Şair. 1 Ocak
1955, Cumhuriyet
köyü / Dinar /
Afyonkarahisar doğumlu. Şiirlerinde Âşık
Rızai mahlasını, yazılarında Muhammed Rıza Özcan müstearını kullandı. İlkokul öğrencisi iken Dinar'a göç etti, burada Atatürk İlkokulundan mezun oldu
(1967). Dinar Lisesi orta kısmını (1978) ve Antalya Ticaret Lisesi
Bankacılık Bölümünü (1991) dışardan bitirdi. Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim
Fakültesi İşletme Bölümündeki öğrenciliğini sürdürdü. 1978’de çalışma hayatına
atılarak, T.C. Ziraat Bankasının Dinar, Ağlasun, Finike, Antalya ve İnegöl
şubelerinde takip memuru, servis amiri gibi çeşitli görevlerde bulunarak 2005
yılında emekli oldu. Yaşamını Antalya’da sürdüren Rıza Özcan, Seyhan Özcan ile
evli; Ayşegül Türker, Fatime Çarşambaoğlu, Yasin Özcan adlarında üç çocuk
babasıdır.
Şiire ilgisi ilkokuldayken
başladı. Çocukluğu halk
ozanlarının şiirlerini dinlemekle geçti. İlk
şiirleri Kasım 1981’de Son Havadis
gazetesinde, daha sonra Yeni Sabah, Doğu
(Erzincan), Akdeniz (Finike), Bakış, Aydın, Hür Işık gazeteleri ile Yeni Çağrı, Karınca, İnanç, Güllük, Sevgi
Yolu, Bizim Ece dergilerinde; Türk
Şairleri (Hilmi Serdengeçti, 1983), İlahiler
Güldeste (Ali Rıza Işıklı, 2006), Anadolu
Hececileri (Sabit İnce, 2007), Bizim
Ece Şairler (Ahmet Otman, 2008), Sevgi
Yolu Dergisi Güldeste (2008) gibi çok sayıda antolojide ve çeşitli internet
şiir sitelerinde yayımlandı. Halk ozanı ve tasavvuf şairi olarak sözleri de ve
beste kendisine ait 100’ü aşkın bestesi vardır. 2006’da düzenlenen İstanbul
konulu şiir yarışmasında takdirname ile ödüllendirildi. Anayurt gazetesi ve Gündüz kitabevince 2007’de
üçüncüsü düzenlenen edebiyat ödülleri yarışmasında hece dalında birinci olmuştur.
ESERLERİ:
ŞİİR:
Mavi Tüllü Dünya (1985), Aşk Tütsüsü (2008).
ANTOLOJİ:
Tasavvuf Şairleri Şiir Antolojisi (1993).
HAKKINDA:
Hilmi Serdengeçti (söyleşi, Mavi Tüllü Dünya sunuşu, 1985), İsa Kayacan / Dünya
(Anadolu gazetesi, Sivas, 14.10.1996), İrfan Ünver Nasrattınoğlu /
Afyonkarahisarlı Çağdaş Halk Ozanları (2006), Refika Doğan / Şair Rıza Özcan’
Gökten
bir damla yağmuru
O vermese kim verecek
Sönmeyen güneşe nuru
O vermese kim verecek,
Bize bahşeden hayatı
Muhtaç da değildir zatı
Arza bolluk bereketi
O vermese kim verecek
Başak yerine ot bitse
Sular yere batıp gitse
İnsan yüz bin feryat etse
O vermese kim verecek
Taptıkları cansız put mu?
Aciz olan tabiat mı?
Ya devlet ya da örgüt mü?
O vermese kim verecek
Sen vahdete hep kapı aç
Varlıkta birliktir amaç
Sultanlar da ona muhtaç
O vermese kim verecek
Aklı olan kor kaçar mı?
Hiç şirke kapı açar mı?
Zerreyi var eden var mı?
O vermese kim verecek
Berzahta tutar canları
Hep koruyan o onları
Boşa kulun isyanları
O vermese kim verecek
Mükemmel onun sanatı
Rıza hamt ed bil kanaati
Dünya’yı, sonsuz hayatı
O vermese kim verecek