Şair ve
ressam. 4.Eylül 1959, Arpaçay / Kars doğumlu. İlkokul yıllarından itibaren aile
bireylerini, öğretmenlerini ve yakın çevresinde gördüklerini resmetme yeteneği
fark edilerek teşvik edilmeye başlandı. Ondan sonra resim vazgeçilmez tutkusu
oldu. Babasının devlet memuru olması ve dolayısıyla sık sık görev yeri
değiştirmesi nedeniyle çocukluğu ve gençliği Anadolu’nun çeşitli yörelerinde
geçti. Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü’nde okudu.
Ayşegül
Dinçbaş, yağlıboya resim çalışmaları yaptı, makaleler ve köşe yazıları yazdı,
sanatsal dekoratif çalışmalar yaptı. Resim çalışmalarından oluşturduğu ilk ve
ikinci sergilerini, eşinin görevi nedeniyle bulunduğu Edirne Devlet Güzel
Sanatlar Galerisi’nde 1993 ve 1995 yıllarında açtı. Üçüncü resim sergisini 1998
yılında Bilecik Devlet Güzel Sanatlar Galerisinde, “Söğüt’te Yaşayan Osmanlılar’’
konulu dördüncü kişisel resim sergisini Söğüt Etnografya Müzesi’nde açtı. Daha
sonra düzenlediği bir sergi İstanbul (Sultanahmet), Tekirdağ, Kütahya, Yalova,
Bursa, Kapadokya, Konya, Urfa, Bilecik başta olma üze on beş ili dolaştı.
Kıbrıs’ın Girne kentinde ikamet etti.
Birçok
sivil toplum kuruluşunda gönüllü çalışmalarına katılan Ayşegül Dinçbaş, Edirne
Okçuluk ve Atıcılık İhtisas Kulübü, Edirne Şehit Aileleri Yardımlaşma Derneği,
Edirne Galatasaraylılar Derneği, Bilecik Yardım Sevenler Derneği Bilecik Türk
Basın Birliği ve İLESAM üyesidir. “Aralasan Hayatı” adlı kitabı “Sevda
Denizi” adıyla Bakü’de Azerbaycan Türkçesiyle yayımlandı.
Yaşam; eğitimsiz olmaz demişler okullu yıllar başlamış...
Babasının devlet memuru olması nedeniyle çocukluk ve gençlik yıllarında Anadolu'yu ve insanını tanıma şansı bulmuş...
Ardından mutlu bir evlilik ve şimdilerde boyunu aşmış iki oğlu, bir gelini bir torunu ve sevgili eşi; aslında onlar can arkadaşları, yaşamı paylaştıkları...
Resim sanatı, yağlı boya ve peinture dalındaki ilk kişisel sergisini Edirne Devlet Güzel Sanatlar Galerisi'nde 1993–94, İkinci kişisel sergisini de alışılmadık bir şekilde şiir de ekleyip yine aynı galeride 1994–95 yılı içerisinde sergiledi...
Yürek İster adıyla ilk şiir kitabını 1997 yılında Edirne halkıyla paylaştı.
Bilecik İl Valisi Sayın A. Refik Öztürk'ün önerisi doğrultusunda 4 Haziran 1998 tarihinde Bilecik Devlet Güzel Sanatlar Galerisinde 3. kişisel sergisini açtı,
Bilecik/Söğüt'te ‘' Söğüt'te Yaşayan Osmanlılar'' konulu sergisi, Cumhurbaşkanımız Sayın Süleyman Demirel tarafından Söğüt Etnografya Müzesi'nde açılarak, taçlandırıldı...
Ve yine Bilecek İl Valiliği'nce organize edilen; 29 Nisan1999'da Edirne'den görkemli bir açılışla başlayıp İstanbul(Sultanahmet), Tekirdağ, Kütahya, Yalova, Bursa, Kapadokya, Konya, Urfa, Bilecik gibi 15 ilde sergilenen bu etkinlik, Ankara'da finali gerçekleşecekken, ne yazık ki aynı yıl 17 Ağustos depreminin ardından maalesef yarım kaldı...
Aslan Galatasaray Dergisi Edirne ve Bilecik İl Temsilciliği,
Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi öğrencilik yılları,
13 Kasım 2004'te Tekirdağ İl Kültür Müdürü'nün teklifi üzerine "Atatürkçü Düşünce Derneği" ile birlikte açtığı Atatürk konulu ortak sergisi: Yağlı boya Atatürk resimleri ve Atatürk fotoğrafları sergisi...
Bu yıldan itibaren yaşamını KKTC’de sürdürmekte ve İLESAM K.K.T.C Temsilciliği görevini de yürütmektedir ...
Estetisyenlik ve Güzellik Uzmanlığı dalında yurt dışında eğitimler.
2007 yılı Mart ayında Doğu Akdeniz Üniversitesi / Mağusa / K.K.T.C' de Aralasan Hayatı adlı ikinci şiir kitabını yayımladı...
Aralasan Hayatı şiir kitabı aynı yıl Prof. Dr. Elçin İSGƏNDƏRZADƏ tarafından Bakü'de Azerbaycan Türkçesine Sn.Təranə MUSEYEVA ile birlikte çevrilerek VEКTOR Nəşrlər Evi'nde Sevda Dənizi adıyla yayımlandı...
Kıbrıs Türk-İngiliz Derneği'nin her yıl ortaklaşa organize ettiği karma yağlıboya resim sergisine KKTC'li sanatçılarla birlikte katıldı...
"Ve deniz dibi kadar sakin sandığı yüreğinde bulutları cebine doldurup türküler söylediğimiz kalabalık sokaklar, rengi değişen nehirler, kokusunu yitirmiş sebzeler, meyveler, kirlilik kokan hava, yüzleri maskeli fatura satıcıları, hayal tacirleri, kayırmacılar, mafya babaları, yok olan güzellikler... Ve onları elinde fırçası resmetme arzu ve kaygısı;
Her doğan günde yoğunlaşan Ata sevgisi ve özlemi ile yapılan yağlı boyada can bulan Atatürk resimleri ile açılan sergileri,
Ertelenmiş bir yığın özlemin ardından gelen ve hiç peşini bırakmayan şiir sevgisi, aşkın tohumu olan şiirler; yaşanmamışlıkları yaşama döken şiirler; şiir dostları.
Aşk Gözlerinde isimli 7 şarkılık sözü ve müziği kendisine ait olan ilk CD albümünü Sayın Tuncay Yalın'ın prodüksiyon ve Stüdyo Ankara'nın mix-kayıt'ı ile müzikseverlerin beğenisine sunuşu. - 2009 -
Ve bir de sadece şiirle yaşamak değil, şiirle dile gelmek özlemleri...
Bu özlemle yayına başlayan www.siirsanati.com adlı sitesinde, Radyo Şiir Sanatı'nda, İzim Sanat, KIBRIS SANAT kültür sanat ve edebiyat dergisinde sanat ve edebiyat alanında hayata geçecek olan projelerine bir nebze de olsa katkı sağlamak arzusu ve yansımaları devam etmekte…
Üyelikler:
Edirne Okçuluk ve Atıcılık İhtisas Kulübü,
Edirne Şehit Aileleri Yardımlaşma Derneği,
Edirne Galatasaraylılar Derneği,
ETV Sorumlu Müdürü (Edirne Radyo ve Televizyonu),
Bilecik Yardım Sevenler Derneği,
Bilecik Türk Basın Birliği Şube Başkanlığı,
ve benzerleri gibi bir çok dernekte ve özel kuruluşlarda aktif görevler aldı.
ESERLERİ (Şiir):
Yürek
İster (1997),
Aralasan
Hayatı (2007).
KAYNAKÇA: İsa Kayacan / Yürek İster (Van Postası, 17.03.2007), İhsan Işık / Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları
Ansiklopedisi (2006), Nazif
Karaçam / Aralasan Hayati Oradan Şair Ayşegül Dinçbaş Çıkar (Yeni İnan,
Tekirdağ, 12.08.2007), İhsan Işık / Ünlü Kadınlar (Türkiye Ünlüleri Ansiklopedisi, C. 6, 2013) -
Encyclopedia of Turkey’s Famous People (2013).
ben şair olurum
her Bodrum'a geldiğimde
bir de
mavi gözlerini
gördüğümde
ne size
ne de akıp giden zamana
ben Bodrum'a yenilirim
Bodrum'a geldiğimde
Ben Bodrum'a geldiğimde
şair olurum
bir de
bir de mavi gözlerini
gördüğümde.
(Aralasan Hayatı)
fırtınadan
kalan sessizlik
işlediyse ruhuna
hıçkırıkların kanat sesleri
yüreğinde
haykırışlar
umutsuz bakışlar
gördüysen gözlerinde
boşlukta asılıysan gecelerce
ve hayat bundan ibaretse
bil ki
Cennet de
Cehennem de
kendi bedeninde
duygular kaya gibi
sert
ağır
yontulmamış
aşınmışsa
azgın dalgalarla
deli rüzgarla
hayat denen rüyayı
seyrediyorsan donuk gözlerle
çırılçıplak kaldıysan
üşüyorsan
ağlıyorsan
korkuyorsan
herşey sana tuzak
sen herşeyden uzak
iki damla gözyaşı
aktıysa içine sessiz sessiz
omuzlarındaysa dünyanın yükü
bulamadıysan ondan bir iz
kokusunu duyuyorsan hala
yanıyorsa geniz
ve deniz
kıpır kıpırsa
bekle
mutlaka bir gün
geleceğim diyor sana
ve
tüm sıcaklığıyla yanıbaşındaysa
hayat
rüya bile olsa
denemeye değmez mi
tatmadığın bu kaldıysa
aralasan bir köşesinden
hayatı usulca
ve yeniden
merhaba
desen
denemeye değmez mi
(Aralasan Hayatı)
Kaç kez oldu yazıp söylüyorum şair
olmadığımı, bilmiyorum.
Fakat
yıllardan beri şairlerin içindeyim. Türk ve Fransız Edebiyatı’nı özel olarak
okumuşumdur. Yerli ve yabancı şairlerden çok beğendiklerim vardır. Trakya
şairleri arasında da böyle tanıdıklarım bulunmaktadır. Ayşegül Dinçbaş bu
tanıdık-larımdan biridir.
Ayşegül Dinçbaş’ıdaha önce tanımış fakat
son olarak Hayrabolu Ayçiçeği Festi-vali’nin şiir dinletisi programı sırasında
gördüm. Yeni bir şiir kitabı çıkardığını söyledi. ‘’ ARALASAN HAYATI’’ adını
taşıyan kitabını imzalayıp verdi. İlk şiir kitabı olan ‘’ YÜREK İSTER’’I de
2005 yılında yine Hayrabolu’da vermişti.
Ayşegül Dinçbaş Trakya şairlerinden biridir
ama farklı konumda olan bir şairdir
Şiir
dışında güzel sanatlar alanında da çalışmaları vardır. Sergiler açmakta,
yazılar yazmaktadır. Anadolu insanını anlatan bir roman çalışması olduğunu
söylemişti.
Kendi tarifiyle şiir ve güzel sanatlar
alanında yolalmaya çalışan özgün eserler tasarlayıp ortaya koymayı amaçlamış
bulunan Ayşegül Dinçbaş yaşamı, duygu ve düşüncelerini, beklenti ve
özlemlerini, yaratıcıyeteneğini eserlerinde dile getirmektedir. Bu nedenle
Ayşegül Dinçbaşı şiirlerinde bulmaktayız. Onu şiirleri ile tanımaktayız. Çok
yönlü olduğunu anlamaktayız.
Ayşegül Dinçbaş’ın kolay şiir yazdığını
sanmıyorum.
İki kelime var ki, birbirinden ayrı düşünülemez…Aşk ve şiir…Öyle olunca,
âşık ve şairi de aynı
potada eriyen iki unsur olarak kabul
edebiliriz.“Aşk”, tek kelime ile “şiir”ya da“şiir”, tek kelime “aşk”tır.
Çünkü, aşkın ve dolayısıyla şiirin
içinde bütün bir kâinat vardır…İnsan, bu atmosfer içinde,
hayalin ulaşamayacağı bir mertebeye
yükselir. Ki, orada cümle hüzün ve ıstırap, bir zevk ve saadet
çağlayanı halinde ruhlara dolar ve
insanı ebedi huzura kalbeder…İşte o huzur ve saadeti ifade edebilmek
için, onu yaşamak, dolayısıyla âşık ya
da şair olmak gerekir.
Günümüzün zarif ve içli
şairlerinden Ayşegül Dinçbaş, o huzur ve saadeti yaşamış ve duygularını
“Bodrum” adlı şiirinde olduğu gibi,
mısra mısra bize sunmuştur:
ben şair olurum
her Bodrum’a geldiğimde.
bir de
mavi gözlerini
gördüğümde.
ne size
ne de akıp giden zamana
ben Bodrum’a yenilirim
Bodrum’a geldiğimde.
ben Bodrum’a geldiğimde
şair olurum.
bir de
mavi gözlerini
gördüğümde…
İnsan sevgisini, memleket
sevgisini, doğayı ve zamanı, böylesine öz ve sade ifadelerle, böylesine
içten ve samimi şekilde dile
getirebilmek için, aşkın alevden deryasına pervasızca dalmak ve gerçekten
şair olmak gerekir.
1959’da dünyaya gelen ve
Kıbrıs’ta yaşayan Ayşegül Dinçbaş, şiirlerinden bir kısmını, 2007’de,
“Aralasan Hayatı” isimli ikinci
kitabında toplamış bulunuyor. Şairimiz, eserin “sunuş” bölümünde,
bakınız ne diyor:
“…Deniz dibi kadar sâkin
sandığım yüreğimde, bulutları cebime doldurup, türküler söylediğimiz
kalabalık sokaklar, rengi değişen
nehirler, kokusunu yitirmiş sebzeler, meyveler, kirlilik kokan hava,
yüzleri maskeli fatura satıcıları,
hayal tacirleri, kayırmacılar, mafya babaları, yok olan güzellikler ve
onları elimde fırça, resmetme arzu ve
kaygısı.
Her doğan günde yoğunlaşan
Ata sevgisi ve özlemi ile yapılan yağlı boyada, can bulan Atatürk
resimleri ile açılan sergiler…
Ertelenmiş bir yığın
özlemin ardından gelen şiir sevgisi, aşkın tohumu olan şiirler, umutsuzluğun
umudu olan şiirler, yaşanmamışlıkları
yaşama döken şiirler, şiir dostları.
Ve bir de sadece şiirle
yaşamak değil, şiirle dile gelmek özlemleri.”
“Şiir, ressamın renklerle
yaptığını, kelimelerle yapma sanatıdır.” tarzında güzel bir tarif vardır.
Ayşegül; gerçek bir şair olarak,
ressamın renklerle yaptığını kelimelerle ifade eden ve usta bir ressam
olarak, şairin kelimelerle ifade ettiği
duygu ve güzellikleri, fırçasından dökülen renklerle gözler önüne
seren, mümtaz ve müstesna bir sanatkârdır.
O, ülke çapında ve ülke
dışında katıldığı etkinliklerde, yayınladığı şiir kitapları ve zaman zaman
düzenlediği yağlıboya resim
sergileriyle, edebiyat ve sanat dünyasının aranan ve takdirini kazanan,
renkli ve son derece sempatik bir simâsı
olmuştur.
“Aşk Gemisi” isimli şiirini
okurken, karşımızda âdeta şaheser bir tablo seyreder gibi oluyoruz:
gizemli
bir ada
küçük bir kayık
yalnız
bir başına
okyanusta.
rotası
çizilmiş
belli belirsiz
biraz ürperti
biraz buruk
bilinmedik.
hazırlıklar
bitti bitecek
bekliyorum gelmeni
aşk gemisi.
dumanım
tüttü tütecek…
Ünlü heykeltraş Rodin’e:
-Bu kadar güzel heykelleri
nasıl yapıyorsunuz? diye sormuşlar. Rodin demiş ki:
-O heykeller, aslında
kazıdığım taşların içinde var da, ben fazlalıkları atarak, içindeki
heykeli
çıkarıyorum.
Genellikle, serbest ve
kendine has tarzda yazdığı şiirlerinde, daha çok sevgi ve aşk konularını
işleyen Ayşegül Dinçbaş da, temiz bir
Türkçe ile kaleme aldığı şiirlerinde, lüzumsuz sözcüklere itibar
etmemiş, az ve öz yazma gayreti
içinde, başarıya ulaşmasını bilmiştir. İşte onun, aynı zamanda dini
vecd içindeki ürperişlerle terennüm
ettiği ve “Senin Sevgin” ismini verdiği “öz” şiirlerinden biri:
sevgindir üstüme yağan
rahmetinle
sağnak
sağnak
düşlerimden
damla
damla
akar
hislerime çarparak
sevginle yeşerir her dal
her gönül
yaprak
yaprak.
İsa kurtuldu çarmıhtan
insanlık da kurtulacak
riyakârlıktan bir gün
yalnız sana sığınarak..
ANTALYA ŞİİRE DOYDU
Basın Kültür / Sanat / Magazin 05.04.2010
Birbirinden etkili birçok sanatsal etkinliğe ev sahipliği yapan Antalya, bu sefer de şairleri ağırladı.Türkiye'nin dört bir tarafından gelen şairler Sea Life Hotel'de buluştu.
Şiir Sanatı topluluğunun organize ettiği buluşma üç gün sürdü. Buluşmada şiir paylaşımı kadar müzikal zenginlik de dikkat çekiciydi.
Sanatta nitelikten ödün vermeyen Şiir Sanatı ailesi, kısa zamanda çok ciddi adımlar atarak gündem oluşturdu.
Radyo Şiir Sanatı'nı kurdu ve İZİMSanat dergisini yayımladı.
Programın devam eden bölümünde Ayşegül Dinçbaş editörlerine, radyo programcılarına, sunucularına ve katılımcılara katılımcı belgesi, plaket ve çeşitli armağanlar sundu. İlk gün şairlerin kendi şiirlerini seslendirmesiyle sona erdi.
Programın ikinci günü çarpıcı bir final niteliğindeydi. Gün boyu yapılan şiir sohbetlerinin, dinletilerin ardından Sea Life Hotel'in muhteşem salonunda akşam programı gerçekleşti. Akşam programında nefeslerin tutulduğu anlarda, Şiir Sanatı ailesinin seçtiği yılın şairini anons edildi.
Türk Dünyası Yazarlar ve Sanatçılar Vakfı (TÜSAV) Başkanı Yahya Akengin alkışlar arasında "yılın şairi" olarak sahneye geldi ve duygu dolu bir teşekkür konuşması yaptı.
Ayakta alkışlanan Akengin'e Ayşegül Dinçbaş değerli bir tablo, hediye etti ve Yılın Şairi Plaketini sundu.
Yahya Akengin yılın şairi seçildiği Zakkum adlı şiirini seslendirdikten sonra Ayşegül Dinçbaş 1. Yaş Günü pastasını kesti.
Öte yandan şiir programı enfes konserlerle renklendi. DÜnyaca tanınan Piyano virtiözü Cemile Arif, TRT Sanatçılarından Bestekâr Tuncay Yalın, Ebru Aktaş ve Engin Çır şairler buluşmasına katılanlara ve Sea Life Hotel konuklarına unutulmaz birer konser verdiler.
22.Dönem milletvekillerinden şair Faruk Ambarcıoğlu, Cumhurbaşkanının dayısı da olan şair Abdullah Satoğlu, İLESAM Başkanı şair-yazar Mehmet Nuri Parmaksız, başarılı gazeteci ve TV yorumcusu Ahmet Çakır ve Kemer Esnaf Odası Başkanı şair Bolat Ünsal gibi özel konukların katıldığı buluşma üçüncü gün hep birlikte yapılan kahvaltıyla sona erdi.
İZ'İM SANAT BASIN YEMEĞİ
İlk sayısı ile okurları selamlayan ve büyük ilgi gören İZ’İM Sanat dergisi, Antalya basınına basın tanıtım yemeği verdi.
İZ’İMSanat dergisi İmtiyaz Sahibi Ayşegül Dinçbaş’ın verdiği yemekte, Antalya basınının önemli isimleri bir araya geldi.
Son Nokta’nın samimi atmosferinde yemekli olarak süren buluşma, doyumsuz güzellikte sohbetlerle, şarkı ve şiirlerle sürüp gecenin ilerleyen saatlerine kadar devam etti. Basının önemli isimleri, dergi sahibi Ayşegül Dinçbaş’ın şiirlerini seslendirerek hoş bir sürpriz yaptı.
AYŞEGÜL DİNÇBAŞ VE ŞİİRLERİ ÜZERİNE
ABDULLAH SATOĞLU
İki kelime var ki, birbirinden ayrı düşünülemez...Aşk ve şiir...Öyle olunca, âşık ve şairi de aynı potada eriyen iki unsur olarak kabul edebiliriz. "Aşk", tek kelime ile "şiir" ya da"şiir", tek kelime "aşk"tır çünkü, aşkın ve dolayısıyla şiirin içinde bütün bir kâinat vardır... İnsan, bu atmosfer içinde, hayalin ulaşamayacağı bir mertebeye yükselir. Ki, orada cümle hüzün ve ıstırap, bir zevk ve saadet çağlayanı halinde ruhlara dolar ve insanı ebedi huzura kalbeder... İşte o huzur ve saadeti ifade edebilmek için, onu yaşamak, dolayısıyla âşık ya da şair olmak gerekir.
