İslam bilgini, Endülüslü felsefeci,
tarihçi ve ilahiyatçı (D. 7 Kasım 994, Kurtuba [Córdoba], Endülüs Emevî Devleti
– Ö. 15 Ağustos 1064, Manta Lisham, Huelva, Seville Taifa Krallığı / Endülüs).
Tam adı Ali b. Ahmed b. Said
b. Hazm b. Galip b. Salih b. Halef b. Maden b. Süfyan b. Yezid el-Farisidir. İbn-i
Hazm soy bakımından Kureyşli olmasına rağmen Endülüs'te yaşadığı için Endülüsî
olarak tanınır. Soyundan Endülüs'e ilk gelen dedesi Halef’tir. Yine soyundan
ilk müslüman olan da Yezid'dir.
Babası Ahmed kıymetli bir ilim
adamı olduğundan ve aynı zamanda Halife Mansur ve oğlu Muzafferin döneminde
vezirlik yaptığından dolayı İbn-i Hazm'ın çocukluğu lüks bir hayat içerisinde
geçti. İbn-i Hazm da 1023'te kendisine halifelik üzerine biat edilen Müstezhar
Billah tarafından vezirliğe getirildi, ancak bu görevinde uzun süre kalamadı,
halife yedi hafta sonra öldürüldü ve İbn-i Hazm da hapse atıldı. Daha sonra
Hişam el Mu'temed Billah döneminde ikinci defa vezaret görevine getirildi.
Fakat sonunda bu görevi bırakarak kendisini tamamen ilmî araştırmalara verdi.
İbn-i Hazm, hadis ilimlerinde ve
fıkıhta otoriteydi, Kitap ve Sünnet'ten hüküm çıkarma gücüne sahipti. Siyer ve
tarih konularında da ulaştığı üstün seviyeden dolayı ortaya koyduğu her
meseleye tarihten yaşanmış örnekler getirmesini kolaylaştırıyordu. Bunlardan
başka mantık ilmiyle de uğraşmış ve bu konuyla ilgili olarak et-Takrîb isimli
bir eser yazmıştır. Daha sonra mantık ilmini bırakarak tamamen İslâmî ilimlere
yönelmiştir. Aslında o zaten, mantık örneklerini bile hep fıkıhtan vermekteydi.
Öğreniminin ilk dönemlerinde
Maliki fıkhını incelemiş, Muvatta'yı okumuştur. Daha sonra Şafii fıkhına
yönelmiş ve bu mezhebin koyu bir taraftarı olmuştur. Bilahere Zahirî mezhebine
bağlanmıştır ki kurucusu daha önceleri Şafii olan Davud b. Ali ez-Zahiri'dir
(817-884) İbn-i Hazm, bu mezhebin kök salması için her yerde onun savunmasını
yapmış ve bu konuda kitaplar yazmıştır.
İbn-i Hazm, münakaşa ve
tartışmalarıyla meşhurdur. Tarihçiler İbn-i Hazm ile maliki fıkıhçısı Süleyman
el Baci arasında geçen ateşli tartışmalara kitaplarında uzun uzun yer verirler.
Tarihçilerin belirttiğine göre İbn-i Hazm'ın en önemli özelliklerinden birisi
geçmiş büyük alimlerde kusurlar bulması ve onları eleştirmesiydi.
"Haccac'ın kılıcı ne ise, İbn-i Hazm'ın dili de odur" sözü şöhret
bulmuştur. Büyük imamları eleştirdiğinden dolayı çağdaşları tarafından yoğun
bir hücuma uğramış, sapıklıkla nitelendirilmiştir. Görüşlerini ve eserlerini
kabullenmeyen alimler, sultanları ona karşı uyarmışlar, onun görüşlerini almayı
ve yanına yaklaşmayı halka da yasaklamışlar. Bütün bunlardan dolayı sultanların
hışmına uğrayan İbn-i Hazm bir çok işkencelere ve sürgünlere maruz kalmıştır.
Kitapları yırtılmış, parçalanmış, hatta meydanlarda aleni bir şekilde
yakılmıştır.
İbn-i Hazm, sırasıyla şu
alimlerden ders almıştır. Ebu Ömer Ahmed b., Hüseyn, Yahya b. Mes'ud,
Ebu'l-Hıyar Mes'ud b. Said, Abdullah b. Rebi. et-Temimi, Abdullah b. Yusuf b.
Nami Zehebi Tezkiretü'l Huffaz isimli eserinde İbn-i Hazm hakkında der ki:
İbn-i Hazm büyük alimlerden
biridir. İctihad şartlarının hepsi onda mevcuddur. Herkese bazı görüşlerinde
eleştiri yöneltilebileceği, ona da yöneltilebilir. Muhakkak ki Allah Rasûlünden
başka herkesin sözü alınabilir de, bırakılabilir de.
İmam Gazali der ki:
Allah'ın isimlerini anlatan
kitaplar arasında gördüğüm İbn-i Hazm'a ait olan çok değerliydi. Anladığım
kadarıyla akıcı bir zihni yapıya ve güçlü hafızaya sahip bir kişi.
Öğrencisi el Humeydi:
"Zeka, hızlı ezber, cömertlik
ve dindarlığın bir araya geldiği onun gibi bir şahsiyet daha görmedim.
Gerçekten şiiri de onun kadar hızlı ve anlamlı söyleyebilen biri daha
yoktur." der.
İzzüddin b. Abdüsselam der ki:
İslami kitaplar arasında İbn-i
Hazm'ın Muhalla ve İbn Kudame'nin Muğni'si gibisine rastlamadım.
İbn-i Hazm Hicri 456 yılının şaban
ayına iki gece kala, kendi mülkü olan ve sağlığında sık sık gittiği Ment Lisem
köyünde vefat etti ve oraya defnedildi.
Özdeyişleri:
“Eğer işsizlik ve yoksulluk
insanların aç kalacağı kadar feci olursa varlıklıların yoksulları doyurması
farzdır. Eğer bunu yapmazlarsa ve yoksullar mal-mülk sahiplerinin varlıklarını
yağmalasalar, dinî açıdan meşru olur. Eğer bir kavga olur da bir yoksul
öldürülürse zengin kişiler katilden sorumlu tutulacaktır, ama zenginlerden bir
şahıs öldürülürse yoksullar katil fiiliyle itham edilemeyecektir.”
BAŞLICA ESERLERİ:
İbtal el-Kıyas ve'r-Re'y
ve't-Taklid ve't-Talîl, El-İcma ve Mesailuhu ala Ebvab el Fıkh, El-İhkam fi
usûl el-Ahkam, El-Ahkam ve's-Siyer, Esma el-Hulefa ve'l-Vulât ve Müdedühüm,
Esmaullah, Esma es-Sahabe ve'r-Ruvât, En-Nebzetu'l-Kafiye, Ashab el-Feteva,
Tavk el-Hamame, Müdavatü'n-Nüfûs, izhar Tebdil el-Yehud ve'n-Na-sara
li't-Tevrat vel-încil, El-Mücella, El-Muhalla, Mera-tibu'l İcma, Neka el-İslam.
KAYNAKÇA: Ibn Hazm – Critical
Originality (iais.org.my, 25 March 2011), Bir Endülüs Mütefekkiri İbn-i Hazm
Diyanet İşleri Başkanlığı, tsz).