Âfet Ilgaz

Roman Yazarı, Öykü Yazarı, Yazar

Doğum
02 Ocak, 1937
Ölüm
21 Ocak, 2015
Eğitim
Çapa Eğitim Enstitüsü Edebiyat Fakültesi Türkçe Bölümü
Burç
Diğer İsimler
Afet Ilgaz Muhteremoğlu, Afet Muhteremoğlu

Hikâye ve roman yazarı (D. 2 Ocak 1937, Ezine / Çanakkale – Ö. 21 Ocak 2015, İstanbul). Tam adı: Afet Ilgaz Muhteremoğlu. Afet Muhteremoğlu imzasını da (1968’e kadar) kullandı. Çapa Eğitim Enstitüsü Edebiyat Fakültesi Türkçe Bölümü (1956) mezunu. Aynı fakültenin Felsefe ve Klasik Diller bölümlerinde bir süre okudu. İzmit ve İstanbul’da bir süre Türkçe öğretmenliği yaptı. Öğretmenlikten istifa ederek eşi Rıfat Ilgaz’la birlikte Sınıf Yayınlarını kurdu. Sahibi olduğu bir anaokulunda öğretmenlik ve yöneticilik yaptı.  

İlk yazısı 1954’te Dünya gazetesinde yer aldı. Hikâyeleri Yücel (1955) dergisinde başlayarak 1956’dan itibaren İstanbul, Türk Dili, Varlık, Yansıma, Yeditepe, Gelecek, Sanat ve Toplum gibi dergilerde ve Yeni Gazete, Yeni İstanbul ve Cumhuriyet gazetelerinde yer aldı. Başlangıçta sosyalist dünya görüşüne yakınken daha sonra İslâmcı dünya görüşünü benimsedi. Son yıllarda Millî Gazete ile Yeni Şafak gazetelerinde, son olarak Yeni Çağ gazetesinde günlük yazılar yazdı.

Orta halli ailelerde yaşanan olayları ve çeşitli toplumsal sorunları konu edindi. Geleneksel yapıyla bağlantı kurmaya çalıştı. Bazı öykülerinde köy kökenli insanların kentlileşme sürecinde çevreleriyle yaşadıkları uyumsuzlukları gerçekçi ve yalın bir dille anlattı. Kadın dünyasının gizli, acılarla dolu yanlarını, kadın sorunlarını ve siyasal çalkantıları ele aldı.

Bir söyleşisinde sanat anlayışını şöyle yansıttı: “Sanatçı topluma atılım gücü veren, toplumu olumlu değişmelere hazırlayan, kişiyi sömürüden kurtarmayı amaç edinen kişidir. Sanatçı bu duruma gelmişse, bu olgunluğa erişmişse çevresine belli bir açıdan bakacaktır ister istemez. (...) Önemli olan bir sanatçının ele aldığı kişiler ve olaylar değil, daha çok onlara bakışı ve ele alış biçimidir. Toplumumuzda muhakkak ki en saygı duyulması gereken kişiler emekçiler, toplumun yükünü taşıyanlar, bu yükün altına girenlerdir. (...) Sanatta devrimci tavır, halkın dalkavuğu olmak değil, halkla beraber olmaktır. Halkın en sağlam yanlarını, en gerçek yanlarını, en güvenilir yanlarını görebilmektir. (...) Halkı eleştirmek, ama ona gene de inanmak.”

Temalarını çoğunlukla kentin apartman çevresinden seçti. Konuları ve kişileri üretim etkinlikleri ile ilişkilerinin dışında oluştu. Dolayısıyla, Asım Bezirci’nin ifadesiyle “sınıfsal çelişkileri pek yansıtmıyorlar”. Sınıf ayrımı, yoksul/zengin ikiliğinde belirdi, bu ikiliği başarıyla yansıttı. Kapıcıları, hizmetçileri, beslemeleri, gündelikçi kadınları ve çocuklarını, apartmanlarda oturanları, şoför, öğretmen, hâfız, manav gibilerini ustalıkla betimledi ve birer tip düzeyine başarıyla yükseltti. Dili ve anlatımı da bu amaçlarına uygun olarak yalındır.

Halk Hikâyeleri’nde apartmanların, hanların rutubetli, havasız, güneşsiz bodrum katlarında, ışıksız, yolsuz, susuz gecekondularda oturan Anadolulu kişileri konu edindi.

Ölü Bir Kadın Yazar adlı öykü kitabında, Feyza Zaim’in ifadesiyle “sanatçı özgünlüğüne eleştirmenler tarafından indirilen ölümcül darbelere karşı yaratıcının sürdürdüğü varlığını koruma savaşı, mizah öğelerinin ustalıkla kullanıldığı bir anlatımla” aktarıldı. Bu kitapta, öyküler kadın yazar duyarlığını kısıtlayıcı kurallara bir tepki niteliği taşımaktadır; ayrıca Ilgaz’ın yaratıcılık, anlatıcının öykülerdeki yeri ve işlevi, öyküleme yöntemleri üzerindeki düşüncelerine dair ipuçları içermektedir.

On üçer bölümden oluşan “Annem Annem” ve “Toprak İnsanları” yerli dramalarından ilki 1979’da, ikincisi 1987’de TRT I televizyonunda; “Çocuklar da Savaştı”, “Annem Annem”, “Filiz Büyüyor” adlı radyo oyunları da 1987-88 yılları arasında TRT radyolarında yayımlandı. Hikâyeleri Bulgarca, Çekçe, Slovakça ve Almancaya çevrilerek bu dillerde çıkan antolojilerde yer aldı. Eşiktekiler (1960) romanıyla Yeni İstanbul gazetesinin 1960 Törehan Ödülünü, Başörtülüler (1964) hikâyesiyle Türk Dil Kurumu 1965 Hikâye Ödülünü, Yol romanı ile Türkiye Yazarlar Birliği 1993 yılı Roman Ödülünü kazandı.

Afet Ilgaz, 21 Ocak 2015’te İstanbul’da vefat etti. hayatını kaybetti. Cenazesi Fatih Sümbül Efendi Camii'nde öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazının ardından Yedikule mezarlığında toprağa verildi.

Hiç kuşkusuz, usta bir yazar. Türkçeye egemenliğinden tutun, birtakım çok geçerli (!) biçimsel oyunları kulak arkası edişinden, yani büyük özentisizliğinden, zaman içinde hep kendi kendine benzemenin çok namuslu rahatlıklarına kadar... Sadeliği içinde yayılıp genişleyen bir taşkındır onunki. Ve bu garip sessizliğin, aşırı durulum ortasında felaket bir kışkırtıcılığı var. Sezerek değil, bilerek, kullanarak yürür hep. Bütün bu nedenlerle, uygulama ve yorum tarzında bir virtüöz edası bulurum ben onun.” (Mübeccel İzmirli)

Afet Ilgaz, “Dede Korkut’tan Sait Faik’e uzanan tahkiye çizgisini birleştirmeyi ve temsil etmeyi başarmış ilk kadın öykücümüzdür. (…)

“Tahkiyede izlediği zikredilen doğrusal çizgiyle, temsil gücünden beslenen bütüncül bir bakış açısını, siyasal, ideolojik vb. gündelik durumlar yerine, doğrudan kadın/insan konusuna odaklayan Afet Ilgaz, Marksistken de Müslüman olduktan sonra da hemen aynı bakış açısını uygulamakla kalmamış, onu edebiyat, hayat, ölüm vb. konularındaki eleştirel ve sorgulamacı tutumuna da temel bir dayanak kılmıştır.

“Afet Ilgaz, öykülerini yalın bir dille ve klasik kurgu ile anlatmış, bakış açısındaki tutarlılık ve işlediği konularla, yerli öykücülükte kendi kuşağında yer alan diğer kadın öykücülerden daha fazla ve kendisinden sonra da işlenebilir yeni öykü damarları açmıştır.” (Ömer Lekesiz)

“Ötedenberi ilgi gösterdiği bu düşkün insanların güncel yaşantılarını, özlemlerini, umarsızlıklarını, üzüntülerini Ilgaz ayrıntıları kaçırmayan güçlü bir gözlemcinin dikkatiyle sergiliyor. Fakat bunu yaparken insan ya da halk sevgisinin körüklediği bir duyarlığa, abartmaya kapılmıyor. Tarafsız davranmaya çalışıyor. Kişilerinin iyi yanları kadar kötü yanlarına da soğukkanlılıkla ışık tutuyor. Örneğin, ‘Yürüyüş’ hikâyesinde, kapıcı Hediye’nin köyden kente gelen kaynı, üniversite öğrencisi Ahmet’i polise ihbar eder. Niyeti onu yerinden çıkararak odasını yüksek fiyatla başkasına vermek, farkı gizlice cebine atmaktır! Buna karşılık, ‘Pembe ile Ramazan’ hikâyesindeki gündelikçi kadın, Almanya’ya giderek orada evlenen sorumsuz kocasının üvey çocuklarına yüksünmeden şefkatle bakar!

