İslam bilgini, şair (D. ?, Diyarbekir,
- Ö. 1822, Diyarbekir,). Diyarbakır’da
yetişen ve geçen yüzyılın (IXX. Yüzyıl) başlarında din ilim ve fetvalarıyla tanınmış
olan Abdülhamid Efendi’nin mahlası (takma ad) Hamidi’dir. Büyük fıkıh (İslam hukuku) bilgini
Payaslı Ömer Efendiden icazet (yeterlilik, diploma) aldıktan sonra müderris (medrese
hocası) oldu. Sabahları Zinciriye, akşamları Ulu Cami medreselerinde ders
verdi. “Oldu Hamid Efendi müftî
Divârbekre” dizesinde de belirttiği gibi, 1815 tarihinde Diyarbekir Müftüsü
oldu.
Mütegallibe zorba) ve büyük
memurların zulmüne karşı halkı korumada çok celâdet (gözüpeklik) gösterdiği
için, çıkarları bozulanların düzeni ile Kasım 1818 başlarında Eğin ilçesine ve kısa
bir süre sonra da, daha uzakta olsun diye, Ankara'ya sürüldü. 1819 yılının yaz
aylarında üç ay kadar süren “Deli-Behram Paşa olayı”ndan sonra Diyarbakır’a
dönen Hamidî, yine derslerine başlamışsa da, 1822 yılı sonbaharının başlarında yeniden
kentten sürgün edilirken, vali tarafından Birinci Konak’ta şehit edildi.
Mezarı, Dağkapısı dışındaki “Gelbenigör” semtindedir. Bugün elde bulunan iki
gazelinin birinin sonunda şöyle demektedir:
“Elçeküp kat'-i ümîd itmez Hamidî Haşre dek
Genc-i nakd-i ömrüne olmuş ma'âş kâküllerin.”
KAYNAK:
Şevket Beysanoğlu / DFSA (1. Basım Ankara1966, 2. Basım 1996), İhsan Işık /
Diyarbakır Ansiklopedisi (2013).