Şair, tarihçi, hattat (D. 1491, Tosya / Kastamonu – Ö. 1567).
Nişanî mahlâsını kullandı. İlköğrenimini Tosya’da, medrese öğrenimini
Sahn-ı-Semân Danişmendliğine kadar İstanbul’da yaptı. 1516’da Dîvân-ı Hümayun
kâtipliğine tayin edilerek devlet hizmetine girdi. Yavuz Sultan Selim’in,
vezirlerinden gizli tutmak istediği işlere ait, yazılarını kaleme aldı. Pirî
Paşa’nın altı yıl süreyle tezkireciliğini (özel kalem görevlisi) yaptı. Pirî
Paşa’nın 1523’te emekliye ayrılmasından sonra da bu görevine devam etti.
1525’te reisü’l küttap (baş kâtip) oldu ve on yıl bu görevi sürdürdü. Reisü’l
küttap olarak Kanunî’nin Irakeyn seferine katıldı. Bağdat’a girildikten üç gün
sonra nişancılığa (padişahın tuğrasını çeken görevli) tayin edildi. Yirmi üç
yıl aralıksız olarak nişancılık hizmetinde bulunan Mustafa Çelebi’nin ferman,
menşur (rütbe verildiğini bilider ferman), name (mektup) gibi yazılarda
kullandığı hitaplar ve ifade biçimleri en az XVII. yüzyılın ilk çeyreğine kadar
Osmanlı bürokrasisinde örnek tutuldu. Aynı zamanda Osmanlı örfî (geleneksel)
hukukunu oluşturan kanunların yalnız birbiriyle değil, aynı zamanda şeriatla
bağdaşmaları yolunda Şeyhülislâm Ebussuud Efendi ile işbirliği yaptı. 1557’de
emekli olduğunda Kanunî, onu mükâfatlandırdı ve bir lütuf olarak nişancılık
rutbelerinin tamamını üstünde bıraktığı gibi, törenler ve seferlerde padişahın
maiyetinde bulunma şerefini bahşeden müteferrikalık (özel görevli) rütbesine
kavuşturdu.
Kaynaklarda Celâlzade Mustafa’ nın cömert (eli açık) ve şefkâtli
(hoş görülü, sevecen) bir kişi olduğundan söz edilir. Eyüp’te evinin yakınında
bir cami, bir Halvetî tekkesi ve Mimar Sinan’ın eseri olan bir hamam
yaptırmışsa da bunlardan yalnızca Nişancı Camiî ayakta kaldı. Mezarı bu caminin
bahçesinde, kendisinden önce ölen kardeşi Celâlzade Salih Çelebi’nin mezarının
yanındadır.
ESERLERİ:
Tabakatü’l-Memâlik ve Derecâtü’l-Mesâlik (Kanunî döneminin 1555’e kadarki
olayları), Meâsir-i Selîm Hânî (Selimnâme adıyla da anılır), Mevâhibü’l-Hallâk
fî Merâtibi’l-Ahlâk, Delâil-i Nübüvvet-i Muhammedî ve Şemâil-i
Fütüvvet-i Ahmedî, Hediyyetü’l-Müminîn, Cevâhirü’l-Ahbâr fî
Hasâili’l-Ahyâr, Kanunname, Tuhfetü’l Mülûk
KAYNAK: Osmanlılar Ansiklopedisi (c. 2, 1999,
s. 293-294), Nail Tan - Özdemir Tan / Gurur Kaynağımız Kastamonulular IV
(2005), Mustafa Bektaşoğlu / Hat Sanatı ve Tosyalı Hattatlar (2005), İhsan
Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları
Ansiklopedisi (2. bas., 2009).