Doğan Yarıcı

Yazar, Şair

Doğum
01 Haziran, 1967
Burç
Diğer İsimler
Hasan Doğan, Doğan Vardar

Şair ve yazar. 1 Haziran 1967, Beykoz / İstanbul doğumlu. Hasan Doğan, Doğan Vardar imzalarını da kullandı. İlk ve ortaöğrenimini İstanbul’da tamamladı (1985). Özel tiyatrolarda oyunculuk ve yönetmenlik yaptı. Senaryo ve reklam metni yazarı olarak çalıştı. İstanbul’da yayıncılıkla yaptı.

İlk öyküsü “Ama”, 1986’da Gökyüzü dergisinde çıktı. Daha sonra öykü, deneme ve şiirleri Varlık, Çalıntı, Sanat Olayı, Gösteri dergilerinde ve Cumhuriyet gazetesinde yayımlandı. Kemik adlı dosyasıyla 1994 Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödülünde birincilik aldı.

ESERLERİ:

ÖYKÜ: Evlâ (1993), Kemik (1995), Gece Kelebekleri (2004), Küçük Küçük Hikâyeler (2004).

ŞİİR: Aşk ve Sair (1995).

DERLEME: Türkçe Aykırı Sözler Derleme Sözlüğü (2000).

KAYNAK: Necati Tosuner / Bu İlk Kitabım, Sona Ulaşmaya Çalışan Bir Okurla En Başa Varmaya Çalışan Bir Yazarın İlk Kitabı (söyleşi, Varlık, Nisan 1994), TBE Ansiklopedisi (2001), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2. bas., 2009).

 

Temrin

 

Sırtüstü yatardık. Saatlerce ezdiğimiz, gölge düşürdüğümüz, yüzüne bakmadığımız tahta döşeme öcünü alırdı tozuyla, çamuruyla, izmaritiyle, gazoz kapağı, çikleti, budağı, çivisiyle.

Önce kalça ve sırt kemikleri yerleşir. Avuçlar tavana, ayaklar hafif aralık, alınlar ışığa. Madam dairenin ortasında dururdu.

“Şimdi gözlerinizi kapayın ve hiçbir şey düşünmeyin.”

Aslında şimdi değil, birazdan.

“Susunca.”

Sırtınızdaki engeli iteleyin. Gözlerinizin ardını temizleyin. Karanlık değil, aydınlık değil, boşluk. Bedeniniz hiçbir yere bağlı değil, düşünceleriniz de. Sanki, her şeyinizi yitirmişsiniz. Yitirmiş de değil, sanki, sanki hiçbir şeyiniz yokmuş. Kollarınız, bacaklarınız, göğsünüz, saçlarınız, kulak, göz, burun, cinsiyetsiz. Sadece beyniniz. Beyniniz de değil, düşünceleriniz. Düşünceniz. Sanki şu an yoksunuz. Herhangi bir yerde değilsiniz, hiçbir ses duymuyorsunuz, hiçbir yere gitmediniz, hiçbir yerde değilsiniz, hiçbir yere ait değilsiniz. Kımıltısız duruşunuz, bunu sağlayan düşünceniz sizin değil. Zamanı ayaklarınızın altından çekiniz.

Kimbilir ne kadar. Duymadan, bilmeden, düşünmeden, düşünmemeyi istemeden kaç saat geçer bilmezsiniz. Kara lastiğin dokunuşu, döşemenin çok derinden inleyişi, dalga dalga yayılışı, kulağınızın kenarında bekleyişi. Şimdi duyularınızın olduğunu bilme zamanı. Madam bastonu bir kez daha yere vurup yapmanız gerekenleri söylerdi. Ağzından çıkanlar sanki söz değildi, ses değil, düşünceydi.

“Şimdi bir bacağınızın olduğunu düşünün.”

Sadece bir tane. Tek. Sağda. Hiçbir yere bağlı olmayan, ayağı ve beş parmağı olan. Bizimdi, kendimizin. Geçen belirsiz süre içinde sahip olduğumuz, duyumsayabildiğimiz tek şey. Bir bacak.
Onu nasıl isterseniz öyle şekillendirebilirdiniz. Dar ve uzun, pürüzsüz ya da çilli, yumurta adaleli, diz kapakları sivri ve dışarı, ayak bilekleri ince ve oylumlu.

O derin, çok derin değil, hafifçe aşağı inen ortada dönüveren sonra tekrar yukarı çıkan güzelim oyukta bir gözyaşı damlası durabilir, eğilip içebilirdiniz. Biraz daha kısaltıp sıkı etli, yanık tenli, terli, ısınmış, yorgun, kıllı bir bacak sahibi olabilirdiniz. Diğer bacağınızla birleştirip ortasına dilediğiniz düşünceyi kondurabilirdiniz.

“Düşünceleriniz ona ulaşsın. Emir verin, kımıldasın!”
Yavaşça sağa, sola, yukarı ve aşağı hareket ederdi. Bilinçle. Bilerek. Size ait devinimlerle. Hep sizinmiş, dışınıza çıkıyormuş.

Tam beş dakika kımıldamadan nerede olduğumuzu, ne yaptığımızı, kim olduğumuzu, herhangi bir uzvumuzu unutup unutmadığımızı düşünmemizi söylerdi Madam ve bu beş dakikayı bizim kestirmemizi isterdi.

Beş dakika düşüncesi dayanılmaz olurdu. Yeniden doğduğumuzu, şekle sekte vurduğumuzu, döşemeyi, çiviyi, sakızı, tozu, beraberliğimizi, o kadar emrin sadece kendimize verildiğini sanırken birbirimizi, birbirimizi, yalnız olmadığımızı anlardık. Hiçbir yere gitmek istemez, hiçbir yerde kalmak isterdik.

Gözlerimizi açtığımızda öleceğimizi sanırdık.

                                                                                                     (Kemik, 1994

 

 

 

 

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör