Romancı (D. 9 Mart 1919, Gurzuf / Kırım – Ö. 2011, Londra / İngiltere). Babası Emir Hüseyin Dağcı, annesi Gurzuflu Emir Salih Bey’in kızı Fatma Hanım’dır. Cengiz Dağcı’nın ailesi 1923 yılına kadar Gurzuf’ta oturdu. Sonra Yalta’ya bağlı Kızıltaş köyündeki evlerine taşındı. Dağcı dördü erkek, dördü kız olmak üzere sekiz çocuklu bir ailenin en büyük çocuğudur. 1929 yılında Kızıltaş’taki sürgünlere tanık oldu. İlkokulu Kızıltaş’ta bitirdi (1931). 1931 yılında tutuklanan babası, 1932 yılında ailesini Akmescit’e taşıdı. Cengiz Dağcı Akmesçit’te Onikinci Nümune Mektebine kaydettirildi (1932). Daha sonra Onüçüncü Tam Ortaokula devam etti (1936). 1937 yılında Akmesçit Pedagoji Enstitüsüne girdi. Burada okurken 22 Aralık 1940 tarihinde askere alındı. 1941 Ağustos’unun ikinci yarısında Almanlara esir düştü ve Ukrayna’da Kirovograd esir kampına götürüldü. Savaşın sonlarına doğru Varşova’da Polonyalı bir hemşire olan Regina ile tanıştı. 1945 Haziran’ında onunla evlendi. 1946 yılında Doğu Avrupalı mültecilerle beraber S. S. Andes vapuru ile İngiltere’nin güneyindeki Southamton rıhtımına ulaştı. Soho lokantalarının birinde bulaşıkçı olarak çalışmaya başladı. Üç yıl sonra Londra’nın Fulham semtinde iki katlı bir ev aldı. Evin alt katında “Anabelle” isimli bir lokanta açtı. 1974 yılında bu evi ve lokantayı İngiliz aktörü Daly’ye sattı ve Southfield’de oturmakta olduğu bahçeli evine taşındı. Dağcı, Fulham Road’da oturduğu yıllarda bir taraftan lokantanın geç saatlere kadar süren ağır işlerini eşiyle birlikte yaptı. Dağcı ile Regina’nın 1946 doğumlu Arzu isimli bir kızları vardır. 1971 yılında ise Anabel adını verdikleri bir kız torunu doğdu. Eşi Regina, 1998 Ocak ayında vefat etti. Yazar vefatına kadar yaşamını Londra’daki evinde sürdürdü. Cengiz Dağcı, 2011 yılında Londra’da vefat etti, Kırım’da toprağa verildi.
Ortaokuldaki
edebiyat öğretmeni Akimova’nın yönlendirmesi ile 1936 yılında Gençlik
Mecmuası’nda “Kış” ve “Kart-anay ve Eçkisi” (İhtiyar Kadın ve
Keçisi) isimli şiirleri yayımlandı. Kırım tarihine olan merakını,
Klyuçevski’nin Rusya’nın Orta Çağ Tarihi isimli eserinin Moğol ve Altın
Orda konularını okuyarak gidermeye çalıştı. 1939 yılında derginin redaktörü
Şamil Alâdin’in rejime ters düşen yönlerini çıkarıp değiştirdiği şekilde, “Söyleyin
Duvarlar” isimli şiiri Edebiyat Mecmuası’nda çıktı. Bu şiir Kırım
Hanlarının taht merkezi Bahçesaray ile ilgiliydi. Yine aynı yıl Edebiyat
Mecmuası’nda “Sevdiğim Yalta” isimli şiiri yayımlandı. Enstitü
yıllarında Yalta’da oturan en küçük amcası Seyit Ömer Dağcı’dan Ömer Seyfettin’in
hikâyelerini dinledi. Bir başka amcasının
kızı olan Dr. Zemine Dağcı’nın zengin kitaplığından da faydalandı.
Fulham Road’da oturduğu yıllarda Korkunç Yıllar, Yurdunu Kaybeden Adam, Onlar
da İnsandı, O Topraklar Bizimdi, Dönüş, Ölüm ve Korku Günleri, Genç Temuçin,
Badem Dalına Asılı Bebekler, Üşüyen Sokak gibi romanlarını yazdı.
