Nazım Çankaya

Eğitimci, Araştırmacı, Yazar, Şair

Doğum
Eğitim
Gazi Eğitim Enstitüsü Eğitim Bölümü
Eğitimci, araştırmacı-yazar, şair. 1936’da, Rize’nin Ardeşen ilçesine bağlı Işıklı köyünde doğdu. İlköğrenimini Işıklı köyünde, orta öğrenimini Trabzon / Beşikdüzü, Lâdik /Akpınar ve Çorum öğretmen okullarında tamamladı.
1958 yılından itibaren sekiz yıl ilkokul öğretmenliği ve yöneticiliği yaptıktan sonra Gazi Eğitim Enstitüsü Eğitim Bölümü’nü bitirerek öğretmen okullarında meslek dersleri öğretmenliği, liselerde felsefe ve psikoloji öğretmenliği yaptı, yönetim ve denetim dersleri okuttu. Öğretmen okulu, lise ve Anadolu liselerinde müdürlük görevinde bulundu. Eğitim Enstitüsü Müdürlüğü, Rehberlik ve Araştırma Merkezi Eğitim Uzmanlığı, Yüksek İslam Enstitüsü, Yüksek Öğretmen Okulu ve Üniversite hocalığı yaptı.1987 yılında atandığı MEB Teftiş Kurulu üyeliğinden 1999 yılında Başmüfettişken emekliye ayrıldı.

 Nazım Çankaya, özellikle emekliye ayrıldıktan sonra birçok bilimsel çalışmaları ile bilgi toplumu olma yolunda eserler ortaya koyma gayreti içinde oldu.

BAŞLICA ESERLERİ:

ŞİİR: Yel Değirmeninden Esintiler.

İNCELEME-ARAŞTIRMA: Tevhit Yolunda Şeytan Yargılanıyor (2000), Karşıtlıklar Diyalektiğinde Eğitimimiz, Futbolizm.

KAYNAK: Burhan Okutan / Halk Şairleri Antolojisi (2006), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2009).

ESİNTİ X

Nereye bakarsam gördüğüm sensin
Cilt cilt kitaplarda bulduğum sensin
U
ğruna divane olduğum sensin
Bülbülü coşturan güller anlasın

Halimden bilmeyen sanıyor deli
Candan geçtim Hak sırrına ereli
Aşırı gidenin budur bedeli
Canı candan eden canan anlasın

Kaybettim kararı düştüm dillere
Adın şarkı oldu aşık dillere
Aslı gelin olmuş yaban ellere
Keremin sazında teller anlasın

Seni zikretmeyen diller perişan
Sana ulaşmayan yollar perişan
Seni bulamayan olur perişan
Garibi koşturan yollar anlasın

Çok gayret eyledim ilmü fehmimde
Seller gibi duramadım bendimde
Neticede Hakk'ı buldum kendimde
Seherde zikreden diller anlasın

 

Arşı arşınlarım durduğum yerden
Her an her yerdeyim geçince serden
Her saniye miraç olan seferden
Dönmesem bir türlü dönsem bir türlü

Çoban eylediler sürüye kurdu
Kargalara kaldı şahinler yurdu Egemenler içki sofrasın kurdu
İçmesem bir türlü içsem bir türlü

Bilinemez ne halde, neredeyim
Geçek varlığıma kendim perdeyim
Her saniye bir farklı evrendeyim
Kalmasam bir türlü kalsam bir türlü

 

Işıktan yol aşıp erdim güneşe
Nar nura dönüşüp kaldı pür neşe
Alevler bir demet buzdan menekşe
Dermesem bir türlü dersem bir türlü

 

Gönül sarayında kuruldu meclis
Tevhitten ders verir mecliste
İblis Nefsimi davet eyledi müderris
Gitmesem bir türlü gitsem bir türlü

Ziyafete davet ettim Şeytanı
Gafletimde boş bulmuştu meydanı
Şimdi saygı ile kırdı gerdanı
Yermesem bir türlü yersem bir türlü

 

Bir kelam eylesem gönül derdinden
Sanki lav fışkırır arza derinden
Kalbim Hak Hak edip kopar yerinden
Söylesem bir türlü sussam bir türlü

ESİNTİ II

Yanlış algıladım yalan dünyayı

Yüklendim sebepsiz, nice belayı

Sürgün oldum gösterdiler Konya’yı

Yolluksuz sürgüne dedim merhaba

 

Ne dediler İse hemen inandım

Ne. yazık, asılsız sözlere kandım

Dilekçe yazmaya artık usandım

Çileli günlere dedim merhaba

 

Sus deseler konuşurdum ziyade

Her yerden kovuldum, oldum piyade

Kusurlu mal gibi oldum iade

Sarhoş müşteriye dedim merhaba

 

Kendi yalanıma kendim kanardım

Havalanıp daldan dala konardım

El âlemin ateşine yanardım

Kuru vaatlere durduk merhaba

 

Ele rehber oldum yolu şaşırdım

Akıl verirken aklımı kaçırdım

Boş hayaller ile ömür geçirdim

Beton yığınına durduk merhaba

 

Mevla lûtf eyledi, yol verdi bana

Üstat himmetini bol verdi bana

Kovanlar dolusu bal verdi bana

Kâbe cihetine durduk merhaba

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör