İlim, din ve siyaset
adamı (D. 1821/22, Buhara – Ö. 1890, İstanbul). Özbek Türklerindendir. Öğrenim
hayatı konusunda elimizde pek fazla bilgi yoktur. Ancak, yaptığı işlerden iyi
bir eğitim gördüğü anlaşılmaktadır. Aynı zamanda şairlik yönü de bulunan Şeyh
Süleyman Efendi, eski Türk ve Fars edebiyatını da iyi bilmektedir.
1844 yılında hac yapmak
üzere Türkistan’dan Bağdat’a geçti, oradan da Hicaz’a giderek burada üç yıl
kaldı. 1847 yılında Buhara emirinin Dersaadet kapı kethüdası olarak İstanbul’a
geldi. Türk milliyetçiliği yolunda dil, folklor ve siyaset alanlarıyla
ilgilendi. Şeyh Süleyman Efendi, Türkistan’dan hacca gitmek üzere yola çıkan
Türkistanlıların İstanbul’da konaklamaları için kurulmuş olan Özbekler Tekkesi
şeyhliğini de yaptı. Osmanlı hanedanının sefiri sıfatıyla Hindistan’a,
Afganistan’a ve Türkistan’a görevli olarak gitti. Bu başarılı devlet seyahati
nedeniyle taltif edildi ve üçüncü rütbeden mecidiye nişanına lâyık görüldü.
1877’de Macarlara gönderilen heyetin başkanı olarak Macaristan’a gitti.
Şeyh Süleyman Efendi’nin
tek eseri Lûgât-i Çağatay ve Türkî-i Osmanî 1882 yılında İstanbul’da
Mihran Matbaasında basıldı. Bu eser Ignos Kunos tarafından Almancaya da
çevrildi.
KAYNAK: Ertuğrul Yaman / Türkiye’deki Türk
Dünyası (A.K. Bolaç – A. Esatoğlu ile, 1998), İhsan Işık / Resimli ve Metin
Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2. bas. 2009).