Devlet adamı, Osmanlı sadrazamı (D. 1853, İstanbul – Ö. 1923, Nice / Fransa). Asıl adı Mehmed Ferid olup, babası devlet şûrası üyelerinden Seyyid Hasan İzzet Efendi’dir. Ailesi aslen Karadağ’ın Poşasi köyündendir. Hariciye dairesinde memuriyete başlayan Mehmed Ferid; Paris, Berlin, Petersburg ve Londra sefaretlerinde ikinci kâtip olarak çalıştı. Sultan II. Abdülhamid’in kız kardeşi Mediha Sultan’la evlenerek Saraya damat oldu ve Devlet Şûrası (Danıştay) üyeliğine getirildi (1886). İki yıl sonra vezir rütbesine terfi ettirildiyse de eşinin aracılığıyla Londra Büyükelçiliğine tayin isteği II. Abdülhamid tarafından kabul edilmeyince padişaha gücenerek uzunca bir süre eşinin Baltalimanı’ndaki yalısına çekilerek, bir süre toplumdan uzak yalnız bir hayat yaşadı.
Damat
Ferid, II. Meşrutiyetin
ilânından (1908) sonra Meclis-i Ayan (Senato) üyeliğine seçildi. Daha yüksek
mevkilere gelmek umuduyla İttihad ve Terakki Fırkası’na yaranma çabalarına
girerek eski devri kötülemeye başladı. Ancak İttihadcılardan beklediği
karşılığı göremeyince onların aleyhine döndü. Şubat 1910’da Meclis-i Ayan’a
verdiği anayasa değişikliği teklifiyle İttihatçıların 1909'da yaptıkları
anayasa değişikliğini eleştirerek, milli hâkimiyet ilkesini çok uluslu Osmanlı
ülkesi için zararlı bulduğunu ve yasama meclisine devredilen yetkilerin
tekrar Padişah, Ayan ve Mebusan meclisleri arasında bölüştürülmesi gerektiğini savundu.
Bu
önerge Meclisi-i Ayan’da kabul görmediyse de kendisi bir anda İttihad ve
Terakki yönetimine karşı oluşan muhalefetin umudu durumuna geldi. Damat Ferid,
çeşitli muhalif grupların birleşmesiyle ortaya çıkan Hürriyet ve İtilâf Fırkası
genel başkanlığına seçildi (25 Kasım 1911); ancak parti içi çekişmeler yüzünden
istifa etti (3 Haziran I912). Bundan sonra Meclis-i Ayan üyesi olarak,
özellikle 1913-18 yılları arasında muhalefetsiz tek parti rejimi uygulayan
İttihad ve Terakki yönetimine karşı eski İttihatçı Ahmed Rıza Bey ile birlikte
bir muhalefet partisi kadar etkili oldu.
Damat Ferid, Birinci Dünya Savaşı sonlarında, daha
çok İttihatçı bakanların hükümetten uzaklaşması üzerine, yeniden nüfuz sahibi
olmaya çalıştı. O sırada padişah tarafından Mondros’a baş delege olarak
gönderilmek istendiyse de İzzet Paşa Hükümeti’nce reddedildi. Bu yüzden İzzet
Paşa Hükümeti’ni İttihatçıların devamı olmakla suçlayan Ferid Paşa’nın
telkinleriyle padişah hükümetteki İttihatçı bakanların istifa etmesini istedi;
ancak hükümet toptan istifa etti. Yeni hükümetin kurulmasından üç gün sonra İtilâf
devletleri donanması İstanbul’a geldi (14 Kasım 1918). Yeni Tevfik Paşa
Hükümeti kimi İttihatçıları tutuklayarak yargılamaya başladıysa da İtilâf
devletleri tatmin olmadılar. Bu sırada Padişah II. Abdülhamid, İttihatçılara
karşı gevşek davranmakla suçladığı Tevfik Paşa’yı istifa ettirerek sadarete (başbakanlık)
Damat Ferid Paşa’yı getirdi (14 Mart 1919).
Damat
Ferid Paşa kurduğu hükümette Hariciye Nazırlığını da kendisi üstlendi. İlk işi,
çıkardığı “Dersaadet Divan-ı Harb-i Örfisi Hakkında Kanun” adlı kararname ile
eski İttihatçı sadrazam (başbakan), nazır (bakan) ve yüksek rütbeli subayların
tutuklanması oldu. Ayrıca, Osmanlı ülkesini tamamen işgal edileceği endişesine
kapılan Ferid Paşa, İngilizlerden önemli yerlere karakollar kurulmasını
isteyerek, 30 Mart 1919’da bir plan sundu. Bu plana göre, padişahın egemenlik
hakları saklı kalmak koşuluyla, Arap ülkelerine muhtariyet, Ermenistan’a da
bağımsızlık verileceğini bildirdi. Buna karşılık İngiltere’den asayişi
sağlamak üzere gerekli gördüğü bölgeleri işgal etmesini istedi. Damat Ferid’in
İngilizleri kazanmak uğruna İttihatçılara karşı başlattığı şiddet politikası,
bu arada Ermeni tehciri sırasında Yozgat’taki olaylardan sorumlu tutulan
Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey’in alelacele yargılanarak 10 Nisan 1919’da idam
edilmesi ülke çapında tepkilere yol açtı. Bu arada kimi komutanlar Anadolu’daki
birliklerin başına getirilirken Mustafa Kemal Paşa da Dokuzuncu Ordu
müfettişliğine atanarak kendisine geniş yetkiler verdi (30 Nisan 1919).
İngiliz
yüksek komiserliğinden hükümete verilen 14 Mayıs 1919 tarihli notada İzmir’deki
olaylar yüzünden buraların mütareke gereğince İtilâf Devletlerine teslimi isteniyordu,
ertesi gün de İzmir Yunanlılara işgal ettirildi. Bu durum karşısında İngiliz
yetkililerine Yunan işgalinin asla kabul edilemeyeceğini bildiren Ferid Paşa, onlardan
olumlu bir yanıt alamayınca 16 Mayıs 1919’da istifa ettiyse de bir gün sonra
hükümeti kurma görevi tekrar kendisine verildi. 19 Mayıs 1919’da göreve
başlayan yeni Damat Ferid Hükümeti, İngilizlerden beklediği desteği alamayınca
Fransızlara yanaştı ve Fransız himayesinin kabul edilebileceğini bildirerek
onların aracılığı ile Paris Konferansı’na katılmak üzere başvuruda bulundu.
İtilâf devletleri 30 Mayıs 1919’da bir Osmanlı heyetinin konferansa katılmasına
karar verdi. Büyük umutlarla gittiği Paris Konferansı’ndan eli boş dönen Ferid
Paşa, çeşitli çevrelerden eleştiri yağmuruna tutuldu. Bu sırada Milli Mücadeleyi
başlatan liderlere karşı hükümetin tavır almış olması yüzünden Anadolu ile
İstanbul arasına da soğukluk girmişti. Ferid Paşa, kendisinin bulunmadığı
sırada işlerin karıştırılmış olduğunu ileri sürerek kabahati hükümetine yükledi
ve Sadaretten istifa etti (20 Temmuz 1919). Ancak ertesi gün üçüncü kez
hükümeti kurmakla görevlendirildi.
Damat
Ferid Paşa yeni hükümeti hiçbir partiye mensup olmayan tarafsız kimselerden
kurdu. İtilaf devletleri, Erzurum Kongresi’ni yönlendiren Mustafa Kemal Paşa
ile Rauf Bey’in tutuklanmasını, aksi halde Doğu Anadolu’yu işgal edeceklerini
bildirmeleri, Ferid Paşa'yı telâşlandırdı. Amerika da 21 Ağustos 1919’da hükümete
bir nota vererek Ermeniler öldürüldüğü takdirde Osmanlı Devleti’nin tamamen
dağıtılacağını bildirdi. Ferid Paşa, İngilizlerin de baskısıyla bir yandan
Sivas Kongresi’ni dağıtmak için birtakım çalışmalara girişirken bir yandan da
buradaki gelişmelerin ortaya çıkardığı tehlikeleri ileri sürerek İngilizlerden
bir an önce antlaşmanın imzalanması konusunda yardım almaya çalıştı. Mustafa Kemal
Paşa, Heyet-i Temsiliye adına İtilâf devletlerine gönderdiği bir telgrafta,
Türk ulusunun “vatana ihaneti sabit olan” Ferid Paşa Hükümeti yerine ulusal
gayelere dayanan bir hükümet istediğini bildirdi (24 Eylül 1919). İtilâf
devletlerinin Ferid Paşa’ya Mustafa Kemal ile uzlaşması önerisinde bulunması üzerine
Damat Ferid sadaretten tekrar istifa etti. Yerine getirilen Ali Rıza Paşa’nın
kurduğu hükümet de bir yıl istifa etti (3 Mart 1920).
Padişah
bu kez Salih Paşa’yı hükümeti kurmakla görevlendirdi (8 Mart 1920). Bundan
hoşlanmayan İtilâf devletleri İstanbul’u resmen işgal ettiler (16 Mart 1920),
Meclisi basarak kimi mebusları Malta’ya sürdüler. Baskılara dayanamayan Salih
Paşa da istifa etti (2 Nisan 1920). Padişah dördüncü kez Damat Ferid’i sadarete
getirdi (5 Nisan 1920). Ferid Paşa 8 Nisan’da İngilizlerle ilişkiye geçen Kuvayi
Milliye’yi bastırmak üzere asker kullanmasına izin verilmesini istedi ve
İngiliz makamlarının onaylayacağı şekilde çalışmaya hazır olduğunu bildirdi. 10
Nisan 1920 günü bir genelge yayımlayarak, Anadolu’da başlayan millî hareket
önderlerini “fitne ve fesatçı” Kuvay-ı Milliyecileri de “asi” olarak ilân etti.
