Hat
ve ebru sanatçısı, yazar. 1935, Bandırma / Balıkesir doğumlu. Haydarpaşa Lisesi
(1953) ve İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi (1960) mezunu. İstanbul’da
on beş yıl eczacılık yaptıktan sonra 1977’den itibaren Türk Petrol Vakfında umumi
kâtiplik, 1981’den itibaren İslâm Tarih-Sanat ve Kültür Araştırma Merkezinde
müşavirlik görevlerinde bulundu.
Derman,
1955’ten sonra Necmettin Okyay’ın (1883-1976) hat ve diğer kitap sanatlarında
öğrencisi oldu ve 1960 yılında icazet (yeterlilik) aldı. Ayrıca Süheyl Ünver
(1898-1986), Macid Ayral (1891-1961) ve Halim Özyazıcı (1898-1964) ile aynı alanda
çalışmalar yaptı. Alanında birbirinden güzel eserler ortaya koyduğu gibi; Marmara
(1985-89) ve Mimar Sinan (1989) üniversiteleri Güzel Sanatlar fakültelerinde öğretim
görevlisi olarak hat ve kitap sanatlarına dair lisans ve lisansüstü dersler verdi.
1961
yılından itibaren konusu ile ilgili üç yüzden
fazla makale, ansiklopedi maddesi ve tebliğ hazırladı. Hat, ebru sanatları
üzerine yazıları İslâm Düşüncesi (1967-69), Hayat (1967-72), Hayat
Tarih (1969-73), İlgi (1974-81), Lâle (1981-89) dergilerinde
yayımlandı. Türk Ansiklopedisi (1969-80) ve Türkiye Diyanet Vakfı
İslâm Ansiklopedisi’ne maddeler yazdı (1988-89). 1997’de Mimar Sinan
Üniversitesince kendisine fahri profesör unvanı verildi. Türk kültür ve
sanatına olan hizmetleri nedeniyle 2002 yılında Türkiye Yazarlar Birliği Üstün
Hizmet Ödülünü aldı.
M. Uğur Derman İçin Ne Dediler?
“Geçen
hafta Kubbealtı neşriyâttan bir tepsi fıstıklı baklava -affedersiniz-, bir
tepsi fıstıklı baklavadan çok daha tatlı ve değerli bir paket erişti elime. M.
Uğur Derman Beyefendi'nin kaleme aldığı "Ömrümün Bereketi" unvanlı bu
eserin nefâsetini baklava, börek emsâli hazzı ve lezzeti kolayca tasavvur
edilebilir nesnelere kıyasımdaki densizliği affetmenizi rica ederim; istedim
ki, hissettiğim heyecanı ve zevki size de aksettirebileyim.
Neredeyse
hemen her sayfası son derece titiz tarzda düzenlenen, iyi kağıda basılan ve
renkli hat levhaları, tezhipler, fotoğraflar ve mimarlık eserleriyle bezenen bu
kitap, Uğur Derman büyüğümüzün 50 senelik dikkatlerinin ürünü. Muhtelif
vesilelerle farklı yerlerde yayınlanan İslam sanatı, düşüncesi, mimarlığı ama
hassaten hat sanatı hakkındaki yazılardan meydana gelen kitap, çoğu sanat
kitaplarında gördüğümüz renksiz ve teknik anlatımdan uzak, son derece tatlı,
derin ve kolay okunur bir Türkçe ile bir kere daha kıymetleniyor (Onu baklava
tepsisine benzetmemi bir kere daha anlayışla karşılamalısınız çünkü bu
tepsideki bütün baklava dilimleri, aynı lezzet ve kıvamda!). Eğer Kubbealtı
neşriyâtın hayırhah yöneticisi Sinan Uluant'ın ısrarları olmasaydı bu lezzet
tufanından okuyucuları haberdar bile olamayacaktı. İnsan bu ihtimâl karşısında
"Aman mürüvvet" diye şükrancalık hissine kapılmadan edemiyor doğrusu.
Uğur
Derman, şahsen tanımayı kazançtan saydığım nadir sanat adamlarının başındadır,
lakin onun için "Sanat adamı" demek maksadı ifade etmiyor; o, yüksek
İstanbul hayatını şahsiyeti, duruşu, giyimi, lisanı, müktesebâtı ve derin
uzmanlık bilgisi ile temsile lâyık bir beyefendidir. Gıyâbında onu ölçüsüz ve
sizlere aşırı gibi görünebilecek kelimelerle medihte bile densizlik ettiğimin
farkındayım fakat hüsnüniyetime hamledeceğine güveniyorum.” (A. Turan Alkan)
“Sadece hat sanatı hakkında değil, kültürümüzün hemen her alanında
ustalıkla kalem oynatan Uğur Bey, Mahir İz, Celâl Ökten, Fuat Şemsi İnan,
Necati Lugal, Sıtkı Karababa, Yusuf Cemil Ararat, A. Süheyl Ünver ve Necmeddin
Okyay gibi bu kültürü en üst seviyede temsil eden son Osmanlılarla tanışmış,
onlardan feyiz almış, bazılarının da talebesi olmuştu. Özellikle Hezarfen
Necmeddin Okyay, ona Osmanlı estetik dünyasının kapılarını ardına kadar
açmıştır. Bunun ne kadar büyük bir şans olduğunu ayrıca belirtmeye gerek var
mı? Bayrağı onlardan devralarak yok olmaya yüz tutmuş bir kültürü gelecek
nesillere taşımaya çalışan fedakâr insanlar arasında Uğur Bey'in çok ayrı bir
yeri vardır.
İlk
yazısını Hattat Macit Ayral'ın vefatı üzerine 1961 yılında merhum Süheyl
Ünver'in teşvik ve ısrarı üzerine yazan ve onun "Kardeşim, Macid Bey'i
öyle bir yazmışsın ki, hani benim için de yazar mı acaba diye, ölesim
geldi" iltifatı üzerine yazı hayatına devam etme cesaretini gösteren Uğur
Bey'in çeşitli dergilerde dağınık olarak çıkmış ve çıkmakta olan yazılarını
gördükçe, bunların mutlaka bir araya getirilip en güzel şekilde basılması
gerektiğini düşünürdüm. Bu arzumu kendisine de birkaç defa söylediğimi
hatırlıyorum.”
(Beşir Ayvazoğlu)
Kitapları:
Elli Sanatsever Serisi (1962-66), Türk Sanatında Ebrû (1977), Türk Hat Sanatının Şaheserleri
(1982), İslâm Kültür Mirasında Hat
Sanatı (1992; 1990’da Arapçaya, 1996’da Japoncaya, 2000 yılında
Malaycaya çevrilerek bu dillerde yayımlandı), Osmanlı Hat Sanatı (2001; 1998 ve 2000’de İngilizceye, 2000’de
Fransızcaya, 2001’de Almancaya çevrilerek bu dillerde yayımlandı), Letters in
Gold (New York 1998), Calligraphies Ottomanes (Paris 2000), Siegel des Sultan
(Berlin 2001), Hat Koleksiyonundan Seçmeler (2002), Eternal Letters (Sharjah,
2009), Edebi ve Hattı ile Ali Alparslan (2010), Emin Barın Hat Koleksiyonu
(2010), Doksandokuz İstanbul Mushafı (2010), Ömrümün Bereketi (2011), Ömrümün
Bereketi 2 (2019).
KAYNAKÇA:
Şevket Rado / Türk Hattatları (1984),
Ali Alparslan / Ünlü Türk Hattatları
(1992), Prof. Dr. Muhittin Serin / Hat Sanatı ve Meşhur Hattatlar
(2005), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye
Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006, gen. 2. bas. 2007) - Ünlü
Sanatçılar (Türkiye Ünlüleri Ansiklopedisi, C. 5, 2013) - Encyclopedia of
Turkey’s Famous People (2013). M. Uğur
Derman / Ömrümün Bereketi (hatıraları, 2011), Beşir Ayvazoğlu / Bir Ömrün
Bereketi (Zaman, 17.3.2011), A. Turan Alkan / Bir Kitap, Bir Tepsi Baklavaya
Benzetilebilir mi? (Zaman, 27.3.2011), Hüseyin Öztürk / Ömrümün Bereketi
(Yeni Akit, 9 Mayıs 2011).