Müslümanların Beşinci Halifesi, Hz. Peygamber (S.A.V)’in torunu, Hz. Ali ve Hz. Fatma’nın Oğlu, On İki İmam’ın İkincisi (D. 625, Medine / Arabistan - Ö. 669, Medine / Arabistan). 625 yılında Medine’de doğdu. Kulağına ezan okuyan ve adını Hasan koyan bizzat Peygamberimiz (S.A.V)’dir. Hz. Hasan, dedesi Hz. Muhammed (S.A.V)’in terbiye ve eğitimiyle büyüdü. Peygamberimiz, Hz. Hasan’ı çok sever ve ona şefkatle davranırdı. En fazla hadis rivayet edenlerden Ebu Hureyre (R.A) anlatıyor:
“Hasan’ı
gördüğümde gözlerim yaşlarla dolar. Çünkü buğünkü gibi hatırlıyorum. Resululah
(S.A.V) onu kucağında oturtur, o da mübarek sakalıyla oynardı. Resulullah üç
defa şöyle duyurdular. ‘Ben bunu çok seviyorum, sen de sev. Onu sevenleri sev.’
Yine Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin için şöyle buyurdular: ‘Allah’ım ben bu ikisini seviyorum,
sen de bunları sev. Onlardan nefret edenleri sen de sevme.’
Peygamberimiz vefat ettiğinde Hz.
Hasan henüz sekiz yaşında idi. Bundan sonra babası Hz. Ali’nin terbiyesinde
büyüdü. Yüzü Resulullah’a çok benzerdi. O da babası gibi kerem sahibi, çok
cömert bir insandı. İki defa malının tamamını Allah yolunda dağıttı.
Hz. Hasan, babası Hz. Ali’nin
şehid edilmesinden sonra halife oldu. Kendisine önce kırk bin Müslüman biat
etti. Daha sonra Irak, İran, Kufe, Medine, Mekke ve Yemen bölgesinde yaşayan Müslümanlar da biat etti. Fakat Mısır
ve Şam ahalisi halife olarak Muaviye’yi tanıdılar, Halifeliğinin yedinci ayında
Hz. Hasan ve Muaviye’nin ordusu savaşa hazırlandı. Ancak Hz. Hasan, Müslüman
kanı dökülmesin diye halifeliği Muaviye’ye bıraktı. Muaviye ile anlaştıktan
sonra Medine’ye geldi. Muaviye kendisinden sonra Hz. Hasan’ın halife olmasına
razı olmuştu. 669 yılında Medine’de Muaviye’nin oğlu Yezid’in kışkırttığı
hanımı tarafından şehid edildi. Medine’de Bâki kabristanına gömüldü.
Resulullah (S.A.V), Hz. Hasan ve
ailesi için şöyle buyurmuştur:
“İçinizden
en hayırlısı Ali, gençlerin arasında en hayırlısı Hasan ile Hüseyin,
kadınlarında en hayırlısı Fatma’dır. Hasan ile Hüseyin cennet gençlerinin
büyüğüdürler. Babaları onlardan faziletlidir.”
Hz. Hasan, birçok güzel özelliği
yanında güzel konuşmasıyla da ünlüydü. O kadar güzel konuşurdu ki, hitabete
değer veren bir kişi şöyle demiştir:
“Hiçbir
insan görmedim ki kısa konuşmasını ve susmasını gönlüm dilemesin. Yalnız Hz.
Hasan müstesna. O konuşurken, ‘aman susmasın’ diye içim titrerdi.”
KAYNAK: İhsan Işık / Dört Büyük
Halife (1991, Dört Büyük İslam Önderi adıyla, 2010; Almancası Die Vier Grossen
Kalifen In Der Islamischen Religion adıyla 1992).