Şair ve
yazar, makina ressamı. 1953, Adana doğumlu. Tam adı Halil Temel Elçi’dir. Kitaplarında Halil
Temel, Elçibey, H. Elçibey Temel imzalarını kullandı. İlk, orta ve lise
eğitimini Adana’da tamamladı. 1972’de Adana Teknik Lisesinden makine ressamı
olarak mezun oldu. Uzun yıllar özel sektörde çalıştı.
Ortaokul yıllarından itibaren yazmak
hayatının ayrılmaz bir parçası haline geldi. İlk romanı ve ilk gazete yazısı
lise yıllarında yayınlandı. Haber Ekspres Gazetesi’nde Sosyal Psikoloji konulu,
Bizim Kadıköy dergisinde Tarihten Sayfalar ve Sanat Yaprağı’nda ise “Zamanda
Yolculuk” başlığı altında yazılar yazdı.
2000
yılında kurduğu Elçi Edebiyat Dergisi ile Elçi Yayınlarını, Elçi
Kültür ve Edebiyat Dergisi ile Gökçe Tarih ve Edebiyat dergisini uzun süre yönetti. Ayrıca Yeditepe İstanbul
gazetesinin genel yayın yönetmeni ve Haberde Ekspres gazetesinin
koordinatörlüğünü yaptı. Çalışmalarını İstanbul’da sürdürdü.
İlk öyküsü
1977’de Adana gazetesinde, ilk şiiri yine 1977’de Şairler Antolojisi’nde
yer aldı. Sonraki yıllarda Tercüman, Yeni İstanbul, Adalet, Hürses ve
Haberde Ekspres gazeteleri ile Size, Ana, Elçi, Ülker, Yeniden Diriliş,
Anadolu Simav, Bizim Ece gibi birçok dergide şiir ve yazıları yayımlandı.
Radyo Light’ta “Çevre ve İnsan” adlı bir program hazırlayıp sundu.
H. Elçibey Temel İçin Ne Dediler?
“Kökler
toprak içerisinde uzanmış dallardır. Dallar havaya uzanmış köklerdir.’ diyen
Temel şimdilik avuçlarıyla su dökmenin çabası içindedir. Eğer şiirlerini dikkat
süzgecinden geçirecek olursanız daha çok mistik yanını da görebilirsiniz.” (M. Kuşçuoğlu)
ESERLERİ:
Roman: İçimizde Yaşayanlar (1978), Tanrı Bizi Dinliyor Gülümseyiniz (1986), Kırgülü (2005).
Araştırma: Atatürk’ün Ellinci Yılı (1980), Mistik Güneş Mevlana (2016), Otuz Üç
Yıllık Mücadele ve Sürgün (2019)
Şiir: Mevsim Düşmesi (2001), Çiçeklerin Ölümü (2002).
Deneme: Dinmiş Suskunluklarımın Türküsü (2003), Sakin Fısıltıların Çığlığı (2005), Bahçıvan (2005), Tuzda Balı Tadanlar
(2016), Yeşeren İfadeler (2017), Düşüncelerim İnsanı Öptü (2017), İstanbul'da
Aşk Kırgülü (2017), Varoluşun Bireysel Anlamı (2018), Evren Ötesi ve İnsan
(2019), Velespit (2019),
Derleme: İstanbul ve Şiir (2003), Kadıköy Yazıları ve Şiirleri (2005), Öykü ve Yazılarıyla İstanbul (2005), Elçi Yıllığı 2004 (2005).
Mektup: Mektup … Sana Yazdım (2005).
Günce: 2004 Elçi
Güncesi, 2005 Elçi Güncesi, 2006 Elçi Güncesi, 2012 Elçi Güncesi, 2014 Elçi
Güncesi.
Çocuk Kitabı: Vahşi
Kuş ve Ben (2018), Bir Çocuğun Sakin Sesi (2018), Dünya İle Kuyruklu Yıldız
(2018), Yaşlı Kazık (2018), Sevgili Oğlum (2018), Gözleri Görmeyen Köpeğin
Macerası (2019), Şekerci ve Kız (2019), Büyükbabam
Doğru Yolu Seçti (2019),
KAYNAKÇA:
Mustafa Çifçi / Çiçeklerin Ölümü (Kitap Rehberi, Kasım 2002), Şakir Elifoğlu /
Kredo gazetesi (13.9.2003), M. Kuşçuoğlu / Dinmiş Suskunluklarımın Türküsü
(Haberde Ekspres gazetesi, 2.12.2003), Elçibey / Mektup …Sana Yazdım (2005), İhsan Işık /
Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi
(2006, 2007), H. Elçibey Temel kitapları
(sozcukitabevi.com, odakitap.com, babil.com, kabalci.com, pandora.com.tr, ucuzkitapal.com, pegem.net, ilknokta.com, kidega.com,
25.06.2019), Bilgi teyidi (25.06.2019).
Bakınız;
duramıyor bu çocuk yerinde,
cıvıl cıvıl.
Ay gecede kutsalyıldızlar kandil
Öyle kî:
Kirli duygular yıkanıyor gülüşlerinde.
Umurunda değil boyası çizilmiş ayakkabılar
ve saçlarında dans eden rüzgâr
Umurunda değil, önlüğü yırtılmış,
biryana kaymış yaka.
Umurunda değil duman
duman yükselen
hava
.
Umurunda köşeden köşeye koşmak.
Ölesiye neşe,
Mutluluk içinde
kahkaha atmak.
Büyümek tarihler kadar.
Tarihten bu güne sevgi
satmak.
İşte görüyorum Tanrı gülüyor ona.
Saçlarında dolaşıyor güneş inatla.
Bir telaş bir coşku ki a dostlar;
Diyorum taş değmesin ayaklarına.
(Mevsim Düşmesi,
2001)
Yaşlılık günlerinde
insanların oturup dünyanın eğlence, neşe, para, kuvvet, prestij ve kendini
tatmin etmek hırsı içinde çabalamalarını seyrederken; birinin çıkıp da hayatın
basit zevkleri hakkında bir şeyler yazmasını istiyorum.
Bu günlerde, dolaşabilmem hergün biraz daha zorlaştıkça, kırlık bir
yoldan yürümenin veya akan bir nehrin kenarında dolaşmanın ve tabiatı en güzel
şeklinde seyretmenin zevklerini düşünüyorum. Yahut da sadece, bir insanın
gündelik zevklerini en iyi bir şekilde yerine getirmesini veya sadece zevki
için birşey meydana getirmesini hayal ediyorum. Duyma hissim yavaş yavaş
zayıfladıkça, sevdiğim bir insanın sesini, oyun oynayan çocukların sesini,
müziği, bir kuşun şarkısını, uzaktaki mabedin ezanını duymanın zevkini
hatırlıyorum. Hatta bir gök gürültüsünün ve yağmurun sesi, yavaş yavaş yağan
karın intizamlı ve sakinlik aşılayan beyaz görünümlü, duyunumlu sesi bile
insana neşe ve zevk verir. Görüş hassasiyetim zayıfladıkça, mektup olsun, kitap
olsun, bir şey okumanın zevkini hatırlıyorum da yıldızları dahi kucaklamıştım.
Yıldızlarla dolu mehtaplı bir geceyi, doğan ve doğmaya ramak kalmış güneş ve
onun muhteşem rengi, günün sonunda batan güneşi seyredebilmek ne kadar
fevkalade bir şey. Komşunun renkli çiçeklerle dolu büyük bahçesini, vadinin ve
sağ tarafında görünen denizin muhteşemliğini... Vadide kendi başlarına otlayan
çeşitli hayvanların tasasızlığını, yine uzakta ve yakındaki irili ufaklı
tepelerin yeşil urbasını, sonradan dalgalanan başaklarla onlara dinlenmesi için
fırsat vermeyen tatlı lâkin haşin rüzgarın uğultusunu, iyi sürülmüş bereketli
bir tarlayı ve ardındaki önündeki gerçekleri görebilmek ve yaşamak ne güzel.
Sağlığım için perhizlerim arttıkça umursamazlığım daha doğrusu bütün
güzellikleri kendimde hissedişim... İyi hazırlanmış basitçe bir yemeğin
zevklerini düşünüyorum. Sabahleyin yumurta ile beraberindeki kahvaltı
malzemeleri, bir arkadaş veya komşu ile yemek yemek, sonrasında etraflı,
koyuca, mutluluk içinde sohbet etmek, işler bitince akşam bütün aile hep
birlikte yediğimiz kuvvetli et ve sebze yemekleri. Ve ülkemizin bize bahşettiği
çeşitli nimetleri düşünüyorum.
Bir zamanlar bunlar gibi sayısız zevkleri tattım. Şimdi zor hayatın
ağırlığıyla yaşıyorsamda, görme ve duyabilme, hatırlama gibi özelliklerim çok
şükür yerinde. Ayrıca boş zamanların, dinlenecek veya dua edecek olumlu
zamanlarımızın bulunuşunun zevklerini, on-onbeş sayfalık bir öykü ya da şiir,
ya da denemeler yazabilmenin sonsuzluk için kuş hafifliğini ve diğerlerini
düşünüyorumda, nihayetsiz mutluluklar ile yaşıyorum.
Ve nihayet en büyük zevkim de var: Bizi her
zaman koruyan, sevgi, doğruluk veren adil bir Tanrı'ya, O Büyük Yaratıcı'ya
sonsuz inanıyorum.