Şair (D. 1435-40 – Ö. 1469-73, Konya). İlk eğitimini
müderris olan babasından aldı. Fakat babası bu eğitimi yeterli görmeyerek onu
çok genç yaşında İran’a gönderdi. Kardeşlerini yenerek Karaman Beyi olan Pîr
Ahmed Bey’e bir “cülûsiye” ve ardından kasideler sunarak aldığı yardımlarla
geçimini sağladı. Latifî’nin bildirdiğine göre; Sadrazam Mahmud Paşa tarafından
padişaha “Hûb tabi’at-i nazmiyyesi ve şi’rden fazla niçe ma’rifet-i zâ’idesi
vardur… Ahmed Paşa’dan yegdür…” diye tanıtıldı. Padişah, onun hakkındaki
övgüleri duyunca kendisini İstanbul’a çağırdı.
Nizâmî, şiirdeki ustalığını göstermek ve Ahmed Paşa ile
kıyaslansın diye Paşa’nın Kasr, La‘l ve Güneş kasidelerine
ve bazı gazellerine (Fatih Mehmet’e övgü niteliğinde) nazireler ve bir Nergis
kasidesi yazarak gönderdi. İstanbul’a gelmek ve Fatih’in huzuruna çıkmak için
yola çıktı ve yolda hastalanarak vefat etti. Sehî Tezkiresi’nde Konya’da
öldüğü yazılıdır. Zamanın şairleri arasında ustaca yazılmış eserleriyle seçkin
bir yere sahipti. Keskin bir hiciv yeteneği vardı.
KAYNAK:
Haluk İpekten / Karamanlı Nizâmî – Hayatı Edebî Kişiliği ve Divanı (1974),
Ahmet Atillâ Şentürk / Osmanlı Şiiri Antolojisi (1999), Mahzen-i Esrar (Virgül,
sayı: 24, Kasım 1999), A. Azmi Bilgin / TDV İslâm Ansiklopedisi (c. 24, 2001), İhsan
Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları
Ansiklopedisi (2. bas., 2009).
Hatt- reyhân kim tolanmışdur gülistânı dürüst
Hâledür kim devr idüpdür mâh-i tâbânı dürüst
Dâne-i hâl-i siyâhı yâr-i gendüm-gûnumun
Odlara yandurdı gamdan hırmen-i cânı dürüst
Korkaram öldürmege ahd itdüginden beni kim
Bulmadum âlemde bir ahdi vü peymânı dürüst
Mürşid olmaz Mushaf-i hüsnün revân itmezse şeyh
Kim imâm eyler anı bilmez çü Kur’anı dürüst
Meh ne lâf eyler senünle hw ân-i hüsn açmakda kim
Gezmedük kapu komaz bulınca bir nânı dürüst
Beni gördükçe senünle mihr idüp n’eyler râkib
Cân virürken kâfirün hôd olmaz îmânı dürüst
Hânkâh içinde itsen âstîn-efşân semâ‘
Kalmaya bir hırka ehlinün garîbânı dürüst
Tîz ider şîrîn lebüne şeyh dendân-i tama‘
Gerçi kim bir dâne yok azgında dendânı dürüst
Gönlini yıkma Nizâmînün ki yapılmaz dahi
Şîşe kim uşansa kimdür eyleyen anı dürüst