Mutasavvıf (D.
1210?, Nişabur - Ö. 1270, Sulucahöyük - Hacıbektaş / Kırşehir). Tam adı Seyyid
Muhammed bin İbrahim Ata olup, ölümünden sonra Hacı Bektaş-ı Veli diye anılmaya
başladı. Diyar-ı Rum (Anadolu)’un büyük evliyasındandır. İlk bilgilerini Ahmet
Yesevi’nin halifelerinden olan Şeyh
Lokman-ı Perende’den aldı. Muhtemelen Cengiz Han istilası nedeniyle
kardeşi Menteş’le birlikte Horasan’dan gelerek Anadolu’da önce Amasya, Kırşehir
ve Kayseri’ye, sonra da Sulucahöyük (Hacıbektaş)’e yerleşti. Öteki Türkmen
şeyhleri gibi Hacı Bektaş’ın da kendisine bağlı bir aşiretle birlikte Yesevilik
ve Kalenderilik’in karışımından oluşan Haydarilik tarikatının bir mensubu
olarak Anadolu’ya geldiği tahmin edilmektedir. Hacı Bektaş, Anadolu’da yeni bir
tasavvufi çevreye girmişti. Bacıyân-ı Rûm (Anadolu’da Bir Kadın Kuruluşu)’dan
olduğu söylenen Hatun Ana’yı kendine evlat edinmişti.
Hacı Bektaş-ı
Veli, Ahmet Yesevî’nin ya da onun halifesi Lokman Perende’nin müridi, Mevlâna
ile Yunus Emre’nin çağdaşıdır. Anadolu Selçuklularına baş kaldırarak idam
edilen (1240) Şiî-batınî inançlara sahip olan Baba İshak ile ilişkiler kurduğu da
bilinmektedir. Baba İshak’ın idamından sonra onun müritleri Hacı Bektaş’ın çevresinde
toplanmıştır. O devirde sayıları yüksek olan Şiî-batınî kesiminin Anadolu’da
tutunmak için Sünniler tarafından saygı gören birisinin çevresinde toplanma
ihtiyacında oldukları ve Hacı Bektaş’ı seçtikleri düşünülmektedir. Hacı
Bektaş’a yakın olan Abdal Murat, Abdal Musa, Koyun Baba, Geyikli Baba gibi kimi
sofilerin Sünnî akideye (İslamın inanç esaslarının tümüne) uygun eserlerde saygın
kişiler olarak kaydedildiği görülür. Eflaki’nin Menakıbü’l-Ârifin adlı
eserinde de Hacı Bektaş’tan saygıyla söz edilir. eş-Şekaik-i en-Numaniye ve
Nefahat gibi eserlerde Sünnî bir veli olarak tanıtılır.
Hacı Bektaş-ı Veli hakkında; Sulucakarahöyük’teki
toplumun içinde bir Türkmen şeyhi olarak mürşitlik (yol göstericilik)
görevini sürdürdüğü, zaman zaman, bugün bir ziyaret yeri olan mağarada inzivaya
çekilen, kimi kez ise köyün hayvanlarını otlatmak gibi günlük işlerle uğraşan biri
olduğu yolunda menkıbeler çoktur. “Vilayetname”ye göre de Ürgüp
yöresindeki Hıristiyanlarla sıkı ilişkiler geliştirerek onların İslâmiyet’i
kabul etmelerine zemin hazırladı. Şamanist olan Moğolların Müslüman olmaları
için de halifelerini Anadolu’nun her köşesine gönderirdi. Anadolu’daki Müslüman
ve gayrimüslim topluluklar arasında bir yakınlaşma ortamının doğmasına önemli
katkılarda bulundu.
Bu sırada
Anadolu’da dinsel, ekonomik, askeri ve toplumsal bir kuruluş olan ve kendisinin
de bağlı olduğu Ahilik ile büyük hizmetler yapan Hacı Bektaş-ı Veli ve
öğrencileri, Osmanlı sultanları tarafından da sevildi ve saygı gördü. O
sıralarda kuruluş döneminde olan Osmanlı Devleti’nin sağlam temeller üzerine oturmasında
büyük hizmetleri olduğu kimi kaynaklarda belirtilir. Sultan Orhan zamanında oluşturulan
“Yeniçeri Ordusu”na dua ederek, askerlerin sırtlarını sıvazlardı. Böylece Hacı
Bektaş-ı Veli’yi kendilerine manevi pir olarak kabul eden Yeniçeri Ordusu,
manevi yaşamını ve disiplinini ona bağladı. Hacı Bektaş-ı Veli, yüzyıllarca
Yeniçeriliğin piri, üstadı ve manevi koruyucusu olarak bilindi. Bu bağlılık ve yakınlık,
Yeniçerilerin barış zamanındaki talimleri ve savaşlardaki gayret ve
kahramanlıklarında çok olumlu sonuçlar verdi. Bütün bunlar, halk ile
Yeniçeriler arasındaki yakınlığı kuvvetlendirdi. Yeniçerilerin, dervişler gibi
cihat arzusuyla dolu ve görülmemiş derecede kahraman ve fedakâr oluşlarında, bu
durum olumlu etkiler gösterdi.
Hacı Bektaş, yine
“Vilayetname”ye göre henüz çok küçükken, Kutbüddin Haydar’ı tutsak
edildiği Bedehşan ilindeki düşmanların elinden kurtardıktan sonra Anadolu’yu
irşad etmeye geldi. Mekke’ye gidip hacı olduktan sonra Necef ve Kerbela’yı
ziyaret ederek tekrar Anadolu’ya döndü. Çepni oymağına mensup konargöçer birkaç
evin kışlığı durumundaki Sulucakarahöyük’te bugünkü dergâhının bulunduğu yere
ilk inziva yeri olan Kızılca Halvet’i yaptı ve mürit edinmeye başladı. Birçok
halife yetiştirerek ölümünden az önce her birine icazetname (yeterlilik,
diploma) verdiği söylenen Hacı Bektaş’ın kerametler göstererek öldüğü söylentileri
de vardır. Türbesi, ölümünden sonra Hacıbektaş adını alan Nevşehir’in ilçesindedir.
Bu ilçede her yılın Ağustos ayında anısına düzenlenen törenler içinde şiir ve öykü
yarışmaları yapılmaktadır.
Hacı Bektaş’ın
ölümünden sonra, Hacı Bektaş-ı Veli tekkesinin şeyhi olan Abdal Musa, Orhan
Gazi’nin fetihlerine katılarak, onunla birlikte savaşmış ve Osmanlı gazilerine
şeyhinin menkıbelerini anlatarak onu tanıtırmış. Bu süreç içinde Hacı Bektaş’ın
menkıbeleştiği ve efsanevi bir kahraman haline geldiği düşünülmektedir
Hacı Bektaş’ın yazdığı
ya da kendisine mal edilmiş olan halk şiiri formlarındaki şiirleri
Alevi-Bektaşi edebiyatının belli başlı kaynaklarındandır. Arapça olarak yazılan
“Makalât” adlı eseri,
yeni katılanlar için bir el kitabı niteliği taşır ve Sünnî mutasavvıfların
eserlerinden farklı fikirler içermez.
“Hacı
Bektaş-ı Veli gerçekten bir yol gösterici ve yenilikçidir. ‘Eline, beline,
diline dikkat et’ görüşüyle insanlığın yükseleceği inancını taşır. El, paradır.
Onu her şeyden üstün tutanlar insanlıklarını kaybederler. Bel, şehevî
arzulardır. Dil de sözler ve davranışlardır. Halkın büyük coşkunlukla
söylediği, kendisine mal edilen şiirleri dışında, tasavvuf yollarını gösteren
en önemli eseri Arapça Makalât’tır.” (Seyit Kemal Karaalioğlu).
ESERLERİ:
Makalât (Çev.
ve yay. haz. Esad Coşan, 1987), Kitabü’l-Fevaid, Nesayih-i Hacı Veli,
Risale, Tefsir-i Fatiha, Şathiye, Şerh-i Besmele.
KAYNAKÇA:
Abdülbaki Gölpınarlı / Velâyetnâme-Menâkıb-ı Hacı Bektaş Veli (1958), Behnan
Şapolyo / Mezhepler ve Tarikatler Tarihi (1964), Rüştü Şardağ / Her Yönü ile
Hacı Bektaş-ı Veli (1989), İsmet Zeki Eyuboğlu / Hacı Bektaş Veli (1989), Fuat
Köprülü / Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar (1993), Ahmet Yaşar Ocak / “Hacı
Bektaş-ı Veli” (TDV İslâm Ansiklopedisi, c.14, 1996), Behçet Necatigil /
Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü (18. bas. 1999), TDOE – TDE Ansiklopedisi 2
(2002), İhsan Işık / Ünlü
Fikir ve Kültür Adamları (Türkiye Ünlüleri Ansiklopedisi, C. 3, 2013) -
Encyclopedia of Turkey’s Famous People (2013).