19. Yüzyıl divan şairlerinden (D. ?, Diyarbekir - Ö. 1889). Çok sayıda şair, ilim ve devlet adamı yetiştiren İskenderpaşa ailesidendir. Asıl adı Yusuf'dur. Yusuf Raif Efendi olarak daha çok bilinmektedir. Tahsilini tamamladıktan sonra adalete intisap ederek âza mülâzımı ve hâkim olarak vazife görmüştür. Dedesinin yaptırdığı İskender Paşa Camii avlusundaki türbede gömülüdür.
Yusuf
Râif Efendi, yaşadığı dönemin ünlü dîvan sahibi şairlerdendir. Tasavvufa âşinâ olup,
şiirleri de çoğunlukla mutasavvıfanedir. Yazma olan dîvanı ayni aileye mensup merhum
Avukat Reşit İskenderoğlu'nda idi. Reşit İskenderoğlu, sağlığında bu divandan
seçtiği bazı şiirleri "Diyarbakırlı Şair Dede ve Ozan torunu" adlı
eserinde yayımlamıştır. Aşağıdaki parçalar bu divanından alınmıştır:
KAYNAK: Şevket Beysanoğlu / Diyarbakırlı
Fikir ve Sanat Adamları (c. 2, 2. bas. 1997, s. 3, 36), Reşit
İskenderoğlu / "Diyarbakırlı Şair Dede ve Ozan torunu (Ankara 1990).
Sebû-yi bâde-i
vahdetle ben işretdeyim şimdi
Olub sermest ü
şeydâ vâdi-i hayretteyim şimdi
Sinem bir tûr-i
Sinâ Mûsi-i tab'im tecellide
Fenâ buldu
fenayım âlem-i vahdetteyim şimdi
Safâ-yi hatırım
var nefyile ispatdan geçtim
Yetiştim
münteha-i aşka ben vuslattayım şimdi
Şühud-i âlem-i
ma'nadayım bana sormayın halim
Sada-yi
len-teraniden aceb dehşetdeyim şimdi
Rakib-i bed-menş
varsın işitsin bağrı çâk olsun
Bihamdillah RÂİF yar ile
sohbetteyim şimdi
KAYNAK: Şevket Beysanoğlu / Diyarbakırlı
Fikir ve Sanat Adamları (c. 2, 2. bas. 1997, s. 3, 36),