Saz şairi
(D. 1930, Diyarbakır - Ö. 21 Nisan 2009, Diyarbakır). Asıl adı İhsan Sırlıoğlu
olup, şiirlerinde "Âşık İhsanî" müstearını kullanmıştır. İran
Azerbaycanı kökenli bir ailedendir. Diyarbakır'ın yoksul bir köyünde
doğdu. İki yaşında iken babası Filit'i
kaybettiği için annesi tarafından sıkıntılı ve yoksul bir ortamda büyütüldü.
Çalışmak için sürekli diğer köylere ve şehirlere gitti. 17 yaşındayken İstanbul
Büyükçekmece Mimarsinan Köyü’ndeki maden ocağında çalışmaya başladı. Maden
kapanınca lastik fabrikalarında çalışıp askerliğini yapmak üzere Erzurum’a
gitti. Askerlik sonrası kendi kendine saz çalmaya ve sazı ile Anadolu’yu
dolaşmaya başladı. Bu seyahatlerinin birinde Manisa Tarzanı ile tanışıp bir
müddet yanında kalmıştı.
Aşık
İhsani türkülerini Güllüşah ismindeki hayali bir kıza söylemiştir. 1957 yılında
Uşak Şeker Fabrikası’nda çalışmaya başladığında, bir hapishane müdürü ona senin
Güllüşah’ı bulduk deyince, kız her ne kadar İhsani'nin hayallerindeki Güllüşah
değilse de bu kızla evlendi. İhsani Güllüşah'a da saz çalmayı öğretti, böylece
Aşık İhsani ve Güllüşah olarak şehir şehir dolaşmaya başladılar. Bu ikili halk
tarafından oldukça ilgi görmeye başladı. Aşık İhsani ve Güllüşah Anadolu'da
yaşayan bir efsaneye dönüştü. 1958’de Ankara Radyosu Yurttan Sesler programının
şefi Muzaffer Sarısözen tarafından programa davet edildiler. Her hafta Çarşamba
günleri Güllüşah ile birlikte radyoda türkü söylemeye başladılar.
Bu yıllarda
Celâl Bayar ve Adnan Menderes ile tanışıp görüşme fırsatını buldu. Bu
görüşmenin ardından çeşitli şehirlerdeki DP'nin mitinglerine katılmaya başladı.
“Evvel Allah sonra Demokrat Parti” ve
benzeri şarkılar yaptı. DP'yi deviren 27 Mayıs Darbesi sonrası Türk
Ocakları’nın 51. Yıldönümü dolayısıyla TRT‘de verilen bir törende alelacele
sahneye çıkarıldı. Sakalı göğsünde, saçı belinde bir halde sahneye çıkan
İhsani’nin söylediği şarkı Başbakan Fahri Özdilek tarafından beğenilmedi.
Başbakan ayağa kalkarak “Atın şu
komünisti oradan!” deyince Aşık İhsani şaşkınlık içinde kendini karakolda
buldu.
1961
yılında Fransızlar tarafından yapılan bir Türkiye tanıtım filminde karısı ve
oğlu Garip ile birlikte yer aldı. 1962’de milletvekilleri maaşlarına yapılması
istenen zam ile ilgili kararın görüşüldüğü günlerde meclise giderek protesto gösterilerinde
bulundu. Bu arada Belçika Kültür Bakanı ile bir Türkiye ziyareti sırasında
tanışmış, “Saçı ve sakalı gibi uzun
görüşlü Aşık İhsani” olarak Belçika gazetelerinde boy göstermişti.
Aşık
İhsani 27 Mayıs sonrası dönemde o dönemin Türkiye İşçi Partisi'ne ve partinin
sol çizgideki hareketlerine ilgi duydu. Bu döneminde "Korkuyorlar,
korkacaklar, korksunlar Geliyoruz, geleceğiz, yakındır" gibi dizeler
yazdı. Daha sonraki röportajlarında bu döneme kadar ki yaşamını cahillik olarak
tanımlayacaktır. Aynı yıllarda Ağalı Dünya adlı kitabı yayınlanınca, daha önce
içinde olduğu Adalet Partisi ile artık düşman haline geldi. 22 Kasım 1967'de
öğrenci örgütlerinin düzenlediği Kıbrıs mitingi sırasında öğrenci liderlerinden
Deniz Gezmiş ile birlikte ABD bayrağını yakanlar arasında yer aldı. Bu yıılarda
tuhaf bir gelişme olur ve onun yazdığı şiirlerin, kitapların Sovyetler
Birliği'nden gönderildiğinden şüphe duyanlar çıkar. Bu şiirleri okul yüzü
görmemiş birinin yazdığına inanmazlar. İşin gerçeğini öğrenmek üzere onu ünlü
halk bilimci Pertev Naili Boratav’a götürürler. Boratav İhsani’yi dinledikten
sonra “İhsani bir halk ozanıdır” diyerek İhsani üzerindeki şüpheleri kaldırır.
Aşık
İhsani, 1977’de Almanya ve Belçika’ya gitmiş, bu ülkelerde de televizyon
programlarına katılmış, ödüller almıştır. 1979’da Avusturalya’ya gitmişti. Son
yıllarında Diyarbakır'da yaşayan Aşık İhsani, 17 Nisan 2009'da evinde yapılan
belgesel çekimleri sırasında aşırı heyecan nedeniyle fenalaştı. Dicle
Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin Cerrahi Servisi’ne yatırılan Aşık İhsani'nin
tansiyonunun yükselmesi sonucu beyin kanaması geçirdiği belirlendi. Yoğun bakım
ünitesinde tedavi altına alınan Aşık İhsani, 21 Nisan 2009’da sabah saatlerinde
yaşamını yitirdi. Diyarbakır’ın Şehitlik semtindeki mezarlıkta toprağa verildi.
“... Âşık İhsanî, Diyarbakırlı. Yani insanlarının dimağını bazen dehâ
mertebesine varan bir kabiliyetle yoğuran bir memleketten.. Fuzûlî için nasıl:
‘Gözünde şu’lenümâ mihr-i âteşin-i Irak’ deniliyorsa burası da yâni eski adı
ile Amid de memlekete zekâ ve dehâ güneşleri vermiştir. Ben edebiyatımızda saz
şairlerini çok severim. Ekserisi sözde ve düşüncede liberal adamlardır, sözleri
serttir, fakat kaba değildir, en ince fikirleri en haşin ifadelerle anlatırlar,
isyanları bile güzeldir. Bunun içindir ki Anadolu’da saz şairlerini fazla rind
ve sözlerini sakınmaz bilirler.” (Refi
Cevat Ulunay).
“Âşık
İhsanî, ölçülü-uyaklı halk şiirinde toplumcu bakış açısıyla ‘başkaldırı’yı ilk
ve en güçlü dile getirendir. Ölçülü-uyaklı halk şiirinin geleneksel yapısını
gerek saz ve gerekse söz olarak kırmaya, çağdaşlaştırmaya çalışmış öncü bir
ozandır. Ekonomik, politik sözcük ve kavramları, sloganları şiirinde en yerli
yerinde kullanabilen ve bunlara gerçek anlamlarının yanında bir de şiir değeri
kazandırabilen güçlü, usta bir halk ozanıdır.” (Süleyman Yağız)
ESERLERİ:
ŞİİR: Aşık İhsani'nin Hayat Hikâyesi ve Şiirleri
(1960), Aşık İhsani ve Güllüşah
(1960), Ağalı Dünya (1964, 1965), Yazacağım (1967), Bakalım
Hele (1967), Ozan Dolu Andolu
(1973), Bak Tarlanın Taşına (1974), Vur Ağa’nın Başına (1975), Dünden Bugüne Aşık İhsani (1976), Beyaz Köle (1985), Düş Değil Bu (1999), Bıçak
Kemikte (2002).
ANTOLOJİ: Ozan
Dolu Anadolu (halk şairleri antolojisi, 1973).
GEZİ:
Beyaz Köle (1985).
HAKKINDA: Halk Şiirleri (1960), Refi Cevat Ulunay (Milliyet, 18.4.1961), Ayhan Yetkiner / Âşık İhsanî Kimdir (1967), Ayhan Yetkiner / Aşık İhsani Kimdir (1967), Tahir Kutsi Makal / Sahte Ozanlar Âşık İhsanî ve Ali İzzet’in İçyüzü (1969), Yeni Ortam (11.9.1973), Âşık Sinem Bacı / Dünden Bugüne Âşık İhsanî (1976), Yurt Ansiklopedisi (c.4, Anadolu Yayıncılık,1982), Süleyman Yağız / Yürü Bre Hızır Paşa (1983), Ş. Beysanoğlu / Diyarbakırlı Fikir ve Sanat Adamları (c. 3, 1997, s. 317-319), İhsan Işık / Yazarlar Sözlüğü (1990, 1998) - Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi (2001, 2004) – Encyclopedia of Turkish Authors (2005) - Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006, gen. 2. bas. 2007) - Ünlü Edebiyatçılar (Türkiye Ünlüleri Ansiklopedisi, C. 4, 2013) - Encyclopedia of Turkey’s Famous People (2013) - Diyarbakır Ansiklopedisi (2013) - Geçmişten Günümüze Diyarbakırlı İlim Adamları Yazarlar ve Sanatçılar (2014),, Behçet Necatigil / Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü (18. bas. 1999), Şükran Kurdakul / Şairler ve Yazarlar Sözlüğü (gen. 6. bas. 1999), Aslı Örnek / Bıçak Kemikte (Radikal Kitap, 29.9.2002), Kendi Kaleminden Âşık İhsani (Berfin Bahar, Ocak 2002).
Yazacağım,
bu can tende
Durana
dek yazacağım
Eşitsizlik
zincirini
Kırana
dek yazacağım
Günüm
çıkasıya dardan
Haber
gelesiye yardan
Vurguncuyu
şah damardan
Vurana
dek yazacağım
…
Halkım
uyanmasın diye
Gerçekler
gizlenir niye
Anayasam
raftan köye
Girene
dek yazacağım
KAYNAK:
Yurt Ansiklopedisi (c.4, Anadolu Yayıncılık,1982),
Git efendi hançerlenmiş yaramı
Eşeleyip tazeleme bu sıra
Köyüm yolsuz ben kanunsuz yaşarım
Utan da şu asıra bak asıra
Demek vekilimsin vay benim başım
Yediğin her yemek bir yıllık aşım
İçtiğin her kadeh dolu göz yaşım
İşlediğin kusura bak kusura
Alemin fezaya gittiği günde
Dermanı alınmış dert dolu bende
Başkasının toprağının üstünde
Sarındığım hasıra bak hasıra
De şimdi yaşamak denir mi buna
Ahırda doğurur gelinim Suna
Ağaların çıkarları uğruna
Köy dolusu esire bak esire
Ne demek oluyor bilginiz çoksa
Binimiz aç ölür birimiz toksa
İstemem değişsin bu gidiş yoksa
Elimdeki nasıra bak nasıra