Şair ve yazar. 6 Mart 1946,
Gelibolu / Çanakkale doğumlu. Gelibolu Cumhuriyet İlkokulu (1957), Çanakkale
Öğretmen Okulu (1964), Eskişehir AÖF Eğitim Fakültesi (1978) mezunu. Öğrenimini
tamamladıktan sonra, 1964’ten itibaren öğretmen olarak Bayramiç, Adıyaman,
Çanakkale okullarında öğretmen ve idareci olarak görev yaptı. 1965’ten itibaren
Olay TV, Ton TV gibi yerel televizyonlarda yönetici ve program yapımcısı olarak
görev aldı. 1998 yılından sonra Çanakkale Turizm Tanıtma ve Alan Kılavuzları Derneği
Başkanlığını yürüttü. Aysel Kaşıkçı ile evli olup, Cahit Evren ve Evrim
adlarında iki çocuğu vardır. Çanakkale Şairler ve Yazarlar Derneği gibi çeşitli
sanat kuruluşlarının üyesidir.
Yazıları Burası Çanakkale, Boğaz, Haber gazeteleri ile Çasira dergisinde yer aldı. “Gelibolu” konulu programlarına ve
“CNN’de yayımlanan “Rüzgârın Kızı”
adlı programa rehberlik ve danışmanlık yaptı. “Atatürk’üm”, “Çanakkalem”
ve “Ayvalı Dünya” adlı şiirleri Salih
Yıldırım, Evrim Güzelgönül ve Toroslu Belen adlı müzik öğretmenleri tarafından
bestelendi.
“Sözgelimi 2006 yılında yayımlanan bir anı-belge romanı Ey Akdeniz Çelik
Yüreklerle Örülü Kapımız Var’da Çanakkaleli yazar Ahmet Kaşıkçı, savaşın
cephedeki yüzü kadar cephe arkasındaki insanlık hallerini de metinleştiriyor,
üstelik bunu tarihin bu coğrafyadaki hikâyeleriyle birleştirerek, Uzuner’inkine
benzer bir biçimde, hümanist değerin öne çıktığı bir metin ortaya koyuyordu.”
(Tamer Kütükçü)
ESERLERİ:
ŞİİR: Bir Öğretmenim Var (1983), Çanakkalem
– Seni Yazdım (1984), Her Şeyin
Ölçüsü (1984), Bir Başkadır
Çanakkalem (2007).
ARAŞTIRMA: İlkler Kenti (1996), Gelibolu
Dedim – Zaman Durdu (1998), İlklerin
Beldesi Çanakkale (2008).
ÇOCUK ROMANI: Uzaklaşan Masallar (1998), Anafartalar
Kartalı (2001), Dardanos (2007).
ÖYKÜ: Bir Öykü – On Öykü (1999).
TARİHİ ROMAN: Ey Akdeniz! Çelik Yürekler (2006).
HAKKINDA: Tamer Kütükçü /
Çanakkale’nin Yazılmayan Trajedisi (Türk Edebiyatı dergisi, Sayı: 401, Mart
2007), 18 Mart Üniversitesi Dergisi (Sayı: 1, 1994).
Yaş kırkbir,
Kırkbir kere maşallah ömrüme,
Yolun yarısı kesik bir saç gibi düştü önüme. Sekseni seçtim
kendime hedef,
Tarancı’dan on yıl fazla neyime?
Neyime bunca okuduğum kitaplar? Televizyon
dizileri beynimi oyan burgu.
Soluk soluğa tekrar ettiğim romanlar Karşımda
canlanıyor, bilim-kurgu.
Ama o düşlediğim hayat yok...
kırkbir yıl, kırkbir koca gün gibi
geçti
Sanki daha henüz işini başındayım.
“Hayat, kırkında başlar.” derler ya,
Demek ki şimdi ben bir yaşındayım.
Nasıl anlatayım size bilmem ki
Alnımda buna benzer bir hat yok.
Nerede o masal? O hakikat yok...
Yaş kırkbir,
Kırk yıldır dinlediğim müzik netleşti,
Gözlerim kırk yıllık yokuşu içti.
Doruk noktasındayım her şeyin,
Her şeyin görünüşü değişti.
Değişen bir bıçağın sırtı mıydı ne?
Keskin bir görüşün tarifsiz hazzı.
Yediğime şüphe girmiş, yemediğime
bahane Çocukluğumdaki gibi çabuk
geçmiyor sızı, İçtiğim sularda o eski
tat yok.
Kırkbir yıl, kırkbir koca gün gibi geçti Sanki daha henüz işin başındayım.
“Hayat kırkında başlar.” derler ya,
Demek ki şimdi ben bir yaşındayım.
Nasıl anlatayım size bilmem ki
Alnımda buna benzer bir hat yok,
Nerede o masal? O hakikat yok...