bir Cumhuriyet Tarihi yazımı önerisi sunmaktadır. Alışılmış
girişlerin aksine yazar, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi’nin tartışmalı konularının
tamamına, burada yer vermiştir. Millî Mücadele’nin, medrese ve tekke mensupları
ile birlikte gerçekleştirildiğini, ancak zaferden sonra, harp sırasında omuz
omuza vuruşanların, yeni devlet mekanizmasından uzaklaştırılarak, savaşılan
düşmanın medeniyetinin benimsenmesine çaba harcandığını ifade etmektedir. Girişin
sonuç kısmında, I. Dünya Savaşı’ndan Cumhuriyetin ilanını kadar yaşanan
hadiseler, ayrıntılı bir kronoloji ile sunulmuştur. Genelde kronolojilerin
kitabın sonunda ek olarak verilmesi, alışılmış bir usul olmasına karşın, D.
Mehmet Doğan, kronolojiyi girişte okuyucu ile buluşturmuştur. Ancak Doğan’ın
zaman bilgisi sunumu, geleneksel metodun dışında, ayrıntılı bir anlatım şekline
dönüştürülmüştür. Bu yönü ile yazar, yeni bir tarih yazım denemesi de
önermektedir.
Birinci
bölümde, Millî Mücadele’nin muharebeler safhası incelenmiştir. Türk-Yunan harbi
ve harbin Türkiye’nin zaferi ile sonuçlanması neticesinde imzalanan Mudanya
Mütarekesi ve Lozan Barış Antlaşması, eleştirel bakış açısı ile ve perde arkası
gelişmelerle sunulmuştur. Burada, Lozan Antlaşmasının imzalanmasının tercih mi,
mecburiyet mi olduğu tartışılır. Bizzat imzalayan irade tarafından, antlaşma
hükümlerinin ilerleyen zamanlarda değiştirilmeye çalışılması nedeni ile, Lozan
Antlaşmasının bir mecburiyet olarak anlaşılması gerektiği ifade edilir. Lozan
Antlaşmasından on üç yıl sonra Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin imzalanması ve
Hatay Meselesi gibi konular,
Lozan’ın
imzalayanlar tarafından da bir mecburiyet olarak benimsendiğinin kanıtı olarak
gösterilmiştir.
İkinci
bölümde, yeni Türk devletinin yönetim biçiminin belirlenerek, Cumhuriyetin
ilanı çerçevesinde Ankara’nın başkent yapılması, devlet yönetim biçiminin
belirlenmesi konuları incelenmiştir. Mehmet Doğan, Mustafa Kemal Paşa’nın
cumhuriyetin ilanına hızlı karar vererek, uygulamaya koyduğunu kendi beyanı ile
açıklamaktadır. Esasen dönemin siyasi şartları gereğince, cumhuriyetin ilanının
enikonu tartışılacak bir yönü bulunmamaktadır.
Yeni
Türk devleti yönetim biçiminin cumhuriyet olacağı İngilizler tarafından
bilinmektedir. Henüz 1919 yılında, İngiltere yüksek komiseri Joan de Roberck
raporunda; “Mustafa Kemal’in hareketi Anadolu’da müstakil bir cumhuriyete doğru
inkişaf ediyor” ifadesi ile durumu değerlendirmiştir.
Üçüncü
bölüm, Hilafetin kaldırılması ve Osmanlı bakiyesi müesseselerin varlıklarına
son verilen inkılapları ihtiva etmektedir. Halifeliğin kaldırılması, Osmanlı
hanedan mensuplarının sürgüne gönderilmesi ve Halifeliğin kaldırılmasına
dünyada oluşan tepkilerin incelendiği bu bölümde yazar, “yirminci yüzyılda
dünyanın gidişatını etkileyen en önemli olayın 1917 Bolşevik İhtilali değil,
Osmanlı Devleti’nin yıkılışı olduğunu” ifade eder.
Cumhuriyet
devri Tek Parti idaresinin incelendiği dördüncü bölümde, kısa bir özet şeklinde
Tevhid-i Tedrisat, Diyanet İşleri Riyaseti, Erkân-ı Harbiye-i Umumîye Riyaseti
ve 1924 Anayasası değerlendirilmiştir. Burada, önemli konu başlıklarına ayrı
bir bölüm ayrılmış fakat, iki sayfalık bir özetle bölüm bitirilmiştir.
Tek
Parti idaresinin kurulma süreci, beşinci bölümde incelenmiştir. Burada,
Türkiye’de siyasal iktidarın şekillendirilmesi, Cumhuriyet Halk Fırkası’nın
yönetimde tek başına mutlak söz sahibi olması ve muhalif parti denemeleri ele
alınmıştır. Yazar, Kâzım Karabekir, Rauf Bey ve Adnan Bey’in Terakkiperver Cumhuriyet
Partisinin, Cumhuriyetin ilk muhalefet partisi olarak kurulmasını incelemiştir.
Aynı dönemde Şeyh Sait İsyanının başlaması, isyan gerekçe gösterilerek ilk
muhalefet partisinin kapatılması vb. hadiseler Türkiye’de Tek Parti yönetiminin
kökleşmesi çerçevesinde değerlendirilmiştir. Yazara göre bu dönem, aynı zamanda
inkılapların radikal biçimde ve büyük bir hızla gerçekleştirildiği, yeni
Türkiye’nin şekillendirildiği zaman dilimi olmuştur. Genç cumhuriyetin iç problemlerinin
arttığı sıralar görev verilen İstiklal Mahkemeleri, bu dönemde devrimlerin
topluma benimsetilmesinin önemli araçlarından birisi olmuştur. Devlete seküler
anlayışın yerleşmesinde, gerçekleştirilen devrimler kadar, devrimlerin önündeki
engelleri
D.
Mehmet Doğan, Türkiye Cumhuriyeti Tarihine Giriş kaldıran İstiklal
Mahkemelerinin de rolü olmuştur. Zorunlu değişimin ilginç anekdotları, yazar
tarafından burada verilmiştir. Diyanet İşleri Reisinin, aynı zamanda Cumhuriyet
Halk Partisi Ankara İl Başkanı olması, dönemin farklı ve ilgi çekici uygulamalarına
bir örnektir.
Atatürk
inkılaplarının tasnifinin yapıldığı altıncı bölümde yazar, inkılapları; Osmanlı
Devleti’nin sona erdirilmesi ile ilgili uygulamalar, dinî durumlara ve dinî
sayılan unsurlara karşı uygulamalar, teknik değişiklikler, Kemalizm’i
ideolojileştirme ve statü kurulmasına ilişkin uygulamalar olarak
sınıflandırmıştır. Yazara göre, Osmanlı kültürünü hatırlatan ve yaşatan değerlerin
yasaklanması (klasik müzik gibi), batı kültürünün Türkiye’de benimsenmesini kolaylaştırmıştır.
Yedinci
bölümde, Türkiye’de ikinci çok partili siyasi rejim denemesi ve sonuçları
incelenmiştir. Yazar, Serbest Cumhuriyet Fırkasının kurulması ve Menemen olayını,
toplum tepkisini ölçmeye ve inkılapların benimsenme derecesini görmeye yönelik
manevralar olarak değerlendirmiştir. Bu gelişmeler neticesinde Cumhuriyet Halk Partisi,
devletle bütünleşmiştir. Mustafa Kemal Paşa’nın ölümü, cenaze namazının
kılınması, cenaze merasimi ve 1951 yılında çıkarılan Atatürk’ü Koruma Kanunu bu
bölümde değerlendirilmiştir.
Doğan’a
göre bu kanun, “Atatürk Kültü” oluşturmaya hizmet etmiştir. Cumhuriyetin A’dan
Z’ye değerlendirilmesinin yapıldığı sekizinci bölümde, Atatürk’ün ölümü
sonrasında yaşanan sistem tartışmaları, Cumhuriyet Halk Partisi yöneticileri
arasında Atatürk’ün vefatından sonra ortaya çıkan anlaşmazlıklar ve iktidar
mücadeleleri incelenmiştir. Türkiye, artık mirasçısı olduğu Osmanlı Devleti’nin
aksine yöneticileri tarafından ulus devlet olarak tanımlanmaktadır.
ABD
ve İngiltere gibi dünya siyasetine yön veren ülkeler, Türkiye’nin Anadolu’da
bir ulus devlet olarak varlığını sürdürmesini benimsemişlerdir. Türkiye’nin
siyaset yapıcıları da büyük devletlerin bu politikasına hem düşünce planında
hem de siyaset planında itiraz etmemişlerdir.
Dokuzuncu
bölümde, Türkiye Cumhuriyeti’nin siyasal sistemi değerlendirilmiştir. Yazar,
Türkiye’yi tek adam yönetimine dayalı, oligarşik ve bürokratik bir cumhuriyet
olarak tanımlamıştır.
Cumhuriyet
Türkiyesi’nin, temel hak ve hürriyetler konusunda en hassas probleminin
devletin mahiyeti konusunda teori ve pratiğin çakışması olduğunu ifade eden yazara
göre; Türkiye her fırsatta Osmanlı Devleti’nin devamı olmadığını belirtirken,
devlet bürokrasisi Osmanlıdan tevarüs eden alışkanlıklarını devam ettirmiştir.
Özellikle 1924 yılından itibaren devlet, laik olarak tanımlandığı halde, siyasi
gelişmeler ve iç sorunlar üzerine, ihtiyaç duyulduğunda kutsal devlet kavramı
kullanılmaktan çekinilmemiştir.
Bölümler
içerisinde, incelenen konularla bağlantılı bazı görüşler ve gelişmeler,
“Çerçeve Yazı” başlığı ile sunulmuştur. Bu yöntemle, konu bütünlüğü bozulmadan,
farklı bakış açıları değerlendirilebilmiştir. Doğan, Türkiye Cumhuriyeti
Tarihi’ni, ana kaynağı, Nutuk olan, resmî tarih söyleminden farklı bir bakış
açısı ile D. Mehmet Doğan, Türkiye Cumhuriyeti Tarihine Giriş değerlendirmiştir.
Cumhuriyet tarihi okuyucularına, Nutuk ile birlikte, diğer Millî Mücadele
komutanlarının yazdıklarını ve İngiltere, Fransa, İtalya vb. ülkelerin
kaynaklarını da değerlendirmelerini tavsiye etmiştir.
Halil İbrahim ÇELİK
Öğr.
Gör., Necmettin Erbakan Üniversitesi Seydişehir Meslek Yüksek Okulu.