Talat Paşa

Osmanlı Sadrazamı, Devlet Adamı, Siyasetçi

Doğum
Eğitim
Edirne Askeri Rüştiyesi (Ortaokulu)
Diğer İsimler
Mehmet Talat

Devlet ve siyaset adamı, sadrazam (D. 1874, Edirne - Ö. 1921, Berlin / Almanya). Tam adı Mehmet Talat olup, babası Kırcaali savcısı Ahmet Vasıf Efendi’dir. İlköğrenimini Kırklareli’nin Vize ilçesinde yaptı. Edirne Askeri Rüştiyesi (ortaokul)’ni bitirdikten sonra Edirne Posta ve Telgraf İdaresinde kâtiplik, Alyans İsrail Okulu’nda Türkçe öğretmenliği yaptı. Bu sıralarda siyasete katılarak, II. Abdülhamit yönetimine karşı yürütülen gizli Jöntürk hareketine katıldı, bu faaliyet içinde yer alma­sı nedeniyle tutuklandı (1895), daha son­ra Selanik’e sürgüne gönderildi (1898). Burada bir yandan Posta İdaresi’nde ça­lışırken, bir yandan da Selanik Hukuk Mektebi’ne devam etti, ancak yüksek öğrenimini tamamlayamadı.

Talat Bey, 1906’da, adı sonradan İttihad ve Terakki Cemiyeti olan Osmanlı Hürri­yet Cemiyeti’nin kurucuları arasında yer aldı. Selanik’te mason locasına girdi ve onların etkisini İttihad ve Terakki örgütlenmesi için kullandı. İttihad ve Terakki kışkırtıcılığını geniş alanlara yaydı. İki kez İstanbul’a gelerek İttihad ve Terakki Cemiyeti’nin burada da şubesini kurdu ve örgütlenmesini sağladı. Ancak bu gizli çalışmalarının saray tarafından öğrenilmesi üzerine görevine son verildi, ayrıca Anadolu’ya sürgün edilme cezası­na çarptırıldı. Hüseyin Hilmi Paşa’nın araya girmesiyle bağışlandı. Özel bir okulda müdürlük yaparken İttihad ve Terakki Fırkası’nın İstanbul’da örgütlenme çalışmalarını sürdürdü.

Talat Paşa, İkinci Meşrutiyet (1908)’in ilanında sonra, İttihad ve Terakki Partisi’nden Edirne milletvekili olarak Osmanlı Meclis-i Mebusanı’na girdi ve başkan vekilliğine getirildi. Maşrık-ı Azami Osmanî adıyla oluşturulan Türkiye Büyük Mason Locası’nın ilk üstadı azamı (büyük üstat) seçildi (1909-10) ve II. Abdülhamid’in tahttan indirilmesine ilişkin kararın alınmasında etkili oldu. İkinci Hüseyin Hilmi Pa­şa Hükümeti’inde Dâhiliye Nazırı (1909-11), Sait Paşa Hükümeti’nde Posta ve Telgraf Na­zırı (1912), Dahiliye Nazırı vekili olarak gö­rev yaptı.

Birinci Balkan Savaşı’ndaki ye­nilgi sonucu Bulgaristan’ın eline geçen Edirne’den vazgeçeceği iddiasıyla İttihad ve Terakki’nin Kâmil Paşa Hükümeti’ne karşı düzenlediği meşhur Babıâli Baskını (23 Ocak 1913)’nın planlayıcıları arasında yer aldı. İkinci Balkan Savaşı sırasında Balkan devletlerinin birbirlerine düşmeleri üzerine ordunun harekete geçirilmesinde etkili oldu. Edirne’nin Bulgarlardan geri alınmasından sonra da 29 Eylül 1913 tarihinde İstanbul’da yapılan barış görüş­melerine Türkiye başdelegesi göreviyle ka­tıldı. Said Halim Paşa’nın sadra­zam olmasından (12 Haziran 1913) başla­yarak, Har­biye Nazırı Enver ve Bahriye Nazırı Cemal paşalarla birlikte 1918 yılının sonlarına kadar ülkenin iç ve dış politikasını yönlendiren üç kişiden biri oldu. Karşıtlarının önleme çabalarına karşın, Said Halım Paşa Hükümeti’nde Dâhiliye Nazırlığına getirilen Talat Paşa, 2 Ağustos 1914 tarihli Türk-Alman İttifak Antlaşması’nın imzalanmasında ve bunun sonucu olarak Türkiye’nin Birinci Dünya Savaşı’na girmesinde de birinci de­recede rol oynadı. Savaş sırasında Erme­nilerin savaş bölgesinden güneye göç et­tirilmeleri kararının alınmasında etkili oldu ve Dâhiliye Nazırı olarak göç işlemlerini yürüttü.

Talat Paşa, siyasi rakibi Said Halim Paşa’nın sadrazamlık­tan (başbakanlık) ayrılması üzerine padişah Mehmet Reşat taralından vezirlik rütbesiyle sadrazamlık gö­revine (4 Şubat 1917) getirildi. Rusya’daki 1917 Ekim Devrimi’nden sonra savaştan çekilen Rusya’y­la Brest-Litovsk’ta yapılan barış görüşme­lerine Osmanlı devleti adına katılan Talat Paşa, VI. Mehmet (Vahdettin) tahta çıktı­ğında da (4 Temmuz 1918) sadrazamlık görevini sür­dürdü. Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik çıktığı anlaşılınca, anlaşmanın imzalanmasını kolaylaştır­mak için, 8 Ekim 1918’de Sadrazamlıktan istifa etti. Mond­ros Mütarekesi’nin (30 Ekim 1918) ardın­dan 1 Kasım’da açılan İttihad ve Terakki Ge­nel Kongresi’nde siyasetten çekildiğini açıkladı. Ertesi gün de bir Alman denizaltısıyla Türkiye’den ayrıldı. Rusya’ya, kısa bir sü­re sonra da oradan Almanya’ya giderek Berlin’e yer­leşti.

Talat Paşa, yurtdışındayken Sovyetler Birliği’nde faaliyet gösteren Enver Paşa ve Afganis­tan’ın hizmetine giren Cemal Paşa ile iliş­kilerini sürdürdü. Anadolu’da ulusal kur­tuluş hareketini örgütleyen Mustafa Kemal Paşa ile mektuplaştı ama dostluğunu kazanamadı. Enver Paşa’nın tersine, Sovyetler Birliği ile işbirliği konusunda da­ha çekingen; Anadolu’daki harekete el konulması konusunda ise acele edilmemesinden yanaydı. 15 Mart 1921 tarihinde, Berlin’de oturduğu apartmanın yakınlarında Sogomon Tayleryan adlı bir Ermeni komitacı tarafından tabancayla vurularak öldürülen Talat Paşa’nın cenazesi, tahnit edilerek (kimyasal maddelerle korumaya almak) önce Berlin’deki Müslüman mezarlığında, 25 Şubat 1943’te İstanbul’a getirilerek Hürriyet-i Ebediye tepesinde toprağa verildi.

Talat Paşa, küçük bir posta memuruyken İttihat ve Terakki örgütü içinde yükseldi, örgütün sivil kanadının lideri oldu. Türkiye, tarihinin en çalkantılı ve bunalımlı dönemini onun iktidarda bulunduğu yıllarda yaşadı. Koca bir İmparatorluğu ceha­leti, beceriksizliği yüzünden kısa bir sürede çok kötü bir duruma düşürenlerin önde gelenlerinden biri olduğu halde, bu korkunç sorumluluğun hesa­bını millete vermekten kaçarken, Sadrazam İzzet Paşa’ya bıraktığı mektupta; Mesuliyet kabul ediyorum, millete karşı hesap vermek ve mu­hakeme edilerek verilecek cezayı çekmek isterim. Size söz veriyo­rum, müsait bir vaziyet hâsıl olunca geleceğim” diyordu. Arkadaşları arasında memleketinden kaçmayarak sorumluğunun sonucuna katlanmak dürüstlüğünü gösterenler olmuştu. Talat Paşa bunu da yapamadı. Arkasında yıkılmış ve zor durumda bir vatan bırakarak Berlin'e kaçtı.

Yaşamının son yıllarında Berlin’de kaleme aldığı anıları, Alpay Kabacalı tarafından günümüz Türkçesiyle hazırlanarak “Talat Paşa’nın Anıları” (2000) adıyla yayımlandı. Ölümünden kısa bir süre önce üç gün boyunca kendisi ile görüşen İngiltere Gizli Haberalma Servisi elemanlarından Aubrey Herbert’in bu görüşmeyle ilgili anı ve notları da aynı kitapta yer almaktadır. Kazım Karabekir’in “İstiklâl Harbimizde Enver Paşa ve İttihat Terakki Erkânı” (1990) adlı eserinde ise Talat Paşa ve yandaşlarının Kurtuluş Savaşı’na olumsuz yaklaşımları anlatılmaktadır.  

KAYNAK: İbrahim Alâeddin Gövsa / Türk Meşhurları (1946), Milliyet Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi (c. 2, 1986), Kâzım Karabekir / İstiklâl Harbimizde Enver Paşa ve İttihat Terakki Erkânı (1990), Niyazi Hüseyin Bahtiyar / Balkanlar’da Türk Ünlüleri (1999, s.243-246), Alpay Kabacalı / Talat Paşa’nın Anıları (2000), Sema Dülger / Dünden Bugüne Devletin Zirvesindekiler (2007).

FOTO GALERİ

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör