Necmettin Erbakan

Siyasi Parti Genel Başkanı, Profesör, Başbakan, Makina Mühendisi, Devlet Adamı, Akademisyen, Siyasetçi

Doğum
29 Ekim, 1926
Ölüm
27 Şubat, 2011
-
Eğitim
İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi
Burç

Makina profesör mühendisi, siyaset ve devlet adamı, Milli Nizam Partisi (MNP), Milli Selamet Partisi (MSP), Refah Partisi (RP), Fazilet Partisi (FP) ve Saadet Partisi (SP) kurucusu; eski Başbakan, Milli Görüş hareketinin öncüsü (D. 1926, Sinop – Ö. 27 Şubat 2011). Babası aslen Adana’nın Kozan ailesinden Hâkim Mehmet Sabri bey, annesi Kamer hanımdır.

Kayseri'de başladığı ilköğrenimini babasının memurluğu nedeniyle göç ettiği Trabzon'da bitirdi. İkinci sınıfında başladığı İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Fakültesini bitirdikten (1948) sonra aynı yerde asistan oldu. 1951'de üniversite tarafından gönderildiği Almanya'da Reinisch Westfalische Technische Hochschule Aachen: RWTH Aachen (Aachen Teknik Üniversitesi)'da doktorasını yaptı. DVL Araştırma Merkezi'nde Prof. Dr. Schmidt ile birlikte çalışmalarda bulundu ve Alman Üniversiteleri'nde doktorasını tamamladı (1951-54).

Türkiye’ye döndükten sonra 1956-63 yılları arasında Gümüş Motor firmasını kurdu ve ilk yerli motor üretimini gerçekleştirdi. 1966’da TOBB Sanayi Dairesi Başkanlığına, 1967’de Genel Sekreterliği görevine getirildi. Aynı yıl Nermin Hanımla (1943-2005) evlendi.

AP’den Cumhuriyet se­natosu seçimlerine aday olmak için başvurduysa da adaylığı Demirel tarafından önlendi. 1969 yılında TOBB Yönetim Kurulu Başkanlığına seçilmesi de aynı inatlaşma doğrultusunda geçersiz sayıldı. Bu gelişmelerden sonra Konya’dan bağımsız milletvekili adayı oldu ve seçilerek TBMM’ye girdi.

26 Ocak 1970’te arkadaşlarıyla birlikte Millî Nizam Partisini kurdu. Dindar ve muhafazakâr çevreler tarafından coşkuyla karşılanan partinin, din ve maneviyat konularında gösterdiği hassasiyet,  MNP’nin Konya’da düzenlediği ünlü “Kudüs Mitingi” ve benzeri eylemlerle sergilediği İslami kimlik ve siyonizme karşı duruş, kısa zamanda şimşekleri üzerine çekti. Harekete geçen Anayasa Mahkemesi, laikliğe aykırı faaliyetleri olduğu gerekçesiyle 21 Mayıs 1971’de MNP’yi kapattı.

Prof. Erbakan pes etmedi, kapatılan bu partinin yerine, 11 Ekim 1972'de MNP kadrosuyla Milli Selamet Partisi'ni kurdu. SP, Süleyman Arif Emre genel başkanlığında katıldığı 14 Ekim 1973 genel seçimlerinde % 11,8 oy alarak TBMM’de 48 sandalye elde etti. Erbakan, 20 Ekim 1973 tarihli Genel İdare Kurulu kararıyla MSP genel başkanlığına getirildi. Bir yıl sonra, o günlerde Bülent Ecevit’in seçimlerde kullandığı “Akgünlere” sloganı nedeniyle “Selamün Akgün” ve “Üstü MSP – Altı CHP” esprileri arasında CHP-MSP koalisyon hükümeti kuruldu ve Erbakan bu hükümette Başbakan Yardımcısı olarak görev yaptı (26 Ocak 1974 - 17 Kasım 1974). Partisinin CHP ile koalisyon ortağı olduğu hükümet döneminde (1974) Türkiye, Kıbrıs Barış Harekâtını düzenledi ve ada fiilen ikiye bölündü, ardından KKTC kuruldu. İç politikadaki görüş ay­rılıkları CHP ile MSP’nin arasını açtı ve koa­lisyon ilk seçimde tek başına iktidar beklentisi içindeki Ecevit’in istifasıyla dağıldı.

Genel Başkanı olduğu MSP, 5 Haziran 1977 genel seçimlerinde % 8,57 oy alarak 24 milletvekili çıkardı ve Erbakan bu kez, Süleyman Demirel’in Başbakanı olduğu 1. Milliyetçi Cephe (31 Mart 1975 - 21 Haziran 1977) ve 2. Milliyetçi Cephe (21 Temmuz 1977 - 5 Ocak 1978) koalisyon hükümetlerinde iktidar ortağı oldu. Bu koalisyonlardan sonra Demirel’in 6. koalisyon hükümetini dışardan destekledi.

Erbakan’ın Başbakan Yardımcısı olarak görev aldığı bu hükümetlerden kısa bir süre ordu 12 Eylül 1980’de iktidara el koydu. 12 Eylül döneminde gözaltına alınanlar arasında yer alan Erbakan’ın partisi MSP de kapatılan partiler arasındaydı. 15 Ekim 1980'de 21 MSP yöneticisiyle birlikte 'MSP'yi ille­gal bir cemiyete dönüştürmek ve laikliğe aykırı davranmak ' suçlamasıyla tutuklandı, İzmir Uzunada'da tutuldu. 24 Temmuz 198l'de serbest bırakıldı ve beraat etti.

1982 Anayasası gereğince 10 yıl siyaset yapma yasağı aldı. Bu yasak 1987'de halk oylamasıyla tekrar siyasete dönene kadar sürdü. 19 Temmuz 1983’te kurduğu ve genel başkanlığını üstlendiği Refah Partisi (RP), 29 Kasım 1987 genel seçimlerinde % 7,16 oyla yurt çapındaki % 10 barajını aşamayarak parlamento dışı kaldı.  Bu seçimdeki başarısızlıktan etkilenen Erbakan Hoca, kimilerince bu sonuçtan ders çıkartarak, kimilerine göre derin baskılar sonucu olarak, bir sonraki seçime MHP ile ittifak yaparak girdi. 20 Ekim 1991 genel seçimlerinde MHP ittifakıyla % 16, 88 oy aldı ve toplamda ittifak 62 milletvekili çıkarmış oldu. MHP bu şekilde Meclise girmiş oldu.

Prof. Dr. Necmettin Erbakan, siyasi lider olarak en büyük başarısını 24 Aralık 1995 genel seçimlerinde kazandı. Genel başkanı olduğu RP, % 21,38 oyla 158 milletvekili çıkararak birinci parti oldu. Böylece taraftarlarının uzun yıllar süren “Erbakan Başbakan!” özlemini gerçekleştirdi. 28 Haziran 1996'da Prof. Dr. Tansu Çiller liderliğindeki DYP ile koalisyon yaparak, RP-DYP hükümetini (Refah-Yol) kurdu. Böylece 54. hükümetin başbakanı oldu.

Bu dönemde, Türkiye tarihinin ilk denk bütçesi yapıldı. İlk 8 ay planlanan şekilde uygulan­dı. Bu dönemde, D-8 adlı büyük bir organizasyonun liderliği gerçekleştirildi. Hazinenin, iç piyasaya borçlanma ihtiyacını ortadan kaldıran "Havuz Sistemi" uygulamasını başlattı. Me­mura her ay, enflasyon + büyüme oranında zammı otomatik olarak verme anlamına gelen eşel mobil sistemini uygulamaya başladı. Memur, emekli ve işçiye % 110 ile % 200 oranların­da üst üste zamlar gerçekleştirildi. Ancak, Erbakan’ın bu başarısı, Cumhuriyet tarihi boyunca İslamcı bir liderin ilk kez Başbakanlık koltuğuna oturması anlamına geldiğinden, hükümetin kurulmasından kısa bir süre onu iktidardan indirmek için çeşitli çalışmalar ve kampanyalar başlatıldı ve 28 Şubat 1997 muhtırasıyla Başbakanlıktan istifa etmek zorunda bırakıldı. Bir yıl sonra da sudan bahanelerle, lideri olduğu Refah Partisi kapatılarak kendisine siyasi yasak getirildi. 21 Mayıs 1997 tarihinde "bir ilk" gerçekleşti ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, ilk kez iktidardaki bir parti hakkında, RP hakkında kapatma davası açtı. Kapatma davası yaklaşık 8 ay sürdü ve Anayasa Mahkemesi, 16 Ocak 1998'de RP'nin kapatılmasına; Erbakan ve arkadaşlarından bazılarının beş yıl siyasetten yasaklı kalmasına karar verdi. 2000 yılında, 1994’te Bingöl’de yaptığı bir konuşması nedeniyle hakkında bir yıl hapis cezası verilip, kendisine yeniden beş yıl siyaset yasağı getirildi.

Hayatı boyunca pes etmek nedir bilmeyen Necmettin Erbakan, kısa bir süre sonra Fazilet Partisini kurdurdu ve ardından partisinin başına geçti. Fakat artık iniş dönemi başlamıştı. Kurduğu her parti bir süre sonra kapatılan Erbakan’ın liderlik çizgisindeki Fazilet Partisi 17 Aralık 1997'de kuruldu ve 18 Nisan 1999 genel seçimlerinde % 15,41 oyla 111 milletvekili çıkardıysa da bir süre sonra kendisine sadık olanların toplandığı “Gelenekçiler” ve Recep Tayip Erdoğan liderliğini benimsemiş olanların toplandığı “Yenilikçiler” diye ikiye bölündü.  “Yenilikçiler” bir süre sonra Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti)’yi kurdular. Erdoğan liderliğindeki AK Parti 3 Kasım 2002’de 365 milletvekili çıkararak tek başına iktidara geldi.

2000 yılının sonlarına doğru çıkarılan kanunla cezası ertelendi, ancak YSK’nin olumsuz karar vermesi üzerine 3 Kasım 2002 seçimlerine katılamadı. Kapatılan partisi (FP) yerine arkadaşları tarafından kurulan Saadet Partisi bu seçimde % 2.49, bir sonraki seçimde % 2,34 oy alarak parlamentoya giremedi.

Hakkında açılan son davalardan aldığı cezayı, yaşının ilerlemiş olması nedeniyle, evinde çekmesine karar verilen, siyasi tarihimizin en renkli ve önemli simalarından Prof. Dr. Necmettin Erbakan, 27 Şubat 2011 Pazar günü Ankara’da vefat etti. 1 Mart 2011 Salı günü İstanbul Fatih Camiinde kılınan öğle vakti büyük bir kalabalık tarafından kılınan cenaze namazının ardından, Topkapı Merkez Efendi Mezarlığında, eşi Nermin Erbakan’ın mezarı yanında toprağa verildi. Cenazesine büyük kalabalığın katılması yanı sıra, bir zamanlar onu siyasetten dışlamaya çalışmış askeri ve bürokrat çevrelerin çelenkler ve üst düzey temsilciler göndermesi dikkat çekmiştir.

Yurt içinde ve yurtdışında Milli Görüş hareketinin lideri olarak tanınan Prof. Dr. Necmettin Erbakan, hayatı boyunca eğitimde, kültürde, ekonomide milli bir silkiniş ve şahlanış özlemini duymuş; siyasi çalışmaları ve siyasal konuşmaları yanı sıra ilim adamlığıyla ve ilmî konularda verdiği konferanslarla da tanınmıştır. Siyasete kazandırdığı espritüel üsluptaki incelik, kişiliğinde sergilediği zarafet ve kibarlık, dostları kadar düşmanları tarafından bile takdir edilmiştir.

Geçmişte Erbakan'a yönelik zaman zaman sert manşetler atmış olan Milliyet gazetesi, 1 Mart 2011 günü, Prof. Dr. Necmettin Erbakan son yolculuğuna uğurlanırken, şu ilginç yazıyı okurlarıyla paylaşmıştı:

 

"ERBAKAN’IN ARDINDAN...

 

Necmettin Erbakan’ı ebedi yolculuğuna uğurluyoruz.

Türkiye’nin siyaset serüvenine kırk yılı aşkın süre damgasını vuran bu tarihi şahsiyet için Tanrı’dan rahmet, ulusumuza başsağlığı diliyoruz.

Erbakan, 1969 yılında Konya’dan bağımsız milletvekili seçildiği günden bu yana hep “hoca” diye anıldı ama ona böyle hitap edenlerin sebepleri başka başkaydı.

Bir kesim “hoca” sözünde Cumhuriyet Türkiyesi’ne kasteden antilaik bir cereyanın temsilcisine dönük eleştirisini gizledi, bir kesim de aynı sıfatı “bilge” anlamında kullanarak, siyasal İslam ideolojisine koruma sağladığını düşündü.

 

İNANÇLA VE İNATLA...

 

Şu gerçeği kimse inkâr edemez:

Necmettin Erbakan’ı ülkenin siyasi elitleri ciddiye almamak suretiyle önemsizleştirmeye uğraştılar ama başarılı olamadılar.

Milli Nizam Partisi ile başladığı siyasi mücadelede kurucusu olduğu dört partiyi kaybettiği halde yılmadı.

