Şair (D. 1826-1827, Yenişehir [Larisse, Yunanistan sınırları içinde] - Ö. 7 Ekim 1883, İstanbul). Asıl adı Hüseyin olup şiirlerinde Avni adını kullandı. Yenişehirli Sıdki Ebubekir Paşa’nın oğlu, Beşiktaş Mevlevihanesi şeyhi Nazif Dede’nin damadıdır. Özel öğrenim görerek yetişti. Tırhala mutasarrıfı Abdurrahman Sami Paşa’nın Vidin’de divan kâtipliğini yaptı. 1855’te İstanbul’a gitti ve Beşiktaş Mevlevihanesi postnişini Nazif Dede’nin kızı Emine Hanım’la evlendi ve bu evlilikten Hüsâmettin ile Muhsine adlarında iki çocuğu oldu. Evlendikten dokuz yıl sonra eşi vefat etti. Avni Bey on altı yıl yalnız yaşadıktan sonra yeniden evlendi. 1859’da Bağdat valilik kâtibi oldu. Tahrir-i Emlâk İdaresinde memurluk yaptı. Bir ara memuriyetle Gelibolu’ya gitti, Gelibolu’dan dönüşünde İstanbul Şehremâneti (Belediye)’nde çalıştı. Üsküdar Bidâyet (Hazırlık) Mahkemesi üyeliğinde bulundu. Vefat edince, ilk eşinin Eyüp’te Bahariye Dergâhı semâhânesindeki mezarının yanında toprağa verildi. Mevlevi tarikatına mensuptu.
Avni Bey; Arapça, Farsça ve Rumca, biraz Fransızca biliyordu.
Özellikle Fars dili ve edebiyatına tümüyle hakimdi. Şiirlerinde tasavvuf
düşüncesi, bilhassa vahdet-i vücûd (varlığın birliği) görüşü belirgindir. Divan’ında,
bir divanda bulunması doğal olan nazım şekillerinin hemen hemen hepsi vardır.
Kaside yazımında birçok şair gibi Nef’î’nin yolundan gitti. Gazellerinin
birçoğu düşünsel derinlik bakımından Şeyh Galib’i, hikmetli sözler içermek
yönünden Nâbî’yi, lirikliğiyle Fuzûlî’yi çağrıştırır. Ancak bu etkiler onun
özgünlüğünü zedelemez. Divan’ında yer alan gazeller, özellikle rubailer
oldukça başarılı görülmüştür. Türk edebiyatının Batı etkisine girdiği
sıralarda eski şiiri devam ettirenlerin sonuncusu, yani son divan şairidir.
ESERLERİ:
Kaside-i Cülus-i Murad-i Hâmis (5. Murad’ın tahta çıkışı dolayısıyla yazdığı kaside, 1876),
Divan (1888), Farsça Divan, Ateşgede (Şeyh Galib’in Hüsn-ü Aşk’ına
nazire, yarım kalmıştır), Mir’at-ı Cünûn (mizahi bir eserdir. Delilerin
aynası anlamında, bazı manyak tipleri hicveden eseri, yarım kalmıştır),
Abnâme (Bahariye Mevlevihanesi’ne su isteğinde bulunmak için Abdulhamid’e
sunulmuş yarı manzum bir dilekçe), Bülbülname (Farsça manzumeler),
Mesnevi Tercümesi, Istılahat Lügatı (terimler sözlüğü, tamamlanmamıştır),
İntak (roman, Yunancadan tercüme), Mecmualar (edebî, felsefî
yazılar).
KAYNAK: Sadeddin Nüzhet Ergun / Türk Şairleri (c. 2, 1936-45, s.
578-596), Bursalı Mehmed Tahir / Osmanlı Müellifleri I (1972), M. Kayahan Özgül
/ Yenişehirli Avnî (1990), Mehmet Çavuşoğlu / TDV İslâm Ansiklopedisi (c. 4,
1991, s. 123-124), İbnülemin Mahmud Kemal İnal / Son Asır Türk Şairleri (c. I,
1999), Behçet Necatigil / Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü (18. bas. 1999),
Şükran Kurdakul / Şairler ve Yazarlar Sözlüğü (gen. 6. bas. 1999), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli
Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2. bas., 2009).