Azerbaycanlı Türk Ressam, 1949 yılında Bakü’de doğdu. İlk resim eğitimini Bakü Azim Azimzade Okulunda aldı. Okulu birincilikle bitiren sanatçı, 1973- 79 yılları arasında Tiflis Devlet Resim Akademisine girdi ve orayı başarıyla bitirerek 1980 yılında Bakü Devlet Üniversitesi’nde öğretmenlik yaptı. Evli, iki çocuk babası, halen Türkiye ve Bakü'de çalışmalarına devam ediyor.
İstanbul
ve Bodrum’da çalışmalarını sürdüren sanatçı, İstanbul doğasını konu alan birçok
resminde; bizim eski ustaları anımsatan sıcaklığı, titizliği, incelikli
yaklaşımı ve renkçi anlatımı, onu sevilen ve aranılan bir sanatçı olarak
görmemize neden olmuştur.
Fırça
vuruşlarındaki ustalık, araştırma ve gözlem zenginliği, resimlerine çağdaş ve
alıcı bir nitelik kazandırmaktadır.
Sanatçının
eserleri Almanya, Finlandiya, Çekoslovakya, Türkiye, Tiflis, Moskova’da birçok
resim sergilerinde yeralmıştır. Rusya Ressamlar Birliği ve Azerbaycan
Ressamlar Birliği üyesidir. Azerbaycan Kültüründe eserleri bulunmaktadır.
Ödülleri:
1975
Moskova Ressamlar Birliği Birincilik ödülü
1977
Moskova Ressamlar Akademisi Birincilik ödülü
1987
Çekoslovakya Exlibris Birincilik ödülü
1989
Bakü Exlibris birincilik ödülü
2008
Azerbyacna "Olimpiya, Kültür ve Spor" müsabakasında Grafik dalında Birincilik
ödülü
Sergileri:
1968
Azerbaycan karma sergi
1998
Teku Sanat Galerisi kişisel sergi (Ankara)
2000
Doku Sanat Galerisi (Ankara)
2001
Doku Sanat Galerisi (İstanbul)
2001
Doku Sanat Galerisi (Ankara)
2001
Yılın Sanatçısı Ödülü (Azerbeycan)
2002
Doku Sanat Galerisi (İstanbul)
2002
Moskova Karma Sergi
2003
Doku Sanat Galerisi (İstanbul-Ankara)
2004
Doku Sanat Galerisi (İstanbul-Ankara)
2005
Doku Sanat Galerisi (İstanbul-Ankara)
2006
Emektar Ressam(Azerbaycan)
2006
Doku Sanat Galerisi (İstanbul-Ankara)
2007
Doku Sanat Galerisi (Ankara-İstanbul)
2008
Doku Sanat Galerisi (İstanbul-Ankara)
2009
Doku Sanat Galerisi (Ankara-İstanbul)
KAYNAK:
Özgeçmiş, Hakkında (hasantashdemir.com, 18.11.2019), Hasan Taşdemir Doku Sanat
Galerisi Sergi Broşürü (18.11.2019), Hasan Taşdemir (turkishpaintings.com,
18.11.2019), Sanatçılarımız – Doku Sanat Galerisi (dokusanat.com, 28.11.2019).
Bir
resmin sevilme nedeni, o resimle, onu dışardan bakan kişinin oluşturduğu
beraberlik kapsamında, daha çok da kişiye özgü tercih ölçütlerinin geçerli
olduğu "intim" bir dialog çerçevesinde anlam kazanır. Tercih ölçütlerinin
çesitliliği, kişinin beğeni yapısı ve görsel birikimiyle bağlantılı olduğu
kadar, yapıtın dışarıya yaydığı çekim gücünün ya da esintinin
("aura") atmosferiyle de ilgilidir. Bu atmosfer, yapıtla izleyici
arasındaki iletişimi olumlu yönde etkiler; yapıttan izleyiciye yansıyan
esintiyi tinsel bir aktiviteye dönüştürür. İzleyicinin yaşamından yapıta,
yapıttan izleyicinin görsel algı karakterine doğru akıp duran çekimsel
dalgalar, belki de uzun süre geçerli olabilecek bir dostluk ilişkisinin
doğmasına yol açar.
Bugün
dağılmış bulunan doğu bloku ülkelerine özgü bir kültür ortamını içinden gelen
ve Türkiye'de yaptığı sergilerle bu kültür ortamına özgü sanat pratiğinin başarılı
örneklerini vermiş olan Hasan Taşdemir, zamanla, Türkiye'deki doğa ve yaşama
atmosferinin odağına yerleşme yönünde ilginç ataklar gösteren resimlerini, bu
açıdan, bir "aura popularis" gerçeğiyle bağlantılı görüyorum ben.
Son
çalışmalarında bu sevilip tutulma havasını daha da gerekçeli bir temel üzerine
oturtan İstanbul yaşamına ilişkin sahnelerin varlığı, Kapadokya yöresinden
edinilmiş izlenimlerin yoğunluğu söz konusu ilginin, sanatçı yönünden
özendirici bir sonuç yarattığına tanık oluyoruz.
Azeri
kökenli olmasının, bu uyumlu esprinin oluşmasında etkili bir sonuç yarattığı
görülebiliyor. Örneğin Ayasofya'yı gezen bir turist kafilesinin hayran
bakışlarını, Boğaz'da kıyıya çekilmiş sandalların kıpırtılı görüntüsünü ya da
çiçek Pasajı'nın önünde biriken insan kalabalığının ortamı renklendiren coşkulu
havasını yansıtırken, konuya uzaktan bakan bir sanatçı olarak değil, ortamla
bütünleşebilen bir gözlemci tavrının sıcaklığı içinde yaklaşabiliyor çevresine.
Ölüdoğa (naturmort) resimlerinde, masanın üzerini süsleyen doğu nesnelerine,
izlenimci ressamlara özgü incelikli bir gözle bakabiliyor.
Bu
resimlerin İstanbul doğasıyla doğrudan bütünleşme başarısı yansıtıyor olması,
Taşdemir'in anlatım biçimindeki renkçi eğilimle İstanbul ışığının buluşması da
önemli bir etken oluşturuyor kuşkusuz.
Buna
benzer bir sanat etkinliğini, Çallı ve arkadaşları da paylaşmışlardı. Onların
resimleriyle Taşdemir'in yapıtlarını yan yana koyarak baktığımızda herhangi bir
yabancılık sezmiyorsak, bunun nedeni, onlar gibi Taşdemir'in de gönüllerine
göre resim yapan sanatçılar kuşağına mensup olmasından kaynaklanıyor.
Gerçekten
de Hasan Taşdemir, günümüzde geçerli olan sanat akım ve eğilimlerine itibar
etmemekle, kendi sanatçı doğasında zaten var olan bir tutumu yüceltmeye öncelik
veren bir davranış içinde görünmekle, içtenlikli bir yorumu benimsemiş oluyor.
En azından sahte-entelektüel bir tutumu üstlenmek yerine, inandığı ilkelerden ödün
vermiyor. Bir başka deyişle, resmin yaşayan damarını elinde tutmak istiyor.
Birçoklarının
taşıdığı kanının aksine, bu damar atmaya devam ediyor. Önemli olan, bu atışın
ritmi ve onun sürekli kılacak görsellik deneyimi, bu deneyimin yaşamla
özdeşlesen birikimidir.
KAYNAK:
Hakkında (hasantashdemir.com, 18.11.2019)