İnanç ve inatla sürdürdüğü siyasal savaşı bir başarı hikâyesidir.

Cumhuriyetin birinci kuşağı idi.

Bitirdiği ilkokul bile Gazipaşa adını taşıyordu.

İstanbul Erkek Lisesi’ni ve İstanbul Teknik Üniversitesi’ni başarı ile bitiren bir Cumhuriyet çocuğu idi.

Bu birikimini parlak bir akademik kariyerle geliştirmesi, başka birinde sorun olabilirdi. Ama kıvrak zekâsı ve hitabet yeteneği sayesinde siyasi önderliğine talip olduğu kitleyle arasındaki doku uyuşmazlığını ortadan kaldırdı. Onların “iftiharı” oldu.

Kapatılan her partisinin yerine kurduğu yeni partiler Türkiye’de siyasi İslam’ın yükselişine hizmet etti.

Gelinen noktadaki başarı veya başarısızlık nasıl paylaştırılmalı?

Sistemin Milli Görüş partilerini mağdur etmesine yönelik tepkiler elbette etkili olmuştur ama aslan payı kuşkusuz hukuka ve demokrasiye güven duygusundan beslenen sabır ve inancı ile Erbakan’a aittir.

 

KİMİ SEVDİ KİMİ KORKTU

 

Dört partisi kapatılmış ama her defasında yenisini kurarak yerden kalkmayı, yürümeyi, oyunu büyütmeyi başarmıştır.

Hukuktan ve demokratik olanakları kullanarak yolunu açmaktan vazgeçmemiştir.

Lider kime denir?

Bu sorunun bir cevabı da şudur:

Kendisini takip edenlere doğru şeyler yaptıran ve onları başarıya götüren şahsiyet!

Erbakan uzun bir süre tek başına sürüklediği siyasal İslamcı hayalleri ile toplumun bir kesiminin sevgilisi olmuş, bir kesimini korkutmuş bir siyasi kişilik olarak tarih galerisinde yerini almış bulunuyor.

Ama yukarıdaki tarifte sözü edilen “doğru şeyler” salt başarı ise kendisini yıllarca izledikten sonra ayrılan öğrencileri, benzersiz bir siyasi başarıyı elde etmişlerdir.

Şimdi mesele, başarının kalitesini yükseltmektir.” (Milliyet)

 

KİTAPLARI:

 

İslâm ve İlim, İslâmda Kadın, Sanayi Davamız, Millî Görüş, Erbakan Açıklıyor (1991), Kenan Evren’in Anılarındaki Yanılgılar (1991), Körfez Krizi, Emperyalizm ve Petrol (1991), Türkiye’nin Temel Meseleleri (1992).

 

KAYNAKÇA (Başlıcaları): Abdullah Lelik / Millî Görüş Temel Görüş (der. 1974), Abdullah Lelik / Erbakan mı Ecevit mi? (1975), Mustafa Özdamar / Yaşı ve Başıyla Mim Sin Harekâtı (1977), Yurt Ansiklopedisi (c. VIII, 1982-1983), Ali Yaşar Sarıbay / Türkiye’de Modernleşme Din ve Parti Politikası - MSP Örnek Olayı (1985), Sadık Albayrak / MSP Davası ve 12 Eylül (1990), Soner Yalçın / Hangi Erbakan (1994), Hakan Akpınar / 28 Şubat Postmodern Darbenin Öyküsü (2001), İhsan Işık / Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi (2001, 2004) - Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2206, 2007) - Ünlü Devlet Adamları (Türkiye Ünlüleri Ansiklopedisi, C. 1, 2013) - Encyclopedia of Turkey’s Famous People (2013), Mehmet Şevket Eygi / Merhum Necmeddin Bey (Milli Gazete, 1 Mart 2011).

DAVAYA ATILAN İMZA: ERBAKAN

Siyasetini "önce ahlak ve maneviyat", üzerine kurarak mücadelesini başlatan, önüne çıkarılan türlü engellere rağmen durmayan, kimisine göre "Hoca", "Profesör" kimisine göre de "Dava adamı", "Savunan adam" ve "Mücahit" yakıştırmalarıyla tanımlanan merhum başbakanlardan Necmettin Erbakan'ın vefatının üzerinden 7 yıl geçti.

Milli Görüş hareketini kurarak, Türk siyasetine yeni bir anlayış yerleştirerek, kendi ideolojisini bugün dahi siyaset, ekonomi, kültür gibi önemli alanlarda yaşatabilen Erbakan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile bugün siyasette ve bürokraside aktif görev alan pek çok ismin yol göstericisi, "Erbakan Hocası" oldu.

Türk siyaset tarihine atılan imza olan Necmettin Erbakan, 29 Ekim 1926'da Sinop'ta doğdu. Babasının Ağır Ceza Reisi olması dolayısıyla çocukluğu çeşitli şehirlerde geçen Erbakan, Kayseri Cumhuriyet İlkokulunda başladığı ilk okul eğitimini Trabzon'da tamamladı. 1943'te birincilikle tamamladığı İstanbul Erkek Lisesinin ardından sınavsız geçiş hakkı olmasına rağmen İstanbul Teknik Üniversitesine sınavla girdi. Sınav sonucuna göre doğrudan ikinci sınıftan başlatıldı. Zeki öğrenci, 1948'de mezun olduğu aynı üniversitenin Makine Fakültesi Motorlar Kürsüsünde asistan olarak görev üstlendi.

Erbakan'ın hayatındaki önemli dönüm noktalarından birisi 1951'de İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından Almanya'daki Aachen Teknik Üniversitesine ilmi araştırmalar yapmak üzere gönderilmesiyle oldu.

Alman ordusu için araştırma yapan DVL Araştırma Merkezinde biri doktora olmak üzere üç tez hazırlayan Türk mühendis Erbakan, bu tezleriyle Alman ekonomi bakanlığının dikkatini çekti.

Motorların daha az yakıt harcaması konusunda kendisinden istenilen raporu hazırlayan Erbakan, doçentlik tezini de "Dizel motorlarda püskürtülen yakıtın nasıl tutuştuğunun matematiksel izahı" konusu üzerine hazırladı.

Erbakan çalışmalarıyla Leopard tanklarının üretiminin yapıldığı Almanya'nın en büyük motor fabrikasına davet edilmesinin ardından burada başmühendis olarak söz konusu tankların motorları üzerinde çalışmalar yaptı.

 

- Türkiye'de ağır sanayi hamlesi başlattı

 

Türkiye'de başlattığı ağır sanayi hamlelerini Almanya'da kaldığı sürede tecrübe eden Erbakan, bunu da Milli Görüş'ün önemli hedeflerinden birisi olarak belirledi.

Erbakan'ın ağır sanayi hamlesi adına attığı adımları ve sonraki çabaları hiç de kolay olmadı.

Erbakan, bir araya geldiği arkadaşlarıyla 1956'da Gümüş Motor Fabrikasını kurdu. Avrupa standartlarının da altında, saatte 5.5 litre motorin harcayan Gümüş Motor'u bir avuç fedakar insanla üretti. Bugün pancar motor adı altında çalışan fabrika, Mart 1960'ta seri üretime başladı.

"Şeftali yerine motor üretmek isteyen Türkiye'nin" Gümüş Motor Fabrikası, sektöre hakim olan yabancıların ekonomik ve siyasi baskılarıyla iflasa sürüklenmek istendi.

Erbakan, Gümüş Motor'un devamı adına önüne konulan engeller için mücadeleye başladı.

Odalar Birliği Sanayi Dairesi Başkanlığı'na getirilmesinin adından Genel Sekreter olan Erbakan, önce Odalar Birliği İdare Heyeti Üyesi, bir yıl sonra da Odalar Birliği Başkanı seçildi.

Erbakan o dönem tanıştığı Nermin Erbakan ile evlendi. Nermin ve Necmettin Erbakan çiftinin evliliğinden çocukları Zeynep, Elif ve Muhammed Fatih dünyaya geldi.

 

- Odalar Birliği Başkanlığından ayrılması

 

 

Erbakan, Odalar Birliğinde de aktif dönem geçirdi, Anadolu sermayesini desteklemek için çalıştı.

Odalar Birliği Başkanı Erbakan'ın, bu koltuktan uzaklaştırılması için çeşitli adımlar, siyasi pazarlıklar yapıldı.

Odalar Birliği Başkanlığı seçiminin geçersiz sayılması Danıştay'a taşındı. Erbakan, bu görevinden, Ankara Valiliğinin emriyle uzaklaştırıldı.

Bu karar, Erbakan'ın siyaset yolculuğunu başlattı.

 

 

- Konya'dan bağımsız milletvekili oldu

 

 

12 Ekim 1969'deki milletvekili seçimine giderken o dönem güçlü bir siyasi parti olan Adalet Partisi'nden (AP) milletvekili olmak istedi, ancak kabul edilmedi.

Erbakan, kendisine büyük hoşgörü ve sevgi besleyen Konya'dan, bağımsız aday olarak seçime girdi ve üç milletvekili seçilebilecek oyu alarak Meclise girdi.

Erbakan, Konya'daki milletvekilliği çalışmaları sırasında kendisine yöneltilen, "İyi de, bir çiçekle bahar olmaz ki" yorumları üzerine, "Evet, bir çiçekle bahar olmaz ama her bahar bir çiçekle başlar" ifadesini kullanmıştı.

 

- Milli Nizam Partisini kurdu

 

 

Konya milletvekili Erbakan, çok geçmeden, 24 Ocak 1970'te, 17 arkadaşıyla Milli Görüş hareketinin ortaya çıkmasını sağlayacak ilk parti olan Milli Nizam Partisini kurdu.

Parti kurulduğunda ilk üyenin kim olacağı konusunda karar vermek üzere yönetim toplandı, Erbakan'ın ilk üye olması istendi. Erbakan ise bu teklif üzerine tebessümle arkadaşlarının yüzüne bakarak, "Ecdadımız Anadolu'ya, Malazgirt Meydan Muharebesiyle Muş/Malazgirt'ten girmişti. O ilimizdeki bir caminin imamı bizim birinci kurucu üyemiz olacak." dedi.

Genel Başkan Erbakan, partisinin kuruluşundan sonra kapitalizm ve batıcılık karşıtı bir siyaset yürüttü.

Erbakan'ın siyasetinde "Siyonizm"le mücadele ön planda yer aldı. Erbakan ile birlikte Türk siyasetinde ve kamuoyunda "Filistin davası" konusunda hassasiyet oluştu.

Milli Görüş hareketi lideri Erbakan, bugün dahi kılavuz olan "Önce ahlak ve maneviyat" vurgusunu da bu parti altında yaptığı çalışmalarla gençlere ve partililere aktardı.

 

- Erbakan'ın siyaseti dikkat çekti

 

Ayrıca Erbakan'ın bu dönemki konuşmalarında, halkı Ayasofya'da namaz kılmaya davet etmesi, ilk kurduğu partisinin kapatılması kararına da girmişti.

Erbakan ve arkadaşlarının izlediği siyaset tarzı pek çok çevrenin dikkatini çekti.

12 Mart Muhtırası'nın ardından nisan ayında "laikliğe aykırı çalışmalar yürüttüğü" iddiasıyla Milli Nizam Partisi kapatıldı.

Partisinin kapatılmasından yılmayan Erbakan, arkadaşlarıyla 11 Ekim 1972'de Milli Selamet Partisini (MSP) kurdu. Parti, 1973'teki seçimde 48 milletvekilliği ve 3 senatörlük kazanarak 51 parlamenterle Meclise girdi.

 

- "Mücahit Erbakan" oluşu

 

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) lideri Bülent Ecevit ile yapılan görüşmelerin ardından CHP-MSP koalisyon hükümeti kuruldu. Erbakan, bu hükümette Başbakan Yardımcısı olarak görev aldı.

Bu dönem Kıbrıs sorunu gündeme geldi ve ülkedeki sorunlardan çok adadaki gelişmeler üzerine strateji ürütülmeye başlandı.

Adaya 20 Temmuz 1974'te gerçekleştirilen barış harekatını güçlü bir şekilde savunan Erbakan'ın isminin önüne getirilen "Mücahit" ismi, bu dönemde kondu.

Mücahit Erbakan'ın liderliğindeki parti, o yıllarda kurulan yeni hükümetlerde ortak oldu, 4 yıl süreyle hükümet ortaklığını sürdürdü.

1978'deki gelişmeler tarihe, "11'ler hükümeti", "Milletvekili pazarlığı" ve "Güneş Motel" şaibeleriyle geçti.

12 Eylül 1980 askeri darbesinde Erbakan ve siyasi hareketi de hedef alındı.

 

- Cezaevi süreci

 

Milli Selamet Partisi, Konya"da 6 Eylül 1980'de yapılan Kudüs Mitingi ile büyük ses getirdi. Bu miting, partinin kapatılma sebeplerinden birisi olarak gösterildi.

Erbakan'ın bu sürede verdiği mücadele "dava" olarak adlandırıldı. Erbakan'ın "dava" için yetiştirdiği gençlik ve sonraki nesiller, yeni Türkiye inşasında bunu temel aldı.

