Düşünür, siyaset ve devlet adamı, yazar (D. 1870, Beylerbeyi / İstanbul – Ö. 1934, Tarsus / Mersin). Yazılarında kullandığı Şeyh Muhsin-i Fânî takma adıyla da bilinir. “Deli Kadri Bey”in oğludur. İlköğrenimine Beylerbeyi Sıbyan Mektebi (İlkokulu)’nde başladı. Ardından Soğukçeşme Askerî Rüştiyesi (Ortaokulu)’ni, Mülkiye Mektebi (Siyasal Bilgiler Okulu)’ni ve İzmir İngiliz Ticaret Mektebi’ni bitirdi. Ancak daha çok özel dersler alarak ve kendi kendini yetiştirerek Arapça, Farsça, İngilizce, Fransızca, Lâtince ve Grekçe (Rumca) dillerini öğrendi. Ziraat öğrenimi görmek için Almanya’ya gitti. Dönüşünde, Aydın ili Muhasebe Kalemi’nde, İstanbul’da Maliye Nezareti (Maliye Bakanlığı) Mektubî Kalemi’nde ve Hariciye Nezareti (Dışişleri Bakanlığı)’nde memurluklarda bulundu. Darüşşafaka Lisesi’nde bir ara astronomi öğretmenliği yaptı.
Kazım Kadri Bey, daha sonra bir yıl kadar Manisa’daki çiftliklerine çekilerek tarımla uğraştı. İkinci Meşrutiyet (1908)’ten sonra Tevfik Fikret ve Hüseyin Cahit’le birlikte “Tanin” gazetesini çıkardı. Samsun ve Selânik mutasarrıflıklarında (kaymakamlık), ayrıca vali vekilliklerinde, Selânik Valiliği, 1909’da Serez Mutasarrıflığı, 1910’da Halep Valiliği, 1911’de İstanbul Şehreminliği (İstanbul Belediye Başkanlığı), Selânik Valiliği gibi görevlerde bulundu. 1912 yılında Meclis-i Mebusân (Millet Meclisi)’a Manisa Milletvekili olarak girdi. İttihatçılar tarafından tekrar Selânik Vâliliğine gönderildi. Rumeli’de Balkan Harbi (1912-13) kaybedilince, İttihatçılarla arası açıldı ve Beyrut’a gitti (1914).
Beyrt’ta iken “Büyük Türk Lügati”ni hazırlamaya başladı. Suriye’nin Osmanlı İmparatorluğundan ayrılması üzerine, yerliler tarafından kendisine Beyrut Valiliği teklif edildi, fakat bu görevi kabul etmedi. İstanbul’a dönerek yeniden siyasî mücadeleye başladı. Mütareke döneminde (Balkan Savaşı sonunda Balkan ülkeleri arasında imzalanan sözleşme dönemi, 1913) Meclis-i Mebusan’a yeniden Aydın Milletvekili olarak girdi ve meclisin ikinci başkanlığına seçildi.
İşgal kuvvetlerince Meclis-i Mebusan’ın dağıtılması üzerine, aynı yıl, Tevfik Paşa Hükümeti’nde Ticaret, Ziraat ve Evkaf (Vakıflar) bakanlıkları yaptı. Kurtuluş Savaşı’nı hazırlamak üzere Ankara’da kurulan Büyük Millet Meclisi Hükümeti (1920) ile olan anlaşmazlığı çözmek için Müşir Ahmet İzzet Paşa başkanlığındaki kurulda görevlendirildi. Bilecik görüşmesinde uzlaşmanın olanaksız olduğunu görerek bu görevden istifa etti.
Ardından ticaretle uğraşmaya başladı. Son yıllarını Beylerbeyi’ndeki yalısında geçirdi. Hava değişimi için gittiği Tarsus’ta öldü. Cenazesi İstanbul’a getirilerek Küplüce Mezarlığı’nda toprağa verildi. Ölümünden iki yıl önce kütüphanesini Üsküdar’da bulunan Selim Ağa Kütüphanesi’ne bağışlamıştı. Kazım Kadri Bey, kaleme aldığı dinî eserlerinde Şeyh Muhsin-i Fânî takma adını kullandı. Altmışa yakın eseri vardır.
