İlahiyat profesörü, hukukçu, yazar, politikacı, milletvekili (D. 22 Haziran 1951, Sürmene / Trabzon - Ö. 22 Haziran 2016, İstanbul). Bayburtlu bir anne ile din adamı Trabzonlu bir babanın çocuğudur. Trabzon İmam Hatip Okulu, Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi (1972), İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (1974) mezunu. 1976 yılında İstanbul Üniversitesi İslâm Enstitüsüne asistan olarak girdi, 1979 yılında doktorasını verdi. 1982 yılında doçentliğe yükseldi, daha sonra profesör oldu. 1986-87 yıllarında New York’ta Theological Seminary of Borrytown’da İslâm düşüncesi dersleri verdi. Aynı süre içinde, The World Scripture’ın İslâm Bölümünün hazırlanışında görev aldı. Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesinde öğretim üyeliği ve Tasavvuf Bilim Dalı Başkanlığı, İÜ İlâhiyat Fakültesi Dekanlığı görevlerinde bulundu. Çeşitli üniversitelerde öğretim üyesi ve yönetici olarak yirmi altı yıl görev yaptı. 3 Kasım 2002 seçimlerinde CHP listesinden İstanbul Milletvekili olarak TBMM’ye girdi. 2004 yılında partisinden ayrıldı, 2005 yılında Halkın Yükselişi Hareketi (YHP) adlı yeni bir siyasî parti kurdu, bu partinin genel başkanlığını üstlendi.
Lise ve üniversite öğrenciliği yıllarında şiirler de yazıp yayımlayan Yaşar Nuri Öztürk’ün felsefî ve dinî konulardaki yazıları Hareket dergisi (1971-77) ile Son Havadis (1977), Yeni Devir (1978), Tercüman (1979-83) ve 1983 yılından sonra Hürriyet, Star gazetelerinde yayımlandı. Türkiye, Almanya, ABD, Avrupa, Afrika, Ortadoğu, Japonya ve Balkanlar’da İslâm düşüncesi, insan ve insan hakları konularında birçok konferans verdi, on beş kadar yabancı ülkede düzenlenen kongre ve sempozyuma katılarak bildiriler sundu. Varlık ve İnsan (1978), Kuşadalı İbrahim (1982) adlı kitaplarıyla Türkiye Millî Kültür Vakfının 1978 ve 1982 ödüllerini kazandı. Kur’an’da İslâm adlı kitabı ve televizyon sohbetleriyle tanındı. Time dergisinin yaptığı “20. Yüzyılın En Önemli Kişileri” anketinin “En Önemli Bilim Adamları ve Islahatçılar” listesinde, dünya kamu oyunca belirlenmiş yüz kişinin, 2001 yılı itibariyle ilk on kişisi arasında yer aldı.
1993-2003 yılları arasında yüz otuz kez basılan Kur’an çevirisi, Türkiye Cumhuriyetinde en çok baskı yapan kitap oldu. Türkçe, Almanca, İngilizce, Farsça ve Rusça basılan eserlerinin sayısı kırkı aşkındır. 2005’e kadar kırk baskı yapan Kur’an’daki İslâm adlı eseri, “İslâm’da Kur’an’a Dönüş Hareketi”nin öncü kitaplarından biri olarak gösterildi. Öztürk’ün, bu hareketteki rolü ve faaliyetiyle düşünce dünyası, değişik üniversitelerde yapılan Türkçe, Almanca, İngilizce, Fransızca tezlerle incelendi. Kitaplarının yanı sıra İslâm ve Avrupa (Die Zeit, 20.2.2003), İslâm ve Demokrasi (Desperately Seeking Europe, 2003), Europa Leidenschaftlich Gesucht (2003) gibi uzun makaleleri ile İslâm-Batı-Laiklik konularındaki uzun röportajları Batıda ve İslâm dünyasında ilgiyle karşılandı.
Uzun süre kanser tedavisi gören İlahiyat Profesörü Yaşar Nuri Öztürk 22
Haziran 2016 Çarşamba günü 71 yaşında hayatını kaybetti. Prof. Öztürk mide
kanseri teşhisiyle 12 Kasım 2011’de ameliyat olmuş ve 3.5 ay kemoterapi
görmüştü. Yaşar Nuri Öztürk, rahatsızlığından dolayı geçtiğimiz günlerde
Yeditepe Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırılmıştı. Burada bir süre tedavi gören
Öztürk daha sonra evine geçmişti. İlk
bilgilere göre Öztürk’ün cenazesi Cuma günü öğleden sonra Üsküdar’daki Şakirin
Camii’nden kaldırılacak.
ESERLERİ:
Tasavvufî Düşünce (1974), Hallac-ı
Mansur ve Eseri (1976, İntişar-i Rôzene adıyla 2003’te Farsçaya çevrildi), Varlık
ve İnsan (1978), Kur’an ve Sünnete Göre Tasavvuf (1979), Bosnevî
Muhammed (1981), Kuşadalı İbrahim (1982), Hz. Fatma (1983), Son
Peygamber (1986), Tasavvufun Ruhu ve Tarikatlar (1988), The Eye
of the Heart (1988), Kur’an’ı Anlamaya Doğru (1990), Tarih
Boyunca Bektaşilik (1990), Din ve Fıtrat (1990), Son Devir Türk
Tasavvufu ve Bosnalı Muhammed (1991), Kur’an’daki İslâm (1992), Kur’an’ın
Temel Kavramları (1993), 500 Soruda İslâm, Kur’an-ı Kerim Meali (1994),
İslâm Gerçeği (Hüseyin Atay, Beyza Bilgin, Rahmi Ayas, Arif Güneş, Hasan
Elik ile, 1995), Reconstruction of Religious Life in Islam (1996),
Kur’an’ın Temel
Buyrukları (1997),
İslâm Nasıl Yozlaştırıldı? (2000), Ana Dilde İbadet (2002), Kur’an
Açısından Şeytancılık (2002), Cevap Veriyorum 1-2 (2002),
Kur’an Verileri Açısından Laiklik (2003), Batı Sömürgeciliği ve İslâm
Dünyası (2003).
KAYNAKÇA:
Arzu Caferzade / Halkın Diliyle Yaşar Nuri Öztürk (1997), Arzu Caferzade /
Halkın Diliyle Yaşar Nuri Öztürk (1997), Alexandra Kemmerer / Yaşar Nuri Öztürk
(Franfurter Allgemeine Zeitung, 23.6. 2000), İbrahim Ethem Aydın / Modernleşme
Sürecinde İslâm Düşüncesi ve Yaşar Nuri Öztürk (tez, Celal Bayar Üniversitesi
2002), Rainer Hermann / Yaşar Nuri Öztürk (Frankfurter Allgemeine Zeitung,
21.10.2002), İhsan
Işık / Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006), Yaşar Nuri Öztürk'ten üzücü haber... (hurriyet.com.tr,
22.6.2016).
İSMAİL ÖZCAN
Kastamonu’da doğdu. 1970 yılında İlahiyat Fakültesi’nden
mezun oldu ve öğretmen olarak göreve başladı. İstanbul’un resmi ve özel
ortaöğretim kurumlarında 41 yıl fiilen öğretmenlik yaptıktan sonra emekli oldu.
İsmail Özcan’ın bugüne kadar din, dil ve edebiyatla ilgili olarak 20 kadar
kitabı yayımlanmıştır. İslam Ansiklopedisi, Kuran-ı Kerim Hakkında Neler Bilmeliyiz?
Temel Din Bilgileri, Edebiyatımızdan Unutulmaz Yazılar, Konularına Göre
Atasözleri, Espri ve Fıkralarıyla Ünlüler, Büyüklerin Sözleri Sözlerin
Büyükleri bunlardan bazılarıdır. İsmail Özcan yıllardır çeşitli ulusal
gazetelere yazılar yazmakta ve kitap çalışmalarına devam etmektedir.
"Türkiye başta olmak üzere bütün İslam dünyasında
İslam’ın çağdaş bir zihniyetle, çağdaş bir yaklaşımla anlaşılması ve
yorumlanmasının mücadelesini vermiş olan Yaşar Nuri Öztürk, 1 yıl önce, 22 Haziran
2016’da, biraz erken denecek bir yaşta her faninin akıbetine uğrayarak bu
dünyadan göç etti. 22 Haziran 2017 onun ölümünün birinci yılı.
Yaşar Nuri Öztürk; dinsel fanatizmle, softalıkla mücadeleye
kendisini adamış; doğruluğu, gerçekliği her zaman test edilebilen Kuran
kaynaklı bir din ve iman anlayışının toplumda egemen konuma yükselmesini
hayatının en önemli misyonu olarak kabul etmiş; kendi deyimiyle bu yolda
'çıplak uyarıcı' olma rolüne soyunmuş bir ilahiyatçı idi. Ona göre softalık,
her devirde olduğu gibi günümüzde de yoruma kapalı din anlayışını temsil
etmenin yanında yalanın, ikiyüzlülüğün, sahtekârlığın kamuflajı olma rolünü
yerine getirmektedir ve hiç değilse bu çağda ondan kurtulmanın yolu bir şekilde
bulunmalıdır.
