16. - 17. mutasavvıf ve alimlerinden (D. ?, Urumiye / İran - Ö. 1639, Diyarbekir). Bir Nakşibendî şeyhi olan Aziz Mahmud Urmevî, aslen İran'ın şimdi 10. büyük şehri Urumiye şehrindendir. Urumiye'de babası Seyyid Ahmed Koçağa'nın vefatından sonra irşad faaliyetlerine devam eden Şeyh Aziz Mahmud, Safevîlerin yoğun saldırıları karşısında Diyarbakir'e göç etmiştir. Şeyh Aziz Mahmud, tasavvuf ile birlikte Kur'ân ilimlerine de vakıftı. Diyarbakir'de, tekkesinden ayrı olarak yaptırdığı medresesinde (Aziziye Camii / Şeyh Rumî Medresesi) ilim tahsili yapıldığı bilinmektedir.
Yaşadığı dönemde şöhreti Diyarbekir sınırlarını aşıp Tebriz'den Musul'a kadar geniş bir bölgeye yayılmıştır. Şeyh Aziz Mahmud, Bağdat seferine giderken 1048/1638'de Diyarbakir'e uğrayan IV. Murat'ı bizzat karşılamış ve misafir etmiştir. Kırklar Dağı eteğindeki ünlü Kavs Köşkü de (1634) onundur. IV. Murad'a burada verdiği ziyafette, yemekler, kentten elden ele taşınmıştı. Kâtip Çelebi'nin kaydına göre müritlerinin sayısı kırk bini buluyordu. Şeyh Aziz Mahmud, padişahın teveccühünü kazanmış, beraberinde Revan seferine dahi katılmıştı.
Ancak, bir süre fitneciler harekete geçmiş, Onun gücünün ileride Osmanlı yönetimine zararlı olabileceği endişesiyle ve bazı kışkırtmaları sonucu Padişahın emri ile öldürülmüştür. Şeyh'in idamı halkı çok üzmüştür. Vefatından sonra cenazesi Urfa Kapı dışına defnedilmiştir. IV. Murad'ın daha sonra Şeyh Mahmud Urmevî'yi idam ettirdiğine pişman olduğu, hatasını telafi edebilmek için Kâbi köyünü bir fermanla onun çocuklarına verdiği ve bu köyün tasarrufunun 1910 yılına kadar bu ailenin elinde bulunduğu kaynaklarda ifade edilmektedir. Mevcut kaynaklardan da Kâbi Köyü mezrasının gelirlerinin, Aziz Mahmud Urmevî (Hacı Müştak) Camii ve Medresesinin bağlı bulunduğu Şeyh Mahmud Urmevî vakfına ait olduğu anlaşılmaktadır.
1316/1898 tarihli Salname-i Diyarbekir de, Diyarbekir 'de kabri bulunan peygamber, sahabe ve evliyaya ait türbelerin anlatıldığı kısımda eizze-i kiramdan Şeyh Mahmud-ı Nakşî'nin Rum Kapı (Urla Kapı) dışında medfûn olduğu belirtilmektedir.
Evliya Çelebi de Seyahatnamesi'nde Diyarbekir 'de bulunan ziyaret yerlerini anlatırken Hazreti Şeyh-i Rumî'den, şehid edilme sebepleri ve kurduğu medreseden bahsetmektedir.
Şeyh Mahmud'un Rum Kapı (Urfa Kapı) dışında, dönemin şehir kabristanında bulunan mezarı, bu bölgenin yerleşime açılmasından dolayı tam olarak bilinmezken, 2007 yılında mezar yeri tam olarak tespit edilerek düzenlenmiştir. Buna göre tespit edilen mezar, TRT Müdürlüğünün arka tarafında, İş ve İşçi Bulma Kurumu'nun karşısındaki binaların arasında bulunmaktadır.
KAYNAK: Ali
Melek - Abdullah Demir / Dini Değerleriyle Diyarbakır (Diyarbakır İl Müftülüğü,
2009, Ankara), Diyarbakır Salnameleri (IV, 211),
Evliya Çelebi / Evliya Çelebi Seyahatnamesi (IV, 27, 40; Abdulgani Bulduk /
"Hülasa-i Ahvali'l-Buldan'a Göre 19. Yüzyılda Diyarbakır Şehri" (I,
191), Ali Melek - Abdullah Demir / Dini Değerleriyle Diyarbakır (2009) -
"Şeyh Aziz Mahmud Urmevî" (İhsan Işık / Diyarbakır Ansiklopedisi,
2013), İhsan Işık / Geçmişten Günümüze Diyarbakırlı İlim Adamları Yazarlar ve
Sanatçılar (2014) - Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür
Adamları Ansiklopedisi (C. 12, 2015).
Kentin
güneybatısında, Sait Paşa Sokağı ile Ocak Sokağının kesiştiği köşededir.
Caminin kim tarafından ve ne zaman yaptırıldığını gösteren bir kitabesi
bulunmamaktadır. Ancak ismine nispetle, IV. Murat devrinde yörenin meşhur alimi
olan Aziz Mahmud Urmevi atfedilmektedir. Camide muhtemelen 1591-1620 yılları
arasında yaptırılmış olmalıdır. 1993 yılma kadar harap bir durumda iken; aynı
tarihte Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından onarılarak ibadete açılmıştır.
Cami, doğu-batı yönünde uzanan düzgün olmayan dörtgen planlı bir
yapıdır. Yapı güney ve doğudan komşu yapılara bitişik iken, kuzey ve batı
cepheleri kapı açıklıkları ve pencerelerle hareketlendirilmiştir. Cami, avlu,
abdest alma yerleri, tuvaletler, avludaki birkaç kabir ve harim mekânından meydana
gelmektedir. Kuzey ve sonran kapatılan batıdaki kapı açıklıklarından avluya
girilmektedir. Avlu, doğu-batı yönünde uzanan dikdörtgen bir plana sahip olup
doğusunda tuvaletler ve abdest alma yerleri ile dama çıkışı sağlayan merdiven;
batısında ise baş ve ayak şahideli birkaç kabir görülmektedir (Çizim; 31)
(Foto:56).
Avlunun güneyindeki basık kemerli kapı açıklığıyla harime
girilmektedir. Harim, doğu-batı yönünde enine dikdörtgen bir plana sahiptir.
İç mekân, mihraba dikey uzanan altı şahından oluşmaktadır. Mihrap yarım beşgen
planlı olup üç dilimli kemerli ve mukarnas kavsaralıdır. Mihrap, bir sıra beyaz,
bir sıra siyah taştan münavebeli bir düzenlemeye sahiptir. Üst örtüsü düz dam
şeklinde olup betonarme olarak yenilenmiştir. (Doç. Dr. Ali BORAN)