“Yazarın tarafsızlığını güçlendiren bir davranışı da şu: Zenginleri yoksulların gözüyle gösterdiği gibi, yoksulları da zenginlerin gözüyle göstermeyi ihmal etmiyor.” (Asım Bezirci)

ESERLERİ:

HİKÂYE: Bedriye (1963), Başörtülüler (1964), Toprak (1968, ilavelerle Toprak İnsanları adıyla 1972), Halk Hikâyeleri (1972), Çeribaşı Abdullah’la İdamlık İsmail (1974), Ölü Bir Kadın Yazar (1983), Kazdağı Öyküleri (2000).

ROMAN: Eşiktekiler (1960), Aşamalar (1977), Sendika (1987), Garip Bir Dâvâ (1987), Bir Feministin Doğruya Yakın Portresi (1988), Âd Semûd Medyen (1991), Yol (1993), Yolcu (1994), Menekşelendi Sular (uzun hikâye, 1997), Ermiş (2000).

ÇOCUK ROMANI: Annem Annem (1972), Değişen Sevgiler (1976, daha sonra Yaz Göçebeleri adıyla), Çocuklar da Savaştı (resimleyen İsa Çelik, 1979), Filiz Büyüyor (1991), Karadaylak (1991).

GEZİ: İtalya Mektupları (1962).

DENEME: İbnü’l-Vakt (gazete yazıları, 2000), Ateş Denizinde Yol Alan Gemi (2002), İkindi Güneşi (2003).

ÇEVİRİ: En Güzel İtalyan Hikâyeleri (antoloji, 1962).

KAYNAKÇA: İlhami Soysal / Bedriye (Akis, Kasım 1963), Asım Bezirci / 1950 Sonrası Hikâyeciliğimiz (Yeni A, Kasım 1973) - 1950 Sonrasında Hikâyecilerimiz (Eleştiriler-Konuşmalar, 1980), Yurt Ansiklopedisi (c. 1, 1982), İhsan Işık / Yazarlar Sözlüğü (1990, 1998) - Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi (2001, 2004) – Encyclopedia of Turkish Authors (2005) - Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006, gen. 2. bas. 2007) - Ünlü Edebiyatçılar (Türkiye Ünlüleri Ansiklopedisi, C. 4, 2013) - Encyclopedia of Turkey’s Famous People (2013), Gürsel Aytaç / Edebiyat Yazıları 3 (1995), Ömer Lekesiz / Yeni Türk Edebiyatında Öykü - 3 (1999), Behçet Necatigil / Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü (18. bas. 1999), Sevinç Çokum / Ermiş (Türkiye, 21.7.2000), Ayşe Kara / Kazdağı Hikâyeleri (Heceöykü, Haziran-Temmuz 2004), Ünlü yazar, son yolculuğuna uğurlandı (İHA, 21 Ocak 2015).

 

 

 

Kuramdan Yoruma Öykü Yazıları

Afet Ilgaz, Bedriye (1963), Başörtülüler (1964), Toprak (UÖ, 1968; Toprak İnsanları, 1972), Halk Hikayeleri (1972), Çeribaşı Aptullah’la İdamlık İsmail (1974), Ölü Bir Kadın Yazar (1983), Menekşelendi Sular (UÖ, 1997), Kazdağı Öyküleri (2000) ile Dede Korkut’tan Sait Faik’e uzanan tahkiye çizgisini birleştirmeyi ve temsil etmeyi başarmış ilk kadın öykücümüzdür.

Tahkiyede izlediği zikredilen doğrusal çizgiyle, temsil gücünden beslenen bütüncül bir bakış açısını, siyasal, ideolojik vb. gündelik durumlar yerine, doğrudan kadın/insan konusuna odaklayan Afet Ilgaz, Marksistken de Müslüman olduktan sonra da hemen aynı bakış açısını uygulamakla kalmamış, onu edebiyat, hayat, ölüm vb. konularındaki eleştirel ve sorgulamacı tutumuna da temel bir dayanak kılmıştır.

Afet Ilgaz, öykülerini yalın bir dille ve klasik kurgu ile anlatmış, bakış açısındaki tutarlılık ve işlediği konularla, yerli öykücülükte kendi kuşağında yer alan diğer kadın öykücülerden daha fazla ve kendisinden sonra da işlenebilir yeni öykü damarları açmıştır.

 

(Kuramdan Yoruma Öykü Yazıları – 2005)

Yazar: ÖMER LEKESİZ
FOTO GALERİ

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör