Rıhtım adlı ilk şiiri 1983’te Oluşum
dergisinde yer almıştı. Sonraki yıllarda ürünlerini Oluşum (1983-84),
Varlık (1984), Milliyet Sanat (1985-86), Hürriyet Gösteri
(1985-96), Adam Sanat, Broy, Parantez, Yeni Düşün, Dönemeç, Çağdaş Türk
Dili, Şiirlik, Göçebe, Cumhuriyet Kitap, Öküz, Uç, Çıkın vb. dergilerde
yayımladı. 1985’te Toplanmış Sevgi Ölüleri adlı kitabıyla Akademi
Kitabevi Şiir Başarı Ödülünü, 1990’da Cemal Süreyya İçin Onbeş Prelüd
adlı şiiriyle Yunus Nadi Cemal Süreya Özel Ödülünü aldı. Şiirleri Bulgarca,
Yunanca ve Romenceye çevrildi.
“Alemdar, doğal çevresini sürekli olarak
arayan, kent yaşamına yabancılık çeken dizeleriyle kendini sorgulayan bir
şairdir öncelikle. Bir anadır özlemi çekilen, bir kardeştir. Doğduğu yörenin
doğa özelliklerini buluruz kimi dizelerinde. Bu yerellikte bağlanıp kalma
değildir onun için; aşkı verebilmektir doğayla, yudumlamaktır çiçeğiyle aşkı.”
(Tamer K. Bilgin)
ESERLERİ (Şiir):
Toplanmış Sevgi Ölüleri (1986), Gecede Gülümseme (1987), Aşk
ve Prelüdler (1993), Ten Kitabı (1999), Hüzün Kitabı (1999), Sinema
Kitabı (1999), Kül ve Vakitler (2000).
HAKKINDA: Asım Bezirci / Hüseyin Alemdar’ın
Şiirleri (Varlık, Şubat 88) - Güle Dil Verenler (1998), Tamer K. Bilgin /
Hüseyin Alemdar’ın Şiiri (Yazıt,
Ekim-Kasım-Aralık 1988), Behçet Necatigil / Edebiyatımızda İsimler
Sözlüğü (1995), Vecdi Erbay / Tendeki Hüznün Şiiri (Özgür Bakış, 12.9.1999),
Şükran Kurdakul / Şairler ve Yazarlar Sözlüğü (1999), TBE Ansiklopedisi (2001).
Dün öğlen gelendi
dün ikindiüstü giden
Biraz da benimsin
şimdi, ellerim saçlarında
Yanaklarına değdi
ya dudaklarımdaki ıslık
Düştü sanki
bileklerimden baygın bir yalnızlık
Terini silmişim
de elini unutmuşum alnında
Dün öğlen gelendi
dün ikindiüstü giden
Alnında ter
damlacıkları vardı alnında gelincikler
Biraz da benimsin
şimdi, öpüşüm teninde
Başlamış
ellerimde bir gül titremesi
Göğüslerin ki bir
denizin suskun dalgaları
Değer gibi oluyor
ikide bir kirpiklerime
Alnında ter
damlacıkları vardı alnında gelincikler
Ürkekliği bir
serçeydi duruşu bir serçe
Sarmış sanki bir
bulutsu yel, bir dolu sevinç yüzünü solur gibi dilini kitapların.
Kollarıma
damlamış uykusu ilk kez okşamışım da yansımış yüzüme gülüşü
Ürkekliği bir
serçeydi duruşu bir serçe
Dün öğlen gelendi
giden dün ikindiüstü
Biraz da benimsin
artık, Elsa’sı kadar Aragon’un-
Bırak gezinsin
alnımda sesinin uçuşu usulca
Uyanırsa
geceliğinde ellerim, bırak uyusun soluğum
Dün öğlen gelendi
giden dün ikindiüstü
(Ten Kitabı, 1999)