Nazım Çankaya, özellikle emekliye ayrıldıktan sonra birçok bilimsel çalışmaları ile bilgi toplumu olma yolunda eserler ortaya koyma gayreti içinde oldu.
BAŞLICA ESERLERİ:
ŞİİR: Yel Değirmeninden
Esintiler.
İNCELEME-ARAŞTIRMA: Tevhit
Yolunda Şeytan Yargılanıyor (2000), Karşıtlıklar
Diyalektiğinde Eğitimimiz, Futbolizm.
KAYNAK: Burhan Okutan
/ Halk Şairleri Antolojisi (2006), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve
Kültür Adamları Ansiklopedisi (2009).
Nereye bakarsam gördüğüm sensin
Cilt cilt kitaplarda bulduğum sensin
Uğruna divane olduğum sensin
Bülbülü coşturan güller anlasın
Halimden bilmeyen sanıyor deli
Candan geçtim Hak sırrına ereli
Aşırı gidenin budur bedeli
Canı candan eden canan anlasın
Kaybettim kararı düştüm dillere
Adın şarkı oldu aşık dillere
Aslı gelin olmuş yaban ellere
Keremin sazında teller anlasın
Seni zikretmeyen diller perişan
Sana ulaşmayan yollar perişan
Seni bulamayan olur perişan
Garibi koşturan yollar anlasın
Çok gayret eyledim ilmü fehmimde
Seller gibi duramadım bendimde
Neticede Hakk'ı buldum kendimde
Seherde zikreden diller anlasın
Arşı arşınlarım durduğum yerden
Her an her yerdeyim geçince serden
Her saniye miraç olan seferden
Dönmesem bir türlü dönsem bir türlü
Çoban eylediler sürüye kurdu
Kargalara kaldı şahinler yurdu Egemenler içki sofrasın kurdu
İçmesem bir türlü içsem bir türlü
Bilinemez ne halde, neredeyim
Geçek varlığıma kendim perdeyim
Her saniye bir farklı evrendeyim
Kalmasam bir türlü kalsam bir türlü
Işıktan yol aşıp erdim güneşe
Nar nura dönüşüp kaldı pür neşe
Alevler bir demet buzdan menekşe
Dermesem bir türlü dersem bir türlü
Gönül sarayında kuruldu meclis
Tevhitten
ders verir mecliste
İblis Nefsimi davet eyledi müderris
Gitmesem bir türlü gitsem bir türlü
Ziyafete davet ettim Şeytanı
Gafletimde boş bulmuştu meydanı
Şimdi saygı ile kırdı gerdanı
Yermesem bir türlü yersem bir türlü
Bir kelam eylesem gönül derdinden
Sanki lav fışkırır arza derinden
Kalbim Hak Hak edip kopar yerinden
Söylesem bir türlü sussam bir türlü
Yanlış
algıladım yalan dünyayı
Yüklendim
sebepsiz, nice belayı
Sürgün oldum
gösterdiler Konya’yı
Yolluksuz
sürgüne dedim merhaba
Ne dediler İse
hemen inandım
Ne. yazık,
asılsız sözlere kandım
Dilekçe yazmaya
artık usandım
Çileli günlere
dedim merhaba
Sus deseler konuşurdum ziyade
Her yerden kovuldum, oldum piyade
Kusurlu mal gibi oldum iade
Sarhoş müşteriye dedim merhaba
Kendi yalanıma
kendim kanardım
Havalanıp
daldan dala konardım
El âlemin
ateşine yanardım
Kuru vaatlere
durduk merhaba
Ele rehber
oldum yolu şaşırdım
Akıl verirken
aklımı kaçırdım
Boş hayaller
ile ömür geçirdim
Beton yığınına
durduk merhaba
Mevla lûtf
eyledi, yol verdi bana
Üstat himmetini
bol verdi bana
Kovanlar dolusu
bal verdi bana
Kâbe cihetine
durduk merhaba