Besteci ve müzikbilimci (D. 18 Aralık 1880, İstanbul – Ö. 6 Mayıs 1955, İstanbul). Anadolu kazaskeri Dardağanzade Hacı Mehmed Efendi'nin oğludur. İzmir Fransız Koleji'ni bitirdikten sonra İstanbul'da medrese öğrenimi gördü. Ayrıca Hukuk Mektebi'ni bitirdi (1906). Adliye Nezareti müsteşarlığı (1911), Şûra-yı Devlet üyeliği (1913), Tapu-Kadastro genel müdürlüğü (1914), Şûra-yı Devlet Tanzimat Dairesi başkanlığı (1915-18) gibi resmî görevlerde bulundu. 1918'den sonra serbest avukat olarak çalıştı. Bu yıllarda müziğe olan ilgisi arttı. Şekerci Cemil Bey'den ut ve Türk müziği, Edgar Manas'tan armoni, füg ve kontrpuan öğrendi. Besteleme (kompozisyon), orkestralama ve çalgılama konularında kendi kendini yetiştirdi. Hüseyin Fahreddin Dede ile klasik repertuvarı ve eski müzik kuramlarını inceledi. Suphi Ezgi ile birlikte Arel-Ezgi Sistemi'ni oluşturdu. Yazıları ve besteleriyle, geleneksel ses sistemi ve makamlara dayalı bir çokseslilik geliştirmeye çalıştı.
1943'te beş yıllık bir sözleşmeyle
İstanbul Belediye Konservatuvarı müdürlüğüne getirildi. Ondan, 1926'da kapanan
Türk Müziği Bölümü'nü yeniden açması ve Batı Müziği Bölümü'nü düzeltmesi
isteniyordu. Arel, Batı Müziği Bölümü'nde çeşitli konser toplulukları
oluşturdu; bölümü, orta derecede bir Batı konservatuvarı düzeyine yükseltti.
Türk Müziği Bölümü'nde ise, İcra Heyeti
adıyla bir konser topluluğu kurdu. Verdiği derslerde Suphi Ezgi ile birlikte
oluşturdukları Türk müziği kuramını öğretti.
1948'de Belediye Konservatuvan'ndaki
görevinden ayrılan Arel, İleri Türk Musikisi Konservatuvarı Derneği'ni kurdu.
Bu derneğin yayın orgnı olan Musiki Mecmuası'nda
birçok yazısı yayımlandı. Çoğu, müzikle ilgili olan bu yazılarındaki görüşleriyle,
geleneksel müziği bırakıp yerine Batı müziğini almak gerektiğini düşünenlerle;
geleneksel müziği olduğu gibi korumak gerektiğini savunan ve Batı müziğine
karşı çıkanlar arasında yer aldı. Arel bir tür uzlaşma öneriyordu. Çokseslilik
bir üstünlüktü; ama onu Batı müziği ses sistemiyle, çalgılarıyla ve besteleme,
çalgılama teknikleriyle birlikte almak ulusal bünyeye uymazdı. Yapılması
gereken, geleneksel ses sisteminden ve makamlardan kopmadan, geleneksel çalgıları
geliştirerek çoksesli Türk müziğini yaratmaktı. Arel'in bu görüşleri aralarında
kaldığı iki karşıt grup üzerinde de etkili olamadı. Birinci gruptakiler, geleneksel
çalgıları orkestraya katmamakta Ankara Devlet Konservatuvan'nda (o zamanki
tek devlet konservatuvarı) bir Türk müziği bölümü açmamakta kararlı
davranırken, ikinci gruptakiler de
Arel'i, Türk müziğini
yozlaştırmakla suçladılar. Bununla birlikte, Arel'in özellikle 1943-48 yılları
arasında Belediye Konservatuvarı'nda verdiği derslerin etkisiyle, Arel-Ezgi
Sistemi, kimi noktaları eleştirilse de, genel kabul gördü. 1976'da İstanbul'da,
1985'te İzmir'de açılan Türk Musikisi Devlet konservatuvarlarında da bu sistem
öğretildi.
Arel'in basılmış kuramsal
yapıtlarının en önemlileri, Türk Musikisi Nazariyatı
Dersleri (1968) ve
Türk Musikisi Kimindir (1969) adlarını taşır. Bunlardan
birincisinde perdeler, aralıklar, dörtlükler, beşliler, makamlar, usuller ve
formlar açıklanır, klasik yapıtlardan örnekler verilir. Önce Türklük dergisinde (1939'da Arel
tarafından 15 sayı yayımlanmıştır), sonra
Musiki Mecmuası'nda tefrika edilen
Türk Musikisi Kimindir ise, bazı Batılı yazarların ve onların
fikirlerini savunan bazı Türk yazarlanrın ileri sürdüğü Türk müziğinin eski
Yunan, Bizans, Arap, İran müziklerinden kaynaklandığı yolundaki savlara bir
karşı çıkıştır.
Arel, çok verimli bir bestecidir.
Gençliğinde Batı müziği tarzında besteleyip sonradan yaktığı yüzlerce parça
dışında, çoğu teksesli olmak üzere çeşitli formlarda 600 dolayında bestesi
vardır. Yirmi beş yaşından başlayarak bestelediği teksesli yapıtlarının büyük
çoğunluğunu Mevlevi ayini, durak, ilahi, şarkı, beste, ağır semai, yürük semai
gibi formlara dağılmış sözlü yapıtlar oluşturur. Toplam 116 teksesli çalgı
yapıtının çoğu peşrev ve saz semaisi formlarındadır. Yaşamının son yıllarında
bestelediği çoksesli yapıtlarının çoğu ise, çeşitli çalgılar ve sesler için
ikilemeler, üçlemeler, dörtlemelerdir. Arel'in bestelerinin birçoğu hiç
seslendirilmemiştir. Bunun nedenleri, genellikle çalgıcıdan ya da ses
sanatçısından teknik yetkinlik bekleyen, yeni bir melodik kurgu ve geçki anlayışı
ortaya koyan bu yapıtları, geleneksel tarzı sürdüren icracıların yadırgamış
olması ve Arel'in öğrencileri arasında usta icracılann bulunmamasıdır.
ESERLERİ:
KİTAPLARI: Türk Musikisi Nazariyatı Dersleri (1968),
Türk Musikisi Kimindir (1969).
ÜNLÜ BESTELERİ: Düğün Evinde (oyunhavası), Ham Hayat (saz semaisi), Köyden Haber (saz semaisi), İşveler (peşrev), Mini Mini (Peşrev), İnce Bir Bulut gibi Siyah İpek Peçesi (şarkı).
KAYNAKÇA:
Rahmi Kalaycıoğlu / Türk Musikisi Bestekârlar Külliyatı (4 cilt, 1979), Avni
Anıl / Anılar ve Belgelerle Musikimiz
(1981), Büyük
Larousse (c. 2, s. 773, 1986), Mehmet
Nazmi Özalp / Türk Musikisi Tarihi (1986), Cemil Yener / Müzikte Kim Kimdir? (1987), Yılmaz
Öztuna / Büyük Türk Musikisi Ansiklopedisi (1990), Ahmet Şahin Ak / Türk
Musikisi Tarihi (2002), Vural Sözer / Müzik Ansiklopedik Sözlük (2005), Ana
Britanica (c.2, s. 258, 2005 İhsan Işık / Ünlü Sanatçılar
(Türkiye Ünlüleri Ansiklopedisi, C. 5, 2013) - Encyclopedia of Turkey’s Famous
People (2013) - Resimli ve Metin Örnekli
Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (C. 12, 2017).