Kuvay-ı Milliyeciler de Damat Ferid’in bu genelgeyi yayımlaması için fetva
veren Şeyhülislam Dürrizâde’nin fetvasını etkisizleştirmek için, Ankara Müftüsü
Mehmed Rifat (Börekçi) Efendi başta olmak üzere, 153 müftünün imzaladığı bir
fetva yayımladılar.
Bu
arada Meclis-i Mebusan’ın Ferid Paşa tarafından kapatılması üzerine buradan kaçan
mebuslarla birlikte Ankara’da Büyük Millet Meclisi toplandı (23 Nisan 1920).
Meclis kendi içinden çıkardığı bir hükümetle devlet ve ülke yönetimine resmen
el koydu ve böylece ülke iki hükümetli duruma geldi. Ankara hükümeti 30
Nisan’da İtilâf Devletleri’ne bir nota vererek İstanbul ve padişah işgalden
kurtuluncaya kadar, devletin tek meşru yönetiminin Büyük Millet Meclisi Hükümeti
olduğunu bildirdi. Buna karşın İstanbul Hükümeti, barış koşullarını belirlemek
üzere, Tevfik Paşa’nın başkanlığındaki bir heyeti aynı gün Paris’e gönderdi. Paris
Konferansı hazırladığı barış koşullarını 11 Mayıs’ta Osmanlı heyetine bildirdi.
Bir ay içinde yazılı cevap istenen antlaşma metninin bir ölüm fermanından farkı
yoktu.
Mustafa
Kemal Paşa, Paris’e giden heyetin Türk ulusunu temsil etmediğini, konferans kararını kabule yetkili olmadığını
açıkladı. Ankara İstiklâl Mahkemesi de Ferid Paşa’yı vatana ihanet suçundan
ölüme mahkûm etti. Damat Ferid Paşa, Paris’te hiçbir olumlu sonuç alamadan ve
antlaşmayı imzalamadan İstanbul’a döndü (14 Temmuz 1920). Fakat Paris Konferansı’nın,
antlaşma on gün içinde imzalanmadığı takdirde gereken önlemleri alacağını
bildirmesi üzerine Ferid Paşa, Ankara ile uzlaşma yolları aradı. Bu arada
hükümet içinde kimi nazırların (bakan) antlaşmanın imzalanmasına karşı
olmaları yüzünden Ferid Paşa yeni bir hükümet oluşturmak için istifa etti ve aynı
gün hükümeti kurmakla tekrar görevlendirildi (31 Temmuz). Damat Ferid Paşa
beşinci ve sonuncu hükümetini daha çok “evetçi”lerden kurdu. Hariciye Nazırlığı
görevini de kendisi üstlendi. Sevr Antlaşması’nın Damat Ferid Hükümeti
tarafından imzalanması (10Ağustos 1920) bütün ülkeyi mateme boğdu. Ankara
hükümeti, antlaşmayı imzalayanları vatana ihanet suçundan ölüme mahkûm etti.
Bu
tarihten itibaren Damat Ferid’in yıldızı İngilizler nezdinde hızla sönmeye
başladı. Fransız yüksek komiseri, Ankara ile İstanbul
arasındaki uzlaşmaya tek engel saydığı Ferid Paşa’yı sadaretten uzaklaştırmak
için İngiliz meslektaşına işbirliği önerisinde bulundu. İki yüksek komiser 17
Ekim 1920’de padişahı ziyaret ederek Ferid Paşa’nın istifasını istemeleri
üzerine, Ferid Paşa aynı gün istifasını verdi. Bir süre İstanbul’da kaldıktan
sonra eşinin hastalığını bahane ederek Avrupa’ya gitti. Büyük zaferin kazanılmasından
sonra İstanbul’a döndüyse de bu sırada İstanbul’da kalmayı tehlikeli görerek
21 Eylül 1922’de ailesiyle birlikte yeniden Fransa’ya giderek Nice’e yerleşti.
Şükrü Naili Paşa komutasındaki Türk ordusunun İstanbul’u işgalden kurtardığı 6
Ekim 1923 günü Nice’te öldü.
KAYNAKÇA: Gazi
Mustafa Kemal / Nutuk (1927), Kâzım Karabekir / İstiklâl Harbimiz (1960), Refik Halit Karay/ Minelbab İlelmihrab (1964), İbnülemin
Mahmut Kemal İnal / Osmanlı Devrinde Son Sadrazamlar
(c. IV, 1969), Tarık Mümtaz Göztepe / Vahdettin Mütareke Gayyasında (1969),
Sina Akşin / İstanbul Hükümetleri ve
Milli Mücadele (1983), Tarık Zafer Tunaya / Türkiye’de Siyasal Partiler (c. I, 1984), Salâh R. Sonyel / Türk Kurtuluş Savaşı ve Dış Politika (1987),
TDV İslam Ansiklopedisi (c. 8, İstanbul 1993), İhsan Işık / Ünlü Devlet Adamları
(Türkiye Ünlüleri Ansiklopedisi, C. 1, 2013) - Encyclopedia of Turkey’s Famous
People (2013).