İş adamı, medya patronu, Yeni Şafak Gazetesi İcra Kurulu Başkanı. 1964 yılında doğdu. Beş erkek kardeşiyle birlikte, Yeni Şafak gazetesi, yedi dergi, iki TV kanalını bünyesinde bulunduran Albayrak Yayın Holding A.Ş.'nin yönetim kurulu başkanıdır.
Grup
içindeki iki inşaat firmasında da hissedardır ve turizme odaklanan iki şirketin
de yönetim kurulundadır. Dört diğer medya şirketinin en tepesindeki isimdir.
Grup, 1990'ların ortalarından bu yana, onlarca kamu ihalesini almıştır. Mustafa
Albayrak, 2001-2002 yıllarında, inşaat ve taşımacılık işlerine dair İstanbul
Büyükşehir Belediyesinden alınan ihalelere fesat karıştırdığı iddialarıyla 6 ay
hapis yatmıştır.
Albayrak Holding
Albayrak
Şirketler Grubu Hacı Ahmet Albayrak'ın oğulları olan Ahmet, Bayram, Nuri,
Kazım, Mustafa ve Muzaffer Albayrak tarafından yönetilmektedir. Ahmet Albayrak
genellikle medya, inşaat, liman, traktör üretim işleri ile ilgilenmekte, Bayram
Albayrak toplu taşıma, Nuri Albayrak liman, Kazım Albayrak turizm, Mustafa
Albayrak araç kiralama, Muzaffer Albayrak da tekstil işi ile ilgilenmektedir.
Albayrak
Medya Grubu, Yeni Şafak gazetesi ve TVNET televizyonunun sahibidir.
Albayrak Grubu
web sitesinde Grup hakkında şu bilgiler yer almaktadır:
“Albayrak
Grubu, 1952’de inşaat sektöründen başlayan yolculuğunu bugün inşaat, imalat
sanayi, lojistik, hizmet, ve medya sektörlerinde 30’dan fazla şirket ve
20.000’e yakın çalışanıyla sürdürmektedir.
Albayrak
Grubu, Türkiye’nin birçok şehrine yayılmış faaliyetlerinin yanısıra, Pakistan,
Somali ve Gine başta olmak üzere Asya ve Afrika’da inşaat, liman işletmeciliği,
atık yönetimi ve toplu taşımacılık alanlarında faaliyet göstermektedir. Bu
alanlarda sadece ticari faaliyet göstermekte kalmayıp, ilgili ülkelerin
altyapılarının kurulması ve geliştirilmesine de destek olmaktadır.
Sanayi
alanında üretimini gerçekleştirdiği traktör, motor, araç üstü ekipmanlarla
alanında Türkiye’nin lider kuruluşları arasında yer alan Tümosan ve Kademe
firmaları ürünlerini 30’a yakın ülkeye ihraç etmektedir.
Türkiye’de
birçok sektörde ilk olmanın haklı gururunu yaşayan Albayrak Grubu, atık
yönetimi, altyapı yatırımları, öncü, yerli ve milli sanayi hamleleri ile grubun
bugünlere taşınmasında mihenk taşlarından olmuştur.
İnşaat
sektöründe 67 yıllık istikrarlı büyüme ile yurt içi ve yurt dışında 5 milyon
m2’den fazla inşaat üretimi gerçekleştirilmiştir. Albayrak İnşaat 20.000’in
üzerinde konutun yanı sıra, başta metro olmak üzere, bir çok hastane, stadyum,
fabrika ve AVM inşaatlarının yanı sıra altyapı inşaatlarının yapımında da
faaliyet göstermektedir.
Sanayi
sektöründe başta traktör ve motor üretimi olmak üzere, tekstil, kağıt, şeker,
araç üstü ekipman, savunma sanayi ve döküm alanlarında üretimler
gerçekleştirilmektedir. Tümosan, traktör sektöründe ikinci pazar payına sahip,
borsaya açılmış, Türkiye’nin en önemli firmaları arasında yer almaktadır.
Ayrıca kağıt üretimi sektöründe Türkiye’nin en büyük fabrikalarından birinin
yatırımı tamamlanmış ve üretime başlamıştır.
Hizmet
ve lojistik alanlarındaki tecrübesi 40 yıla yaklaşan Albayrak Grubu, başta
personel taşıma ve atık yönetimi olmak üzere, liman işletmeciliği, araç
kiralama, tesis işlemeciliği gibi bir çok alanda yer almaktadır. Platform
Turizm, personel taşıma alanında yurtiçi ve yurtdışı faaliyetleri ile
Türkiye’nin en büyük firması durumundadır.
