Şair.
19 Nisan 1947, Ankara doğumlu. Ankara Yenimahalle Halide Edip Kız Lisesi (1966)
mezunu. Çevik Şahin ile evliliği süresince Zerrin Taşpınar Şahin imzasını
kullandı. Yayınevlerinde editör ve düzeltmen olarak çalıştı. Pir Sultan Abdal
Kültür Şenliklerine katılmak üzere gittiği Sivas’ta 2 Temmuz 1993 günü yakılan
Madımak Otelinden yaralı olarak kurtuldu. Çalışmalarını 1993-2005 yılları
arasında TRT’de danışman ve metin yazarı olarak sürdürdü. Sivil toplum
kuruluşlarında ve bu kuruluşların etkinliklerinde görevler üstlendi. 1995-98
yılları arasında Edrebiyatçılar Derneğinde genel sekreter yardımcısı ve genel
sekreter, 1999-2000 yıllarında Türkiye Yazarlar Sendikasının Ankara Temsilcisi
olarak görev yaptı. TYS Ankara Temsilcisi iken, 1999 Marmara Depremini yaşayan
çocuklara ücretsiz dağıtılmak üzere Kuş Kanadından Masallar ve Kuş
Kanadından Öyküler adlı iki kitap hazırladı.
Şiir
yayımlamaya lise öğrencisi iken 1964 yılında başladıysa da uzun bir süre ara
verdi. 1980’den sonra şiir ve yazıları Yarın, Varlık, Karşı, Damar, Parantez
(Almanya), Öykü-Şiir, Siyah Beyaz, Yazıt, İnsancıl, Evrensel Kültür, Pir
Sultan Abdal, Pencere, Divriği Harman, Evrensel, Emekçi Kadınlar gibi
gazete ve dergilerde yer aldı. Kadın sorunları konusuna ağırlık verdiği duyarlıklı
ve lirizmin öne çıktığı şiirleriyle tanındı. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği,
İnsan Hakları Derneği, Dil Derneği, Türkiye Yazarlar Sendikası, Edebiyatçılar
Derneği, Emekçi Kadınlar Derneği, Cumhuriyet Kadınları Derneği (kurucu) onur
üyesidir.
“Zerrin
Taşpınar’ın şiiri, hoyratlık karşısında incinip duranın şiiridir. Kaldırıma
düşmüş ve çiğnenmiş bir gülün, ezik yaprağının yaydığı koku... Çatık kaşlardan
kekeleyenlerin, gözleri beklemekten acıyanın, gönlündeki şarkıları susturmak
zorunda kalanın, öpüşmelerde yüreği burkulanın, kendine korkak olanın şiiri.
‘Çömlekçi söyle bana / nasıl bulunur gizli bir liman / insan kendine bunca
korkaksa?..’ Bunlar, onun şiirinin ‘tanıklık’ yanıdır. İncitilmişliğin tanığı
ve sorgulayıcısıdır dizeleri. Ya incitilmediğimiz bir yaşam? Hiç değilse ummalı
bunu değil mi? Umut sorgulamadan, bu yeteneği kazanmadan doğar. Ama, bu
sorgulama bilincine varmadan da dayanma, direnme noktaları bulur incinen.
Yanılsama da olsa, tutunulan bir dal.
“Aşk,
hem bir sığınak, hem bir direnme noktası olabilir mi? Olabilir, ama özneleri
aşka karşı da tutuktur. Aşılamayan bir değerler çemberinin kıskacındadır aşk.
Bu çemberin içinde yetişmenin tutukluğu vardır. Birey, bu tutukluğunu kırma
hamlesinde bulunsa bile, bu kez karşısındaki kuralları oynamaktadır, ‘hesapsız
sevmelere acıkmış / yorumsuz gitmelere hevesli’ olarak kalınır.
“İşte,
burada söz biliyor. Bu şiiri okumak, aynı sorgulamayı yaşamak demek! Bu şiirin
şiirsel kurgusunu, imge düzenini, sözcük seçimini, sesini vb. öğelerini tartışmak
o kadar anlamsızlaşıyor ki! Bu anlamsızlaşma da, sözün gücünün doruğa ulaşmış
olmasından geliyor.” (M. Mahzun Doğan)
ESERLERİ:
ŞİİR:
Bir Ardıç Kuşuyum Ben (1992), Anılarda Şimdi (1994), Tavra (1995).
ÇEVİRİ: Şiirler (Eric Stinos’tan Adil
Erdem ile, 1989).
DERLEME: Gündem: Türkiye (1998), Kuş
Kanadından Öyküler (29 yazardan 29 öykü, 2000), Kuş Kanadından Masallar (21
yazardan 21 öykü, 2000).
OYUN: Ağıttan Umuda (çağdaş Türk
şairlerinin şiirlerinden sahne uyarlaması, 1997).
HAKKINDA:
Bedihan Tamsöz / Osmanlıdan Günümüze Kadın Şairler (1994, s. 233), Hüseyin
Atabaş / Bir Şair: Zerrin Taşpınar-Bir Şiir: İnce ve Duyarlı - M. Mahzun Doğan
/ Kını Kur’an Bir Ölüm ya da Siz İncinmediniz mi? - Nuri Aksakal / Ağlamak Sana
Yasak Ardıç Kuşu (özel bölüm, Damar, Haziran 1995), Şükrü Erbaş / Ölüme Karşı
Yaşamın Utkusu: Tavra (Yeni Politika, 30.4.1995), Kemal Özer / Temmuz Yangını
ve İki Kitap (Evrensel Kültür, sayı: 61, Ocak 1997).