Anlatılanlara
göre, Şeyh Hasan-ı Nurani, akıllı ve halim bir zat imiş. Orta boylu, sakallı ve
bir kere hac ziyaretinde bulunmuş. İki evlilik yapmış. İlk eşi Şerife Hanım'dan
çocuğu olmamış, ikinci eşi Halime Hanım'dan dört erkek, iki kız çocuğu olmuş.
Oğulları sırasıyla;
Abdurrahman
(Şeyh Abdurrahman Aktepe), Mehmet Can, Muhammed Nur, Muhammet Siraceddin' dir.
Bu zatlardan M. Nur haricinde diğer üçünün de eserleri ( kitap) mevcuttur.
Şeyh
Hasan-ı Nurani'nin günümüze kadar gelen bir istinsahı vardır. Şeyh Abdülgazi en
Nablusî tarafından yazılmış olan "El
Miftah ul Mahiyeti Fi Tarikatı Nakşibendiyye" adlı eseri istinsah
etmiştir. Arapça olan bu eser 1848 yılında yazılmıştır. Şeyh Hasan, daha çok
ders vermek ve ilim adamı yetiştirmek için gayret sarfetmiş, kendini ilme
adamıştır. Tüm hayatı Aktepe köyünde, medrese ile cami arasında geçmiştir. Evi,
Aktepe köyündeki höyüğün batısında imiş. Cami ile medrese, şimdiki minarenin
bulunduğu yerdeymiş. Başka bir deyişle Şeyh, Hicaz'a gitmenin dışında bu köyün
dışına çıkmamış. Ölüm tarihini (H. 1280 / M.1863), Suriye'de Nakşibendi
Tarikatı üzerine yazılan bir doktora tezinden anlıyoruz.
Ömrünün
yetmiş yılını eğitimle geçiren Şeyh Hasan Nurani, kırk beş yılını da, medresede
ders vererek, halife yetiştirerek kendini ilme adamıştır. Büyük oğlu Şeyh
Abdurrahman Aktepe dışında halifelik verdiği zatlar şunlardır: Molla Hasan-ı
Barî, Şeyh Kasım-ı Enver, Şeyh Muhammed-ı Zilan, Şeyh Eyyub-i Cırnıki, Şeyh
Ahmed-i H'anevi (Şeyh Hasan teberruken icazet etmiştir), Şeyh Muhammed Emin-i
Şeyh Selameddin.
Türbesi
vefatından hemen sonra Aktepe köyünde yapılmıştır. Bu türbe her yıl 20 Mayıs
günü, on binlerce kişi tarafından ziyaret edilmektedir. Aktepe Köyü Türbesi
olarak de bilinen türbede, Şeyh Hasan Nuran (Ö. 1280/1863), Şeyh Abdurrahman
Aktep (Ö. 1326/1907), Şeyh Mehmet Can (Ö. 1325/1907) ile Şeyh Muhammed Sirac
(Ö. 1330/1911) medfûndur. Türbe Çınar ilçesine
Aktepe Köyü Türbesi, 1283/1866
tarihinde, aynı türbede medfûn olan Şeyh Muham¬med Sirac'ın hanımı Halime Hatun
tarafından Osmanlı mimari stilinde yaptırılmıştır. Türbe daha ziyade Nakşibendi
tarikatı mensuplarınca tarikat şeyhi olduğu için ziyaret edilmektedir.
Ziyaretler, anma ve niyazda bulunmak için yapılır. Ziyaretçiler açma günü olan
20 Mayıs'ta mevlüt okuturlar. İfade edildiğine göre türbe ziyareti sinir
hastalıkları ve psikolojik rahatsızlıklara iyi gelmektedir. Bakımını
torunlarının yaptığı türbeyi yılda 10-15 bin kişi ziyaret etmektedir.
KAYNAK: Dr.
Yaşar Kalafat / Diyarbakır'da Ulu Kabirler: Diyanet İşleri Başkanlığı Arşiv
Kayıtlarına Göre (Uluslararası Oğuzlardan Osmanlıya Diyarbakır Sempozyumu,
2004, s. 813-817), Ş. Korkusuz / Tezkire-i Meşayih-i Amid, (2001, s. 250, 275),
H. Yavuz / Diyarbakır Efsaneleri (s. 82), Diyarbakır Salnameleri (IV, 2119),
Ali Melek - Abdullah Demir / Dini Değerleriyle Diyarbakır (2009) - "Şeyh
Hasan Nurani Türbesi" (İhsan Işık / Diyarbakır Ansiklopedisi, 2013), Aktepe
ailesinden yazar Abdullah Pertev Işık'tan alınan bilgiler (2013), İhsan Işık /
Geçmişten Günümüze Diyarbakırlı İlim Adamları Yazarlar ve Sanatçılar (2014) -
Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi
(C. 12, 2015).