Divan şairi (D. 1885, Antakya – Ö. 2 Temmuz 1947). Yazar Ahmet
Miskioğlu’nun babası. “Naklî ilimler alimi” diye tanınan, Antakya Medresesinde
müderrislik yaparak öğrencilerine hadis ve fıkıh okutan Miskizade Ahmet
Efendi’nin beş çocuğundan dördüncüsüydü. Müderris Ahmet Efendi, babası
Miskizade Muhammet Ağa ile birlikte hacca gidip orada kolera salgınında ölünce
kardeşleriyle birlikte dedesinin gözetiminde büyüdü. Dedeleri, Nafi’nin
eğitimine olağanüstü özen gösterdi. Nafi Miskioğlu, Antakya medreselerinde güçlü
bir eğitim görerek, küçük yaşta şiirler yazmaya başladı. Topluluklar önünde
okuduğu ilk şiirleri için “Kimin bu şiir?” diye sorduklarında, “Bu şiir
Nabi’nindir!” diye yanıt veriyordu. Bir süre sonra, şiirlerinde “Nabiizaman”
takma adını kullanmaya başladı. Divan edebiyatının ustalarına nazireler
(karşılık) yazdı, terbi (dörde çıkarma) ve tahmisler (gazel beyitlerine üçer
mısra ekleme) üretti. Meşrutiyet (1908) yıllarında, Fazıl Ahmet’in Divançe-i
Fazıl’ı ile başlayıp Anadolu’ya yayılan hiciv geleneğine uyarak çevresini
eleştiren şiirler yazdı. Birinci Dünya Savaşı yıllarında, Hatay’a yayılan
Araplık propagandasına karşı çıkışını şiirleriyle gösterdi: “Eylesin eşraf-ı
belde aslın ihfaya şitap / Ben asîlim aslımı inkâr etmem irtikâp” bunlara
bir örnektir.
Nafi Miskioğlu, 1918 yılından itibaren, önce Arap devletinin ilanı
ve sonra Fransız işgali üzerine, Türklük için propaganda grubu oluşturan cesur
gençler arasında yer aldı. Kurtuluşa kadar süren mücadeleler içinde yanlış
yolda olanları şiirleriyle eleştirdi. Bir yandan iğneleyici, eleştirici
şiirlerini yazarken öbür yandan da yerine göre açık, yerine göre gizli olarak
Millî Mücadeleyi sürdürdü. Antakya’nın Cumhuriyet Halk Partisi Başkanı ve
Antakya Belediyesi Daimi Komisyon üyesiydi.
Zübeyir Karabay, Nafi Miskioğlu’ nun edebî kişiliğini
açıkladığı uzun yazısında onun, Divan edebiyatının bütün inceliklerini
bildiğini, çevresinin sosyal hayatından ilham alarak yazdığı şiirlerin tarihî
ve bölgesel bir değer taşıdığını yazdı. Nuri Aydın Konuralp, Hatay Kurtuluş
ve Kurtarış Mücadelesi Tarihi adlı kitabında, Nafi Miskioğlu’nun “Propoganda
Şefi” olarak çalıştığını belirterek,
aralıksız olarak Millî Mücadele’yi sürdürdüğünü açıkladı.
“Edebî şahsiyeti yanında bir de cesur, mücadeleci, vatansever
[Nafi Miski]’den bahsetmemiz lazımdır. (…) Ta birinci cihan harbinden başlayarak Hatay’ın esarete
düşmesine ve nihayet kurtulmasına kadar geçen uzun bir zaman içinde, onu daima
ön safta, yüreği vatan ve millet aşkıyle çarpan bir insan olarak çeşitli işler
başında, parti mücadelelerinde, millî savaşlarda hep bu halkın içinde yer almış
görüyor ve ölümü gününe kadar bu safta olanlarla birlikte yürümekten geri
kalmamış buluyoruz. (…)
“Nafi Miski, ekseriyetle sakin rubai görünümüne rağmen, haddi
zatında içli, daima heyecanla kaynaşan varlığını, sadece terbiyeli bir insan
olmak hasleti içinde gizlemeye muvaffak olmuş bahtiyar insanlardandır. Onu
yakından tanıyanlar, bu iç gücünün, azimli ve hatta yerine göre inatçı tab’ının
özelliklerini daha İyi anlamaya sık sık imkân ve fırsat bulmuşlardır.
“Mizahi şiirlerinde -eğer üslupta eskilik bir kusur sayılmazsa-
cidden kuvvetli bir görüş ve söyleyiş hakim olmuştur. Fakat bunların tam tadına
varabilmek için, onun yaşadığı günleri yaşamış olmak icap eder. Hadiseleri
görüş ve söyleyiş kudreti hakkında fikir edinebilmemiz için bunların tamamını
hem de izahlı olarak gözden geçirmemiz doğru olur.” (Şükrü Balcı)
ESERLERİ:
Divançe-i Nabiizaman, Sadık Efendi (Şair Sadık Efendi ile ilgili eseridir. Bir
özetini konferans olarak İskenderun Halkevinde dinleyicilere sunmuştur), Hatay’da
Düğünler (Bu eserde en az iki yüz yıl önceki Antakya Türk halk gelenek ve
görenekleri ele alınmıştır).
KAYNAK: Zübeyir Karabay (Antakya - Yeni
Mecmua, 1.3.1929), Şükrü Balcı (Atayolu, 4.7.1947), İhsan Işık /
Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi
(2. bas., 2009), Nafi
Müskioğlu (hatay.gov.tr, 15.4.2014)..