Damat Mahmud Paşa

Divan Şairi, Devlet Adamı

Doğum
Ölüm
18 Ocak, 1903
Diğer İsimler
M. Âsâf, Mahmud Celaleddin

Divan şairi ve devlet adamı (D. 1853, İstanbul - Ö. 18 Ocak 1903, Brüksel / Belçika). ‘’Halil Paşazade Mahmud Celâleddin Bey” ibaresi, ebced hesabıyla doğum tarihini verir. İkinci Abdülhamid zamanında saltanat baskısı aleyhinde bulunmakla ve Asaf mahlâsı ile şiirler yazmakla tanınmış Vezirlerdendir. Gürcü Damat Halil Rifat Paşa’nın oğludur. Prens Sabahattin ile Prens Lütfullah’ın babasıdır. Özel bir eği­tim gördü. Fransızcasının gelişmesi için Paris konsolosluğunda görev verildi.

Şiirlerinde kullandığı "Âsâf" mahlasını kendisine Manastırlı Fâik Bey vermişti. Eserlerinde ayrıca Dâmad Mahmud ve M. Asaf takma adlarını da kullandı. Asıl adı Mahmud Celaleddin olup Sultan Abdülmecid’in kızı ve II. Abdülhamid’in kız kardeşlerinden Senîha Sultan’la evliliğinden (5 Aralık 1876) olduğundan Damad  Mahmud Paşa olarak tanındı. İki yaşında yetim kaldığından babasının kâhyası Ali Kemâlî Paşa'nın nezaretinde büyüdü.

 İlk tahsilinden sonra genç yaşta Sadaret Mektûbî Kalemine, daha sonra Âmedî Odasına memur olarak alındı. Paris Elçiliğinde görevlendirildi. Dönemindeki Halidiye tarikatı şeyhlerinden Feyzullah Efendi’ye bağlandı.

Sarayda çeşitli memurluklarda bulunduktan sonra Şûra-i Devlet (Danıştay) üyeliği, Dahiliye Nazırlığı (1877-99), Sa­dık Paşa Kabinesinde Adliye Nâzırlığı (1878) yaptı.

Abdülhamid ll’yi tahttan indi­rerek Murat V’i tahta çıkarmayı amaçlayan Kleanti Skalyeri-Aziz Efendi komitesi ile iliş­kisi olduğu gerekçesiyle görevinden alın­dı. Daha sonra bu komiteyle ilişkisinin ol­madığı anlaşılınca atandığı Evkaf nazırlı­ğı ve Şûrayı devlet üyeliğini kabul etme­di.

Sonra tekrar Şûrayı Devlet Âzalığına dönmüş ve Abdülmecit ile o zamanki devlet adamlarının kötü idarelerini tenkit ettiği için ondan sonra iş başına getirilmeyerek uzun zaman köşklerinde ve yalılarında menkûp, fakat müreffeh bir tarzda yaşamıştır.

Memleketteki haksızlıklara, hele kendisinin daima casuslarla sarılı olmasına dayanamayarak oğulları Prens Sabahaddin ve Lûtfullah ile Avrupa’ya kaçtı (1899). Paris ve Londra’da, Jön Türkler’le birlikte siyasî faaliyetlerine devam etti, Jön Türk Kongresinde fahri başkanlık yaptı, bunun üzerine rütbesi geri alınarak idama mahkûm edildi.

Son yılları Avrupa’da sürgün hayatı biçiminde geçti. Marsilya’dan Cenevre’ye geçti, İsviçre’de çıkarılan Osmanlı gazetesini İngiltere’ye, Folkeston’a taşıyarak dağıtılmasını sağladı. Jön Türkler arasındaki liderlik mücadeleleri ve dönen entrikalar nedeniyle yurda dönmesi için yapılan uyarılar üzerine İngiltere’den ayrıldı.

Mısır Valisi Abbas Hilmi Paşa’nın davetiyle önce Kahire’ye, daha sonra  Korfu ve Roma’ya geçti. Hastalığı sebebiyle Brüksel’e gitti. Sultan Abdülhamid tarafından İstanbul’a getirilmek istendi. Ancak oğulları 1903’te (onun adına) Brüksel’de ölmeyi tercih ettiğini duyuran bir beyanat verdiler.

Öldüğünde, önce Paris’te Pere-Lachaise Mezarlığına gömüldü. Oğlu Prens Sabahaddin, II. Meşrutiyet’ten hemen sonra yurda dönerken babasının kemik kalıntılarını yanında getirdi ve Eyüp Sultan civarındaki babasının mezarı yanına gömülmesini sağladı.

 Şükran Kurdakul’un değerlendirmesiyle; “Divan şiirinde bir aşama sayılacak ölçüde olmasa bile çok duygulu gazellerinde ustaca kurulmuş bir dil örgüsü“ olan Mahmud Paşa’nın Kuruçeşme’deki yalısı, Tophânelioğlu’ndaki Tophane ko­nağı ve Pendik’teki köşkü, döneminin önde gelen bilim ve sanat merkezlerindendi. Hersekli Arif Hikmet, Hoca Hay­ret Efendi, Üsküdarlı Tal’at, Sâfî ve Hüseyin Dâniş beyler meclisinde sıkça bulunan isimlerdendi.

Şiirleri Hazîne-i Fünûn, Mecmûa-i Edebiyye, Hamiyet, Re­simli Gazete gibi edebiyat dergilerinde yayımlandı. Bunlar genellikle sansürden geçebilen gazelleriydi. Şiirlerini sosyal ve siyasî içerikli olanlarla birlikte Kahire’de yayımlattı.

Avrupa’ya gitmeden önce yazdığı dönemin yöneticilerini yerdiği ve Avrupa’da yazdığı vatan özlemini dile getiren gazellerinde Namık Kemal etkisi görülmektedir. Divan’ındaki şiirlerinin çoğu nazire ve Namık Kemal’in koyu tesiri altında olmalarına rağmen, yine de döneminde belli bir üne sahip oldu. 500 sayfalık bir hacimdeki  Divan’ı 1898’de Mısır’da yayımlandı.

Mahmut Kemal İnal, “Son Asır Türk Şairleri” nin Asaf maddesinde bu zat için geniş bilgiler vermiştir.

 

ESERLERİ:

 

Dâmad Halil Paşa-zade Dâmad Mahmud Paşa’ nın Eş’ârı (1898), Tezkire-i Ulemâ, Ulemâ-yı Arab’ın Hilâfet Hakkındaki Şer-i Mübîn ve Ahbâr-ı Sahiha-dan İktibasları ve Dâmad Mahmud Paşa’dan Sultan Abdülhamîd’i Sânî ye Mektub (1898).

 

KAYNAKÇA: İbrahim Temo /  İttihad ve Terakki Cemiyeti’nin Teşekkülü ve Hidemât-ı Vataniyye ve İnkılâb-ı Millîye Dair Hatıralarım (1939), Ahmed Bedevî Kuran / İnkılâp Tarihimiz  ve Jön Türkler (1945), İbrahim Alâettin Gövsa / Türk Meşhurları Ansiklopedisi (1946), Sara Ertuğrul Korle / Geçmiş Zaman Olur ki: Prenses Mevhibe Celalettin’in Anıları (1953), İsmail Hakkı Uzunçarşılı / Mahmut Celâlettin Paşa’ya Dair (Resimli Tarih Mecmuası, sayı: 49-50, Ocak-Şubat 1954), Cemal Kutay / Prens Sabahattin Bey - Sultan II. Abdülhamit ve Terakki (1964), Milliyet Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi (15. cilt, 1986), Sina Akşin / Jön Türkler ve İttihat ve Terakki (1987),  Şükrü Hanioğlu / Bir Siyasal Düşünür Olarak Doktor Abdullah Cevdet ve Dönemi (1981), Şükran Kurdakul / Şairler ve Yazarlar Sözlüğü (gen. 6. bas. 1999), TDOE – TDF Ansiklopedisi 1 (2002), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2206, 2007) - Ünlü Devlet Adamları (Türkiye Ünlüleri Ansiklopedisi, C. 1, 2013) - Encyclopedia of Turkey’s Famous People (2013).

FOTO GALERİ

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör