Türk sanat müziği ve tasavvuf müziği ses sanatçısı ve bestecisi - Dizi film oyuncusu, 1976, Kayseri doğumlu. İmam Hatip Lisesi, İlahiyat ve Türk Müziği eğitimi aldı. Babası Klasik Türk Müziği ve Tasavvuf Müziği sanatçısı merhum İsmail Karakaya’nın sohbet meclislerinde yetişerek, dini ve milli konularda önemli bir birikimle tanıştı ve bu birikimi yapmış olduğu televizyon ve radyo programlarında aktarma imkanı buldu.
Ses sanatçısı ve sunucu olarak birçok yurt
içi ve yurt dışı programlarda görev aldı. Divan şiiri, Mesnevi ve yazmış olduğu
şiirlere yapmış olduğu besteler usta şair ve bestekarlar tarafından takdirle
karşılanan Necip Karakaya, evli ve üç çocuk babasıdır.
2018’den
itibaren dizilerde rol almaya başlayıp ilk olarak Payitaht Abdülhamid
dizisinde rol aldı. Bu dizideki İsmail Hakkı Bey karakteri ile çok sevilen
Necip Karakaya, daha sonra Mavera, Başım Belada gibi çeşitli dizilerde
rol aldı. Yeni projelerde yer almayı sürdürmektedir.
Rol Aldığı Diziler:
Başım Belada (Ali Rıza
Hoca, TV Dizisi 2023)
Mavera: Hace Ahmed Yesevi (TV Dizisi 2021)
Payitaht Abdülhamid (Muallim İsmail Hakkı
Efendi, TV Dizisi 2018-2020)
KAYNAK: Necip Karakaya kimdir?
(mihraphaber.com, 08.05.2019), Tasavvuf Musikisi Sanatçısı Necip Karakaya İle
Söyleşi (gonuldergisi.com, erişim 03.02.2021), Mavera oyuncuları ve
karakterleri (cnnturk.com, mynet.com, yeniakit.com.tr, 14.04.2021), Necip Karakaya (imdb.com,
04.03.2023), Necip Karakaya (sinematurk.com, 04.03.2023), Necip Karakaya (dizioyuncu.com,
diziseti.tv, diziler.com, 04.03.2023), Necip Karakaya (beyazperde.com,
sinemalar.com, 04.03.2023).
Necip
Karakaya, bugüne gelmesini sağlayan yolunu nasıl çizdi?
Evvela
derginiz okuyucularına selam ve muhabbetlerimi sunuyorum. Yıllardır takip
ettikleri ve kendi gönül dünyalarını feyz ile doldurdukları için her birini
tebrik ediyorum.
Aslında
medeniyet hayatımızın, kültür ve sanatın her zaman gündemde olduğu bir evde
dünyaya geldim. Zamanın önemli kültür ve sanat adamlarının ve mütefekkirlerinin
isimlerini duyarak büyüdüm ve çocukluğumun ilk yıllarında onların sohbet
meclislerinde bulundum. Elbette bu benim için büyük bir imkândı. Evimizin bir
bireyi gibiydi Rasim Özdenören, Erdem Beyazıt ve daha niceleri. Bazen rahmetli
Cahid Zarifoğlu amcamdan bir şiir okunurdu evde, bazen üstad Necip Fazıl’ın
Çile’sinden bir beyit. Bazı akşamlar musiki olurdu konu… Yahya Kemal’den mülhem
Münir Nureddin konuşulur; üzerine Bekir Sıtkı Bey’den muhteşem bir icra ve
rahmetli babamın yakın dostu Ahmed Özhan ağabeyden Muzaffer Özak Efendi kokulu
muhteşem bir ilahi dinlenirdi ve güfteler üzerine sohbet edilirdi.
Böyle
bir ortamda ben de musikinin ve nağmelere yol gösteren muhteşem nutk-i
şeriflerin tesirine kaptırdım kendimi. Nihayetinde medeniyet musikimizi, bizim
müziğimizi öğrenmeye ve icra etmeye karar verdim.
Babanız
merhum İsmail Karakaya, nasıl bir eğitmendi, sizi nasıl eğitti, size neler
kattı?
Babam
çok iyi bir dinleyiciydi. Geniş bir Klasik Türk Müziği ve Tasavvuf Müziği
repertuarına hâkimdi. Çocukluğumdan beri meşk meclislerinde benim okuduğum
eserleri dikkatle dinler, eğer bir hata yaparsam ikaz ederdi. Şurada telaffuzu
yanlış yaptın, şu noktada detone oldun der ve bir sonraki icrada düzeltmiş
miyim bakardı. Eğer düzgün bir icra olduysa da elbette tebrik ederdi.
Bir
gün benim musiki ile ilgili iştiyakımı ve istidadımı büyük ağabeyim Cahid
Karakaya’yı benimle ilgilenmesini söyleyerek şekillendirmeye başladı babam. Bu
noktada ağabeyimin sağladığı imkânlarla eski kayıtlara, divanlara, meşk
meclislerine devam ettim.
Musiki
eğitimi aldınız mı?
Aslında
ben tam bir alaylıyım. Musikiyi genel hatlarıyla meşk meclislerinde öğrendim.
Elbette ilmi yönünü de bu meclislerde hıfzettim. Musiki makamlarını ve
nazariyatı, üslup ve icra tekniğini, güfte ve besteye hâkimiyeti, güfte ile
icradaki duygu birlikteliğini, büyük bestekârların beste tekniklerindeki
farklılıkları bu meclislerde öğrendim. Eser icrasından önce bana yol
göstersinler diye ney üflemeye ve tanbur çalmaya gayret ettim. Yıllar sonra bir
konservatuar maceram oldu.
Şimdi
ne üzerine çalışmalar yapıyorsunuz? Hedefleriniz neler?
Birçok
divan üzerinde beste çalışması yapıyorum. Kısa bir süre önce bir divana sahip
olmayan ama bize ulaşan nutk-i şerifleri yüzlerce divan ihtiva edecek kadar
zengin olan Hacı Bayram-ı Veli Hazretleri’nin şiirlerini besteleyip bir albüm
hazırlamıştım. Şimdi ise Hazretin tesir ettiği zevat-ı kiram’a ait divanlardan
besteler yapmaya başladım. Ayrıca Erzincanlı bir derviş olan Salih Baba’nın
divanından yaptığım bestelerden oluşan albüm inşallah dinleyicilerle buluşacak.
Konserler
ve söyleşiler devam ediyor. Bu vesileyle yurdumuzun dört bir tarafında bizleri
takip eden değerli dostlarla buluşuyor onlarla hasbihal ediyoruz. Tabii bu,
yaptığımız işin hakikaten neticesini almak oluyor. Çünkü bizleri takip eden,
yaptığımız işi takdir eden bir kitleye sahibiz hamdolsun. Onların gözlerindeki
heyecanı, muhabbeti görmek bizleri çok mutlu ediyor.
Bunların
yanı sıra Diyanet TV’de her Perşembe günü canlı olarak yayınlanan Cuma’ya Doğru
isimli bir program yapıyorum. Orada birbirinden değerli İl Müftülerimizi
ağırlıyor ve onlarla hoş sohbet ediyoruz. Bu program da benim için hakikaten
çok önemli bir program oldu.
Bir
de son olarak şunu belirtmek isterim. Yıllardır kültür ve sanat adına güzel
işler yapmaya gayret ediyoruz. Bir birikim oluştu elbette. Bu birikimi
kitaplarla okurlarla buluşturmayı arzu ediyorum. Çalışmalara yakında
başlayacağım inşallah.
Payitaht
Abdülhamid dizisinde oynuyorsunuz. Oyunculuk sizin için nasıl bir deneyim?
Payitaht Abdülhamid dizisi hakkındaki düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Evet,
Payitaht Abdülhamid dizisine 41. bölümde dâhil oldum. Dizide Muallim İsmail
Hakkı Bey karakterini oynuyorum. Benim yabancısı olmadığım hatta çok yakından
tanıdığım bir musikişinas, bir kültür adamı. Bu sebeple bir müzik adamını
oynamam çok zor olmadı.
Elbette
oyunculuk farklı bir meşgale ve tecrübe benim için. Bu sebeple üzerinde çok
çalışıyorum ve rolümün hakkını vermeye gayret ediyorum. Çünkü içinde bulunduğum
proje çok önemli. II. Abdülhamid Han’ın hayatından milletimizin haberdar olması
için, onun hakkında doğru bilinen bütün yanlışları ortadan kaldırmak için,
şanlı tarihimizin karanlık geçmişimiz olarak yansıtılmasına karşı çıkabilmek
için bu dizinin takip edilmesini çok önemsiyorum. Bu sebeple böyle bir projenin
içinde yer almaktan dolayı mutluluğumu ifade etmek istiyorum.
Tasavvuf
müziğimize neden önem vermeliyiz? Bu konuda neler yapılmalı?
Yaşadığımız
topraklar ve taşıdığımız değerler çok önemli bir medeniyetin temsilcisi
olduğumuzu tekrar tekrar söylüyor bize. Bizler nasıl olur da Yunus Emre’yi,
Mevlânâ’yı, Niyazi Mısrî’yi, Hacı Bayram-ı Velî’yi görmezden gelir ve onlardan
bize tevarüs eden değerlerle hayatımızı tanzim etmeyiz. İşte bu noktada
ilahilerimizin, tasavvuf müziğimizin önemi ortaya çıkıyor. Bir ses sanatçısı ve
bestekâr olarak söylüyorum; ne zaman bize ulaşan eserlerin dünyasına dâhil
olur, o eserlerin bizlere öğrettiklerini hayatımıza tatbik ederiz, işte o zaman
medeniyetimize gerçek anlamda önem vermiş oluruz kanaatindeyim. Elbette birçok
örnek verebilirim. Ama sadece şunu ifade edeyim; tasavvuf müziğimizin kaynağı
ya Kur’ân-ı Kerîm’dir ya Hadis-i Şerifler’dir ya da Allah dostlarının
sözleridir. Bunu bildikten sonra, bu eşsiz eserleri bu hassasiyetle icra
edersek gerçek anlamda önem vermiş oluruz.
Günümüzde
bu hassasiyete sahip musikişinaslar elbette var. Ama genele sâri bir durum
maalesef söz konusu değil. Popüler kültürün halkımızın üzerindeki baskısı çok
fazla ve sürekli ne olduğu belli olmayan ve çabucak tüketilen duygularla
süslenmiş müziğimsi örneklerle yüz yüze kalınıyor. Bizler bu noktada geleneksel
müziğimizin esaslarıyla, hakiki anlamda bir güfte-beste uyumu içerisinde
hazırlanmış eserleri icra etmeliyiz. İcra ettiğimiz eserlerin dünyasıyla
dünyamızı bir ederek yani sözümüzle fiilimizi örtüştürerek bu noktada en önemli
işi yapmış oluruz diye düşünüyorum.
Hayalinizde
gerçekleştirmek istediğiniz bir proje var mı?
Rabbim’e
hamdolsun. Bugüne kadar gerçekten çok önemli işlere imza atma imkânım oldu.
Bundan sonrası için yapmayı istediğim birçok iş var elbette. Ama ilk olarak
üzerinde çalıştığım divan bestelerini bitirmeyi ve albümlerimi sırasıyla
dinleyicilerimle buluşturmayı istiyorum.
Kültür
ve sanat adına arşivlik işler olacak ve televizyon izleyicileriyle buluşacak
projelerim var. Bunlar için görüşmelerim hakikaten çok güzel devam ediyor.
Tabi
hayalimde bir proje hatta projeler var.
Yirmili
yaşlarda, hayalimde Osmanlı Sultanlarının eserlerini Batı ve Doğu sazlarından
oluşan büyük bir orkestrayla Viyana’dan başlamak üzere bütün Avrupa’da
seslendirmek vardı. Hoş, hâlâ devam ediyor bu istek. Gerçi kısmen başardım da.
Oyunculuk
adına hayalim, tasavvuf dünyamızın kahramanlarının anlatıldığı önemli işlerde
yer almak.
Kul
olarak hayalim ise; eşim, yavrularım ve ailemle Allah’ın rızasına uygun
fiillerle dolu bir ömür yaşamak.
Vesselam…
KAYNAK:
Tasavvuf Musikisi Sanatçısı Necip Karakaya İle Söyleşi (gonuldergisi.com,
erişim 03.02.2021).