İkinci Meşrutiyet döneminin önemli siyaset ve düşünce adamlarından olan Hüseyin Kazım Kadri bir Osmanlı bürokrat ailesinde yetişti. Dostları arasında Mehmet Akif, Tevfik Fikret, Abdullah Cevdet, Hüseyin Cahit, Ziya Gökalp, Fatin Gökmen gibi dönemin değişik düşünce akımlarına sahip olan kişiler vardı. İttihat ve Terakki’nin kuruluşunda bulunmuş, valilik, mebusluk, bakanlık, gazetecilik yapmış; İstanbul - Ankara ilişkilerinde merkezi roller üstlenmiş; “Büyük Türk Lûgati”, “10 Temmuz İnkılabı ve Netayici”, “Yirminci Asırda İslamiyet”, “Ziya Gökalp’ın Tenkidi” başta olmak üzere dil, siyaset, din, düşünce tarihi konularında vazgeçilmez eserler kaleme almış bir eski zaman efendisiydi.
Hüseyin Kazım, dinî konularda modernist, siyaset ve kurumları konusunda muhafazakâr bir tavır sergiliyordu. Yaşamının sonuna doğru bile saltanat ve hilâfet özlemi içindeydi. Anıları, II. Abdülhamit, İkinci Meşrutiyet, Milli Mücadele ve Cumhuriyet’in kuruluş yıllarının siyasal ve düşünsel tartışmaları, mücadeleleri için yeni bilgiler ve farklı yorumlar içeren bir kaynaktır. Siyasi ve yöneticilik yaşamının İstanbul, Trabzon, Selanik, Halep, Beyrut gibi Osmanlı coğrafyasının değişik merkezlerinde geçmiş olması anılarının değerini daha da artırmaktadır.
Hüseyin Kazım Bey;
şen, şakrak, şakacı, hoş sohbet, zarif, nükteci kişiliğe sahip bir
kişiydi. İşitilmemiş güzel ve tatlı fıkralar, yakası açılmamış öyküler
anlatmayı severdi. Sohbetine doyulmaz, coşkun bir kişiydi. Doğu irfanını,
felsefesini incelemiş, Batının düşünce eylemlerini, yaşama anlayışını da
kavramıştı. Açık ve özgür düşünceye saygılıydı.
BAŞLICA ESERLERİ:
Hak ve
Hakikat (1909), İstikbale Doğru (Şeyh Muhsin-i Fâni imzasıyla,
1913), İslâmın Avrupa’ya Son Sözü (1913, yeni bas. 1999), Yirminci
Asırda İslâmiyet (1913), Arnavutlar Ne Yaptı? (1914), Çar Nikola’ya
Açık Mektup (1915), 10 Temmuz İnkılabı ve Netâyici (1920), Felaha
Doğru (1921), Mahdum Kulu Divanı ve
Yedi Asırlık Türkçe Bir Manzume
(1924), Nûru’l-Beyan (Kur’an-ı Kerim meali, Antepli Mustafa Efendi ile,
1924), Tarih Hatıraları (1930), Gazi Mustafa Kemal, Bir Milletin
Ba’sü Badelmevti (1932), Büyük Türk Lügati (Arap harfleriyle I:
1927, c. II: 1928, yeni harflerle c. III: 1943, c. IV, 1945 TDK bas.), İnsan
Hakları Beyannamesi’nin İslâm Hukukuna Göre İzahı (1949), Ziya Gökâlp’ın
Tenkidi (yay. haz. İsmail Kara, 1989), I. Meşrutiyetten Cumhuriyete
Hatıralarım (Yay. Haz: İsmail Kara, 1991).
KAYNAKÇA: Osman
Nuri Ergin / Osmanlı Şehreminleri (1927), Türk Ansiklopedisi (c. 19,
1943-1986), İbrahim Alâeddin Gövsa / Türk Meşhurları (1945), Server İskit / Aylık
Ansiklopedi (seri: 2, sayı: 1, Temmuz 1949), M. Şakir Ülkütaşır (Türk Dili
Dergisi, Şubat 1952), Meydan-Larousse (c. 6-7, 1969-73), Nurettin Albayrak /
TDV İslâm Ansiklopedisi (c. 18, 1998), Şükran Kurdakul / Şairler ve Yazarlar
Sözlüğü (gen. 6. bas. 1999), TDOE –TDE Ansiklopedisi (c. 5, 2004), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli
Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006, 2007) - Ünlü
Fikir ve Kültür Adamları (Türkiye Ünlüleri Ansiklopedisi, C. 3, 2013) -
Encyclopedia of Turkey’s Famous People (2013).