Günümüzün zarif ve içli şairlerinden Ayşegül Dinçbaş, o huzur ve saadeti yaşamış ve duygularını "Bodrum" adlı şiirinde olduğu gibi, mısra mısra bize sunmuştur:
ben şair olurum/her Bodrum'a geldiğimde.
bir de/mavi gözlerini/gördüğümde.
ne size/ne de akıp giden zamana
ben Bodrum'a yenilirim/Bodrum'a geldiğimde.
ben Bodrum'a geldiğimde/şair olurum.
bir de/mavi gözlerini/gördüğümde...
İnsan sevgisini, memleket sevgisini, doğayı ve zamanı, böylesine öz ve sade ifadelerle, böylesine içten ve samimi şekilde dile getirebilmek için, aşkın alevden deryasına pervasızca dalmak ve gerçekten şair olmak gerekir.
1959'da dünyaya gelen ve Kıbrıs'ta yaşayan Ayşegül Dinçbaş, şiirlerinden bir kısmını, 2007'de, "Aralasan Hayatı" isimli ikinci kitabında toplamış bulunuyor. Şairimiz, eserin "sunuş" bölümünde bakınız ne diyor:
"...Deniz dibi kadar sâkin sandığım yüreğimde, bulutları cebime doldurup, türküler söylediğimiz kalabalık sokaklar, rengi değişen nehirler, kokusunu yitirmiş sebzeler, meyveler, kirlilik kokan hava, yüzleri maskeli fatura satıcıları, hayal tacirleri, kayırmacılar, mafya babaları, yok olan güzellikler ve onları elimde fırça, resmetme arzu ve kaygısı.
Her doğan günde yoğunlaşan Ata sevgisi ve özlemi ile yapılan yağlı boyada, can bulan Atatürk resimleri ile açılan sergiler...
Ertelenmiş bir yığın özlemin ardından gelen şiir sevgisi, aşkın tohumu olan şiirler, umutsuzluğun umudu olan şiirler, yaşanmamışlıkları yaşama döken şiirler, şiir dostları.
Ve bir de sadece şiirle yaşamak değil, şiirle dile gelmek özlemleri."
"Şiir, ressamın renklerle yaptığını, kelimelerle yapma sanatıdır." tarzında güzel bir tarif vardır. Ayşegül; gerçek bir şair olarak, ressamın renklerle yaptığını kelimelerle ifade eden ve usta bir ressam olarak, şairin kelimelerle ifade ettiği duygu ve güzellikleri, fırçasından dökülen renklerle gözler önüne seren, mümtaz ve müstesna bir sanatkârdır. O, ülke çapında ve ülke dışında katıldığı etkinliklerde, yayınladığı şiir kitapları ve zaman zaman düzenlediği yağlıboya resim sergileriyle, edebiyat ve sanat dünyasının aranan ve takdirini kazanan, renkli ve son derece sempatik bir simâsı olmuştur.
"Aşk Gemisi" isimli şiirini okurken, karşımızda âdeta şaheser bir tablo seyreder gibi oluyoruz:
gizemli bir ada/küçük bir kayık
yalnız/bir başına/okyanusta.
rotası çizilmiş/belli belirsiz
biraz ürperti/biraz buruk/bilinmedik.
hazırlıklar/bitti bitecek/bekliyorum gelmeni
aşk gemisi./dumanım/tüttü tütecek...
Ünlü heykeltraş Rodin'e:
-Bu kadar güzel heykelleri nasıl yapıyorsunuz? diye sormuşlar.
Rodin demiş ki:
-O heykeller, aslında kazıdığım taşların içinde var da, ben fazlalıkları atarak, içindeki heykeli çıkarıyorum.
Genellikle, serbest ve kendine has tarzda yazdığı şiirlerinde, daha çok sevgi ve aşk konularını işleyen Ayşegül Dinçbaş da, temiz bir Türkçe ile kaleme aldığı şiirlerinde, lüzumsuz sözcüklere itibar etmemiş, az ve öz yazma gayreti içinde, başarıya ulaşmasını bilmiştir. İşte onun, aynı zamanda dini vecd içindeki ürperişlerle terennüm ettiği ve "Senin Sevgin" ismini verdiği "öz" şiirlerinden biri:
sevgindir üstüme yağan
rahmetinle/sağanak
düşlerimden/ damla damla
akar/ hislerime çarparak
sevginle yeşerir her dal
her gönül/ yaprak/yaprak.