İki farklı eğilim
Yaşar Nuri Öztürk’ün kendisini adadığı bu mücadeleyle
ilgili olarak Türk toplumunda onun hakkında çok net olarak birbirinden ayrılan
iki farklı eğilim, iki uzlaşmaz bakış ortaya çıkmıştır. Sofu, dindar ve
muhafazakâr çevreler onu İslam’ı anlayış ve yorumlayış tarzından ötürü Müslüman
bile saymama, kâfirlikle suçlama eğilimindeyken; çağdaş, laik, Atatürkçü
çevreler onu çağdaş bir Müslüman örneği olarak görmekte ve kabul etmektedirler.
Yaşar Nuri Öztürk’ün şahsı hakkında yapılması gereken
namuslu ve adaletli tespit şudur: O; Allah’a, Kuran’a, Hz. Muhammed’e samimi olarak inanıyordu. Bu inancını akıl,
bilim, laiklik ve çağdaşlıkla aynı potada yaşatmanın gayretini güdüyordu. Yaşar
Nuri’nin, dindar/muhafazakâr camianın, bilhassa softa çevrelerin kendisine
yönelik suçlamalarının, bunların da en ağırı olan tekfir (kâfir olarak görme)
suçlamasının, İslam tarihi boyunca hep görüldüğü üzere dar görüşlülükten ve
yeni fikirlere karşı tahammülsüzlükten başka bir temeli ve açıklaması yoktur.
İslam dünyasında tarih boyunca geleneğe uymayan ya da onlara aykırı düşünceler
ve yorumlar üretmeye çalışan birçok insana büyük bir rahatlıkla tekfir
suçlamasında bulunulmuştur. İslam dünyasındaki tekfir suçlaması çoğu zaman
Hıristiyan dünyasındaki ‘aforoz’un rolünü yerine getirmiştir.
Yaşar Nuri. Türkiye’de Müslümanlık konusunda birçok
hurafeyi yıkmıştır. Daima Kuran’ı esas alan, akıl ve mantığı da hiç devreden
çıkarmayan, laikliği ve çağdaşlığı benimseyen, gelişmiş dünya ile, demokrasi ve
özgürlükle sürtüşen değil, iletişim kurabilen bir din anlayışına ve yorumuna
ulaşma çabası içinde olmuştur. Böyle bir çaba içinde çok yetkin, çok önemli,
kimsenin el atmaya cesaret edemediği konulara odaklanan eserler üretmiştir.
Yaşar Nuri Öztürk’ün mücadelesi hakkında ortaya konabilecek
yargı da şudur: O, hurafelerden arındırılmış, softalığa asla prim vermeyen;
yüzyıllara yayılan dar görüşlü geleneksel yorum ve kabullere mahkûm olmayan;
yaşanılan çağın şartlarına uygun hoşgörülü, ilerici, demokratik bir din
anlayışı ve yorumuna ulaşma çabasının öncüsüdür. Bu çaba sonucunda Türkiye’de
çok sayıda dini tabu yıkılmıştır. Bu, onun her şeyi mutlaka dosdoğru yaptığı,
hiçbir yanlışının bulunmadığı anlamına gelmez. Ama hedef doğrudur ve öyle bir
hedefe yönelmek günümüz İslam dünyası için bir zorunluluktur.
Çağdaşlık mesajı
Yaşar Nuri, Türkiye’nin yurt içinde ve dışında en tanınmış
ilahiyatçı akademisyenidir ve çok yönlü bir bilim insanıdır. Türkçe üzerinde
olağanüstü bir egemenliğe sahiptir ve esas mesleği yazarlık olan birçoklarını
bu alanda sollar. Akademik eserleri bile popüler bir anlaşılırlığı
başarabilmektedir. Yazılarında yabancı kelime ve kavramlara sık sık yer
vermesine rağmen kolay okunan ve anlaşılan bir akademisyen/yazardır. Dini,
felsefi, siyasi birçok eseri arasında 'Kuran’daki İslam' adlı eseri bu konuda
örnek olarak gösterilebilir. Bu kitabı; içeriği, iddiaları, üslubuyla Yaşar
Nuri’nin dine ve dünyaya bakışının bir aynasıdır. Diğer bütün kitaplarının
tamamı da çağdaşlık ve modernlik mesajları sunan ve aynı rahatlıkta okunabilen
eserlerdir.
Kimsenin kimseye din, inanç, mezhep, siyasal ve ideolojik
kanaat dayatmasında bulunamayacağı; her türlü dini inanç ve siyasal kanat
sahibinin karşılıklı saygı ve hoşgörü sınırları içinde kalacağı; bunun
gerçekleşmesini sağlayacak tek rejim olan çoğulcu demokrasinin yükselen değer
olduğu ve olması gerektiği günümüzde yeni Yaşar Nuri Öztürk’lere her zamandan
daha çok ihtiyaç bulunmaktadır."
KAYNAK: Çağdaş bir
ilahiyatçı: Yaşar Nuri Öztürk (milliyet.com.tr, 24.06.2017).