Türkiye
dışındaki Türk yazarlarının en ünlüsü olan Cengiz Dağcı, romanlarında savaşan
dev kuvvetler arasında bunalan insanları ve yakın çevresini, Kırım’da komünist
sistemin yerleştirilmesi sırasında meydana gelen felâketleri anlattı. Yansılar’ın
bazı bölümleri ile birkaç eserinde Londra’daki hayatının izleri de görülür. Üslûbunda
Ömer Seyfettin etkisi vardır. Anneme Mektuplar kitabıyla 1988’de Türkiye
Yazarlar Birliği Roman Ödülünü kazandı.
“Cengiz
Dağcı esirlik ve savaş facialarını; bir milletin insanlık dışı boş bir ideoloji
olan Sovyet emperyalizmi baskısı altında çiğnenişini ve beşeriyeti yıllarca
kırıp geçiren İkinci Dünya Harbi’ni yaşamış bir romancıdır. Birçok cephelerde,
temerküz kamplarında, gerek Sovyet gerek Alman karargâhlarında çocukluktan beri
yaşamış... O felâketlerden mucize denilecek tesadüflerle kurtulmuştur...
Sonradan yerleştiği İngiltere’de, kıt kanaat yaşamasına rağmen hürriyetin ne
büyük saadet olduğunu hakkıyla kavramış olan Cengiz Dağcı’nın romanları,
edebiyatımız için yenilik, değişik iklim ve zenginlik kaynaklarıdır.
“Edebiyata
belki de hazırlıksız bu Kırım Türk’ünün ilk romanlarındaki üslûbunda çok usta
olmadığı, Türkçe’mizi özenle kullanamadığı, sayfaları arasında gevşek ifadelere
rastlandığı söylenebilir. Fakat bu eksikler belgelere, yaşanmışlığa ve bin bir
faciaya dayalı cehennem hayatını anlatan bu romanlarının değerini azaltamaz.” (Ahmet Kabaklı)
ESERLERİ:
Korkunç
Yıllar (1956), Yurdunu Kaybeden Adam (1957),
Onlar da İnsandı (1958), Ölüm ve Korku Günleri (1962), O
Topraklar Bizimdi (1966), Dönüş (1968), Genç Temuçin (1969), Badem
Dalına Asılı Bebekler (1970), Üşüyen Sokak (1972), Anneme
Mektuplar (1988), Benim Gibi Biri (1988), Yansılar 1 (1988), Yansılar
2 (1990), Yansılar 3 (1991), Yoldaşlar (1991), Yansılar 4 (1993),
Ben ve İçimdeki Ben (Yansılardan Kalanlar, 1994), Biz Beraber Geçtik
Bu Yolu (1996), Haluk’un Defterinden ve Londra Mektupları (1996), Bay
Markus Burton’un Köpeği (1998), Hatıralarda Cengiz Dağcı (1998), Bay
John Marple’ın Son Yolculuğu (1998), Regina (2000), Oy
Markus Oy (2000), Rüyalarda Ana ve Küçük Alimcan (2 öykü, 2001).
KAYNAKÇA: İhsan Işık / Yazarlar Sözlüğü (1990, 1998) - Türkiye Yazarlar
Ansiklopedisi (2001, 2004) – Encyclopedia of Turkish Authors (2005) - Resimli
ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006,
gen. 2. bas. 2007) - Ünlü Edebiyatçılar (Türkiye Ünlüleri Ansiklopedisi, C. 4,
2013) - Encyclopedia of Turkey’s Famous People (2013), Osman Türkay / Dış
Türklere İlgisizlik ve Cengiz Dağcı (Türkiye, 25.11.1990), İbrahim Şahin /
Cengiz Dağcı Hayatı ve Eserleri (1996), Behçet Necatigil / Edebiyatımızda
İsimler Sözlüğü (18. bas. 1999), İsa Kocakaplan / Cengiz Dağcı’nın Kişiliği ve
Eserleri Üzerine (Türk Edebiyatı, sayı: 308, Haziran 1999), Şükran Kurdakul / Şairler
ve Yazarlar Sözlüğü (gen. 6. bas. 1999), TBE Ansiklopedisi (2001), Ahmet
Kabaklı / Türk Edebiyatı (11. bas. 2002, c. 5, s. 905-921), Türkiye Yazarlar Birliği / Türkiye Kültür Sanat Yıllığı (2012).