Medya
ve yayıncılıkta Türkiye’nin en saygın gazetelerinden biri olan Yeni Şafak
Gazetesi başta olmak üzere, televizyon, dergi, dijital ve kitap yayıncılığı
alanlarında faaliyet gösterilmektedir. Dijital alana yaptığı insan ve teknoloji
yatırımları ile sektörün en çok takip edilen birçok sitesi grup bünyesinde yer
almaktadır.
Albayrak
Grubu geçmişinden aldığı güçle, yarınlarına güvenle bakmaya devam etmektedir.
Türkiye’nin bir parçası olmaktan, Türkiye ile var olmaktan, hayat bulmaktan
iftihar eden Albayrak Holding, geçmişten buyana ve yarın da, üretim, katma
değer, istihdam, ihracat, vergi alanlarında Türkiye ekonomisine büyük katkılar
sunmaya devam edecektir. Türk bayrağını uluslararası alanda iftiharla
dalgalandıracaktır.”
KAYNAK: Albayraklar’ın patronu Mustafa Albayrak, “Tayyip” ilişkisini açıkladı: “Finansör değil, sempatizanım” (Ahmet Dinç Röportajı (Aksiyon, 4 Ağustos 2001 sayı 348), 'Temiz Şehir'le gözaltında (hürriyet.com.tr, 14.09.2001), Mustafa Albayrak 28 Şubat sürecini anlattı (yenisafak.com.tr, 17 Nisan 2012), "İnançlarımızdan dolayı 28 Şubat'ta elektrikle işkence yaptılar" (28 Şubat 2017), Mustafa Albayrak (biyografi.net, 18.11.2020), Mustafa Albayrak (turkey.mom-rsf.org, 18.11.2020).
SÖYLEŞİ
Ahmet
Dinç Röportajı
Albayraklar’ın
patronu Mustafa Albayrak, “Tayyip” ilişkisini açıkladı: “Finansör değil,
sempatizanım”
Aydın
Doğan’a ait Milliyet gazetesi bugünlerde Albayraklar’a yüklendikçe yükleniyor.
Bu saldırıların sebeb-i hikmeti konusunda türlü rivayetler uçuşuyor ortalıkta.
Biz de fazla dedikoduya ve söze gerek bırakmadan gidip Albayraklar’ın patronu
Mustafa Albayrak'a iddiaları sorduk:
-Doğan
Grubu ile kavganızın sebebi nedir?
Doğan
Grubu'nun bize yüklenmesinin, Tayyip Erdoğan'ın yasağının açıklanmasından
bir-iki gün evvel başlamış olması çok ilginç. Bu yüzden başka anlamlar ifade
ediyor. İsmimizin Erdoğan'la yanyana kullanılması, bu yayınların bizle çok da
ilgili olmadığını gösteriyor.Saldırılar çok Albayrak eksenli değil. Tamamen
siyasi amaçlı.
-Erdoğan'ın
finansörü olduğunuz iddialarına ne diyorsunuz?
Hem
sahip olduğumuz gazete bağlamında, hem Erdoğan'la geçmişten beri dostluk
münasebetlerimiz var. Bir siyasi hareketi insanlar finanse etmez. Şimdiye kadar
siyaset hep üç-beş kişi tarafından finanse edildiği için, bunun da böyle olması
gerektiğine inanıyorlar. Topluma mal olmuş bir siyasi hareketi toplum finanse
eder zaten. Erdoğan hareketinin bana, benim gibi üç-beş kişiye çok ihtiyacı
olduğunu da zannetmiyorum.
-Erdoğan'la
ilişkinizin şekli, rengi nedir peki?
Net
söylüyorum: Tayyip Bey'in hareketini finanse etmediğimiz gibi, şimdiye dek
hiçbir siyasi herekete de finansörlük yapmadık. Ama herkesin olduğu gibi biz
Albayraklar'ın da siyasi görüşleri var. Sempatizan diyebilirsiniz Tayyip
Erdoğan hareketiyle aramızdaki ilişkiye. Yeni Şafak'ın Tayip Erdoğan'ın yayın
organı gibi algılanmasını da kabul etmiyorum. Biz soyguncuların, hırsızların
karşısında, dürüstlerin yayındayız. Bağımsızız. Vicdanım rahat.
-Gezetedeki
iddialara ne diyorsunuz peki?
Gazetedeki
(Milliyet) haberleri okuyunca cidden çok üzüldüm. Ama kendimle ilgili endişem
olduğu için değil. Hiç tınmıyorum o anlamda. Vicdanım çok rahat. Benim hesap
vereceğim yer belli. Ben vicdanıma hesabımı veriyorum. Medya kendi kendini
iğdiş ediyor. Adam kalkıp attırıyor, Albayrak 1 milyar dolar yedi diye. Oysa
Tayyip Erdoğan döneminde belediyenin bütün bütçesini toplasan iki milyar dolar
bile etmez. Tırtıl Paşa, Dalan, Sözen ve Erdoğan dönemlerinde belediyenin işini
aldık. Yani ilk, Erdoğan zamanında almadık ki.
-Bazı
ihalelere, ihaleye giren diğer rakipleri kaçırtıp, tek başınıza girdiğiniz
iddia ediliyor?
Buna
gülünür. Bizim aldığımız ihalelerin tamamı 2886 Sayılı Devlet İhale Kanunu
kapsamında. Davet usulü aldığımız tek ihale yok. Önce şartnameyi hazırlar,
sonra onunla ihaleye çıkarsınız. Firmalar teklif verir. Sonra bütün bunlar
Sayıştay'da tescil edilir.
Bizim,
Sayıştay'ın tescil etmediği hiçbir ihalemiz yok. Bir müteahhit, beni ihaleye
sokmadılar, tehdit ettiler mi demiş? Yalan hepsi. İftira olduktan sonra ben
Aydın Doğan için de, Tuncay Özkan için de aynı şeyi söyleyebilirim. Türkiye'de
ticaret yapmak suçsa, ben suçluyum. Değilse, bizi o zaman hiçbir şeyle
suçlayamazlar. İrtica deyip parayı götürüyorlar.
-Yine
bir iddiayı soracağım. Cihat için adam hazırlayıp bunu finanse etmek gibi
eyleminiz mi var?
Ne
zaman ki Milliyet'in bu manşetini (30 Temmuz) gördüm, eyvah dedim, devletin bir
yerlerinden hortumcular 1-2 milyar dolar daha götürüyor dedim. Ne zaman
Türkiye'de aman şeriat geliyor tantanasını kopartsalar, arka kapıdan o gün
birileri 1-2 milyar dolar götürmüştür hep. Bunun gibi daha önceki yaygaralar
Türkiye'ye 50-60 milyar dolara mal oldu. Çok komik, çok aciz, çok basit,
tamamen provoke amaçlı bir haberdi o.
-Bundan
sonra İstanbul'a CHP'li, DSP'li veya İşçi Partili biri belediye başkanı olsa,
yine ilişkileriniz belediyeyle bu boyutta devam eder mi?
Şundan
emin olun, İstanbul Belediyesi'yle 20 yıldır çalışıyoruz, münasebetlerimizde en
kötü dönemi yaşıyoruz. Bu iddiaların etkisi falan da değil olay.Özellikle
1994'ten sonra Belediye'den ihale almamamız için uğraşılıyor. Fakat biz ticari
gücümüzle aldık hep ihaleleri. İstanbul Belediyesi'yle 20 yıldır yaptığımız
bütün işleri toplasak en fazla 150 milyon dolar eder. Belediye'ye yaptığımız
işlerin fiyatları o kadar komiktir ki aklınız durur. 450 tane binek otomobilim
İstanbul Belediyesi'nde kiradadır, herbiri için aylık 350 milyon para alıyorum.
Oysa bunların piyasadaki en ucuz rakamı 750 milyondur. İşin garnitürüyüz.
-Net
ifadeyle, size saldırılmasının kesin sebebi nedir?
Kesinlikle
Tayyip Erdoğan. Amaç bizi Tayyip Erdoğan'la yanyana gösterip, Erdoğan'a zarar
vermek. Yoksa, biz bu olayın garnitürüyüz. İnsanların Erdoğan hareketine karşı
inanılmaz teveccühü karşısında birilerinde bir panik var. Çok enteresan,
hakkımızdaki iddiaları Tayyip Erdoğan dönemi ile sınırlıyorlar. Oysa ben ondan
önce de, sonra da Belediye'yle iş yaptım.
Devleti
soydurmadık, mahkemeye verildik
-Sahte
evrakla ihaleye girmek gibi ithamlar da var?
1998'de
Milli Savunma Bakanlığı bir ihale yapıyor.Eksi 50 derecede vücut ısısını
koruyacak 50 bin adet elbise alınacak orduya. Üreten bir tek Alman firması var
ve 700 dolardan ihaleye çıkıyor. 700 dolardan toplam 35 milyon dolar ediyor.
Alman firması gelip, bu işin 700 dolardan olamayacağını söyleyip, 950 dolar
istiyor. Bu aşamada bizim arkadaşlar da konuya ilgi duyuyor. Arkadaşlar gerekli
evrakı bulamıyor, Baytur'a ait bir belgenin fotokopisini çekip, üzerinde
birşeyler yaparak ihaleye giriyorlar, bütün sorumluluklar yerine getiriliyor.
Ve 950 dolar istenen ihaleyi biz 112 dolara alıyoruz. Yani 35 milyon dolar
istenen ihaleyi biz 2,5 milyon dolara alıyoruz, devlete 32,5 milyon dolar
kazandırıyoruz. Şimdi orduda bizim ürettiğimiz, üstelik Alman firmasınınkinden
yüzde 15 daha fazla mukavemet sağlayan elbiseler kullanılıyor. Devletin
soyulmasını önledik diye şimdi bizi mahkemeye veriyorlar.
-Albayrak
ailesi zenginlik ve ikbal basamaklarını uçarak mı çıkıyor? Öyle bir imaj var
hakkınızda.
Hayır.
Babam 1969-78 arasında İstanbul'un üç-dört büyük müteahhidinden biriydi. Ben 64
doğumluyum, 81 yılında bu hayata başladık. Babam inşaatı bırakıp otobüsler,
taksiler filan aldı, 79-80 arasında kısa süreli otobüsçülük yaptık. Sonra
İstanbul şehiriçinde Günaydın Turizm'de otobüsümüzle servisçilik yaptık.81'de
fabrika servisleri yapacak bir otobüs firması kurduk. 86'da, şu anda bile
ulaşılamayan büyüklükte, 4 bin arabanın olduğu Türkiye'nin en büyük firması
olduk Albayrak olarak. Ülkenin hemen her köşesine insan taşıdık. 84'te inşaat
firmamızı kurduk, 88'de 950 daire yaptık. Sonraki iki yılda 450 daire daha
bitirdik Küçükköy'de. 90 yılında Metrotem temizlik firmamızı kurduk, 92'de 750
kişinin çalıştığı Türkiye'nin en büyük temizlik firması olduk.Firmalarımız
Tayyip Erdoğan'dan önce de vardı, sonra da oldu. 1994'te Tayyip Erdoğan
yönetimindeki İstanbul Belediyesi'yle yıllık 36 milyar liraya temizlik işinde anlaştık.
Aynı işi bir yıl önce aynı belediye 82 milyara yaptırdı. 1987 ila 1992 arasında
İstanbul'da 1500 konut yaptım. Biz klasik, muhafazakar bir Türk ailesiyiz. 2001
yılında Belediye'nin Albayrak'a bütün işlerden dolayı verdiği para taş çatlasa
15 milyon doları bulmaz. 94'ten bugüne hep 15 milyon dolar gibi rakamlar
almışızdır. Metro'dan aldığımız 17-18 milyon dolar. 94'ten beri taş çatlasa 150
milyon dolar almışızdır. Nerde 1 milyar dolar? İftira atıyorlar. Şimdi
yapacağım tek şey onları mahkemeye vermek. Ekşi yemedim ki midem ağrısın
-Bundan
sonra ne yapacak Albayraklar?
Allah'ın
dediği olacak. Ekşi yemedim ki midem ağrısın.Bu ülkede ekşi yemeyen birkaç
işadamından biri olduğuma inanıyorum. Bu ülkede çok az bir hukuk varsa bizim
korkmamız gereken bir şey yok demektir. Biz Ofluyuz, dik kafalıyız, bizi
korkutmakla, ürkütmekle iş tutturamazlar. Adamlar her çaldığında 1 milyar dolar
çaldıkları için, bizim çalmamamıza anlam veremiyor ve iddiayı 1 milyar dolardan
başlatıyor. Akbil olaylarında falan bizi aldılar içeri, dosyalar didik edildi,
en ufak bir şey bulamadılar.
KAYNAK:Albayraklar’ın
patronu Mustafa Albayrak, “Tayyip” ilişkisini açıkladı: “Finansör değil,
sempatizanım” (Ahmet Dinç Röportajı - Aksiyon, 4 Ağustos 2001 sayı 348),