Vaiz, mutasavvıf-şair ve
mûsikişinas (D. 1640, İstanbul – Ö. 18 Aralık 1710, İstanbul). Şeyh Abdullah
Efendi adıyla da bilinir. Bayrâmiyye tarikatı şeyhlerinden Himmet Efendinin
oğludur. Bilhassa tefsir ve hadis ilimlerinde kendisini yetiştirdi. Bu arada
Bayrâmiyye tarikatına intisap ederek babasına mürid oldu. 1669’da Kasımpaşa
Camii’ne, on yıl sonra da Fatih civarındaki Halil Paşa Camii’ne vâiz oldu.
Şehremini Yenibahçe’deki Defterdar İbrâhim Efendi Tekkesi şeyhi olan babasının
1684 yılında vefatı üzerine, adı geçen tekkeye şeyh tayin edildi. 1688’de hacca
gitti. Dönüşünde Sultan Selim Camii cuma vâizliğine tayin edilince selâtin
camii kürsü şeyhler silsilesine girmiş oldu. 1693’te Fatih Camii vaizliğine
nakledildi. Bu vazifede iken Sultan II. Mustafa’nın Avusturya seferine (1697)
ordu vâizi olarak katıldı. Hayatının son yıllarında Beyazıt ve Süleymaniye
camileri vâizliklerinde bulundu. Vefat edince Üsküdar’daki Bezcizâde
Tekkesi’nde babasının yanına gömüldü. Abdüssamed ve Abdüşşekûr adlı iki oğlu
devrin tanınmış şairlerindendir, Abdüssamed babasının ölümü üzerine tekkeye
şeyh tayin edildi.
Tasavvufî şiirleri
mürettep bir divanda toplanan Himmetzâde, bu şiirlerinde Abdî, Derviş Abdullah,
Abdullah, Hz. Peygamber’in hayatını konu alan Gencîne-i İ’câz isimli
mesnevisinde ise Himmetzâde mahlaslarını kullandı. Ayrıca lugazlardan meydana
gelen Dîvân-ı Lugaz isimli bir risâlesi de vardır. Lâtîfî, Mehmed Tâhir,
Hammer, İbnülemin gibi bazı müellifler, Abdi’nin bir şuarâ tezkiresi yazdığını
kaydediyorlarsa da bu esere henüz rastlanmamıştır. Abdi, ayrıca hat ve mûsiki
ile de meşgul oldu ve bu konularda da eserler verdi. Hat sanatının ustalarından Hâfız Osman’dan icâzet
aldı, sülüs ve nesih yazıda üstat derecesine erişti. Onun dinî mahiyette pek
çok eser bestelediği çeşitli el yazması güfte mecmualarında zikredilmektedir.
Ancak bu eserlerden hiçbirinin notası zamanımıza ulaşmamıştır. Çok güzel söz
söyleyen bir dînî hatip, aynı zamanda değerli bir bestekârdı. Birçok vâazını
dinleyen Padişah Dördüncü Mehmed’e öğütler vermişti. Gencine-i İcaz adlı
manzum bir eseri vardır. Şiirlerine yazma dergilerde rastlanmaktadır.
HAKKINDA: Bursalı Mehmet Tahir / Osmanlı
Müellifleri (c. 2, 1914-24), Müstakimzâde / Tuhfe-i Hattâtin (yay. İbnülemin
Mahmud Kemâl, 1928), Suyolcuzâde Mehmed Necîb / Devhatü’l-küttâb (yay. Kilisli
Muallim Rifat, 1942), S. Nüzhet Ergun / Türk Şairleri (c. 1, 1942), Vasfi Mahir
Kocatürk / Tekke Şiiri Antolojisi (1955), Nuri Özcan / TDV İslâm Ansiklopedisi
(c. 1, s. 74, 1988).
İnayet
eyle, kıl nazar,
Kerim
Allah! Rahim Allah
Kalmasın
gönlümde keder,
Kerim
Allah! Rahim Allah!
Gör
benim za’f-ı halimi,
Teftiş
etme ahvalimi,
Ben
bilirim ef’alimi,
Kerim
Allah! Rahim Allah!
Ben
kulum, sensin daverim,
Kapında
kemter çakerim.
Lûtfunla
olgıl yaverim,
Kerim
Allah! Rahim Allah!
Âlemin
halkı bendedir,
Günah
etmezi, kandedir.
Lûtf
u inayet sendedir,
Kerim
Allah! Rahim Allah!
Hayli
dem oldu ağlaram,
Gayri
kapı yoktur varam,
Ben
kulun böyle naçarem,
Kerim
Allah Rahim Allah!
Gayetle
suçludur özüm,
Niyaz
etmeğe yok yüzüm,
Geçmezse
nic’ola sözüm,
Kerim
Allah Rahim Allah!
Abdullah
halkın kemteri,
Kaldı
cihanda serseri,
Sen
ey lûtfun mazharı,
Kerim Allah Rahim Allah!