Darbeden sonra İzmir'de uzun süre gözaltında kalan "dava adamı" Erbakan, daha sonra çıkarıldığı mahkemece tutuklandı ve 9 ay cezaevinde kaldı.

Erbakan cezaevinden çıktıktan sonra yeni parti kurmak için çalışmalar başlattı.

 

- Refah Partisi kuruldu

 

Siyasi yasaklı olan Erbakan, kapatılan MSB'nin yerine Refah Partisinin (RP) 19 Temmuz 1983'te kurulmasını sağladı. Partinin genel başkanlığı koltuğuna Ahmet Tekdal oturdu.

Siyaset yasağının referandumla kalkmasının ardından Erbakan, Refah Partisi'nin 11 Ekim 1987'de yapılan kongresinde oy birliğiyle Genel Başkan oldu.

Bu tarihten sonra gerçekleşen yerel seçimlerde Refah Partisinin kazandığı belediyelerde yapılan hizmetler Erbakan ve siyasetine olan ilgiyi artırdı. Milli Görüş fikri, Türkiye'de bu dönemde yeni bir model oldu. 27 Mart 1994 yılında yapılan yerel seçimlerde Milli Görüş, İstanbul ve Ankara büyükşehir belediyeleri dahil birçok kentin yerel yönetimlerinde iş başına geldi.

 

- Refah Partisi birinci parti oldu

 

Necmettin Erbakan, 20 Ekim 1991 seçimlerinde Konya'dan yeniden milletvekili seçildi.

Parti, 1995'teki genel seçimlerde yüzde 21.7 oy oranıyla sandıktan birinci olarak çıktı. Erbakan, Meclise Konya milletvekili olarak girdi.

Cumhurbaşkanlığı koltuğundaki Süleyman Demirel, hükümeti kurma yetkisini Refah Partisine vermedi. Kurulan DYP-ANAP hükümeti 3 ay sürdü.

 

- 54. Hükümet'te başbakanlık yaptı

 

Hükümet kurma görevini Cumhurbaşkanı Demirel'den alan Erbakan, Tansu Çiller'in Genel Başkanlığı'ndaki Doğru Yol Partisi ile 54. Hükümeti kurarak 28 Haziran 1996'da başbakanlık koltuğuna oturdu. Erbakan'ın Başbakanlığı döneminde memur maaş zamları gündemdeydi. Başbakan Erbakan, ilk iş olarak emekli ve memura yüzde 50 zam yapılması talimatını verdi.

Başbakan Erbakan, dış politikada G-7'lere karşı gelişmekte olan Müslüman ülkeleri bir araya getirmek için D-8'leri kurdu.

 

-28 Şubat süreci

 

 

O dönemde medya üzerinden 54. Hükümet'in faaliyetlerine ilişkin algı operasyonları başlatıldı.

Fadime Şahin ve Ali Kalkancı gibi aktörler, şeyh-tarikat ilişkileri ana haber bültenleri ile gazetelerin birinci sayfalarını doldurdu. Ayrıca ellerinde sopa, başlarında takkeleri ile o dönemde ortaya çıkan ve kendilerini mürit olarak adlandıran bir grup, Kocatepe Camisinde polise saldırdı. Bu görüntüler de medyada sık sık gösterildi.

İmam hatip okulları, ilahiyat fakülteleri, dini semboller, İslam'a çağrışım yapan her şey ve dindar insanlar yine medya eliyle "suçlu" gibi gösterilmeye çalışıldı.

28 Şubat sürecinde bazı üniversiteler, iş dünyası ve sendikalar da Erbakan siyasetine karşı bir misyon üstlendi.

Erbakan'ın Mısır ziyaretindeki bayrak krizi, Libya ziyaretinde Kaddafi'nin açıklamaları da yine Erbakan aleyhinde kullanılmaya başlandı.

Günlerce kamuoyunda oluşturulan bu propagandalar sonucunda 27 Şubat 1997'de adına post-modern darbe de denilen müdahale gerçekleşti.

Başbakan Erbakan'ın o gece ulusa seslenmek için hazırlık yaptırdığı, Milli Güvenlik Kurulu toplantısından geç saatte "gergin ve üzgün" geldiği için bu yayının iptal edildiği sonradan ortaya çıktı.

 

- Başbakanlıktan istifa etti

 

27 Mayıs 1997'de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş tarafından Anayasa Mahkemesine iktidar partisi Refah Partisinin temelli kapatılması istemiyle dava açıldı.

30 Haziran 1997'de koalisyon ortağı Doğru Yol Partisinin protokol gereği başbakanlık koltuğunu alması için Necmettin Erbakan, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e istifasını sundu.

Demirel, DYP Genel Başkanı Tansu Çiller yerine 55. Hükümet'i kurması için Anavatan Partisi Genel Başkanı Mesut Yılmaz'a görev verdi.

Anayasa Mahkemesinde görülen Refah Partisinin kapatılması davası 16 Ocak 1998'de sonuca bağlandı. Refah Partisinin kapatılmasına ve aralarında Necmettin Erbakan'ın da bulunduğu 6 kişiye 5 yıl süreyle siyaset yasağı getirilmesine karar verildi.

Erbakan, partisinin kapatılması kararının ardından yaptığı konuşmada, "Bu alınmış olan karar, tarihin akışı içerisinde basit bir noktadır. Böyle bir kararın yürürlüğe girmesiyle Türkiye'de halkımızın muazzam bir bölümünün partisi olan Refah Partisi ve onun davası, bu kararlardan zerre kadar etkilenmez. Bu kararlardan bir tek sonuç çıkar, o da refah inancının tek başına iktidarı. Bu olayın arkasından Refah Partisi davasının, camiasının çok daha büyüyüp gelişeceği kesinlikle açıktır." ifadesini kullanmıştı.

 

- Refah Partisi kapanmadan Fazilet Partisi kuruldu

 

Refah partisinin kapatılması sürecini beklemeyen partililer, 17 Aralık 1997'de Milli Görüş hareketinin dördüncü partisi olan Fazilet Partisini kurdu. Genel başkanlık görevini de Recai Kutan üstlendi.

14 Mayıs 2000'de gerçekleştirilen Fazilet Partisinin kongresi, gelenekçi ve yenilikçi kanat şeklinde isimlendirilen parti içi grupların yarışmasına sahne oldu.

Abdullah Gül yenilikçi kanadın, Recai Kutan ise gelenekçi kanadın oylarını aldı.

Bu arada Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, Fazilet Partisinin de kapatılması için dava açtı. Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezer'in Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmasının ardından Vural Savaş'ın yerine Sabih Kanadoğlu'nu atadı.

Sabih Kanadoğlu'nun hazırladığı delillerle Fazilet Partisi 22 Haziran 2001'de kapatıldı.

Bir ay sonra partililer Milli Görüş'ün beşinci partisi olan Saadet Partisini kurdu.

2002'de yapılan erken seçimde, Milli Görüş'ten ayrılan isimlerin kurduğu Adalet ve Kalkınma Partisi tek başına iktidar oldu. Saadet Partisi ise seçim barajını geçemeyerek TBMM dışında kaldı.

Erbakan, 5 yıllık siyaset yasağının kaldırılmasının ardından 2003 Mayısında Saadet Partisi Genel Başkanı oldu.

 

- Kayıp trilyon davası

 

Kamuoyunda "kayıp trilyon davası" olarak bilinen Refah Partisi'nin mali hesaplarına ilişkin açılan davada kendisine verilen hapis cezasından dolayı 30 Ocak 2004'te Saadet Partisi Genel Başkanlığı ve üyeliğinden ayrılmak zorunda kaldı.

Erbakan'ın, sağlık sorunları sebebiyle başvurusundan dolayı cezanın infazı ertelendi. Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi, Erbakan'ın 2 yıl 4 aylık hapis cezasını yeniden yargılama sonunda değiştirmedi, ancak cezasını konutunda çekmesine karar verdi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından, Milli Görüş lideri Necmettin Erbakan'ın "sürekli hastalık" nedeniyle aldığı ev hapsi cezası 19 Ağustos 2008'de kaldırıldı.

17 Ekim 2010'da gerçekleştirilen Saadet Partisi Olağanüstü Büyük Kongresinde yeniden genel başkan olan Erbakan, 28 Şubat post-modern darbenin yıldönümü arifesinde solunum yetmezliğine bağlı, kalp ve çoklu organ yetmezliği sebebiyle 27 Şubat 2011'de vefat etti.

Erbakan, 1 Mart 2011'de vasiyeti üzerine devlet töreniyle değil, İstanbul Fatih Caminde düzenlenen cenaze töreninin ardından milyonlar tarafından son yolculuğuna uğurlandı.

 

KAYNAK: Davaya Atılan İmza: Erbakan (AA – 26.02.2018).

Yazar: Ali Kemal AKAN

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör