Mantıkçı, fikir adamı (D. 1857 - Ö. 1900).
Özel öğrenim gördü. Said Bey’den fizik ve kimya dersleri aldı. Galatasaray
Sultanisi, Mahrec-i Aklâm ve Hukuk Mektebi gibi önemli okullarda mantık
hocalığı yaptı. Ali Sedad, yüzyıllarca fikir hayatımıza hakim olan Farabi, İbn
Sinâ geleneği içinde Aristo mantık anlayışına bağlıdır. Kendisinden önce gelen
Türk mantıkçılarından farkı, mantık ilminin Avrupa’daki gelişmelerinden
haberdar olmasıdır. Öncekiler, bağlı bulundukları geleneğin kapalı sistemi içerisinde
mantık konularını işlemişlerdi. Ali Sedad ise gelenek çemberinin dışına çıkarak
yeni fikirlerin tartışmasını yaptı ve çeşitli akımlara karşı, bağlı olduğu
Farabi - İbn Sina anlayışı içindeki Aristo mantığının şuurlu bir savunucusu ve
taraftarı oldu.
En önemli eseri Mîzânü’l - Ukûl fi’l Mantık
ve’l- Usûl’dür. Söz konusu eser, cebirsel mantığa ve metodolojiye yer veren
kendi türünün ilk orijinal eseri olma hüviyetini kazanmıştır. Ali Sedad,
eserinde, Avrupa’da mevcut mantık anlayışlarını aktarmakla yetinmeyip onların
tenkidini de yaparak bu alanda bir otorite olduğunu gösterdi. Cebirsel mantığa
karşı çıkarak mantık alanının cebir sahasından daha geniş olduğunu, bu sebeple
mantığın cebire uygulanamayacağını ve bu yolun çıkmaza gireceğini derin bir
anlayışla belirtti.
ESERLERİ :
MANTIK: Mîzânü’l - Ukûl fi’l Mantık ve’l-
Usûl, Lisânü’l-Mîzân (1888).
RİSALE: Arûz-ı Osmâni (1896).
Ayrıca çevirileri vardır.
HAKKINDA: Bursalı Mehmed Tâhir / Osmanlı
Müellifleri (c. 2, 1914-1926, s. 248), Hilmi Ziya Ülken / Türkiye’de Çağdaş
Düşünce Tarihi (1979, s. 222), TDV İslâm Ansiklopedisi (c. 2, 1989, s. 442).