Ekonomist, akademisyen, profesör, gazeteci-yazar. 18 Ekim 1953'te İstanbul'da doğdu. 1978 yılında Boğaziçi Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi Bölümü'ne girdi. 1978 yılında İktisat alanında İstanbul Üniversitesinde yüksek lisans, 1985 yılında aynı üniversitede Maliye Anabilim Dalında doktorasını yaptı. 1987'de İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinde yardımcı doçent, 1990'da doçent ve 1996 yılında da profesör oldu. 1993-99 yılları arasında İstanbul Üniversitesinde bölüm başkan yardımcılığı ve 1991-99 yılları arasında anabilim dalı başkanlığı yaptı. 1999-2003 yılları arasında Bahçeşehir Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekanlığı görevinde bulundu.
Çeşitli gazetelerde köşe yazarlığı yaptı. Son olarak Star gazetesinde köşe yazarlığı yapmaktayken, 31 Aralık 2014 günü verdiği bir söyleşideki ifadeleri nedeniyle yazılarına son verildi. Yazılarına değişen gazetelerde devam etmektedir. Prof. Dr. Işıl Karakaş ile evli olup bir kız çocuğu babasıdır.
ESERLERİ:
Türkiye'de Özelleştirme (Vedat Akman, Gazi Erçel ile ortak kitap, 1996), Normalleşme Avrupa Birliği Sürecinde Türkiye (2004), Sivil Siyaset Küresel Ekonomi (2004), Barış Köprüleri Dünyaya Açılan Türk Okulları (İlber Ortaylı ve Toktamış Ateş ile ortak kitap, 2005), Karanlığa Taş (2007), Türk Mafyası (Mehmet Ali Kılıçbay, Emre Akgöz, Ümit Karadaş, Cengiz Özdiker, Lube Ayar, Ecevit Kılıç, Atilla Akar , Prof. Dr. Mahir Kaynak, Nevval Sevindi, Uğur Vardan ile, ortak kitap, 2008).
KAYNAKÇA:
Star'dan çıkarılan Eser Karakaş: O ifadeleri kullanmam doğru değildi, kendime
yakıştıramadım! (t24.com.tr, 7 Ocak 2015), Eser Karakaş Kimdir? (gazeteoku.com,
erişim, 6.6.2016), Eser Karakaş Kitapları, 12.06.2016).
YENİDEN MEMUR MAAŞLARI SKANDALI
Memur maaşları skandalı derken maaşların
düşüklüğü ya da farklı kadrolar arasındaki dengesizliği kastetmiyorum; bu da
önemli bir mesele ama bugün konum bu değil.
Türkiye’de 1998 senesinden beri bazı memurların maaşları aleni, bazılarının gizli.
Ben bu konuyu yaklaşık yirmi senedir yazmaktan sıkıldım, Maliye Bakanlığı ise demokrasi skandallarına imza atmaktan sıkılmadı.
28 Şubat’ın karanlık günlerinde asker (subay) maaşlarında nispi bir iyileşme sağlandı ve bu nispi iyileşme sonrası katsayı haberleriyle beraber Maliye Bakanlığı’nın açıkladığı memur maaşları listelerinden askerler çıkarıldı.
O tarihlerde, 1998 öncesi, üniversitelerde bir yardımcı doçent bir üst teğmen, bir doçent eşittir bir yarbay, bir profesör de bir albay demektir gibi şakalar yapardık.
En azından şakalar yapabilirdik zira tüm memurlarla beraber askerlerin de maaşları, en azından çıplak maaşları aleni idi.
28 Şubat sonrası bu olanak sonlandı.
AKP iktidara geldi ve bizlerin ısrarlı hatırlatmalarına rağmen askerler bu listeye bir daha alınmadı.
Üstelik 2004 senesinde hâkim ve savcılara yapılan bir nispi iyileşme sonrası onların maaşları da aleniyet dışına taşındı.
Geçtiğimiz günlerde, 2016 senesinin ikinci yarısı için gerçekleşecek katsayı artışı ile birlikte tüm memurların, farklı kadro derecelerinin alacakları zamlı maaşlar açıklandı.
Bu listede, artık kanıksadık, asker ve hâkim-savcı maaşları yine görünmüyorlar.
Artık kanıksadık diyorum ama hukuksuzluğa, ilkelliğe alışmak da kolay olmuyor, bu uygulama dünyanın hiç bir hukuk devletinde yok, olamaz, kamu parası ile maaş alan birinin geliri kamudan gizli olamaz.
Bu konuyu ekranlarda gündeme getirme olanağımız olduğu günlerde bir izleyicimiz asker maaşlarını öğrenmek için bilgi edinme kanununa dayanarak Milli Savunma Bakanlığı’ndan (MSB) bilgi istedi ama karşılığında bu bilginin özel yaşama ilişkin olduğu, açıklanamayacağı yönünde saçma sapan bir cevap aldı.
MSB’nin bu yanıtını üniversitede bir birinci sınıf öğrencisi verse yani kamu parası ile ödenen bir maaşın özel yaşama ilişkin bir bilgi olduğunu söylese ve bunda ısrarcı olsa sınıfta çakmaktan başı dönebilir.
Geçenlerde de Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği, Cumhurbaşkanı danışmanlarının aldıkları maaşların özel yaşam olduğunu açıkladı ama maaşları açıklamadı.
Hukuk skandalları tavan yapmayı sürdürüyor.
Hep söylüyorum, askerler, hâkimler ve savcılar yüksek maaşlar almıyorlar hatta yaptıkları işlere oranla çok az para alıyorlar bile diyebiliriz ama sorun zaten kaç para maaş aldıkları değil, bu maaşların nasıl oluyor da açıklanmıyor oluşu.
Kamuda çalışan doktorun, hemşirenin, profesörün, doçentin, asistanın, genel müdürün, müsteşarın, polis memurunun farklı kadro derecelerinde çalışanlarının maaşları açıklanıyor ama ısrarla subay, hâkim ve savcıların maaşları özel alan saçmalığı, gerekçesi altında açıklanmıyor.
Bakalım bu hukuk dışılık daha ne kadar sürecek?
Maliye Bakanları da ısrarla sorularımıza yanıt vermekten kaçınıyorlar, kaçıyorlar.
Bir grup memurun maaşının alenileşemediği ülkelere demokratik hukuk devleti demek mümkün değildir, bunu herkesin iyi görmesi şart.
KAYNAK: https://www.yenihayatgazetesi.com/yeniden-memur-maaslari-skandali-eser-karakas-31233, 8.7.2016.