İsa kurtuldu çarmıhtan
insanlık da kurtulacak
riyakârlıktan bir gün
yalnız sana sığınarak..
ŞİİR SANATI KÜLTÜR, SANAT
VE EDEBİYAT SİTESİ, RESSAM
Ayşegül Dinçbaş tarafından K.K.T.C'nin tatil yöresi
Girne'de 2008 yılı Temmuz ayında kurulmuştur.
"Kuruluşunda temel gaye, farklı coğrafyalarda Türkçe konuşan toplumların kültür, sanat ve edebiyat alanındaki gelişmesine katkı sağlamak, Türk diline hakimiyetlerini en üst seviyeye çıkarmak, bu bağlamda her yaş grubundaki bireylere edebiyat eserlerimizi tanıtarak, özellikle yazını teşvik ederek dilimizin yabancı lisanlar karşısında zamanla kaybolmasını önlemektir.""
Şiir Sanatı Sitesi üyelerinin şiirlerini, makale, öykü, deneme ve roman çalışmalarını asabileceği, yorum yazılabilir, yorumlara cevap verilebilir bölümlerden oluşmaktadır. Ayrıca düzeyli bir forum ve her üyenin kendi blogunu inşa edebileceği özgür alanlar ile kendi kitap, fotoğraf ve yağlı boya tabloları gibi çeşitli sanatsal ürünlerini sergileyebileceği kişisel bölümler de mevcuttur. Böylece üyelerimiz kendilerini özgürce ifade ederek bireysel ve toplumsal gelişime daha fazla katkıda bulunabileceklerdir.
Sitede SSL Güvenlik Sertifikası ile üyelerimizin bire bir veya kendi tercihlerine göre kuracakları grupların iç üyeleri/diğer üyelerle gerçek zamanlı sohbet imkanı mutlak gizlilik kuralları ile sağlanmıştır.
Yakın bir zamanda aynı gizlilik esas alınarak, SSL Güvenlik Sertifikası ile sitede üyelere sesli ve görüntülü sohbet imkanı verilecektir.
Atatürk Köşesi'nde Ulu Önder'in ayrıntılı Yaşam Öyküsü, İlkeleri ile Gençliğe Hitabesi, Sözleri, 10. Yıl Nutku, Bize anlatılmayan Atatürk bölümü ve ressam Ayşegül DİNÇBAŞ atölyesinden yağlı boya ATA tabloları görülebilir.
Şiir Sanatı Anti - spam kurallarına sadıktır. Hiç bir üyeye, hiç bir bölümden üyenin istemi dışında rutin e-mail gitmez.
Site üye ve ziyaretçileri eğitimli, kültür düzeyleri yüksek, toplumda sevilen sayılan her yaştan sanatı seven bireylerdir.
ŞİİR SANATI PLATFORMU
KIBRIS Sanat Dergisi
I.Girne Şiir ve Musiki Günleri
7-8-9 Mayıs 2014
Etkinlik Özeti
Ayşegül Dinçbaş
Kıbrıs, 7-8-9 Mayıs 2014 tarihlerinde farklı bir etkinliğe sahne oldu.
I. Girne Şiir ve Musiki Günleri ve 'Aşk ve Girne' konulu güfte yarışması.
Etkinlik Programı
Açılış Kokteyli Konuşması
Sempozyum Açılış Konuşması
I. Girne Şiir ve Musiki Günleri Kapanış Bildirgesi
Fotoğraf ve Videoları
Basından haberler
-Bayrak Radyo Televizyon Kurumu Gözüyle-
-Girne Belediyesi Gözüyle-
-Girne Amerikan Üniversitesi Gözüyle
-Şiir Sanatı Platformu Gözüyle-
http://www.siirsanati.com/v2011/index.php?option=com_content&view=article&id=1020&Itemid=315
http://www.siirsanati.com/v2011/index.php?option=com_content&view=article&id=1811%3Asite&Itemid=315
http://www.siirsanati.com/v2011/index.php?option=com_content&view=article&id=1810%3Asite&Itemid=315