Felsefeci, sosyolog (D. 3 Ekim 1901, İstanbul - Ö. 5 Haziran 1974, İstanbul). Kimyager Dr. Mehmer Ziya Ülken ile Kazanlı Müderris Kerim Hazret’in torunu olan Müşfike Ülken’in oğludur. Tefeyyüz İptidai Rüştiyesi (İlköğretim Okulu)’ni, İstanbul Sultanisi (Lisesi, 1918)’ni ve Mülkiye Mektebi (Siyasal Bilgiler Okulu, 1921)’ni bitirdi. Aynı yıl Darülfünun-ı Osmani (İstanbul Üniversitesi) Edebiyat Fakültesi Coğrafya Kürsüsü’ne asistan olarak atandı. Burada felsefe tarihi, ahlâk ve sosyoloji derslerinden sertifika aldı (1923). Aynı yıldan itibaren Bursa ve Ankara liselerinde öğretmenlik yaptıktan sonra Maarif Vekaleti İstatistik Şubesi Müdürlüğü (1925) yaptı; MEB Talim ve Terbiye Kurulu Tercüme Bürosu üyeliğine seçildi (1926). Askerden döndükten sonra İstanbul’da Çapa Kız Muallim Mektebi’nde tarih ve psikoloji, İstanbul Erkek Lisesi’nde felsefe ve tarih, İstanbul Erkek Öğretmen Okulu ile Galatasaray ve Kabataş liselerinde felsefe ve sosyoloji öğretmenliği yaptı.
Ülken,
üniversite reformundan (1933) sonra, İÜ Edebiyat Fakültesi’ne Türk tefekkür
(düşünce) tarihi doçenti olarak (1935) atandı. Araştırmalar yapmak üzere
Berlin’e gönderildi. 1941 yılına kadar İstanbul Üniversitesi’nde doçent olarak
Türk düşünce tarihi dersleri verdi. Burada Felsefe Bölümü Başkanı Ord. Prof.
Dr. Ernst von Aster ve Prof. Dr. Şerafettin Yaltkaya’nın önerisiyle
profesörlüğe (1941) yükseltildi. İslâm felsefesi, sosyoloji ve değerler
felsefesi dersleri vermeye başladı. 1944 yılında kurulan Sosyoloji Kürsüsü’nün
yönetimine getirildi. Ayrıca bu dönemde İstanbul Teknik Üniversitesi’nde sanat
tarihi dersleri de verdi. Ernst von Aster’in ölümünden (1948) sonra yeni
kurulan (1949) Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Sistematik Felsefe
Kürsüsü’ne atandı; 1957 yılında ordinaryüs profesörlüğe yükseltildi.
27 Mayıs 1960 askeri müdahalesinden sonra
Millî Birlik Komitesi tarafından çıkarılan bir kanunla yüz kırk yedi profesörün
işine son verilirken, Hilmi Ziya Ülken de Felsefe Bölümü’ndeki görevinden
alındı. 1962’de bu yasa yürürlükten kalktıysa da Ülken, İstanbul Üniversitesi’ndeki
görevinden istifa ederek AÜ İlahiyat Fakültesi kadrosuna geçti. 1968’de yeni
kurulan Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde ek görevli olarak eğitim
felsefesi dersleri verdi. 1971 yılında yaş sınırını doldurarak emekliye
ayrıldı. Ancak senato kararıyla görev süresi uzatılarak Temmuz 1973’e kadar
İlâhiyat Fakültesi’ndeki görevini sürdürdü.
Prof.
Hilmi Ziya Ülken, yazı hayatına Çocuk Dünyası (1912) adlı şiir kitabı
ile girmişti. Yazıları 1919 yılından itibaren Sudi Agâh Mazlum’la birlikte
çıkardığı Mihrab (1922), Anadolu, Kültür Haftası, kendi yayımı İnsan
(1938-41, 25 sayı, C. Ezine ile), Dergâh, Her Ay, Tan, Muallimler
Birliği Mecmuası, Türk Yurdu, Galatasaray, Mülkiye, Yeni İnsanlık, Türk
Düşüncesi dergilerinde yayımladı. Agâh Sırrı Levent’in desteğiyle Felsefe
ve İçtimaiyat Mecmuası (1927-29, 16 sayı)’nı, Sosyoloji Kürsüsü’ndeyken de
1960’a kadar Sosyoloji Dergisi’ni çıkardı. Muallimler Birliği’nin
çıkardığı aynı adlı dergide çalıştı. 1928’de Mehmet Servet’le birlikte
Türkiye’de felsefecilerin ilk meslekî örgütü olan Türk Felsefe Cemiyeti’ni
kurdu ve bu derneğin yayın organı olan Felsefe ve İçtimaiyat Mecmuası’nda
görev aldı. 1933’ten sonra Felsefe Yıllığı’nın ikinci sayısının yanı sıra,
yalnız bir sayı yayınlanabilen Felsefe Tercümeler Dergisi’nin (Ocak
1947) Felsefe Bölümü tarafından yayımlanmasında da görev aldı. 1938-43 yılları
arasında İnsan dergisini yayımladı. Dernekçilik çalışmaları 1949’da
kurduğu Sosyoloji Cemiyeti ile sürdü. Paris, Bükreş, Roma, Oslo, Yeni Delhi,
Şam, Amsterdam, Zagreb, Sevr, Bağdat, Viyana, Strasbourg ve Varna’da düzenlenen
çeşitli kongrelerde bildiriler sundu. Araştırma yapmak üzere Almanya, Avusturya
ve İngiltere’de bulundu. Felsefeden sosyoloji ve psikolojiye, felsefe
tarihinden mantık tarihine, İslâm felsefesinden Türk-İslâm düşüncesi ve çağdaş
Türk düşüncesine, bilim felsefesinden eğitim felsefesine kadar birçok alanda
eser verdi. Özellikle Türk düşünce tarihi araştırmalarının yapılmasında etkili
oldu.
Hilmi
Ziya Ülken, felsefî düşüncesinin gelişiminde oldukça farklı yaklaşımların
etkisinde kaldı. 1930’lu yılların başlarında Aşk Ahlâkı ve İnsanî
Vatanperverlik eserleriyle Spinoza’dan hareketle çoklukta birlik
düşüncesini temellendirmeye çalıştı. 1933 üniversite reformu sonrasında
Reichenbach’ın etkisiyle bilimsel felsefe ile ilgilenmeye başladı. Viyana Okulu’nun
önde gelen temsilcilerinden çeşitli çeviriler yaptı. Ülken’e göre filozof her
şeyden önce zamanının bilimine nüfuz ederek onun problemleri içinden
yetişmelidir. Daha sonra yayımladığı Felsefeye Giriş, Bilgi ve Değer, Varlık
ve Oluş adlı eserlerinde Platon’dan hareketle ontoloji, epistemoloji ve
pozitivizmin indirgeyici yaklaşımı yerine Husserl Fenomenolojisi’nin tasvir
yöntemini savundu. Fakülteyi bilimsel bir düşünceyle güçlendirmek amacıyla eski
ve modern çağ felsefe tarihi, sistematik felsefe, mantık ve sosyoloji gibi
derslerin programa temel dersler olarak konulmasını sağladı. İlâhiyat
fakültelerinde felsefe eğitiminin kurumsallaşması açısından önemli çalışmalar
yaptı.
Ord.
Prof. Hilmi Ziya Ülken’in, Türk düşünce yaşamında ve Türkiye’de bir
felsefe geleneğinin oluşmasında büyük etkisi olmuştur. Yakalandığı
kalp ve beyin hastalıklarından kurtulamayarak 1974’te İstanbul’da öldü ve
Rumelihisarı’nda toprağa verildi. 6 Ocak 2004’te Ankara Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi’nde bir dersliğe adı verildi.
“Hilmi
Ziya Ülken sadece önemli bir düşünür değil, çok verimli bir yazardı da. Bütün
ciddi yazarlar gibi kendi ülkesinin düşünce tarihini çok önemsiyordu.’
Türkiye’de Çağdaş Düşünce Tarihi’ adlı büyük çalışması, bugün bile önemini
koruyan bir başyapıttır. (…)
“Örneğin,
artık her kitapçıda rahatlıkla bulunabilen batı felsefesinin hemen hemen tüm
klasiklerinin çevirileri, İonna Kuçuradi’nin ‘değerler’ alanındaki özgün
çalışmaları, ‘insan hakları’ ile felsefe arasında kurulan bağlar, Arslan
Kaynardağ’ın felsefe tarihi ve ‘kadın felsefeciler’ üzerindeki çalışmaları ve
Boğaziçi, Orta Doğu gibi çağdaş üniversitelerin felsefe bölümlerinde üretilen
özgün çalışmalar, Nermi Uygur’un denemeleri, Macit Gökberk’in eskimeyen
‘Felsefe Tarihi’ gibi bir temel başvuru yapıtının Türkçede yayımlanmış olması
onu sevindirebilirdi.” (Emre Kongar)
ESERLERİ:
DENEME:
Aşk Ahlâkı (1931, yeni bas., 2004), İnsani Vatanperverlik (1933),
Şeytanla Konuşmalar (1942).
ROMAN:
Posta Yolu (1941), Yarım Adam (1942).
İNCELEME:
İçtimaiyat Hakkında İptidai Malumat (1924), Metafizik (1928),
Umumî Ruhiyat (1928), Felsefe Dersleri (1928), Umumî İçtimaiyat (1931;
Sosyoloji adıyla 1943), Türk Tefekkür Tarihi (2 cilt, 1932-33),
İçtimai Felsefe Tenkitleri I: Telifçiliğin Tenakuzları (1933), Yirminci
Asır Filozofları (1934), Türk Feylesofları Antolojisi I (1935),
Uyanış Devirlerinde Tercümenin Rolü (1935), Türk Mistisizmini Tetkike
Giriş (1935), Felsefe Yıllığı 1931-1932 (1935), Felsefe Yıllığı
1934-35 (1936), Yirminci Asır Filozofları (1936), İlliyet
Meselesi ve Diyalektik (1938), Ziya Gökâlp (1939), Farabi (1940),
Türk Tarihinde Mezhep Cereyanları (1940), İçtimai Doktrinler Tarihi (1941),
İbn-i Haldun (1941), Mantık Tarihi (1942), Resim ve Cemiyet (1942),
Dinî Sosyoloji (1943), Yahudi Meselesi (1944), Milletlerin
Uyanışı (1945), İslâm Düşüncesi: Türk Tefekkür Tarihi
Araştırmalarına Giriş (1946), Tasavvur ve Psikoloji (1946), Ahlâk
(1946), İslâm Medeniyetinde Tercümeler ve Tesirleri (1947),
Sosyolojiye Giriş (1948), Millet ve Tarih Şuuru (1948), İslâm
Sanatı (1948), Fârâbi Tetkikleri (1950), İbn Rüşd (1951), İbn
Sinâ (1951), Rubaîyyat-ı Melûl (1951), Tarihî Maddeciliğe Reddiye
(1951),
ÇEVİRİ:
Yeni İlmî Zihniyet (G. Bachelard’dan, 1934), İlim ve Felsefe (M.
Schlick’ten, 1934), Metafizik (1. kitap, Aristoteles’ten, 1935), Lojik
Prensipler ve Muasır Tenkid (D. Remand’dan, 1942), Emil (J.J.
Rousseau’dan, 1943), Etika (Spinoza’dan, 1946), Tabiat Kanunlarının
Zorunsuzluğu Hakkında (E. Boutroux’dan, 1947), İbn Sînâ Risaleleri (1954).
HAKKINDA: Mücellidoğlu Ali Çankaya / Yeni Mülkiye Tarihi ve
Mülkiyeliler (c. IV, 1968), TDE Ansiklopedisi (c. 8, 1976-98), Eyüp Sanay /
Hilmi Ziya Ülken (1986), Arslan Kaynardağ / Hilmi Ziya Ülken’in Düşünce Tarihi
ile İlgili Çalışmaları (1992), Behçet Necatigil / Edebiyatımızda İsimler
Sözlüğü (18. bas. 1999), Emre Kongar / Hilmi Ziya Ülken Bugünleri Görebilseydi
Ne Derdi? (Cumhuriyet Kitap, 20.9.2001), TBE Ansiklopedisi (2001), Hilmi Ziya
Ülken / Aşk Ahlâkı (2004).