Şair ve yazar. 25 Aralık 1922, Limanköy / Çayeli / Rize doğumlu.
Çayeli İlkokulu, Eyüp Ortaokulu, İstanbul Erkek Lisesi (1940), İstanbul Teknik
Üniversitesi İnşaat Fakültesi (1947), Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi
Enstitüsü (1962) mezunu. Devlet Demir Yolları Dairesi (1948-50) ve Karayolları
Yol Etüt ve Fen Proje Kurulunda (1950-60) inşaat yüksek mühendisi olarak; İmar
İskân Bakanlığında Afet İşleri Genel Müdürü, Teknik Kurul Başkanı ve Müsteşar
olarak (1961-82) görev yaparak emekliye ayrıldı. 1982’de Paris, Yeni Zelanda ve
Şili’de yapılan Dünya Deprem Mühendisliği konferanslarına Türkiye delegesi
olarak katıldı.
İlk şiiri, İstanbul dergisinde (1941), daha sonra şiir,
deneme ve eleştirileri Türk Dili, Varlık, Ilgaz, Yeditepe, Yeni Ufuklar,
Güney, Akşam, Yeni Ortam dergi ve gazetelerinde yayımlandı. Türk Dil
Kurumunun 1955 yılında açtığı Öztürkçe Deneme Yarışmasında birincilik, üç
denemesiyle katıldığı TRT 1971-72 Sanat Ödülleri yarışmalarında üç başarı ödülü
aldı.
ESERLERİ:
ŞİİR: Ağacın Derdi (1955), Duman Duman Üstüne (1959),
Bana Sensin Yaşamak (1966), Esintiler Kavşağı (1973), Sevgi
Tutanağı (1980), Güz Şarkıları (1991), Güzellikler Ortasında (1992),
Ötelerden Gelen (1993), Borda Bordaya (2004).
DENEME-İNCELEME: Işıklanan Ülke (1966), Ataç’
KAYNAK: Hıfzı Veldet Velidedeoğlu / “Sunuş” (Atatürkçü Düşünce,
1972), TDE Ansiklopedisi (c. 7, 1976-98), Atilla Özkırımlı / Türk Edebiyatı
Ansiklopedisi (1982), Seyit Kemal Karaalioğlu / Resimli Türk Edebiyatçılar
Sözlüğü (1982), Yurt Ansiklopedisi (c. VIII, 1982-83), Behçet Necatigil /
Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü (18. bas. 1999), Şükran Kurdakul / Şairler ve
Yazarlar Sözlüğü (gen. 6. bas. 1999), TBE Ansiklopedisi (2001), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli
Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2. bas., 2009).
Ne de
güzel oturmuşlar yanyana!
Salkım
saçak
Tel-duvak!
Gönülleri
tanırsak bir sevinçle aydınlık
Yüzleri
de!
Nikahları
kıyılacak!
Arkasından
düğün-dernek kolay
Sev,
sevebildiğince
Deli
gönül hesaba gelir mi hiç!
Ne
gündüz bilir ne gece!
Yaş
ilerler, çocuk çoluk üstüme
Dereken
saç sakal ağrır
Bakkal
borcu,
Giyim
harcı,
Eczacı!
Buna
can mı dayanır?!...
Yaşayıp
dururuz şu hayatı
Aslını,
astarını bilmeden!
Ne
gelende sırrımızdan bir kıvılcım!?
Ne bir
haber gidenden!
Kimimiz
peynir, ekmek yer sevinir,
Kimimiz
altın saraylarda dövünür!
Kimimiz
mendil mendil sallanır rıhtımlarda
Kimimiz
güneşte, kimimiz kamarada!
Kimimiz
düğün, şenlik der eğlenir,
Kimimiz,
selviliklere yollanır!
Kimimiz
sevda çeker, kimimiz ah
İşlerimiz
tıkırında maşallah!
İyiler
de kötüler de hep bizden
Binlerce
türkü ses çıkar bestenizden!
Kara
toprak örterken üstümüzü
Yıldız
yıldız ağlar bize gökyüzü!
Bir
oyundur devreden bu sahnede
Oyuncusu
da biz, seyircisi de!
(Ağacın
Derdi, 1955)
Bir
bilseniz neler neler olacaktı!
Biletine
büyük ikramiye vurduğunda;
Hanlar,
apartmanlar, saraylar
Cana
can katan bayanlar
Hepsi
hepsi onun olacaktı!
Öylesine
gerekleşecekti rüyaları...
Yemeğini
de kaşıkla, çatalla yiyecek
Geceleri
bara, baloya gidecekti
Bira
şişesi bile onun şerefine
Başka
türlü köpürecekti
Dünyaya
Bir
defa daha gelecek değildi ya
Gel
şarap, git bira
Doya
doya içecekti.
Gel
gelelim nasıl saklayacaktı bayanlardan
Tarlada
yanmış, nasırlanmış ellerini!?
Gece
demedi üzüldü
Gündüz
demedi üzüldü
Rahatı
kaçtı Memiş’in
(Ağacın
Derdi,1955)
Görülmemiş
bir korkulu rüyadasın!
Ne ben
anlatayım,
Ne sen
dinle!
Bir
esinti var iki dünya arasında
Dal dal
sallanmadasın!
Yaşam
inadına güzel
Yeşil
inadına çamlar...
Alnın
buz ister,
Gönlün
kız!
Dayan
dayanabilirsen!